21

634 62 14
                                    

"Chanyeol?"

"Heeeeyy!"

Baekhyun üzerine çökmüş yoğun uyku halini atamadan, kulağında yankılanan içi boş bir neşeyle doldurulmuş bağrış yüzünden yerinde sıçramış hemen sonra da acıyan gözlerini elleriyle örterek geceye ufak bir inilti bırakmıştı. 

"Bu tercih ettiğim bir uyandırış şekli olmadı Chanyeol."

"A-ah! Bunun yerine gelip seni kollarımın arasında sarmalamalıydım değil mi sevvgilim?"

"Tanrım... Sen sarhoş musun?"

"I-ıh! Sonn derece ayık ve... Herrr şeyden... Bıkmış durumdayım!"

Chanyeol yüzünü sıvazlamak için kullandığı elini ağzından çekmediği için sesi karşı tarafa boğuk ulaşmıştı. Baekhyun kaşlarını hafifçe çattı ve oturduğu yerde biraz daha dikleşti.

"Neredesin sen? Eve dönebilecek misin?"

"Tahmin et... Neerdeyiimmm..."

"İş yerinde bu kadar içmene izin veriyor olamazlar?"

"Voah! Aslında bilsen... Ya da boş versene. Bilme. Hiiiçbirrr şey bilme seen..."

"Adın dışında bir bok bildiğim yok zaten Yeol! Gece gece beni yine sinirlendirmek için mi aradın?"

"Keşşke onu da bilmesen Baekiee."

"Chenneme git Chanyeol!"

Karşı taraftan duyduğu yüksek sesli kahkaha Baekhyun'un çatılmış kaşlarını anında normale çevirmiş hemen sonra da yüzüne hayret dolu bir ifadenin yayılmasını sağlamıştı. Telefonu kulağından uzaklaştırıp ekrana kısa bir bakış attı ve her şeyin gerçek olduğunu kendince kanıtladı. 

"Çok komiksin Baekhyun. Ama bak sana ne diyeceğim..."

Chanyeol'ün sesinden aniden silinen neşe Baekhyun'un tüylerini ürpertti.

"Bu siktiğimin barında her gece birilerine 'sıcak' davranmak yeterince midemi bulandırıyor zaten. Ah Chanie biraz rahatla ve bir iki kadeh bir şeyler iç... Bu gece bana eşlik etmek ister misin?.. Bırak Sunbaen sana yeni bir şeyler öğretsin küçük Yeollie..."

Chanyeol midesinin bulandığını hissetti. Kayan görüşü yüzünden mekana yayılan ışıklar daha da baş döndürücü oldu ve midesinden yukarıya tırmanan sıvıyı önündeki kadehten bir yudum daha alarak bastırdı. 

"Bırak da cehenneme gideyim Baekhyun."

"Arkadaşın yok mu? Senin için onlara haber verebilirim ve seni alırlar?"

Yine aynı yüksek sesli kahkaha...

"Hiçbir sikim yapmıyorsun, hayır."

"Peki. O zaman...Yanına geliyorum."

Chanyeol diğerinin söylediklerine aldırmadan içini sıkan şeyler hakkında sızlanmaya devam etti.

"Daha kötüsü ne biliyor musun? İstekleri hiçbir zaman bitmiyor Baekhyun. Ona mecbur olduğumu bildiği için beni kullanmaktan geri durmuyor."

"Chanyeol. Dışarı çıkıp biraz hava al tamam mı? Sonrasında senin için patronunla konuşabilirim istersen? Geçen seferki gibi?"

"Bu bir işe yaramayacak. Baskı bitmeyecek. Son ana kadar-"

"İşi bırak o zaman! Demek istediğim... Eminim yeni bir tane bulabilirsin."

Baekhyun yavaş yavaş uzun olan için endişelenmeye başladığından sesi az öncekinden yüksek çıkıyordu. Bacaklarını kalçasının altında topladı ve sanki Chanyeol tam karşısındaymış gibi onu ikna etmeye çalıştı. 

"Bırakamamm."

"Seni tutan bir şey yok."

"Yaşamak için paraya ihtiyacım var demiştim!"

Sert ve yüksek ses küçüğü kokuttu. Bir şey söyleyemeden öylece karşı tarafın öfkeli soluklarını dinledi. 

"B-ben özür dilerim Baekhyun. G-ger-çekten... Sana bağırmak... istemedim. Sadece-"

"Önemli değil Chanyeol."

"Hayıır önemli. Sen... İyi birisin."

"Evet, çünkü şu sıralar tanımadığım birinin kıçını toplamak en büyük hobim ve bunu sadece iyi birileri yapar."

"Ben ne yapacağım?"

"Şu an için hiçbir şey tamam mı? Şimdi çıkıp yanına geleceğim ve seni eve götüreceğim. Anlaştık mı? O zamana kadar çeneni kapalı tut ve sessizce otur."

"Buraya gelemezsin."

"Beni kim durduracak? Sen mi? Kusura bakma ama şu an ağzından akacak salyanı bile tutabileceğinden şüpheliyim. Sadece bekle o yüzden. Birazdan orada olurum."

Telefonu kapattı ve üzerini değiştirme ihtiyacı duymadan montunu alarak evden çıktı Baekhyun. Telefon sapığıyla gerçek anlamda ilk karşılaşmalarının bu şekilde olacağını düşünmemişti...

Gerçi hızlı adımlarını caddeye taşıdığında aklında bu anı nasıl hayal ettiği de yoktu. 

Tek düşündüğü Chanyeol'ün iyi olup olmadığıydı.

N E R D | ChanBaekWhere stories live. Discover now