Karşı Konulamaz Etki

62K 3.6K 3.9K
                                    

Merhabaa

Elimdeki sprey boyayı salladıkça çıkan ses kulağımı tırmalamaya başladığında tüm enerjimi harcadığımı fark ederek büyük bir emekle çizdiğimiz resimde gezdirdim gözlerimi. Hemen yanıbaşımdaki Tolga, bitmiş boyaları ayrı bir poşete doldururken ne kadar iyi durduğundan bahsediyordu. Kesinlikle öyleydi, yorulmuştuk ama değmişti.

"Oğlum keşke Burak'ta olsaydı lan." basketbol oynadığımız günden bu yana görüşmediğim arkadaşım aklıma gelince burnum sızladı. "Özledim şerefsizi."

"Kardeşim onunla yeterince yaptınız bu işi." diye umursamazca söylendi, haklıydı. Birkaç ay önce başta yakın çevremiz olmak üzere birçok insanın evine gidip duvarlarını süslemiştik. Kazandığımız para tıpkı şimdi de olduğu gibi bizi epey idare edecek cinstendi.

İlk başta sokaklarda öğrendiğimiz şeyi, Tolga'nın geniş çevresi sayesinde daha farklı boyutlara taşımıştık. Bir tanıdığının dükkanı vardı, sıklıkla yaptığımız bir şey olmamasına rağmen temiz paraydı.

"Çok güzel oldu ya!" bu kez hayranlıkla duvardaki çizimi izleyen kişi liseden arkadaşımızdı. "Ellerinize sağlık, Melih bayılacak." dedi kocasını kastederek.

"Ne sandın kızım, efsane oldu efsane." Tolga sırt çantasını omzuna asarak ayaklandığında emekleyerek yanımıza gelen bebek çarptı gözüme. 

"Ay annecim..." Selen, kızını almak için eğildiğinde ondan önce davrandım.

"Çok tatlı lan bu." incecik saçlarına bağladığı küçük tokaya bakarak sırıttım. "Sen güzel değilsin, babasına çekti herhalde."

"Çok uyuzsun Eray!" Selen sinirle mırıldanıp cüzdanını açtı ve ödemesi gereken miktarı Tolga'nın eline uzattı. "Çocuk odası için de gelmeniz gerekiyor, unutmayın."

"Merak etme." saydığı parayı cebine yerleştirdi Tolga. "Al hadi bebeni, gidelim artık." deyince Selen uzanıp çocuğunu kucağımdan aldı.

"Evlilik nasıl gidiyor Eray, çocuk düşünüyor musunuz?"

"Ha." 

"Bebekleri sevdiğin ortada, evlat edinmeyi düşündünüz mü hiç?"

Bebekleri kesinlikle seviyordum. Minik minik elleri, her güldüklerinde kaybolan minicik gözleri vardı...sevilmeyecek gibi değillerdi ama hiç bu açıdan düşünmemiştim.

"Çocuğun aklını bulandırma, bir de bebek olursa iyice ev hanımına bağlar." kolumu tutup odadan dışarı ittirdi Tolga. "İlla birini evlat edinmek isterseniz beni ya da Yunus'u tercih edebilirsiniz."

Selen arkamızda kalmıştı, salonu aşıp çıkışa adımlarken yüksek sehpanın üzerine yerleştirilmiş altın sarısı vazoyu işaret etti. "Kesin antikadır, yürütelim mi?"

"Saçmalama." 

"Şakaydı zaten." gururlu bir ifadeyle duruşunu dikleştirdi. "Artık bu işleri bıraktım."

"Hadi lan ordan." kapıyı açıp evden çıkmadan önce az arkamızda duran Selen'e el salladım. Sonunda yüzüme çarpan temiz hava saatler süren çizimin yorgunluğunu geçirecek kadar rahatlatıcıydı. 

"Valla lan...Samet bir şeylerden bahsetti. Hak, hukuk, haram gibi şeyler." inanmadığımı belirten bakışlarımı gönderdiğimde omuzlarını düşürdü. "Savcı arkadaşı varmış."

Kolumun altına aldığım arkadaşımın mutsuz haline sırıtırken karşımızdaki kırmızı araba çekti dikkatimi. Selen'in evinden çıktığımdan beri bizi izlediğini düşündüğüm arabaya dik dik bakıp yanından geçtim. Tanıdık falan olmalıydı, şu sıralar kavga ettiğimiz kimse yoktu çünkü.

Kocacığım • [b×b]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin