Seni Sevmek İstiyorum

52K 3.6K 2.1K
                                    

Evliliğimizin birinci ayı çoktan bitmiş, ikinci ayını bitirmek üzereydik.

Bunu duyduğumdan beri garip bir ağırlık vardı üzerimde. Tamı tamına iki aydır, birbirinden ayrı iki hayatı bir bütün olarak yaşamaya çalışıyorduk.

Bu süre içerisinde başıma gelenleri düşünüyordum da, hem iyi hem de kötü bir ton olay vardı.

Çoğu zaman Dağra'yı anlayamıyordum ama o beni anlıyordu.

Ben onun dertlerini bilmiyordum ama o her zaman bana destek oluyordu.

Yalnız değildim, beni anlayan, beni çözen, bana destek olan biri vardı. 

Bana, arkadaşlarıma ve görüşlerime önem verip saygı duyan birisi vardı. 

Hata yaptığımı bildiğimde korkmuyordum, çünkü Dağra'nın beni tüm dış tepkilerden uzak tutacağını biliyordum. Ya da eğlenmek istediğim zaman sabaha kadar dışarda olmama gerek yoktu, Dağra'yla sohbet etmek bile zamanın su gibi geçmesini sağlıyordu.

Hayatımda ilk kez yalnız değildim, her şeyimi paylaşabileceğim birisi vardı ve bu duruma alışmak benin için epey zor olmuştu. Birinin gerçekten karşıma geçip gözlerimin içine bakması, beni dinlemek istemesi bunlar yabancı olduğum şeylerdi. Ve insan bazen afalladığı durumlar karşısında korkarken buluyordu kendini.

Gözde'yle saatler süren konuşmalarım sonucunda buna karar vermiştim. Tabii bunları dışımdan söylemek pek huyum değildi, bana hala laf anlatamadığını düşünen kuzenim ise bezmiş bir şekilde koltuğa atmıştı kendini.

Kalan son gücüyle "Sen şimdi kocanla akşam yemeğine çıkacak mısın, çıkmayacak mısın?" dedi.

"Ya abi yiyelim yemesine de, ne alaka ya?"

"Adam ikinci ayınızı kutlamak için jest yapmış, yemeğe çıkalım demiş. Bunun neresi saçmalık?" 

"Birinci yıl falan olsa anlarım,  ikinci ay ne? Her günü  kutlayalım o zaman anasını satayım." gözlerini devirdi ve oflayarak ayağa kalktı Gözde.

"Bebeğim bunun sana mantıksız geldiğini çok net anladım, keşke adamla da böyle konuşmasaydın." yanıma kadar adımladı. "Birbirimizi sevmiyoruz, ne gerek var, demeye getirmişsin. Çok kırılmıştır."

"Hiçbir şey demedi zaten, öylece gitti." o anki yüz ifadesini düşününce yine bir şeyler çökmüştü içime. Kötü bir şey söylememiştim ki. 'Duyan da aşkımızdan ölüyoruz sanır' demiştim. Dağra'da her kelimemde biraz daha asılan yüzüyle beraber işe gitmişti. "Hem yalan sayılmaz, sevmiyor beni."

"Sevmesine izin ver Eray, sana kendini açmasına fırsat ver."

"Tüm gün aynı evdeyiz, ne fırsatından bahsediyorsun?"

"Canım kuzenim benim." diye giriş yaptı konuya. "Birinin sevgisini istemek de, birini sevmek istemek de zayıflık değildir, sen önce bunu kabullenmelisin." 

Birini sevmek istemek...

"Bu zamana kadar her şeyini tek başına halletmişsin, bu yüzden arkanda Dağra'nın olması sana iyi hissettirdiği kadar garip geliyor. Sırtını ona yaslayacak olman, hayatını onunla paylaşacak olman güçsüzlük değil. Aksine, seni rahatlatacak ve mutlu edecek."

"Ya giyinelim artık, yemek mi her neyse, bitsin şu zımbırtı."

Ben basamakları tek tek çıkmaya başladığımda Gözde'de arkamdan "Ayy Eray!" diye bağıra bağıra geliyordu. "Çok doğru bir karar verdin ama önce kocanı arayıp yemeği onayladığını söylemen lazım. İnşallah rezervasyonu iptal ettirmemiştir."

Kocacığım • [b×b]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin