Gerçek Bir Aile

56.8K 4K 3.9K
                                    

Vücudumu saran ceketin yakalarını çekiştirip, bu dar şeyin içinde biraz da olsa rahat etmeye çalışıyordum. Annemin zoruyla bağladığım kravatı çıkartıp parmaklarımı boynumda gezdirirken rahat bir nefes verdim. Biraz daha durursa boğulacağım kesindi.

Aynadaki yansımama bakarak gömleğimin iki düğmesini açtım. Ceketin önü kapalıyken gömleğin tam iliklenmemiş olması daha hoş görünüyordu. En azından benim tarzımda biri için bu takımın içinde durmayı kolaylaştırırdı. Dalgalı saçlarımı düzeltip, alnıma dökülen tutamları parmaklarımla taradım. Pekala...fena görünmüyordum.

"Kanka bunu ne yapacağımı anlayamadım." Yunus'un elinde tuttuğu siyah kumaş parçasına bakarken kaşlarımı çattım. 

"Tolga'ya sor."

"O pezevenk ne anlar." derken parmaklarını siyah saçlarına daldırdı. "Hah Burak, bu ne sen biliyor musun?"

"Papyon o, boynuna bağlayacaksın."  Yunus'a yandan bir bakış attıktan sonra tam önümde durdu Burak. Beni kendine çevirip gömleğimin yakalarını düzeltmeye başladı. O gün, bekarlığa veda partisini öylece bırakıp çıktığım için biraz kızgındı bana. Bunu hissediyordum ama bu konuyla ilgili hiçbir şey söylemiyordu. "Güzel olmuşsun." ellerini omzuma kaydırıp hafifçe tebessüm etti.

"Hala vakit varken bir kez daha düşün bence." dedi Tolga. "Sonradan pişman olma."

Onun cümlesi biter bitmez Burak'da onaylayıcı mırıltılar çıkardı. Başından beri bu evliliği istemediğini yeterince belli etmiş olsa da, hiçbir zaman beni etkileyecek şeyler söylememişti. "Aynen öyle, eğer istemiyorsan biz hallederiz. Kimseden çekinmene gerek yok."

"Yani, adamı da tanımıyorsun sonuçta." Yunus'a şöyle bir bakıp geriye yatırdım başımı, haklıydı. Tam olarak tanımıyordum ama fena birine benzemiyordu.

"Dağra kötü birisi değil." 

"Nereden biliyorsun?" diye sordu Burak. "Hiç oturup konuşmadık diyen sendin."

"Orası öyle ama kötü biri değil işte." cevabım ilgilerini çekmiş olacak ki, Tolga ve Yunus'da uzak durmayı bırakıp yanımıza adımladı. "Onun yanındayken kimse sesini çıkaramıyor oğlum, babam bile."

"Seni koruyor yani?" diye sordu Tolga. "Biz de koruruz aslanım." 

"Öyle bir koruma değil." biz hiçbir zaman el üstünde tutulmamış, düşüncelerine önem verilmemiş kişilerdik. Dağra'nın farklı bir havası vardı. Neler başarmıştı, nasıl biriydi tam olarak bilmiyordum ama garip bir şekilde, aile büyükleri dahi ona saygı duyuyordu. "Yanımda o varken  ne yaparsam yapayım, kimse bir şey demiyor."

"Bu rahatlık için mi evlenmek istiyorsun?" dedi Burak, ellerini omuzlarımdan çekip bir adım geriledi.

"Öyle de söylenebilir." her zaman, her şeye karşı koymak için şekillenmiş bir karakterimiz vardı. Doğru olsun yanlış olsun, bir şekilde tepkimizi ortaya koyabilmek için hep ailemize karşıt görüşleri savunmuştuk. Şimdi  böyle büyük bir durumu kabullenmeme şaşırıyorlardı. 

Bizim evde değildik. Süreyya Hanımların evinde, hazırlanmam için verilmiş bir misafir odasındaydık. Bu yüzden ikide bir aynanın yönünü karıştırıp duruyordum. Çocuklardan uzaklaşarak odanın ortasına doğru ilerledim. Biraz daha konuşmaya devam etmek istememiştim, bu konuda söyleyebileceğim fazla şey yoktu çünkü. 

Kendi kendime kıyafetimle uğraşırken odanın kapısı yavaşça açıldı. İlk önce Dağra'nın simsiyah saçları girdi görüş alanıma, ardından tüm bedenini içeri soktu ve odanın kalabalık olduğunu görünce yüzündeki tebessüm kayboldu. Neden gelmişti, bir şey mi söyleyecekti bilmiyorum ama yalnız bulamamak hoşuna gitmemişti, bu kesindi.

Kocacığım • [b×b]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin