XXXVII - Geçmiş

2.7K 306 29
                                    

Sacra / SBAM - Geçmiş

"Dostum olmanı istiyorum."

"Bu kelimenin anlamını bilmiyorum."

"Kardeş gibi bir şey..."

"Bu kelimenin de anlamını bilmiyorum."

"Baştan başlayalım o zaman. Adım, Quae. Senin gibi bir mixtayım. SBAM'a geleli birkaç ay oluyor. Normalde Nil'de yaşıyordum. İki ulcus tarafından buraya getirildim. Deneyler dışındaki vakitlerde etrafta dolaşmama bir şey demiyorlar ama bak bileğimdeki bu metal sayesinde gücümü kullanıp kullanmadığımı görebiliyorlar. Sanırım sen bu konuda benden daha şanssızsın. Öğrendiğim kadarıyla vücuduna hiçbir şekilde dokunamıyorlar. Bu yüzden sana çok daha fazla dikkat ediyorlar. Sanırım bana göre senden çok daha fazla korkuyorlar."

Haklıydı. Her zaman benden çok daha fazla korkacaklardı. Quae'ye yaptıklarının aksine bana hiçbir zaman istediklerini yapamayacaklar, yaptıramayacaklardı. Quae de bunun farkındaydı. O beni öldürmek istemiyordu. Bana yaşamayı, dostluğu öğretip bende gücünü kullanmadan beni kendine kukla etmek istiyordu amaçları uğruna beni kullanmak istiyordu ve ben daha sevginin bile ne olduğunu bilmezken bana nefreti bile öğretebilecek tek kişi olduğuna inanıyordu. Quae, güçlüydü, zekiydi, kurnazdı her şeyden önemlisi benim aksime duyguları bilmiyor değil onları kendisi reddediyordu. Hayatında zayıflığa asla izin vermiyordu. Onu zayıflatacak birine de...

"Bak, yeni bir kitap çaldım, Ars."

"Adı ne?"

"Magnum Opus Masalı ama masal değil. Bir efsaneyi anlatıyor. Nullaların inandığı halde nobilelerin alay edip gülünç bulduğu bir şey... Bilimsel olarak imkansız olduğunu düşünüyorlar."

Quae'nin neredeyse her gün gizli gizli yanıma gelmesine alışmıştım. Profesörlerin beni rahat bıraktığı iki saatlik bir zaman dilimiydi bu. Bana yaşadığımı hissettiren iki saat... Genelde bana çaldığı kitapları anlatırdı. Bazen ailesinden bahsederdi. Nil'deki annesinden, SBAM'da çalışmaya zorlanan babasından... İki saat boyunca Nil gezegenini anlattığı zamanlar bile olurdu. Yemeklerin tadından, bir yaranın acısına kadar her şeyi bana anlatmaya çalışıyordu. Soğuk nasıldı, sıcak neydi, tatlı, acı bunlar ne anlama gelirdi, aile bir canlı için ne ifade ederdi, hepsini ondan öğrenmiştim. Sayıları, saymayı, okumayı, birçok bilgiyi... Ben ölmeyi istedikçe sanki o bana yaşamayı öğretiyordu. Yaşamam için sebepler üretiyordu. Bir gün mutlaka benimle Nil'e gelmelisin, Ars! Uçurumlarda cesaret oyunları oynarız. Kesin ben kazanacağım ama olsun, gibi... Allyda seni görse muhtemelen sana suratsız diye hitap ederdi. Benden başka herkese çok soğuk davranır. Kendini ona sevdirmen gerekecek, gibi... Ya da bazen daha ciddi bir konuda; SBAM'dan intikamımızı alacağız, Ars. Söz veriyorum bize yaptıkları her şeyi onlara ödeteceğim veya Biliyor musun? Nullalar belirli yaşlarda güç eğitimi almaya başlarlar. Birlikte Mane ve Nocte'ye gittiğimizi düşünsene. Nil tarihinde bir ilk! Eğitim merkezinde iki mixta! Beni güldürüyordu. Hiçbir zaman yaşayamayacağım bir hayatla ilgili bana umutlar veriyordu. Bana, Quae olduğu sürece yaşamak kötü değil galiba, dedirtiyordu. Diğer kelimelerin aksine dostluğu anlatmıyor, onunla yaşamamı sağlıyordı ya da ben öyle sanıyordum.

"Sence imkansız mı?"

"Bilim bugün, dün imkansız dediği şeyi yapıyor, Ars. Bence imkansız diye bir şey yok. Eskiden mixtalar üzerinde daha ağır deneyler yapıyorlarmış. Hoşlarına giden bir güce sahip mixtayı öldürmek yerine onu iki parça haline getirip daha güçsüz kılıyorlarmış. Son yüzyıldır bunun uygulanması yasaklanmış. Magnum Opus efsanesi de buna dayanıyormuş. Nullalar, Nil'de bir yerde Magnum Opus adında bir şey olduğuna ve bunun bir ritüelle mixtaların ruhlarını tekrar birleştirdiğine inanıyorlarmış." Söyledikleri şaşırtıcıydı. Parçalara ayrılmış bir mixta kulağa hoş gelmiyordu. Gözümde kanlar içinde et parçaları belirirken yüzümü istemsiz olarak buruşturmuştum. Sanırım arada bir bu kalkana minnettar olmalıydım.

MixtaWhere stories live. Discover now