yirmi beş

920 68 47
                                    

Yeni grup uğurlu gelmişti, hepimiz mesaj atıyor ve birbirimizden bir şey saklamıyorduk. Tabii bunu biraz abartmışlar, tuvalete gittiklerinde bile gruba mesaj atıyorlardı. İlkokulda sevgili yapmışım gibi hissediyordum.  "Aşkım hello kittyli suluğum kırıldı." ...
Her neyse, bugün fizik dersi vardı. Hayatımda ilk kez anlamıştım sanırım. Fizik projesinin teslim tarihi yaklaşıyordu ama Tae'ye de ısrar edemiyordum çünkü annesi ile ilgileniyordu. Yaklaşık iki hafta vardı teslim tarihine. Olmadı lafını açardım. Hem onlarda çalışırdık hem de annesini yalnız bırakmamış olurduk.

Bugün için sadece iki matematik dersim kalmıştı. Ona da girer biraz görmediğim günlerin tekrarını yapardım. Sonrası için bir planım yoktu. Ama bütün günümü derse ayırmak istiyordum çünkü sene sonu sınavım vardı ve güzel bir üniversiteye yerleşmek istiyordum.

Akşam yemeğine kadar ders çalışmıştım ve hiç telefonumu almamıştım. Şu an odama geçmiş yatakta uzanıyordum. Tae'yi arayacaktım.

"Alo."

"Sonunda Jungkook. Hep böyle yaparak kendini özletiyorsun." birkaç mırıldama sesi çıkarmış ve susmuştu.

"Tae senin kadar zeki olsam emin ol özletmem kendimi."

"Sus Jungkook. Aynı üniversiteye gidecek kadar kapasitemiz var bizim. Ders çalış ama kendini yorma sakın."

"Tamam. Sen ne yaptın bugün?"

"Evdeydim. Online derslere girdim. Zaten en son sesini fizik dersinde duymuştum. Kameranı da açmadın. Neyse bu birazcık, azıcık işime yarar. Sonra anneme yemek yaptım. Evde biraz tur attı. Mutlu gözüküyordu."

"Gözükmüyordur, tam anlamı ile mutludur. Sen yanındaydın çünkü."

"Hayır, diğer oğlu yanında değildi. O yüzden sadece mutlu gözüküyordu."

"Diğer oğlu mu?"

"Evet, Peakboy."

"NE?!" gerçekten bağırmıştım, anlık da olsa gözlerim dolmuştu.

"Bağırma Kook. Şaka yaptım. Biz evlenirsek diğer oğlu sen oluyorsun ya hani."

Biz evlenirsek...

Öyle bir şey mümkün müydü?

"Hmm, bir daha şaka yapma bana. Kalbime iniyordu. Yanımda olsan yumruk atardım güzel yüzüne."

"Ne, atar mıydın gerçekten? Bana, banaaaa, Tae'ne?"

"Ben de şaka yaptım. Senin kadar kötü olmasa da. Ben sana kıyamam sevgilim."

"Ehe."

"Ha, şey Tae. Ne zaman fizik projesine başlayacağız?"

"A ben onu tamamen unutmuşum. Söylediğin iyi oldu bebeğim. Yarın başlayabiliriz."

"Şey... bir de size gelip yapsak olur mu?"

"Hmhm."

Genelde telefon konuşmalarımız böyle oluyor, aklınızda daha romantik şeyler varsa üzgünüm. Zaten öyle konuşsak bile size bunu göstermek istemezdim. Özür dilerim bayanlar ve baylar.

"Tamam o zamansa, sen annenin yanına git."

"Tamam. Sen de annemin yanına git. Seni seviyorum Kook."

Bir dakika. Anneme mi anne demişti yoksa onun evine mi gelecektim? Sanırım ikinci seçenek aşırı salakça ve aptalcaydı. O cümleden onu çıkarıp kapısına gitsem, bir güzel rezil olurdum sanırım.

"Jungkook?"

"B-burdayım. Annemin yanına gitmiyorum. Küstüm onunla."

"Neden?"

Jeon Jungkook To EveryoneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin