on beş

1.5K 129 75
                                    

Tae ile üçüncü günümüzdü. Bir kere daha okudum cümleyi, yanlış anlamayın evde kalmamız yoksa sevgili değiliz. Yani belki güzel olabilirdi. Hayır, hayır. Yine bu konuya giriyorum. İzin verin devam edeyim.

Evde yapacak bir şey yoktu. Teyzemgil çok gelmediği için internet de televizyon da yoktu. Tae çoğunlukla uyuyordu. Ben onun uyuduğu zamanlar günlük ödevimi yapıyordum. Şu anda elimde dört günün yazısı vardı.
Yeni yıla gireli beş gün olmuştu. O kadar ilginçti ki... 2021 yılındaydık. Bir yıl daha hayatımı okulda yaşlandırmıştım.

Sabah kahvaltıda Yoongi ve Jimin görüntülü aramıştı. Onlarla beraber kahvaltı yapmıştık. Onlar derslere giriyordu, evde internet olmadığı için biz giremiyorduk. Mobil verimiz de azdı. Hocalar haber vermiştik zaten. Yoongi ve Jimin ile konuşmayı kapattıktan sonra Tae odasına girmiş ve girdiğinden beri de çıkmıyordu. Ben tek başıma o kadar sıkılmıştım ki. Tae odasından çıkmadığı için dans etmeye karar vermiş, en azından rezil olma ihtimalim yoktu, ve telefonuma indirdiğim müziklerden birini açıp dans etmeye başlamıştım.
Şarkının kareografisine göre yapıyordum.

Yaklaşık üç şarkı ile dans etmiştim ve çok yorulmuştum. Terlemiş ve nefes nefese kalmıştım. Banyoya girmeye karar vermiş, bir yandan yürürken bir yandan terli tişörtümü çıkarıyordum. Banyo Tae'nin kaldığı odanın hemen karşısındaydı. Banyo kapısını açacağım sırada arkamdan kapı açılmış ardından Tae bana seslenmişti ama ona dönememiştim çünkü üst tarafım çıplaktı. Çıplak karşılaşmam utanmama sebep olmuştu.

"Kook?"

"Banyoya gireceğim Tae."

"Neden bakmıyorsun bana?"

"Banyoya gireceğim Tae."

"Anladım onu Kook."

Soğuk eli çıplak omzuma değmiş ve kendisine çevirmişti. Ona döndüğüm an gözleri hiç yüzümü bulmamış hep vücuduma odaklanmıştı. Elimdeki tişörtü vücuduma götürüp yüzüme bakmasını sağlamıştım.

"Oh, şey ben ne diyeceğimi unuttum. Sen... gir banyoya."

Bir şey demeden arkamı dönmüş ve banyoya girmiştim. Her ihtimale karşı kapıyı kitlemiş ve otuz kırk dakika süren bir duş almıştım.

Banyodan çıktığımda Tae'nin odasına girmiş fakat onu bulamamıştım. Üstümü giyinmek için odama gitmiş ve Tae'yi yatakta otururken bulmuştum.

"Ben de seni bekliyordum Kook."

"Ne-neden, bir şey mi oldu?"

Normalde bu kadar sapıkça düşünen biri değilimdir ama yaklaşık kırk dakika önce karşısında çıplak kalmam... Sanırım bu düşündürmüştü bazı şeyleri. Aklıma gelen sahneler ile utanmıştım. Biraz da sırıtmış olabilirim, hoşuma gitmiş de olabilirdi. Aynı evde kalmaya devam edersek hiç iyi şeyler olmayacaktı. Onun bu güzelliğine dayanamıyordum çünkü.

"Hayır, bir şey olmadı. Sadece çok fazla tek takıldığımı fark ettim."

Dediği şey ile 'demek o yüzden' demiştim, tabii ki içimden. Düşündüğüm şey olmayınca az üzülmüştüm ama ne bekliyordum ki. Hem iyi yönden bakmaya çalışayım sonunda fark etmişti.

"Oh, benim için çok sıkıntı değildi. Sen nasıl rahat ediyorsan."

"Şey, bir şey isteyebilir miyim?"

"Hmhm."

"Bugün birlikte uyusak olur mu?"

Düşündüğüm şeyler geri canlanıyordu, bu cümlesiyle.

Jeon Jungkook To EveryoneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin