ÖZEL BÖLÜM

5.4K 236 26
                                    

16:40

Yağmur çiseliyor.Gri hava ve esen rüzgarla dans eden yapraklar... Uyumanın en güzel zamanlarından.

Ellerinde kahve ile sessiz sedasız dışarıyı izliyorlar. Günlerdir olduğu gibi..

Evde oluşan boğucu sessizlik şömine den çıkan çıtırtılar eşliğinde devam ederken Kıvanç gözlerini önce yanan ateşe, sonra büyük salonlarında gezdirmeye başladı. Son durağı sevdiği kadın olunca bir durdu.

Güneş üzerinde ki örtüyü omuzlarına kadar çekip rahatsızca yerinde kımıldandı. Bu kadar uzun süre oturmak onu da rahatsız etmiştir diye düşündü Kıvanç .

Kadının gözleri dışarıyı öyle dikkatli izliyordu ki; sanki bir konuşan vardı karşısında. Ya da yağmuru çok sevdiğinden keyfini çıkarıyordu kim bilir ?

Sorunda buydu işte.
Ne düşündüğünü ,ne hissettiğini kestiremiyordu bir türlü. Günlerdir birbirlerine günaydın - iyi geceler demekten başka bir konuşma geçmemişti aralarında.
Asel anlık neşelerini yerine getiriyor olsa da o uyuyunca evin neşesi uçup gidiyordu bir anda.

Sevdikleri insanlar hep yanlarındaydı bu süre zarfında. Ama hepsi anlık bir neşreden ibaretti o kadar. Derinde hissedilen şeyin tarifi de telafiside yok gibiydi ikisi için
Sevdiği kadını pür dikkat izlerken güzel yüzüne iç geçirerek bakmaktan başka bir şey gelmedi elinden. Ne diyecekti? Nereden başlaması gerekiyordu? Özür mü dilemeliydi? Yani onun hayatına girdiği için. Bütün bu yaşanılanların asıl sorumlusu olduğu için..
Bütün suç ondaydı kendince. Nasıl olduda onları bırakıp gittim ! Nasıl oldu da onları yalnız başlarına bırakıp gittim ! Tüm sitemi bundan ibaretti.

Kahvesini son kez yudumlayıp önünde ki sehpaya koyar koymaz geri çekilmeden hemen önce eline aldı telefonunu. Arkasına yaslanıp maillerine girdi. Kafasını dağıtmak için tek yaptığı şey işi ile ilgilenmek oluyordu.

Bunun işe yaramadığını anlayınca telefonu kilitleyip sehpaya geri bıraktı. Kafasını kurcalayan şey onunla konuşması gerektiğini bilmesiydi. Hâlâ daha nereden başlaması gerektiğini bilmeden gözlerini tekrardan kadınına dikti. Bakışlarını fark etmeyecek kadar nereye daldı gitti bu kadın böyle ?

"Güneş?"

"Hm?" Dudaklarından çıkan mırıltı eşliğinde Kıvanç a dönünce öylece donakaldı gözlerinde. Ne konuşacağını tam düşünmeden birden ona seslenmesi afallamasına neden olmuştu.

Güneş sabırla beklemeye başladı.
Kıvanç nutku tutulmuşcasına karısının gözlerine daldı gitti.

Ikisi de bu kadar zor olmasının nedenini anlayamasada konuşmuyordu işte.

"Kıvanç?" Güneş kaşlarını kaldırmış ona seslenip susan kocasına merakla bakmaya başladı.

"Bir duş alıp yatacağım" diyerek ayaklandı cevap alamayınca ve banyonun yolunu tuttu. Geceleri rahat uyku uyuyamadığından gün içersinde uyumayı tercih ediyordu, gördüğü kabuslardı bunun nedeni.

Kıvanç parmaklarını saçlarına daldırıp sertçe kaşımaya başladı. Bu kadar zorlanması kendini kötü hissettirmekten başka bir şey yapmıyordu.
Zor zamanlar geçiren karısının yanında durmaktan bu kadar korkması onu aciz hissettiriyordu hemde hiç olmadığı kadar.

Bu normal değil dedi kendi kendine. "Konuşmamız lazım"
Hızla merdivenleri tırmanıp yatak odasının kapısında durdu. Kolu aşağı indirdiğine loş ışıkla aydınlanan odaya bir göz gezdirdi. Çoktan duşa girmiş olduğunu anlayınca omuzlarını düşürerek salona geri döndü. Oturduğu koltuğa kendini atarak yağmuru izlemeye devam etti. Böyle devam edemeyecekleri ortadaydı tabii ki biri adım atmayı başarabilirse.

NEFES AL ||♡ -TAMAMLANDI-Where stories live. Discover now