19.Bölüm✔️

37K 1.9K 426
                                    

İyi okumalar.😍

Watty-İnstagram: _beyzanurcgrmn_
_____

Her ne kadar Miami de gezmek istediğimi söylesem de kabul etmemişlerdi. Şu an uçaktaydık ve Türkiye'ye dönüyorduk. Yiğit ile yan yana oturmuştuk. Okan ve Ömer de karşımızdaydı. Yiğit pencereden dışarıyı seyrediyordu. Okan elindeki dergiyi okuyordu. Ömer ise uzun süredir yaptığını, yani beni izliyordu.

"Bana bakmayı keser misin?" dedim. "İnsan olduğunu düşünmediğimden bir açık arıyorum." Okan'a döndü. "Teknoloji epeyi gelişmiş. Baksana insan görünümlü, hatta inandırıcı olsun diye çok yemek yiyen robot yapmışlar." Okan, Ömer'i umursamamıştı. Okan'dan yüz bulamayınca muhatabı olarak Yiğit'i seçmişti.

"Robot olmayabilir. Bambaşka bir boyut. Arkasında resmen tüm emniyet var ama kendileri kalp yapıyor. Hemde uçarak. Kurtlar uçuyor da ben mi bilmiyorum?" Gülerek başımı arkama yasladım. Gözlerimi yumdum. "Aramızda kalsın ama ben korkmaya başladım. Hareketlerinize dikkat etseniz iyi olacak." Fısıldayarak konuşmuştu.

"Canının hiç mi önemi yok?" Konuşan Yiğit'ti. Muhatabı da ben olmalıydım. Gözlerimi açtım. "Vatanım benim için ilk sırada." Ne olursa olsun değişmeyecekti. Sıkıntılı bir şekilde nefes verdi. Yiğit ciddi olduğunda ürkütücü oluyordu. "Yaptıklarından bir başkasının haberi olmayacak ama cezasız da kalmayacaksın." Tek kaşımı kaldırıp bana bakmayan Yiğit'e baktım. "Ben ceza alacak bir şey yaptığımı düşünmüyorum." Bana döndü. Kömür karası gözleri, yeşil gözlerimle bir araya gelmişti. "Ben senin komutanınım ve ceza alacak bir harekette bulunduğu düşünüyorum. Hatta düşünmeyi bırak ceza alacak bir şey yaptın. Aklın başına gelene kadar da böyle devam edecek." O zaman epeyi işimiz var.

"Keyfiniz bilir komutanım." Kemerimi çözüp ayağa kalktım. "Umarım birkaç dakika sonra yanıma gelip, ben aslında öyle demek istemedim. Özür dilerim, gibi cümleler kurarsında yumruğumu yüzünün ortasında bulursun." Başka bir koltuğa oturup kulaklığımı taktım. Ben kendimden eminim ve başkasının söyledikleri pek umrumda değil.

🐺

Bulutları keyifle izlerken yanımda bir başkasını hissetmemle göz ucuyla baktım. Önüme bir browni kek ve meyve suyu koyulmuştu. Dudağımın kenarı yukarı doğru kıvrıldı. Dudaklarımı ıslatıp ciddi bir tavır takındım. Kulaklığı çıkarıp Yiğit'e baktım.

"Evet?" dedim soğuk bir ifadeyle. Browni keki gülümseyerek bana gösteriyordu. Kek ve gamzesi yan yanaydı. Gamzesi daha çok dikkatimi çekiyordu. Her neyse konumuz bu değil.

"Tabi siz ne de olsa sonradan browni kek ile kandıracağınızı düşünerek kendinizden küçük rütbeli birilerine ceza vermeyi biliyorsunuz ama, yemezler."

Yiğit'in ağzı açıkta kalmıştı. Sırıtarak çenesini yukarıya doğru ittim. "Beynim yandı." dedi Ömer. "Beynin var mıydı senin?" dedi Okan. Onlara gülerek bakıp Yiğit'e döndüm. Hâlâ şok içindeydi. Omuz silkip elindeki keki aldım. "Kendini bir kek ile affettiremezsin." Paketi açıp kocaman bir parçasını ısırdım. "Objektif olarak konuya bakmanı istiyorum. Düşün arabada oturuyorsun karşında psikopatın biri motorla uçuyor. Bu fantastik bir film değil. Capcanlı karşında. Ne yaparsın?" Son parçayı da ağzıma atıp meyve suyunun pipetini taktım. Elmalıydı. "Gurur duyardım. Bence tebrik edilesi bir hareket." Ömer gülmeye başladı.

"Oraya gelirsem kafanı pervaneye bağlarım, beraber dönersiniz." Ömer susmuştu. "Hayatımda senin kadar psikopatına rastlayamadım." Olabilir. Normal şeyler. "O kadar size kalp yaptım. Öküzsün. İnsan bi' teşekkür eder." Yiğit başını iki yana salladı. Gülüyordu. Galiba delirdi. "Umay. Umay. Umay..."

UMAYWhere stories live. Discover now