Bölüm 20 - Noel ve Yılbaşı

1.3K 144 237
                                    

Yeni yılın ilk günü biterken sizlere bir yılbaşı hediyesi vermek istedim. Hatalar varsa affola... Ayrıca hikayede kullandığım kedinin annesi de çok sevdiğim maiimia   
Bu bölüm sana ve Çilek'e!
İyi okumalar!
Medyadaki şarkı: Champagne Problems / Taylor Swift

"İşte her şey böyle başladı. Şu minicik oyuncağın bizi birleştireceğini söyleselerdi asla inanmazdım. Görüyorsun değil mi? İki liseli değiliz artık, neredeyse yetişkiniz. Ben hâlâ çocuk sayılırım ama tam anlamıyla kendimizi biliyoruz.

Her şey başta çok saçmaydı. Bilirsin, hiç normal olmadık. Ben senden zaten hoşlanıyordum ve birden çıkageldin. Hayatımda yokken merkezine kuruldun.

Başta çok şüphelendim. Herkes şüphelendi çünkü birkaç günde birbirimize tutulmuş, yıllanmış aşıklar gibi geziyorduk ama ben kimseye bu duyguyu açıklayamam. Bizi anlayamazlar.

Düşünüyorum da, insan gerçek aşkı bulduğunda zamanın bir önemi kalmıyor çünkü gerçek aşk zamana göre değil, zamanı bükerek varoluyor. Hızlı olsun, yavaş olsun, güç olsun veya kolay olsun. O aşkın varolması gerekiyorsa varolur. Hiçbir kuvvet değiştiremez."

Biraz soluklandı, dudaklarında ince bir gülümseme vardı ve kucağında uzanan mavi gözlü sevgilisinin saçlarını okşuyordu. Küçük evlerindeki kanepedeydiler ve pencereden patır patır yağan karı seyrediyorlardı.

"Çok saçma olaylar yaşadık, her zerresi apayrı tuhaf olan olaylar. Üzerimizden büyük darbedeler geçti. Bir hint dramasından farksızdı hayatımız. Hastane yangınında kaldık, zorla evlendirilmeye çalıştın, zehirlendim... Ölüme çok yaklaşıp her defasında aşkımız bizi o delikten kurtardı.

Gerçeküstü olsalar da yaşadık sonuçta. Nihayetinde buradayız. Ben hâlâ ergen minik bir Harry ve sense bana aşık ruhu çocuk Louis." Sustu, elleriyle saçlarını okşarken bakışlarını sokak lambasının aydınlattığı beyazlıktan sevgilisinin gök mavisi gözlerine indirdi.

"En kötüsünü de atlatacağımıza o kadar eminim ki. Neleri atlattığımızı düşününce bu kalp draması hiçbir şey. Sen tanıdığım en inatçı insansın, bunu da yeneceksin." Louis, soğuk elleriyle Harry'nin hiçbir zaman soğumayan o sıcak ellerini tuttu.

"Sen olmasan nasıl olurdu bu hayatım tahmin bile edemiyorum. Herkes aşkımızın hızlı geliştiğini düşünüyor ama ben geç bile kaldığımızı düşünüyorum. Seni tanıdıktan sonra seni hissettim.

Eskiden sahip olduğun, o çok değer verdiğin oyuncağı tavan arasında bulduğunda hissettiğin o duygu vardır ya! İşte tam olarak o! Yabancı değildin ama yeni de değildin. Oturan taşlar vardı ve oturmayanların da yerleri belliydi. Seni tanıdıkça hepsi yerine oturuverdi.

Bizi isteseler de anlamazlar. Aşkı tatmadıkça farkına varamazlar."

Yılın son zamanlarına ulaşıyorlardı ve bu Louis'nin doğum gününün de yaklaştığı demekti. Harry heyecanlıydı çünkü bu onunla geçirdiği ikinci doğum günü olacaktı. İlkinde ilk sevişmelerini gerçekleştirmişlerdi. Bunda da bir ilk istiyordu ama daha aklında bir şey oluşmamıştı.

Esnemesine engel olamadı ve ağzını genişçe açarak esnedi. Louis kıkırdayıp doğruldu ve Harry'nin yüzüne yaklaştı. "Bebeğimin uykusu gelmiş. Hadi artık uyuyalım, zaten sütlerimiz de bitti," dedi ve gülümsedi.

Harry yüzüne mahmur bir gülümseme kondurup başını salladı. Ayaklanmadan önce Louis'nin davetkar dudaklarına doyumsuz bir öpücük bıraktı. Büyüdüğünü ve değiştiğini hissediyordu. Ayrıca boyu da iyice uzamıştı.

Mute Love / larry stylinsonWhere stories live. Discover now