Yirmi Birinci Bölüm

29.8K 1.2K 72
                                    

"Sevmek zamanın durması ve o durduğu yerde büyüyüp çoğalması demekmiş

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




"Sevmek zamanın durması ve o durduğu yerde büyüyüp çoğalması demekmiş. Öyle kolay, öyle içten... Geldin. Daha sen gelir gelmez anladım bu gelişin sevmeyle biteceğini..." diye fısıldadı Demokan. Yine tenleri birbirine sürtünmüş, yine aşkla birbirlerine doymuş ve sevda aralarında raks etmişti.

Duygu farklı parıltıların süslediği bebeksi mavi harelerini Demokan'ın gözlerine dikmişti. Adamın dudaklarından fırlayan en güzel, karışık sarmaşık sözler benliğini sarıyordu anbean.

"Yüzün, ellerin, sesin, nefesin ve bakışların şekillendi ruhumun yanı başında..." dediğinde nefesi kesilmişti Duygu'nun. Daha önce hiç bu kadar şefkatli bir yeşil, sıcak bir bakış görmemişti adamın gözlerinde. İlk kez böylesine gözle görülür, elle tutulur bir vaziyette kendinden ödün verip, kendini en kapalı hücrelerine kadar açıyordu.

"Zaman bir süre daha aynı çizgi üzerinde devam etti. Arada sana dokundu, daha büyük daha küçük daha anlamlı, kimisi korkunç kimisi muazzam anılar birikti... Ama sesinden ruhuma bulaşan o sıcaklık hiç gitmedi. Adın bir gün yüzüne fısıldanmak için kaydedildi hafızamda bir yerlere... Adın kaderi anlamlandırdı..." dediğinde kader diye düşündü Duygu. Demokan'ı böyle çabuk sevmesi, adamın kendisini böylesine çabuk aşık etmesi şaşırılacak bir durumdu ama yardırmıyordu Duygu. Aksine, doğal geliyordu.

Demokan'ın gözleri tavana dönük, Duygu yüzünde aşka dair bir gülümseme ile dinliyordu sevdiği adamı. Geçmişinde yaşadığı o kötü anılar sanki Demokan'ın fısıltıları ile birer birer siliniyordu. Sanki yeniden doğuyor, yeniden var oluyordu. Küllerini yeniden ateşe veriyordu adam.

"Aşk büyüyor. Zamana karışıyor... Ben gözlerimi gözlerine çevirdiğimdeyse beynimize hatıra olarak kaydediliyor... Sevmek zamanın durması ve o durduğu yerde büyüyüp çoğalması demektir Duygu'm." Dediğinde gözlerini sevdiği kadının gözlerine kilitlemişti. Zaman tam da şimdi duruyordu. Usulca elleri çıplak bedenin girintilerinde, çıkıntılarında dolandı ve dokunuşların hazzından ucu bir gonca gül gibi kabaran sol göğse ilerledi. Duygu'nun sol göğsüne avucunu bastırdı.

"Ben seni ruhumda, kalbimde hissediyorum Duygu'm... Beni burandan kovma... Yetim bir çocuk gibi yuvamdan atma beni... Benim yerim, yurdum, evim senin sol tarafındır. Memleketim ise kalbin..." dediğinde Duygu gülümseyerek tuttu Demokan'ın elini ve parmaklarının ucuna birer öpücük bıraktı tüyden bile hafif. Aslında söylemek istediği, kalbinden diline vuracak birçok aşk sözcüğü vardı fakat dili bağlanmıştı sanki. Dudaklarına görünmez bir kilit vurulmuştu Duygu'nun. Demokan'ın bileğindeki saate baktığında gülümsedi.

"Saat..."

"Babam yaptırmış ve yeniden hediye olarak geri verdi. Duygu'm... Hiçbir şey senden önemli değil. Sen kırılma da, senin kalbine benim yuvama bir şey olmasın da tüm saatlerimi ellerimle kırarım... Önemli olan sensin gönlümde, gözümde." Dediğinde Duygu gözlerini kapatıp göğsüne sindi Demokan'ın.

SON ŞANS - Son Serisi 2 ve 3-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin