Dokuzuncu Bölüm

28.3K 1.5K 116
                                    

9

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

9.Bölüm

"Şimdi, olay ne?" diyen Aykut ellerini siyah masanın üstüne bastırdı ve öne eğildi. Masada Salih ile adamlarının fotoğrafları vardı. Demokan geriye yaslanıp elindeki kalemi çevirmeye başladı.

"Salih denen şerefsiz, ihale meselesinde gözdağı verdi demiştim size. Ama asıl mesele beni uyuşturucu işine çekmek, silah ticaretinde örgütlere dağıtılmasında bizim tırları kullanmak... Beni ikna edemeyince ortadan kaldırmaya çalıştı ama olmadı işte!" derken dişlerini birbirine bastırmıştı. Aykut usulca başını salladı. Aslında sorunu tahmin etmişti.

"Kerim..." derken sesi kısılmıştı ve Demokan'ın algıları açılmış, aniden başını kaldırmıştı. Derin bir nefes aldı. Yutkundu ama boğazındaki yumru gitmiyordu. Bir derin nefes daha aldı ve göğsünün kabardığı anda keskince geri verdi. Sigarasını yaktığında Aykut kaşlarını çattı ama o da bir sigara çıkardı.

"Pusu... Orman yolundaydık. Birden kuşattı şerefsiz! Kerim önüme atlayınca..." dedi sustu. Konuşamadı ama Aykut anlamıştı. Tüm Korkut erkekleri toplantı odasındaydı. Çetin sessizce düşünmeye başladı. Ne yapmalıydı? Çınar genzini temizledi ve masaya dirseklerini dayayıp, konuşmaya başladı.

"Abi ben tüm güvenlikleri değiştirdim. Daha donanımlı olanları yerleştirdim ve tüm korumaları iki katına çıkardım. Eyrem yengem kızdı ama sonra ses etmedi. Diğerleri de işkillendi ama önlem deyip geçiştirdim." dediğinde herkes onu onaylamıştı. Uraz sessizce elini çenesine götürdü ve hafif sakalını sıvazladı.

"Teslimatlarında sorun yok! Burada Ziya komiser ile konuştum da... Biliyorsunuz adam hala ölmedi." dediğinde Aykut sırıttı. Nasıl unuturdu onu. Zamanında az mı kedi köpek gibi birbirlerini kovalamış, yeri geldiğinde bir baba gibi davranıp, Eyrem'ine göndermişti onu. Uraz tekrar ciddiyeti eline aldı ve devam etti.

"Salih'i Aykut da tanır, bilir nasıl bir pis adam olduğunu... Her şeyde eli var dedi ama... Dosyası kabarık olmasına rağmen teslimatlar sinsi bir yılan sanki. Biz de peşindeki avcı ama yakalayamıyoruz." dediğinde Demokan kaşlarını çattı. Sigaranın dumanı gibi adam anasını satayım. Ne kadar yakalamaya çalışırsan o kadar kayboluyor diye düşündü. Birden aklına gelen kadın ile sinsice sırıttı.

"Şu doktor... Onu konuşturalım."

Aykut başını salladı. Oğlu ile beraber konuşturmalıydı ama Demokan hiçbir zaman işlerine babasının karışmasını istemezdi. Arif olayı anladığında ayaklandı. Demokan'ın en güvendiği adamıydı.

**

Yatağın başlığına dayamıştı sırtını ve dizlerini karnına çekip sessizce yaşam belirtisi olmayan odayı izliyordu Duygu. Gözleri günlerdir açılmayan kapıya kilitlenmişti. O kapı günde üç kere sadece alt kısmında olan bölme açılıyor ve içeriye bir tepsi içinde yemekler veriliyordu. Günlerdir buradaydı ama gece ve gündüz kavramını bilmiyordu. Duvarda asılı olan saate takılıyordu gözleri ama saatin geceyi mi, gündüzü mü gösterdiğini bilmiyordu. Saatten gelen tik taklar ilk başlarda sinirini bozsa da şu anda onu hayata bağlayan ve yaşadığını ispatlayan tek şeydi. O saat ilerledikçe sorular ile aklı iyice karışıyordu. Adama iyilik yapmış ve onu iyileştirmişti. Demokan Korkut olduğuna artık inanıyordu. Yoksa niye o adamın adını kullansın ki...

SON ŞANS - Son Serisi 2 ve 3-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin