Sekizinci Bölüm

28K 1.5K 85
                                    

Demokan'ın vücudu titriyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Demokan'ın vücudu titriyordu. Yüzünden düşen bin parçaydı. Kerim'in evine girdiklerinde, hanımı Demokan'a bakıyordu. Arif ve Ekrem de başları öne eğik duruyorlardı. Zangır zangır bir titreme vücudunu yokluyor, arada burnunun direği sızlıyordu ama dişleri birbirine mıknatıs gibi yapışıktı.

"Abi... Kerim... O nerede? Neler oluyor!" diye çığlık çığlığa bağırdığında Demokan vakit kaybetmeden Kerim'in kaldığı odaya girdi ve kapıyı kilitleyip arkasına çöküp gözyaşlarını serbest bıraktı. Arif'in gözünden bir damla yaş düşerken Elif'e baktı.

"Kerim... Yenge... Kerim'i öldürdüler... Çatışmada... Öldü..." dediğinde çığlıklar, feryatlar evin duvarlarında çınlıyordu. Gözlerinden yaşlar akarken olduğu yere yığıldı. Elleri karnını bulduğunda kırık bir inilti döküldü dudaklarından.

"Be-bebeğimiz olacaktı... Arif... Bebeğimiz olacaktı bizim!" diye fısıldarken Arif başını eğip, gözlerini kapattı ama yaşlar akıyordu.

Demokan sessizce odaya baktı. Kardeşi gibi sevdiği adamı o şerefsiz Salih yüzünden kaybetmişti. Çatışmada vurulmuş ve kurtaramamıştı kardeşim dediği adamı. Yumruğunu ağzına sıkıca bastırdı ve gözyaşları usulca döküldü. Bir ihale... Gelecek paranın ne anlamı vardı dostunu kaybettikten sonra. Kanı yerde kalmayacaktı ama. Ant içti o an. Kardeşi, dostu için intikamını alacaktı herkesten. Herkesten soracaktı bu işin aslını. Sebebini öğrenecekti. Bir ihale meselesi değildi bu. Artık düşmanlığa girmişti. Salih, tek tek alıyordu ondan değer verdiklerini. Bir hışımla fırladı dışarıya ve yerde ağlayan kadına kısa bir bakış atıp kendini evden dışarıya attı.

**

Başında oluşan korkunç ağrı yüzünü buruşturmasına sebep oldu. Ağrıyı geçirmek için derin nefes almaya çalıştı ama bu nefes midesinin şiddetle bulanmasına sebep oldu. Daha gözlerini açamadan kendisini üstüne bulunduğu yatağa kusarken buldu. Öyle şiddetli kusuyordu ki bütün iç organları neredeyse ağzından çıkacaktı. Midesi boşalıp içinde bir şey kalmasa da kuru öğürtüler hala devam ediyor, genç kadının bütün kaslarının kasılmayla kilitlenmesine sebep oluyordu. Bacakları geriliyor, ruhu bedeninden çıkmak için çığlıklar atıyordu. Anlamıyordu, Duygu. Neler yaşadığını anlamlandıramıyordu. Sanki birden beyni bulanmıştı midesi yerine. Bir süre sonra sakinleşip kendisine geldi ve yaşaran gözlerini zorlukla açabildi. Gözlerini birkaç kere kırpmasına rağmen odağını bulamadı çünkü bulunduğu yerdeki her şey fırıl fırıl dönüyordu. Nitekim çok dayanamadı ve yine o bilinçsiz karanlığa sürüklendi Duygu...

**

İçini ateş gibi yakan, tüylerini kaskatı kesen, başından aşağı kaynar sular dökülmesine neden o berbat görüntü gözlerinin önünden gitmemekle birlikte, iliklerine kadar hissediyordu Demokan. Ne de acıydı, gidip de o evde bulunmak, dostunun yanında gözyaşı döküp, eski günleri yâd etmek, evlat acısını yaşayan o annenin, ya da babanın yerine kendini koymak ve son yolculuğundan önce, tekbirler arasında önce 'Hakkını helal et' deyip, sonra da mezarına yağmur suyuna karışmış solucanlı iki kürek toprak atmak. Çok zordu Demokan için. Spor salonuna girip ringde birbirileri ile boks yapan adamlara baktı ve el işareti yapıp birinin inmesini istedi. Kendisi ringe çıktığında karşısındaki adamına baktı.

SON ŞANS - Son Serisi 2 ve 3-Where stories live. Discover now