28-Hesap Günü

8.2K 929 60
                                    

2 Hafta Sonra

Babasının eski odasındaki masada arkasına yaslanmış halde oturan Nazlı bir zamanlar kapısından içeriye girerken bile tedirgin hissettiği ofisin başında olmaya hâlâ alışamamıştı. Neyse ki bu eğreti tavrını çevresine yansıtmamak konusunda ustaydı. Şahin Bey'den kalanların başına geçer geçmez Hasan ağabeyini da apar topar yanına çağırtmıştı. Mustafa'ya uzak, babasına sadık olduğunu bildiği ne kadar adam varsa hepsine artık işlerin başında kendisinin olduğunu, sadece ona biat etmelerini istediğini söylemişti. Mustafa'nın haksız yere yeterince at koşturduğu yeterdi. Üstelik artık açıkça Şahin Bey'in katillerinin azmettiricisi olarak da aranıyordu Mustafa. Haliyle Nazlı'nın babasının ekmeğini yemiş birinin ona yardım etmesi imkânsızdı. Adamların çoğu orta yaşın üstündeydi, bir kısmı da Hasan gibi bu işlerden yorulmuş, elini eteğini çekmeye karar vermiş adamlardı. Ancak Şahin'e olan vefa borçları sebebiyle Nazlı'nın yanında durmayı kabul etmişlerdi.

Hasan'ın polis için çalışmış olması onu gözlerinde hain yapacaktı fakat bu duruma da müdahale etmişti Nazlı. Hasan ne yaptıysa Nazlı'yı korumak, aklamak için yapmıştı. Ayrıca Mustafa'nın elinden genç kızı kurtarmak için polise ifade verip yardım isteyen de Hasan'dı. Yıllar önce Nazlı annesini kaybettiğinde, Hasan Şahin Bey tarafından ne olursa olsun Nazlı'yı koruması için görevlendirilmişti ve o günden bu güne sözüne sadık kalmıştı adam.

Bugün sonunda günler süren araştırmalarının meyvesi toplanmıştı. Adamlardan öğrendiği birkaç ismin mekânlarına eş zamanlı olarak baskın düzenleyen polis kalan silah depolarını da nihayet bulmuştu. Tabi Nazlı gereken isimleri verirken kaynaklarının çoğunu gizli tutmuştu. Zamanla illegal işlere bulaşsalar da bu adamların birçoğu kötü insanlar değillerdi. Para kazanmak için Şahin'e hizmet etmek gibi yanlış bir yol seçmiş olsalar da hayat şartlarının onları bu noktaya getirdiğini, başta ellerinin bu kadar pisliğe batacağını tahmin edemediklerini biliyordu Nazlı. Neticede hasan da geçmişte bu pisliğe bulaşmıştı. Ortada nazlı olmasaydı polisle anlaşma yapmaya cesaret edemezdi. Neyse ki bu adamlar yaptıkları işe körü körüne bağlı değillerdi. Nazlı'ya güvenip onun yanında durmayı seçmişlerdi. Çünkü birçoğu Şahin'in eski günlerini, gençliğini, karısı yaşarkenki hallerini de biliyordu. Esma Hanım öldükten sonra Şahin de ölmüştü sanki ve yerine bambaşka, acımasız bir adam gelmişti. Ekmeğini yemeye devam etmişlerdi elbette ama kalpten gelen bağlılıkları sadece geçmişin hatırınaydı artık.

Masanın üstündeki kendisine ait az sayıdaki eşyayı toplayarak arabasının hazırlatılması için şoförünü aradı Nazlı ve son kez yıllarca baba dediği adamın bir zamanlar gününün büyük bir kısmını geçirdiği, kralı olduğu karanlık dünyayı yönettiği odaya baktı.

"Keşke böyle olmasaydı baba, keşke böyle bitmeseydi..."

Sanki sesini duyurabilirmiş gibi kendi kendisine fısıldadı. Gerçekten Şahin Bey'i karşısında görseydi ona ne söyleyebilirdi bilmiyordu. Aslında içten içe kalbinin minik bir kısmı ne olursa olsun o adamı seviyordu ve onun tarafından sevilip onaylanmanın özlemini çekiyordu.

Odadan çıkıp asansöre doğru yürürken Hasan Nazlı'nın yanına geldi ve hafifçe öksürerek genç kızın dikkatini çekmeye çalıştı.

"Fatih'e söylememekte kararlı mısın?"

Asansörün düğmesine basarken cevap verdi Nazlı.

"Bilirse izin vermez."

"Haksız da sayılmaz. İzin ver, seninle geleyim Nazlı. Hayatın boyunca seni bir kere yalnız bırakmak zorunda kaldım. Sonra yine senin canın yandı."

Fatih'le tanıştığı o yeni yıl gününü şimdi düşündüğünde sanki bambaşka bir hayata, ömre aitmiş gibi geliyordu artık Nazlı'ya. Bugün aynaya baktığında o ürkek genç kızdan geri pek bir şey göremiyordu.

TUZAK (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin