24-Cepheler

9.1K 988 65
                                    

Fatih sabah uyandığında Nazlı'yı yanında göremeyince yüzündeki gülümseme yerini hoşnutsuz bir ifadeye bıraktı. Tüm gece genç kızı rahatsız etmemek için tedirgin bir şekilde uyumuştu fakat sabah yan yana uyanacak olduğu için yine de keyfi yerindeydi. Yataktan doğrulunca mutfaktan gelen sesleri fark edip yeniden gülümsedi. Hızla odadan çıktı ve sessizce mutfağın kapısına gidip tavada gözleme pişiren Nazlı'ya baktı. Karısının ne yaptığını bilen seri hareketleri ve başındaki yemeniyle gözlerinin yeşilinde, iğne oyalı yemeniyle görüntüsü çok güzeldi. Özel tasarım elbiselerle ya da kuaförde geçirilecek saatlerle elde edilemeyecek bir güzellikti bu. Bu güzellik benim karım gerçekten diye aklından geçirdi. Verdiği kararla bir kere daha gurur duyarak ona doğru yürüyüp Nazlı'ya seslendi.

"Günaydın, hayırdır? Rüyanda gözleme mi gördün? Ne bu halin?"

Nazlı kendisini işine öyle kaptırmıştı ki Fatih'in hemen yanındaki varlığı irkilerek sıçramasına neden oldu.

"Sen ne zaman uyandın? Daha işe gitmene vardı ama senin. Geç mi kaldım ben pişirmekte gözlemeleri?"

Gülümsedi Fatih ve Nazlı'ya sıkıca sarılıp genç kızı saçlarından öptü.

"İlk günden bana kahvaltı hazırlamak için mi erkenden kalktın sen Nazlı'm? Niye zahmet ediyorsun? Asıl benim sana hazırlamam lazımdı."

"Şimdi ne zamandır ablandan alışmışsındır dedim. Mutfakta tıkırtı duymadan, yemek kokusu olmadan uyanırsan üzülürsün diye düşündüm."

Tavadaki gözlemeyi servis tabağına almak için kendisinden uzaklaşan kızın hareketlerindeki seriliği izlerken merakla sordu Fatih.

"Sen bu kadar iyi yemek yapmayı nereden öğrendin ya? Daha çok gençsin böyle usta bir aşçı olmak için. Aramızda kalsın ama ablamı aratmıyorsun gerçekten."

"İnternette her şey var ki artık. Videolar izledim, tarifler okudum. Yurdun mutfağında da denemeler yapardım hep."

Gözlemenin soğumasını beklemeden yanma pahasına ucundan bölüp beğeniyle yedi Fatih.

"Her zaman ilgiliydin yani."

Ocağın altını kapatıp tamamen Fatih'ten tarafa döndü Nazlı.

"Bir şey söyleyeceğim sana ama lütfen alay etme, gülme."

Fatih Nazlı böyle utanıyorsa kesin ilgisini çekecek, hoşuna gidecek bir şey söyleyeceğini düşünerek keyifle gülümsedi.

"Söyle bakalım."

"Ben aslında gastronomi okumak istiyordum. Eskiden beri hayalim küçük bir pastane açmak. Çocukluğumdan beri mutfağa ilgiliyim bu yüzden."

Şaşkınlıkla kaşları kalktı Fatih'in ve ne söyleyeceğini bilemeden Nazlı'nın yüzüne baktı. Genç kız da sanki kocasının aklından geçenleri okumuş gibi konuştu.

"Biliyorum çok saçma geliyor kulağa. Babanın koskoca şirketi var, demirci adamın kızısın da heves ettiğin meslek fırıncılık mı, aşçılık mı diye gülesin geldi. Ben de o yüzden zaten bu isteğim kimseye söyleyemedim. Babamın uygun gördüğü okullarda okudum. Gerçi bendeki baba mesleği de farklıymış. O işi yapmak için okul okumaya gerek yokmuş ya neyse."

Başını iki yana sallayarak itiraz etti Fatih ve Nazlı'nın kolunu hafifçe okşayarak konuştu.

"Saçma değil, şaşkınlığımın sebebi hayallerinin naifliği. Öyle hırslı bir adamdan senin gibi tok gözlü, güler yüzlü, küçük şeylerle mutluluğu düşleyen bir kız nasıl olmuş anlayamıyorum."

TUZAK (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin