Danger - Bölüm 48

11.2K 655 74
                                    

Mutluluk. Zayn Malik'in şu anda bir isim verdiği ve bildiği tek duygusu buydu. Mutluluk. 

Yanıbaşında yorgun bir şekilde yatan Wendy'e doğru baktığında yaşadığı şey hala ve hala ona gerçek değilmiş gibi geliyordu. Sadece hayallerinde veya rüyalarında görebileceğini zannetiği şeyi bir kaç saat önce kulakları ile duymuştu. Wendy onu seviyordu. 

 Bu kelimeleri düşünmesi bile genç adamın içini kıpır kıpır ediyor, sırıtmasına neden oluyordu. Tıpkı aptal bir aşık gibi. 

 Başını kızın boynuna gömerek kolları ile belini kavradı ve Wendy'i kendine çekti. Sevdiği koku burnuna dolunca karnında hissettiği karıncalanma artmıştı. Wendy uykusundan hafifçe sıyrılarak gözlerini araladığında, Zayn'in dudakları kızın yanaklarında geziyordu. Tüm gece Wendy onun olmasına, dudakları kızın bedeninin her tarafını keşfetmesine rağmen Zayn ona bir türlü doyamıyordu. Hiç sıkılmadan sürekli onu öpebilir, geri kalan tüm vaktini bu yatakta onunla beraber, sarılarak geçirebilirdi. 

"Günaydın sevgilim." diye mırıldandı kızın kulağına. Wendy yüzünü ona çevirirken Zayn'in öpücükleri de genç kızın yüzünde yol almaya devam ediyordu. Yanaklarından çenesine, elmacık kemiklerinden burnunun üzerine ve en sonda dudaklarına minik bir buse ile öpücük faslı şimdilik bitmişti. "Saat kaç?" diye mırıldandı Wendy. O sırada hem uykulu olduğu hem de kendi hisleri açısından karmaşıklığa sürüklendiği sırada aklına gelen tek şey buydu. Karmaşık hislerinin nedeni Zayn ile şu an çok yakın olmalarıydı. Dün gece yaşadığı şeyler yavaş yavaş aklına geliyor ve genç kızın kalbi bir çok duygunun verdiği heyecan ile deli gibi atmaya başlıyordu. Kısacası nasıl hissedeceğini bilmiyordu ama mutsuz ve pişman olmadığından emindi.

"Neredeyse dokuz olmak üzere." Zayn ona nasıl olduğunu, nasıl hissettiğini sormak istiyordu fakat neyin onu durduğunu çözemiyordu. Wendy'nin vereceği cevabın ne olacağından emin değildi. Negatif bir cevap onu incitebilirdi ve Zayn şu an mutluluğundan vazgeçmeyi istemediği için sessiz kaldı.

Aynı zamanda Wendy de ne söylemesi gerektiğinden emin değildi. Böyle bir durumda daha önce hiç bulunmamıştı ve şu an tamamen karmaşa içindeydi. Ona ne soracağını bilmiyordu. Aklına hiçbir konu gelmiyor,  zihni çalışma işlevini bırakmış gibiydi. Aralarında ki bu can sıkıcı sessizlik ikisinide huzursuz etmeye başlamıştı. 

Zayn birşey söylemek için dudaklarını araladı ama tek kelime bile dışarı düşmedi. İkiside sessiz ama gergin bir biçimde birbirlerinin gözlerine bakıyor, konuşmak için çabalıyorlardı. Yanı başlarında ki komidinin üzerinde duran telefonun çalması ile sessizlik bozuldu. Zayn bakışlarını telefonun olduğu yere kaydırdıktan kısa bir süre sonra Wendy'nin üzerinden uzanarak telefonu eline aldığı sırada üzerlerinde vücutlarını kapatan beyaz çarşaf dışında bir şey olmadığı için Wendy bu ani temas ile kaskatı kesildi. Dün gece bundan daha yakındık. Neden hala böyle davranıyorum? diye sorduğu sırada Zayn telefona cevap vermişti. 

"Ne istiyorsun Dorian?" Zayn'in sesi istediğinden daha fazla sert çıkmıştı ama bunu geri almanın mümkün olmadığını bildiği için daha fazla bir şey demedi. 

"Kötü bir zamanlama mı?" Zayn iç çekerek abisinin gergin sessizliği dağıtmasına biraz olsun seviniyordu ama şu an onunla konuşmayı değil, merakla gözlerinin içine bakan Wendy ile ilgilenmeyi tercih ederdi. Her ne kadar ikiside suskun olsada.

"Biraz öyle." diye karşılık verdi abisine.

"Wendy'nin süprizini mahvettin değil mi?" Abisinin bu suçlayıcı tavrı karşısında yüzünü bir anlığına buruşturdu. Wendy ise onun çıplak bedeninin hala kendisine yaslı olduğu gerçeğini göz ardı etmeye çalışarak telefonda Zayn'in neler konuştuğunu çözmeye odaklanmak istiyordu. 

DANGER *Düzenleniyor*Where stories live. Discover now