Danger - Bölüm 13

30.2K 808 61
                                    

Bu bölüm düzenlenmiştir. 

Arabanın arka koltuğunda geriye yaslanmış, pencereden görebildiğim kadarıyla kararmakta olan gökyüzünü seyrediyordum. Yağmur damlaları hafifçe cama düşmeye başladığında içim titredi. Kısa bir şort ve pek de kalın olmayan bir sweatshirt ile dışarıda donmuştum. Hoş gerçi koşarken ayağıma baya baya büyük gelen ayakkabılar yüzünden üç kere düşmüştüm ve birinde su birikintisine denk gelmiştim. Neyse ki Louis arabanın kaloriferini çalıştırmıştı ve yavaş yavaş ısınıyordum. Keşke ruhumu da öyle ısıtabilseydim.

Geçen gece Ted'den kaçarken yaraladığım bacağımın sargısı hafiften açılmıştı. Başımda duran sargıda çoktan sıyrılıp gitmişti. Orada bir acı hissetmiyordum ama üç kere düşmenin ardından bacaklarımda sıyrıklar oluşmuştu ve yanıyorlardı.

"Pekala nereye gidiyoruz?" diye seslendi Louis şoför koltuğundan. Cehennem lütfen diye içimden geçirdim. "Wendy nereyi isterse." Zayn yanımda oturuyordu. Sanki arabada başka yer yokmuş gibi benimle arkaya oturmuştu. Ön koltuk boş sersem demek istemiştim ama bunu söylesem bile o istediğini yapardı. "O zaman evine gidiyoruz Wendy." dedi Louis.

"Hayır oraya gitmek istemiyorum." dedim bitkince. Araba da oluşan şaşkınlığı elimle tutabilirdim. "Tamam o zaman nereye gidiyoruz?" Bir kez daha içimden cehenneme diye geçirdim. Zayn kısaca "Eve." dedi. Ve böylece bu konu kapandı.

Onun yüzünü göremiyordum ama bakışlarının benim üzerimde olduğunu hissedebiliyordum. Sırf ona bakmak zorunda kalmamak için çapraz bir açı ile yan olarak oturmuştum ve bu pozisyon belimi ağrıtmıştı. "Ah pekala eve gitmeden önce benzin almam gerekiyor. Ve birazda abur cubur." Louis bir kaç dakika sonra arabayı benzinlikte durdurdu. İnip depoyu doldurduktan sonra markete doğru yürüdü. Hızla kolumdan çekilmesi ile dudaklarımdan bir ah kaçtı. Zayn beni kendine çevirerek o ela gözlerini üzerime dikti. "Dinliyorum."

Neyi dinleyecekti? Ne söyleyecektim? "Hiç konuşma havamda değilim." diye mırıldandım. "Tamam sen havaya girince konuşuruz." Dudaklarını yaladı ve gözlerim sadece bir saniyeliğine oraya kaydı. Omuzlarımdan tutarak beni kendisine çekti. "Aklımda bir sürü soru var Wendy. Bunların cevaplarını kısa sürede istiyorum ama eve gidince." Israr etmemesi beni şaşırtmıştı. Bakışları gözlerimde oyalanıp dudaklarıma kaydığında, Louis arabaya elinde baya dolu bir poşetle bindi. Bunun içine ona müteşekkirdim. Ve poşeti arkaya uzatıp içindekileri gördüğüm zaman iki kere ona teşekkür etmeyi aklıma yazdım. Aldığı çikolatalara bakarken midemden gelen ses açlığımı hatırlattı. Garip, tüm gün beni insan gibi hissettiren tek şey bu açlık hissimdi.

Moralim bozuk olduğu zaman hiçbir şey yemeyi canım istemezdi ama açlığım duygusal çöküntümü bastırdı. Bitter çikolatalı olanı alıp açtım ve bir ısırık aldım. Louis'de arabayı çalıştırmış, yola devam ediyordu. Poşette ki diğer malzemelere bakarken elimde tuttuğum çikolatam gitti. Hala bana yakın bir şekilde oturan Zayn'e bakınca pişkin pişkin sırıtarak çikolatamdan bir ısırık aldı ve paketi bana geri uzattı. "Onu tekrar yiyeceğimi düşünmüyorsun herhalde." Kaşlarımı çatarak ona baktım.

"Neden? Sanki daha önce hiç ağzımın tadına bakmamışsın gibi." diyerek suratını bana yaklaştırdı. Nefesi bitter çikolata ve sigara kokuyordu. "Kes sesini. İsteyerek seni öpmüşüm gibi konuşma. Zorla dudaklarıma yapıştığını hatırlatırım."

Hafif bir kahkaha attı. "Pekala ama yemeğe çıktığımız zaman bana gayet güzel bir şekilde karşılık veriyordun." demesiyle yüzümü ateş bastı. Louis dikkati kendine çekmek istercesine boğazını temizledi. "Biraz çikolata alabilir miyim?"

Poşetin tamamını ona verdim ve Zayn ile aramdan olabildiğince mesafe açmaya çalışarak yana kaydım.

Onların kaldığı eve varana kadar tek kelime etmedim. Sadece Louis bir ara yarın verilecek olan davetten bahsetti ama dinlemediğim için konudan uzak kaldım. Gri bulutlara bakarak hayallere dalmıştım.

DANGER *Düzenleniyor*Where stories live. Discover now