Danger - Bölüm 28

26.4K 749 70
                                    

Yumuşak yatakta sırt üstü uzanarak tavandaki çiçek desenlerini inceledim. Kaldığımız otel ne kadar pahalı ve lüks olursa olsun, zevkleri berbattı. Kim uyandığında ilk gördüğü şeyin yeşil ve koyu kırmızı karışımı çiçek desenleri olmasını isterdi ki? İnanın bana, hiç iç açıcı bir görüntü değildi. Öte yandan ben manzara açısından denizlerden, çiçeklerden daha güzel bir görüntüye sahiptim. Derin uykuda olduğunda hiç olmadığı kadar masum gözüken  Zayn'e mesela. 

Her sabah ondan önce uyanıyor ve uykusunda güzel suretini seyrediyordum. Gözkapaklarını araladığında ise, ondan kaçmak ve utanmak yerine, inatla gözlerinin içine bakıyordum. O ise kıpırdamandan onu izlememe izin veriyordu. Ne beni öpmek için bir harekette bulunuyordu, ne de benden uzak kalabiliyordu. Kendiside tıpkı benim gibi bir ikilem içerisindeydi. 

Ben ise yavaş yavaş iyileşiyordum. Sanırım. Yüreğimde ki sızının geçmesi zaman alıyordu elbette. Ama yanımda uyuyan, kalbini bana veren adamın yardımları ile süreç daha da hızlanıyordu. Kendimi tamamen ona emanet etmiştim. Ne de olsa birbirimize bir söz vermiştik. Birbirimize yardım edecektik.

Zayn bize doğru gelirken, Louis'nin sempatik sesiyle mavi gözlerimi ondan kaçırdım. "Wendy, Will ile buluştuğunu Zayn öğrenmemeli. Şu an karmaşık duygular yaşıyor olmalı. Onu gördüğünü öğrenirse pek iyi olmaz. Hem onun için, hemde senin için. Patron çok kızgındır, onun yanındayken hareketlerine ve kelimelerine dikkat etmelisin. Ama bir gerçeği biliyorum, sana zarar veremez... Çünkü sana aşık."  Artık göz yaşı denen şeyi vücudum üretmeyi reddedip, ağlamaya güç bulamadığım da acıyan gözlerimi kapadım. Onay verircesine başımı salladım ve Zayn buraya gelmeden Will'in uzaklaşmasını ümit ettim. Ve şu Elizabeth'in kim olduğunuda öğrenmeliydim.

"Gidiyor musun?" Arkamdan gelen sesle gözlerimi araladım. Louis bana koyu mavi gözleriyle güven verircesine baktıktan sonra arkasını döndü ve bizden uzaklaşmaya başladı. Derin bir nefes alarak benden bir cevap bekleyen Zayn'e döndüm. Yüz ifadesi beklediğimden daha acı doluydu. Gözlerinin daha da parlamasına neden olan birikmiş gözyaşı kalbimi burkuyordu. Beni böyle deli gibi seven birini arkamı dönüp bakmadan nasıl terk edebilirdim? "E-eğer gidiceksen, şunu bilmelisin ki," Kurumuş dudaklarını diliyle nemlendirdikten sonra ellerini beline koydu ve başını yere eğdi. Onun devam etmesini beklerken, hareketsizce karşısında dikildim. "Nereye gidersen git, hep peşinden geleceğim ve seni seveceğim. Benden nefret etsende, beni bir daha görmek istemesende, kalbim sana ait olacak. Ve bunu hiçbir şey değiştiremeyecek." Dudaklarımı birbirine bastırıp, onun durmasını beklerken, Zayn aksine hareket ederek, bana bir adım attı ve ellerimi kendininkilere alarak gözlerimin içine baktı. "Etrafımdaki her şey karanlıktan ibaretken, sen bütün masumiyetinle benim kalbime bir ışık misali düştün. Ve ben seni oraya hapsettim. Geceleri yatarken, uykuya dalana kadar seni aklımdan çıkaramıyorum. Bazen bu beni deli etsede, bu hissi en az yüzünü görmeyi sevdiğim kadar seviyor ve benimsiyorum Wendy." Sözleri kalbime merhem gibi gelirken, duygusallığın ve az önceki yaşadığım ayrılığın etkisi yüzünden burnumda bir sızı hissettim ve gözyaşlarını bu defa hapsetmeyi redderek, onları istedikleri özgürlüğe kavuşturdum. "Seni sevmeye her gün devam edeceğim ve- " Daha fazla konuşup acı çekmesine dayanamayarak, hıçkırıklarımın arasında sesimin çıkmasını umut ederek, sözünü kestim. "Gitmiyorum." Şaşkınlığın uğradığı şokun etkisiyle kasılan yüz ifadesine bakarak ağlamaya devam ettim. "N-ne?" Belli bir süre söylediğim şeyi idrak etmeye çalışırken, hala bana inanamıyordu. "Gitmiyorum dedim Zayn." Boş gözlerle bana bir kaç saniye daha baktıktan sonra, dumanlı zihnimin açılması için, soğuk havayı ciğerlerime doldurdum. "Gi-gidemem Zayn." Sesimin çatallamasından nefret ettiğim halde, bu defa umursamadım ve üşüyen bedenimi ısıtması için, Zayn'in şoktan kaskatı olan bedenine sarıldım. Başımı göğsüne gömmeden önce burnumu çektim ve nemli yanaklarımı kuruladım.

DANGER *Düzenleniyor*Where stories live. Discover now