Danger - Bölüm 35

20.3K 632 60
                                    

Pekala, Louis ve Wendy bölümünü yazarken hiç istekli değildim ama Louis uzun zamandır kendisi ile yüzleşmemi bekliyordu. Ayrıca bu bölümün sonunu daha farklı bitirecektim ama yabancı bir arkadaşımın ısrarları üzerine düşündüğüm şekilde bitmedi ve o kısımları ben yazmadım. O yabancı arkadaşım yazdı ve günlerdir ısrar edip bana çevirtip yayınlattı. Eğer suçlayacak olursanız beni değil onu suçlayın. Çok konuştum, iyi okumalar!

Rüya olmasını diledim. Gözlerimi açınca Louis'nin beklenti ile karşımda olmamasını istedim. Dudaklarımda hissettiğim sıcaklığın verdiği güzel etkiyi hissetmemeyi istedim. Ama göz kapaklarımı yavaşça aralarken yaşadığım şeyin gerçek olması kalbime bıçak saplanmış gibi bir etki bıraktı. 

Hüzün, şaşkınlık  ve çözemediğim duygular içimde bir fırtınaya yol açarken, ellerimi Louis'nin omuzuna yerleştirip onu ittirdim. Böyle bir şeyi yapmamasını zihnimde yüksek sesle haykırırken, vücudum titriyordu. O benim arkadaşımdı. Belki de adam akıllı güvendiğim tek kişiydi. "Louis, ben-" Dudaklarımı terk eden kelimeler sadece bunlar olmuştu. Beynim tamamen düşünme işlevini kaybetmişti. Yanağımda hissettiğim Louis'nin elinin sıcaklığı ile başımı yere eğdim. Ona bakmak istemiyordum. Gözlerindeki kırgınlığı görmeye gücüm yoktu. "Bir şey demeni ya da karşılık vermeni beklemiyorum." diye fısıldadı usulca. Burnumda hissettiğim sızı dağıldığı zaman yanaklarımda hissettiğim sıcak gözyaşları Louis'nin dokunuşuna karıştı. "Seni üzdüğüm için özür dilerim ama bunu öğrenmem gerekiyordu." dedi. Yutkunarak başımı kaldırıp solgun mavi gözlerine baktım. "Sadece sarhoş olduğun için böyle konuşuyorsun." İtiraz edişim az önce yaşananları silmiyordu ama yine de deniyordum. "Hayır Wendy, üç bardak içki içtim. Hareketlerimi kontrol edemeyecek hale gelmem için daha fazlası gerekiyor. Şu an ne yaptığımın gayet farkındayım." diyerek bana yaklaştı. Ondan kaçmayarak olduğum yerde durdum. Louis'den korkmuyordum. Beni incitecek bir şey yapmazdı.  "Louis ben sahip olduğumuz arkadaşlığın zedelenmesini, zarar görmesini istemiyorum." diyerek gözlerimi kaçırdım. Yanağımda olan parmaklarını kaydırarak çenemden tuttu ve gözlerine bakmam için zorladı. "Bunu bende istemiyorum ama duygularımı kontrol edemiyorum. Be-Ben ne yaptığımın farkında değilim." Gözleri koyu renge bürünürken yutkunurarak geri çekilmeye çalıştım ama vücudum bir milim bile kıpırdamadı. Beni öpmek için tekrar eğildiği sırada içeriden gelen bir ses irkilerek geri çekilmeme neden oldu.  Zayn bizi bu halde görseydi olacakları tahmin etmekten korkuyordum. 

Louis ile uzun süre kıpırdamadan hatta nefes almadan salona birisinin gelmesini bekledik ama ne başka bir ses çıktı ne de Zayn geldi. Derin bir nefes aldım ve geri bir adım atarak hem Louis'den hem de üzerimde ki sorunlardan uzaklaşmak istedim. "Wendy-" Louis'nin bana uzanan elini iterek mutfağa yürüdüm. Neden oraya gittiğim hakkında bir fikrim yoktu ama ondan uzaklaşmak istiyordum sadece. "Wendy lütfen kaçma benden." Dudaklarımı birbirine bastırarak en yakın sandalyeye oturdum. "Louis yalnız kalmaya ihtiyacım var." Onu kovmak, gitmesini istemek hissettiğim acıyı ve suçluluk duygusunu ikiye katlıyordu. Dizlerinin üstüne çökerek benimle aynı göz hizasına geldi. "Ben özür dilerim ama bu elimde olan bir şey değildi." dedi zayıfça. Titrek bir nefes alarak ona doğru eğildim. "Özür dileme Louis. Senin bir suçun yok. Asıl suçlu benim. Bunu nasıl farkedemedim." diye sızlanarak ellerimle yüzümü kapadım. Bunca zaman ona yakın davrandığım anları hatırladıkçe garip hissediyordum. Zayn'e bir şans vermekten bahsettiğim zaman canının nasıl yandığını düşündükçe hissettiğim vicdan azabı beni mahvediyordu. Bileklerimden tutarak yüzümü açığa çıkardığı zaman gözlerimde biriken göz yaşı yavaşça yanağımdan süzüldü. "Lütfen ağlama." diye fısıldadı. "Bir şekilde halledebiliriz. Hiç yaşanmamış gibi davranırız. Lütfen ağlama güzelim." İç çekerek dudaklarımı birbirine bastırdım ve başımı bu sözünü onaylamaz bir şekilde iki yana salladım. "Yapamayız Louis. Bu hiç yaşanmamış gibi davranamayız. Sana her baktığımda aklıma bu yaşadıklarımız gelecek ve kendimden nefret edeceğim. Sence eskisi gibi olabilir miyiz? Yan yana oturduğumuz da ya da tek başımıza kaldığımız zaman aklına beni öptüğün gelmeyecek mi yani?" Sesimi olabildiğince düşük tutmaya dikkat ederek mantıklı olan şeyleri söyledim. O öpücükle beraber arkadaşlığımız sarsılmıştı. Cevap vermeyip gözlerini kaçırması benimle aynı şeyleri düşündüğünün bir işaretiydi. Ne yani her şey bir çırpıda bitmiş miydi?

DANGER *Düzenleniyor*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin