Yeşil Peri (Peri Serisi 1) ASKIDA

5.Bölüm ~Beni bırakma~

Kerem kimseyle öpüşmez mi? Ne yani ben onun için özel miyim? Beni iki kere öptü sonuçta, iki kere. Nedenini bilmediğim bir şekilde karnımda kelebekler uçuşmaya başladığın da istemsizce sırttım. Bir Tuana’ya bir Ayça’ya bakıp sırıtıyordum.

Sanırım kafayı yiyordum ya da şey ıım belki birazcık hoşlandığımdan böyleyimdir.

Birazcık.

Aptal aptal sırıtmamı bölen Tuana’nın öksürük sesi oldu. Gülmemek için yanaklarımı ısırırken gözlerim Ayça’ya kaydı.

Uups. Kaşları çatılmış bir şekilde bana bakıyordu,

Ah salak Zeynep!

“Aa şey şaşırdım neden böyle yapıyor ki acaba?” deyip masum bir şekilde sırttım. Ayça biraz yumuşar gibi oldu. Yani, sanırım.

“Bilmiyorum belki de dudaklarının bakir kalmasını istemiş olabilir.” Deyip kahkaha attı. Bu iğrenç esprisine yüzümü buruşturup önümde ki çaydan bir yudum aldım. Bu sırada Tuana’ya bir bakış atmayı unutmadım. O da anlamış olacak ki ayaklandı.  Ayça’ya elini uzatıp:

“Tanıştığıma memnun oldum bizim kalkmamız lazım.”

Bende elimi uzatıp sonra tekrar görüşürüz deyip kasaya doğru yürümeye başladım. Hesabı ödeyip kendimi dışarı attığım da derin bir nefes aldım. Hemen arkamdan Tuana gelip soru sorar gözlerle bana baktı.

“Ne var ne bakıyorsun?” Deyip gülmeye başladım.

“Sen kafayı yemişsin Zeynep. Yürü bara gidiyoruz.” Cevap vermemi beklemeden kolumdan tutup arabaya sürükledi beni ve resmen arabanın içine fırlattı.

Salak.

---

Kısa bir yolcuğun ardından bara geldiğimiz de içerisinin fazla kalabalık olmadığını fark ettim. Hafta sonu olduğu için akşam burası tıklım tıklım olurdu. Bir votka söyleyip odama geçtim.

Çok geçmeden alkollerimiz gelince Tuana artık konuş der gibi bana bakıyordu. Bardağımdan bir yudum alıp sıvının boğazımı yakmasına izin verdim.

“Anlattığım gibi oldu fazlası ya da eksiği yok. Neden böyle yaptığını bilmiyorum. Ama o Kerem Sayer cidden sağı solu belli olmuyor.”  Tuana kafasını aşağı yukarı salladı.

Onun da söyleyecek bir şeyi yoktu. Sonuçta birkaç gündür tanışıyoruz ve Kerem hakkına hiçbir şey bilmiyorum.

Kadın doğum uzmanı, züppe, çapkın oldukça piç ve seksi.

Ah bir de mükemmel öpüşmesi hariç hakkında hiçbir şey bilmiyordum.

Saatlerce burada Tuana’yla oyalandıktan sonra saate baktım 22.58 içeriden gelen gürültü sesleri gecenin çoktan başladığının habercisiydi.

Ağır adımlarla odadan çıkıp içeri girdim. Alkol ter sigara karşımı havada iğrenç bir koku vardı. Neyse ki alışıktım.

Kendi masama doğru ilerlerken gözlerini onu aradı. Ama göremedim gelmemişti anlaşılan bozulan moralimle beraber masaya oturduğum da kapıdan içeriye giren Kerem’i gördüm. Kalbim ağzımda atarken ne yapacağımı şaşırdım. Önümde duran ne olduğun bilmediğim içkiyi bir anda kafaya diktim.

Iıyhh. Bu berbat.

Kafamı tekrar kaldırdığım da göz göze geldik Kerem beni görür görmez yönünü değiştirip olduğum tarafa doğru yürümeye başladı. Yanıma mı geliyordu yani?

 Yanıma gelip oturdu. Cidden oturdu yani izin falan almadı.

Öküz.

Ona doğru dönüp tek kaşımı kaldırdım. Yüzünde her zaman ki piç sırıtma belirirken koltukta iyice yayıldı.

“Seni özledim.” Deyip sırıtmaya devam etti. Beni özledi mi? Bu salağa inanmayacak kadar aklım başımdaydı.

“Defol git Kerem.” Deyip önüme döndüm. Sinirden tırnaklarımla oynamaya başladım. Başım hafiften dönmeye başlamıştı. Ah sarhoş olmak istemiyorum.

“Senin neyin var neden böylesin?”

“Nasıl davranma mı bekliyorsun.” Deyip tekrar Kerem’e döndüm. Yeşil gözleri her zamankinden daha parlaktı. Bana bakmayı kesip önüne döndü ve aniden gözleri büyüdü. Sinirlendiği her halinden belliydi. Yumruklarını sıkmaya başladığın da gecenin iyi bitmeyeceğini anladım. Kerem’in baktığı yöne doğru kafamı çevirince bir adamın bizim masaya doğru geldiğini gördüm.

Kerem Sayer

 

Bu piç kurusunun burada ne işi vardı. Hayatımın içine sıçmaktan başka bir halt yediği yoktu. Ve şimdi de bunun için gelmişti.

“Kardeşim.” Deyip yanımıza oturunca yayıldığım koltukta Zeynep’e doğru biraz daha kaydım. Şaşkın gözlerle bize bakarken göz kapaklarının neredeyse kapanacaktı. Kendini zor tuttuğu her halinde belliydi. Sarhoştu.

Gözlerimin tekrar adi herife çevirdiğim de Zeynep’e bakıyordu. Orospu çocuğu.

“Ne işin var burada Koray.”

“Eğlenmeye geldim kardeşim.” Siktir. Eğlenmeye gelmiş.

Yalanını sikeyim senin. Bu adam resmen sinirlerimi alt üst ediyordu.

“Git başka bir yerde eğlen.” Sinirlendiğimi görünce daha çok sırıtmaya başladı. Bu adamın öz kardeşim olduğuna inanamıyorum.  

“Fazla konuşma Kerem. Beni güzel bayanla tanıştırmayacak mısın?” Senin ben var ya-

Omzumda hissettiğim ağırlıkta kafamı Zeynep’e çevirdim. Omzuna yatmış uyuyordu. Onu böyle saatlerce izleyebilirdim sanırım. O kadar masum ki.

“Siktir git Koray.” Deyip hafifçe doğruldum. Zeynep’in kafasını elimle tutup bir koluma bacaklarında geçirdim ve kucağıma aldım. Huysuzlanmaya başladığında aslında şuan ki durumumuzdan memnun olmadığını anlamamak için salak olmam gerekirdi. Ah! Kız benden nefret ediyor.

Zeynep hafifçe kafasını kaldırıp bir bana bir Koray’a baktı.

“Senin mi.” Koray’ın sorduğu soru karşısında bir an afalladım.

Benim miydi? Hayır.

Olmasını ister miydim? Evet.

Olur muydu? Asla. Ama Koray bunu elbette bilmeyecekti. Yoksa Zeynep’i rahat bırakmazdı.

“Evet ben-

“Hayıır. Onun değğiliim. Ben kimseniiğin değilimm.” Koray’ın yüzünde ki sırıtma genişlerken kaşlarım istemsizce çatıldı.  Tamam, benim değildi ama bunun bu orospu çocuğunun yanında söylemin anlamı neydi ki?

“Desen daha fazla görüşücez.” Ufak bir kahkaha attı ve devam etti. “Size iyi eğlenceler kardeşim.” Koray yanımızdan uzaklaşırken kollarımda uyuyan Zeynep’e baktım.

Daha önce sarhoş birisiyle ilgilenmemiştim hiç. Ne yapacaktım şimdi?

Nerede oturduğunu bilmiyordum. Aslında onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Yavaş adımlarla çıkışı doğru yürüdüm. Çok geçmeden arabaya varınca kapıyı açıp Zeynep’i koltuğa yerleştirdim ve kemerini bağladım.  Yüzünü daha önce hiç bu kadar yakından incelememiştim. O kadar masum ve güzeldi ki. Elim yanağına doğru gitti parmağımda yavaşça yanağına okşarken Zeynep bir anda elimi tutup:

“Beni bırakma.” Diye fısıldadı.