B-21

60.6K 2.5K 188
                                    

Ders, Ders Ve Daha Çok Ders 

Ceylin'le birlikte olduğum için mutluydum. Zamanın nasıl geçtiğini bile anlamıyordum. Yaşamaktan zevk alır hale gelmiştim. Somurtmuyordum. Efe ve Aysel'in ayrıldıkları haberinden sonra mutluluğum artmıştı. Her şey olunda gidiyordu. Hem de her şey. Organik Kimya beni sömürürken dahi iyiydim. 

Ama ailem iyi değildi. Dershane öğretmenim deneme sınav sonuçlarımın düşüşünü haber vermek için evi aramıştı. Ceylin'e o denli odaklanmıştım ki geri kalan her şeyi boşvermiştim. 3. sınavlar yaklaşırken daha önemlisi YGS ve LYS yaklaşırken benim böylesine umursamaz olmam herkesin canını sıkıyordu. 

Sonuç olarak telefonuma ve bilgisayarıma el koyuldu. Annem Ceylin'le bizzat konuştu. Ceylin sorun etmeyeceğini söyledi. Aslında içten içe sinirlendiğini biliyordum. Ceylin aşırı ilgi isteyen bir kızdı. Benden hoşlanıyor olması karakterini değiştirmiyordu. Kötü özelliklerinin farkına vardıkça ondan bir adım kaçacak oluyor fakat bana gözlerini kocaman açıp baktığında dayanamayıp sarılıyordum. Kimse mükemmel değildi. O da benim şapşallığıma katlanıyordu. 

"Şu soruya baksana." Ozan test kitabını önüme itti. Onların evinde, mutfaklarında, ders çalışıyorduk. Kitapları yığdığımız yer yemek masasıydı. Ozan şu ana dek ders çalışmaya fazla istekli biri olmadığından onun odasında masa yoktu. Salonda PS vardı. Eğer orada oturursak dayanamaz oyun oynardık. Eh, Okyanus'un odasına giremeyeceğimizden mutfaktaydık. Muzumu ısırıp Ozan'ın sorusuna baktım. Kitapta rastgele soruları yapıyordu. 

"Önce her iki tarafın karesini al. En son çıkan sonucu da karekök içine alırsın." Ozan başını salladı. Soruyu çözmeye çalışıp başaramayınca bana geri gösterdi. Soruyu 30 saniyede çözdüm. Ozan homurdanarak kitabını geri çekti.

"Olmuyor be Bora. Şu sınavı kazanamayacağım. En uyduruk bölüme bile giremem." Ozan kitabın kapağını sertçe kapattı.

"Kazanamayacağım deyip durursan kazanamazsın tabi." Kitabı tekrar açtım. Ozan daha sert bir şekilde kapattı. Ben açtım, Ozan kapattı. Bu böyle birkaç dakika devam etti. "Yeter lan." dedim en sonunda. Kimya kitabını alıp önüne koydum. 

"Sen nereyi istiyorsun Bora?" 

Güzel soru. Ben nereyi istiyordum?

"Tam karar vermedim aslında. Küçüklüğümden beri Tıp istiyorum. Ama kazanabileceğimi pek sanmıyorum. Diş hekimliği veya eczacılık da olabilir. Çizimle ilgili olanlar dışındaki mühendislikleri de yapabilirim. Farmatoloji de uygun. Bilmiyorum neresi tutarsa durumundayım. Ortaokulda yatmak yerine iyi bir liseye gitseydim bunlar olmazdı."

"Sikerim böyle eğitim sistemini." 

***

İlk pili biten Ozan oldu. Söylenerek evden çıktı. Herhalde bira almaya çıkmıştı. Benim pilimin tükenmesi biraz daha zaman aldı. Nasıl bir göt korkusu içindeysem artık kendimi testlere adamıştım.

Ta ki bir kırılma sesi duyulana kadar. Yerimden fırlayarak salona koşturdum. Ses salondan gelmiyordu. Minik adımlarla Okyanus'un odasının önüne geldim.

"Okyanus?" 

Kırılma sesi.

"Okyanus sen iyi misin?"

Bir kırılma sesi daha.

"Ne oluyor içeride ulan?" 

Bu sefer kırılma sesi gelmedi. Kapıyı açıp kafamı içeri uzattım. Hemen yanımda bir şey daha kırıldı. Gözlerimi korkuyla yumdum. Gözlerimi açtığımda yere oturmuş dizlerine sarılan Okyanus'u gördüm. Elleri kan içinde kalmıştı. Gözleri kızarmış ve şişmişti. Eşofmanlarına yayılmış kana baktım. Ne yapılacağını bilmiyordum. 

"Sen iyi misin?" diye sordum. Bana bakmadı. Gözlerini dikmiş boşluğa bakıyordu. Öylesine bir boşluk. Ne yapacağını bilmez halde boşluğa bakıyordu. 

"Def ol." fısıldayarak konuşmuştu.

"Ben mi?"

"O." 

"Ne? Ne def olsun?"

Cevap vermeden başını tuttu. Okyanus çığlık atınca elim ayağım boşaldı. Hareketsiz kaldım. 

Ozan'ın eve girdiğini bile anlamadım. Elindeki bira şişelerini bir kenara fırlatıp odaya koşturmuş. Beni itekleyerek içeri girdi. Okyanus'un kulağına eğilip bir şeyler mırıldandı. Kız çığlık atmayı kesti ama hala ağlıyordu.

"Gitsem iyi olur." dedim. Hala onlara bakıyordum.

"Git." Ozan'ın kapıyı kapatmamı işaret etti. 

Onu ikilemedim. Kitaplarımı toparlayıp evden fırladım. Kendi evime vardığımda kimseyle konuşmadan odama geçip ders çalıştım. Yoğunlaşabildiğim kadarıyla, ki çoğunlukla yoğunlaşamamıştım, çalıştım. Çalışma işinde başarılı olamayınca da yatıp uyumaya çalıştım. 

Kendimi nasıl bir olayın içine attığımla ilgili hiçbir fikrim yoktu. 

BoraWhere stories live. Discover now