B-22

60.2K 2.5K 194
                                    

Yazarın Notu: Yorumlara tek tek cevap veremediğim için çoooooooook özür dilerim hanımlar ve beyler :/ Buradan cevap vermek istedim. Hayır, üç harfli görmedi :D Ama bu da yaratıcı bir senaryo tabi :D 

Yazarın Notu 2: Bölümler kısa çünkü bu çerez niyetine rahatlamanız için okuyacağınız türde bir şey. HIMYM gibi düşünün :D Asıl yazacağım kitabı paylaşmadan önce size haber vereceğim. Eminim aynı sevgiyi ona da gösterirsiniz :D

Yazarın Notu 3: Ara bölüm niyetine sorularınızı cevaplamayı düşünüyorum, siz ne dersiniz? Yoksa 30. bölümden sonra mı yapalım onu? Kararı okurlarıma (bu kelimeye aşığım :3) bırakıyorum ^^

Yazarın Notu 4: Bölümü çok kısa tuttum, biliyorum. Ama bu tür şeyleri tadında bırakmak lazım :D Böyle arkadaşlık dolu güzel bir bölüm olsun istedim. 

Ben susayım da siz okuyun :D 

Resmen En Yakın Arkadaş

Ozan dün evinde şahit olduğum olay yüzünden bazı şeyleri açıklığa kavuşturma ihtiyacı duymuş olacak ki pazar günü sabahın köründe telefonumun melodisiyle uyandım. Telefonu sürekli sessizde olan biri olarak, eh sonuçta biz de öğrenciyiz, nasıl seslide kaldı bilmiyorum ama iyi ki de seslide kalmış. Yoksa benim Ozan'la kelimenin tam anlamıyla en iyi arkadaş olmamı sağlayan bu olay olmayacaktı. 

Dershanede o hafta öğlenci olduğumdan dolayı rahattım. Anneme etütüm olduğunu söyleyip çantamı kaptığım gibi evden kaçtım. Zaten o da ayakta uyuyordu, sorun çıkarmadı. 

Ozanların evinin birkaç blok ilerisinde minik bir pastane vardı. (Pastanenin yan tarafında da uyuşturucu satıyorlardı. Bu ayrıntıya da değinmek isterim. Gereksiz bir şey ama bilinmesi gerekir. Neyse ana konuya dönelim) Ozan bize börek söylemişti. Biyoloji test kitabımı çıkarıp masanın üstüne koydum. Dumanı tüten böreğimden bir ısırık aldım ve sütaş (eheheh reklam yaptım) ayranımı kafama diktim. Ozan söyleyeceklerini toparlamaya çalışırken biyoloji testi çözüyordum. Çünkü sınava hazırlanmak bunu gerektirirdi.

"Okyanus babamın birini öldürdüğünü gördü."

Ayran boğazımda kaldı. Ozan bana doğru eğilerek sırtımı sıvazladı. Nefes alma yetimi geri kazandığımdan emin olduktan sonra devam etti.

"Bu sık sık rüyalarına giriyor. Benim de şiddete yatkınlığım ona iyi gelmiyor. Psikolojik destek alması için çok uğraştık. Hem de çok. Ama bir süre sonra durumumuz yetmedi. Babam hapiste, annemin ne halt yediği belli değil, akrabalarımız bizi istemiyor. Ben... Ben ne yapacağımı bilmiyorum." 

Bora Düzyatan kendini Yeşilçam filmlerinden birinin ortasında bulur. Ozan'ı ilk gördüğümde işin bu kadar ilerleyeceğini tahmin etmemiştim. 

"Dünkü sinir krizlerin..."

"Evet dünkü krizlerinden biriydi. Babamın insanlara işkence ettiğini gördüğünü biliyorum. Bunun hakkında fazla konuşmaz ama biliyorum. Onu engellemek için üzerine evde ne varsa fırlatırmış. Bazen beyni o anlara geri dönüyor. Babama adıyla hitap etmez. Daima O der. Bora sen iyi misin?"

İyi değildim. Anlattıkları çok ağır gelmişti. Yediğim börek midemden yukarıya doğru tırmanıyordu. Ayranın tuzunu burnumda hissedebiliyordum.

"İyiyim ben ya, yok bir şey."

"Dehşete düşüp kaçmanı beklemiştim." Ozan çatalıyla kapıyı işaret etti. Hahaha benzeri bir ses çıkardım. Zoraki gülmüştüm. Sebebi stresti. Ozan'ın bana anlattığı sır çok ağır gelmişti.

"Unuttun mu yoksa sevgilim..." Efe'nin sesini taklit ettim "Biz Borozan'ız. Biz bu tür manyaklıklara alışmış bir bromance midir ne boksa ondanız." Çatal Ozan'ın elinden düştü. Birkaç dakika boyunca durmadan güldük. 

Ne olursa olsun arkadaşımla olmayı seviyordum. Kızsal bir duygu olması sikimde değildi. Ozan'la aramızda BFF olayı vardı. *Best Friends Forever* 

Sonsuzluğun uzun sürmesini umuyordum. 

BoraWhere stories live. Discover now