41. Akşam'a Hazırlık

65 14 0
                                    

Selaam sözünde duran (!) Acemi bir yazar olarak sizi hiç bekletmeden yeni bölüm getirdim. Umarım beğenirsiniz. Satır arası yorum bırakmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen. Yeni varmış olduğum kararıma göre artık son bölümlere yaklaşmışken, çok uzun yazıp arayı çok açacağıma kısa kısa yazıp arayı kısa tutmaya karar verdim.

İyi okumalar dilerim...

♡♡♡


Altından kaplama veya direkt altından yapılma golf sopasını elinde çevirirken diğer yandan camdan yapılma duvarın dışında ki bahçe manzarasını izliyordu. "Bunların hepsinin seninde varlığın olduğunu biliyorsun değil mi?" Dedi bende dışarıyı izleyerek dalıp gitmişken. "Ne?" Dedim neyden kastettiğini anlamadığımı belirterek.  "Diyorum benim karım olduğun süreçte tüm bu şirketin, evlerimin, mağazalarımın, otellerimin hepsinin ikinci bir sahibi varsa o da sensin." Dedi kendisiyle gurur duyan bir imayla. Dediklerine karşılık kendimi tutamayıp çıkardığım bıkkın gülme sesi bana dönmesine sebep olmuştu. "Üzerinde her çeşit insanın kanları olan şeylerin sadece kendine kalsın lütfen." Dedim bende ona tip tip bakarak. "Lütfen öyle söyleme sevgilim, ben buralara bileğimin ve zekamın gücüyle geldim." Dalga geçer gibi dudağımın kenarında güldükten sonra "Karşındakinin zekasızlığıyla veya acizliğiyle geldiğini söylesen daha mantıklı olurdu." Dedim. Cevap vermek yerine sadece tepkisiz bakmakla yetindi ve bakışlarını tekrar camdan dışarıya çevirmişti.

"Ablanı işe aldım çünkü erkek kardeşin için." Bugün yeterince şaşırmamışım gibi bide her şeyin Arda için olduğunu söylemesi kulağıma bir o kadar saçma gelsede şaşırtmıştı. "Ne demek kardeşin için?" Dedim merakımı gidermek için. "Biliyorsun çocuklar benim gözümde dünyadaki en masum canlılardır. Kimseyi umursamam ama çocuklar hariç." Böyle şeyler duymayı asla beklemediğim birinin ağzından duymak  gerçekten sarsıtıcıydı. "Yani Arda iyi yaşasın diye mi?" Dedim zoraki konuşarak. "Ne o ablan ne annen baban umurumda." Tek söylediği bu olmuştu ve çalışma odasında beni tek bırakarak çıkıp gitmişti.

Mete'nin evinde fazla kalmamıştık. Livio zorla içeriye girmiş tanıdığı birkaç yüz ile selamlaşmıştı. Benimle göz göze gelenler o an kim olduğumu tahmin ederek daha farklı davranmış başlarıyla selam vermişti. Küçük Maya ve diğerleri ile de vedalaştıktan sonra ben kendi arabama Livio kendi arabası ile eve dönmüştük.

Kafamdaki soruların cevaplarını alabilmek için Livio'nun çalışma odasının önünde dikilip kapıya birkaç kez tıklattıktan sonra içeriye girmiştim.

Niye böyle bir şey yaptığı konusunda beni tatmin edecek bir cevap alamamıştım. Türkiye'de bir şube açacağından önceden haberim vardı fakat bu kadar hızlı hal olmasını bende beklemiyordum.

Bu akşam Livo tekrar Türkiye'ye dönecekti ve otelin resmi açılışını kutlayacaktı. Benimde gelmem için teklifte bulunmuştu fakat katiyen reddetmiştim. Şimdi asla ama asla hazır değildim.

3 Ay sonra

Kaç gündür eve giriş çıkış yapan adamlar içimde öyle kötü hisler bırakıyordu ki asla hayıra alamet değildi. Onları sadece odamın camından izliyordum. Karşılaşmamak için geldiğinden gitmelerine kadar odadan asla ayrılmıyordum. Takım elbiseli, korumal'ı bu insanlar saatlerce Livio ile bir şeyler yapıyor sonra akşam olunca tek tek arabalarına binip gidiyorlardı. Livio bir ara yemek arasında iş için geldiklerini söylesede hangi işi için geldiklerini tabi ki de soramamıştım.

Toplam 6 ay geçmişi. Günler öyle hızlı geçip gidiyordu ki sabah olup gece olması bir uyku molası kadar sürüyordu. Livio bir ay önce Aya'yı tekrar Amerika'ya yollamışt'ı. Nedenini sorduğumda orada alması gereken eğitiminin bitmek üzere olduğunu, bu yüzden gönderdiğini söylüyordu. 5 yaşında biri için ne kadar önemli bir eğitim olabilirdi ki? Evde yine sıkıcı yanlız günlerim devam edip gidiyordu. Mete ile de çok fazla bir araya gelememiştik. Bir keresinde diğerleri ile lunaparka gitmeye karar vermiştik ve benim gün boyunca taktığım şapka ve gözlük sayesinde çok güzel eğlenmiştik. 3 ayda yaptığım en güzel şey bu olabilirdi.

HAYATIN SİMASIWo Geschichten leben. Entdecke jetzt