40. Yeni Şube

71 12 0
                                    

Merhaba sevgili okuyucular nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Yeni bölümde size keyifli okumalar diliyorum. Umarım beğenirsiniz...

♡♡♡

Benden nefret etmişti. Doğduğum günden öldüğüm güne kadar nefret etmişti. Kendi kanından, kendi geninden olan öz kardeşinden ölesine nefret etmişti. Üstelik ortada hiçbir sebep olmaksızın. Hayatta ona hiçbir zararım olmamıştı oysaki hatta olmayacaktı da. Çünkü onu nede olsa seviyordum. Kendi öz kız kardeşimden nede olsa ölesine nefret etmemiştim, hiç. Benden nefret etmesi göz görülür şekildeydi fakat bir gün gelip, gözünü bile kırpmadan canıma almaya teşebbüs etmesini kimse göremezdi. Ona kızgın mıydım? Tabi ki kızgındım hatta ona şuan tüm kalbimden nefret doluydum. Kalbimi öyle kırılmış hissediyordum ki parçaları her yere saçılmış gibiydi. Dişlerim bir birine çarpıyor, gözlerin titriyordu. Ama içimde ona bir yerlerden minnet doluydum. Beni öldürmek yer yüzünden silmek istemişti ama bana bam başka bir hayat vermişti. Eskisinden daha güzel olan. Minnet doluydum aynı anda nefret. Kısacası karma karışık duygular içeresindeydim.

Denize itilmemden yaklaşık 7 ay sonra denizden süzülen bir beden, ben olarak yani Sima olarak kabul edilmiş öylece bir mezarım olmuştu. Süzülen ceset tanılmaz halde olduğundan gerçekten benim olup olmadığına tam karar verilemeside cesedin kemik yaşından 17 yaşlarında bir kıza ait olduğu tespit edilmiş ve kaç zamandır aranan kayıp Sima Batur olarak doğrulanmıştı ve gömülmüştü.

Livio'nun oturmuş bana anlattıklarından neye şaşıracağıma veya nasıl tepki vereceğin hakkında hiçbir bilgim yoktu. Beni itenin ablam olmasına mı yoksa, bambaşka bir bedenin ben olarak gömülmesinemi...

"Tüm bunları nasıl öğrendin?" Diyebildim dakikalar sonra dop dolu düşüncelerim arasından zor da olsa sıyrılıp. "Bilirsin meslek sırrı." Bilmez miyim ya. İma karışık cevabının ardından sessiz kalmayı tercih etmiştim. "Neden bana bunu izlettin ve anlattın? Bunları bilmeden de yaşayabilirdim?" Dedim kafamı kurcalayan o soruyu dile getirerek. "Çünkü bilmeni istedim Sima. Senin iyiliği için uğraştığın insanın sana yaptıklarını bilmeni istedim." Onlara düzenli olarak gönderdiğim maddi yardımdan söz ediyordu. Yani tek sebebi bu muydu? Milyarder bir mafyaya göre fazla şey değil miydi, kinci? Cevabı beni tatmin etmemişti. Her şekilde bunları kafama takmamaya çalışsamda gerçeklerin kalbimi hep tırmalayacağına emindim.

Daha fazla konuşmak istememiştim ve odama gitmiştim. Düşünmemeye çalışıyordum fakat odamda yanlız başıma kalmışken duygusal tarafım fazla basmıştı ve ağlamaya başlamıştım.

...

2 Ay sonra

Saçlarımın rengi açılmaya başlamıştı ve şuan ki görüntüsü gerçekten güzel değildi. En kısa zamanda tekrar kumral yaptırmayı düşünüyordum. Göz kapağıma sürdüğüm kahverengi farlı makyajım gözlerimi daha büyük göstermişti. En son aynada kendimi baştan aşağıya süzdükten sonra artık bir doğum günü partisine hazırdım. Macha yeşili düz ipek elbisenin ince askısı çok naif bir görünüme sahipti. Açık bırakıp dalgalar haline getirdiğim saçım omuzumu zar zor kapatıyordu. Taktığım ince küpeler ve kolye de elbisenin rengi ile tamamlanmıştı. Ayaklarıma giydiğim beyaz topuklular ile boyum hayalimde ki boya ulaşıyordu. Askıda ki beyaz hırka tarzı şık ceketi de bileğime astıktan sonra odadan çıktım.

Bugün burada yaşamaya başlamamın ardından 3 aydan fazla olmuştu. Ve 3 haftadır Livio ortalıkta yoktu. Yurd dışına iş gezisine gitmişti. Tabi benim bildiğim kadarıyla. Ve bugün benim için ılık doğan güneşle birlikte güzel bir günün başlangıcı olmuştu. Bugün Mete'nin doğum günüydü. Şu ana kadar edindiğim en iyi arkadaşımın doğum günüydü ve bugün ilk defa onun evine, doğum günü partisine davetliydim. Bunu Livio buralarda olmadığı için rahatlıkla yapabiliyordum aksi takdirde oraya gitmeme asla müsaade etmezdi. Onun gibi bir insana itaat etmek değildi benim onun sözünden çıkmamam, her şey benden uzakta yaşayan ailemin iyiliği içindi.

HAYATIN SİMASIWhere stories live. Discover now