25. Yalan Planlar

169 23 1
                                    

Selam ben geldim :)

Okuduktan sonra oy vermeyi ve yorum bırakmayı unutmayın.

Güzel okumalar...

Bölüm sınırı 20 oy 10 yorum. Yapabilirsiniz değil mi? 🤗

♡♡♡

Korku bir insanın hissedebileceği en kötü üçüncü duyguydu değil mi? Birincisi tabikide acıydı, ikincisi üzüntü ve dediğim gibi üçüncüsü korku. Var mı daha fazlasını eklemek isteyen?

Livionun hiçte hoşnut olmayan kaba sesini duymak oturduğum yerde dır dır titrememe sebep olmuştu. Şimdi gönderdiği konuma gitmezsem belkide çok şüphe çekecektim. Ne yapacaktım? Livio hiçbir şey dememi beklemeden telefonu kapatmıştı. Kendi ölümüme kendim mi gidecektim? Ama bu benim için çok haksızlık değilmiydi? Daha ölmek için çok genç değilmiydim? Dur belkide ondan korkunç görüntülere maruz kaldığım için özür diliyebilirdim ve gördüklerimi kimseye söylememek için söz verebilirdim. Ama çoktan Meteye anlatmıştım bile. İçim içimi yiyiyordu. Şimdi Meteyi ararsam eğer telaşlanabilirdi. Bunun yaşanmasını istemiyordum. Livionun gönderdiği konunumu titreye titriye şoföre gösterdim. Adam bir elimdeki telefona bir üzerime baktı ve rahatsız edercesine sırttığıda gözümden kaçmamıştı.

Geldiğimiz yönü değiştirip başka yola sapmıştık. Neyseki tedirginlik bütün vücudumda gezerken 20 dakikaya yakın bir süre sonra, girişinde iki koruma bekleyen, içeriden gelen yüksek müzik ve insanlara ait bağırış sesleri dışarıya taşıp sokaklardada yankılanan bir ortama gelmeyi beklemiyordum. İçeriye giren insanlara bakılırsa burasının neresi olduğunu tahmin etmek hiç zor değildi. Bir gece kulübü.

Taksiye yüksek miktarda tutarı ödedikten sonra aşağıya indim. Korumalar vardı ne diye girecektim içeriye. Ben tam bunları düşünürken telefonum titredi ve Liviodan bir mesaj daha geldi. Bir qr koduydu ve bir mesaj daha gelmişti.

-Bu mesajı göster. Seni benim yanıma yönlendirecekler.

Benim geldiğimi nereden görmüştü? Etrafıma baktım ama beni izleyen her hangi birileri yoktu. Telefondaki kodu korumalara gösterdim ve onlar elindeki bir aletle kodu okuduktan sonra önce bir birbirlerine baktı sonra bana bakarak asık suratlarına sahte gülümseme yerleştirdiler. "Hoş geldiniz, lütfen beni takip edin." Adamı onaylayarak peşinden içeriye girdim.

Bir birlerine karışan parfüm kokuları, kulak çınlatan yüksek müzikler, hiçbir şey umurlarında değilmiş gibi şarkı eşliğinde dans eden insanlar, havalarda tokuşan içkiler. Burası tamda tahmin ettiğim gibi bir ortamdı. Hayatımda hiç uğramadığım bir ortam. Ben şaşkınlıkla etrafı inceleyip kalabalığın arsından sürtünüp geçerken korumayı takip ediyordum.

Sonunda, duvara yapışıp öpüşen insanlardan başka kimselerin olmadığı bir koridora sapmıştık. Şuan şansım olsa gözlerimi kapatarak yürümek istiyordum. Etrafa bakmamaya çalışarak adamın arkasından yürümeye devam ettim. Kapalı bir odanın önünde durunca adam saygıyla kapıyı çaldı. İçeriden gelen tok sesi tanımam uzun sürmemişti. Kapı açılırken mor led ışıklarına aydınlatılan yine pahalı parfümlerin kokusu el gezen bir oda karşılamıştı beni. Ortadaki masanın etrafındaki koltukta oturan Livioyu görünce istemsizce kalbim yine korkuyla atmaya başlamıştı. "Hoş geldin Sima gel otur lütfen." Hiçbir şey olmamış gibi yanındaki boş koltuğu işaret edince ürkek adımlarla oraya gidip oturmuştum. Şuan hiç etik bir ortamda değildim.

HAYATIN SİMASIWhere stories live. Discover now