~9~

43 4 0
                                    

Ellerim heyecandan olsa gerek titremeye ve terlemeye başladı. Korkuyordum beni tanısada Adnan'ın yanında 'aa bu iremin kuzeni' demesini istemiyordum. Meryem teyze ondan sonra birşey dememişti. Tanışma faslı felan sonra ortaklarının yanına gitmişlerdi.

"Sevdin mi ailemi?"ona aşağıdan yukarı bakarken kafa salladım. Ne sevme ama.
"Abim de gelir birazdan ama onunla tanışmana gerek bile yok. Zaten gıcık bir tipdir. Hadi gel içeri geçelim." nefes almaya ihtiyacım olsa da geldiğimizden beri dışardaydım. Yani istesemde rahatlayamıyordum.

İçeri geçerken etrafa hayran kalmış bakışlar atıyordum. Beni belimden tutarak yönlendirdi. Yukarı çıkan merdivenlerden çıkarken merdivenlerin bitmek bilmediğini anladım. Ben bu merdivenleri çıkmayı çok üşenirim açıkcası. Alt kattaki salona benzer ama o salondan daha büyük olan bir salondan içeri geçtik. Balkona girdiğimizde balkonun da geniş olduğunu anladım.

Balkonda ki salıncağa doğru ilerlerken bende onu takip ediyordum. Evleri büyük ve güzeldi. Aslında onların evi mi pek emin değilim ama evi bu kadar net bildiğine göre onların diye düşünüyorum.

Salıncağa eteğim açılmayacak sekilde bağdaş kurup oturdum. O da yere ayaklarını uzatıp yatar pozisyona geçti diyebilirim. Ellerini kafasının altına aldı ve yukarı baktı. Bende dümdüz karşıya bakıyordum.

"Artık Trabzon'a gitmek istediğimi sanmıyorum. Annemlerle konuştum ama babam 'hayır bizimle geleceksin' dedi ve salondan çıktı. O kadar net söyledi ki birşey diyemedim ve bende odama çıktım. Gitmek istemiyorum neyini anlayamıyorlar?" babasının taklitini sesini kalınlaştırarak yapmıştı. Mehmet amcayı bilirim çok otoriterdir. Meryem teyze öyle değil aslında oğullarına birşey diyemiyor diye öyle. Yani eskiden öyleydi şimdiyi bilemem.

Birşey diyemiyordum. Her yaz olan birşey bu. Giderler bir-iki ay sonra gelirler. Eskiden bu beni pek ilgilendirmezdi sonuçta o gidiyor onunla bir daha görüşemicem sorunu yoktu. Ama şimdi onunla iyi bir arkadaş ilişkimiz vardı ve ben gitmesini pek istemiyorum. Aslında benim onunla gitme ihtimalim var yani Trabzon'a gidebilirim ama hangi sıfatla gidecektim? Arkadaş mı? Sevgili mi? Kardeş mi? Hangisi?

"Annemle konuşsana?" aniden sorduğu soru üzerine tükürüğümü yutamadım. Kaşlarım çatılı bir şekilde ona bakıyordum.
"Ne diyebilirim ki? Hadi dedim beni mi dinleyecek? Daha konuşukluğumuz bile yok. Konuşamam ben." itirazımı yaptığımda bana çok tatlı bir bakış attı. Hani derler ya yavru köpek bakışı. Heh işte tamda öyle bir bakıştı bu. Yapma be Adnan atma şu bakışı.

Omuzlarımı indirerek pes ettim. Adnan'a karşı koyamazdım ki zaten.
"Peki konuşurum." salıncaktan kalktı ve beni de kaldırdı.
"Sen cansın caan." hem bağırıyor hemde beni döndürüyordu.
"Tamam Adnan bırak beni yere." derken gülüyordum.

"Oo çocuklar muhabbetiniz bol olsun." annesinin sesini duyduğumuzda Adnan beni yere indirdi. Ben eteklerimi düzeltirken Meryem teyzeye bakıyordum.

"Neyin kutlaması bu?" elleri bağlı bir şekilde balkonun kapısına yaslanmış bize bakıyordu. Ben boğazımı temizledim. Adnan'a bakıyordum. Bizden tık bile çıkmıyor.

Yanımıza yaklaştı bana baktı.
"Melis'di değilmi?" kafamı usulca salladım.
"Adnan'la ne zamandan beri tanışıyorsunuz?" Adnan'a baktım tekrar.
"3-4 gün oldu efendim." dediğimde bana kısa bir bakış atıp. "Efendim deme bana. Teyze yeterli olur. Meryem teyze." dedi

Kafamı salladığımda Adnan'a döndü Meryem teyze.
"Bu kadar kısa bir sürede yakın arkadaşlıklar kurduğunu bilmiyordum." beni sevmemişti galiba. Hemen sevmesini beklemiyordum.
"Annee." uyarıcı bir tonda söylediğinde nefes verdim. Böyle gerginliğe gelemiyorum.

Aşk YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin