~10~

48 4 0
                                    

Elimdeki defteri kendi odama götürüp çalış masasında ki çekmecenin içine koydum. İyiki kilitli defterdi kilitli olmasa belkide açıp okurdu, bilemicem.

Açıkca ismini yazmamıştım Adnan'ın ama onun anlayacağı olaylar vardı beni tanıyacağı olaylar.

"Melis bana kızgın mısın?" masumca sorduğu soruya gülümseyerek cevap verdim.
"Hayır iyi ki de eline almışsın Ela'nın odasında unutmuşum defteri." o da hüzünlü bir bakış attı. Kendini suçlu hissediyordu galiba.

"Hadi gidelim artık." odadan dışarı çıktım. Merdivenlerden inerken anahtarı unutmamayı hatırlattım kendime.

Anahtarları ve gözlüğümü ayakkabılıktan aldım. Kapıyı yine Adnan açmıştı benim çıkmamı bekledi ve arkamızdan kapıyı kapattı.

Arabaya bindik ve kemerimi bağladım.
"Nereye gidiyoruz?" biraz düşündü sonra gülümsedi ve arabayı çalıştırdı. Ee banada söylesene.
"Adnan?" bana dönmeden cevapladı.
"Biraz bekle Melis. Süper bir yere götüreceğim." arkama yaslandım ve beklemeye başladım.

Tam radyoya uzanıyordum ki Adnan birşeyler açmaya başladı.
Oğuzhan koç- al ahını çalmaya başladı. En sevdiği sanatçı hala değişmemiş galiba. Eskiden de öyle demişti. Onun hakkında hiç bir şeyi unutmadım ve unutmam. Ben ona bakarken bana baktı ve gülümsedi.

"En sevdiğim sanatçı oğuzhan koç." dedi ve önüne döndü. Aynı cümleler tekrar tekrarlanıyor sanki. 

"En sevdiğin şarkı ne?"
"Emre aydın-Model bir pazar kahvaltısı."
"Tamam başka soru-" sözümü kesmişti.
"Direk cevap."dedi güldü ardından devam etti.
"En sevdiğim sanatçı oğuzhan goç." diyiş şekiline gülerek başka soruya geçmiştim.

Eski anılarım aklıma geldiğinde gülümsedim. Aynı işte değiştirmeden söyledi. Sadece söyleyiş tarzı değişmiş o kadar. Arkama yaslandım ve kafamı koltuğa yasladım.

Telefonum çaldığında cebimden çıkardım. Dilara arıyordu.

"Efendim?" yerimde biraz dikleştim.
"Beni aramışsın ne oldu?" salak kız sinirlerimi bozdu şu ortamda bile.
"Eve geldim ama siz hanım efendi evde yoktunuz. Sonra arıyım dedim ama yine telefona bakan olmadı. Bizde Adnan'la benim odamın balkonundan girdik odaya."

"Hastanedeyiz Melis." dona kaldım birden.
"N-neden kime ne oldu? İyi misin sen?" derin nefes aldı.
"Fatih kaza yaptık."kelimeleri bölük pörçük söylemişti. Kaza yapmışlar.

Adnan'da arabayı durdurmuş beni izliyordu.
"Hangi hastane mesaj at. Geliyoruz." telefonu kapattım ve Adnan'a baktım.

"Kaza yapmışlar. Dilara ve Fatih." kanım çekilmiş gibi konuştum. Dilara'ya birşey oldu düşüncesi bile çok kötü.
Telefonuma mesaj geldi hemen Adnan'a gösterdim.

"Tamam sen sakin ol hemen gideceğiz." gözlerimi yavaşça kapattım.
"Saol Adnan. İyiki tanışmışız." dedim.

*
Kısa bir sürede hastaneye gelmiştik. Danışmana Dilara'ların nerede kaldığını sorduk.

"Off bu 1023'üncü oda nerde ya." sinirle ellerimi saçlarıma geçirdim.
"Tamam Melis ne evhamlısın sorarız bir hemşireye buluruz." omzumdan tuttu ve beni yönlendirdi.
"Bak şu güzel hemşireye sorabiliriz."
Kulağıma fısıldadığında istemsizce karnına dirseğimi geçirdim. Güldüğünde beni sinir etmek için dediğini anladım. Salak ya.

"1023'üncü oda nerede biliyor musunuz?" kız Adnan'ı baştan aşağı süzdü ve gülümsedi. Kaşar olduğunu bakışlarından anladım.
"Hastanız kim?" sanane amk demek isterdim ama kendimi sıktım.
"Soruya soruyla karşılık vermezseniz?" Adnan'ın söylediği şeye karşın kıkırdadım. Kızın bakışları beni bulduğunda Adnan'a tekrar döndü.

Aşk YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin