Özel Bölüm

10.1K 532 354
                                    

İtalik yazılar Doruk'un düşünceleri.

Farklı bir bölüm olacak hazırlıklı olun :)

Yazar Notu: Bu özel bölüm hikayenin kalanından bağımsız, Doruk'un hayal ettiklerini anlatıyor.

Her hikaye bir sonu hak eder. Bazen nasıl bittiği önemli bile değildir, sadece bitmesi yeterlidir; iyi veya kötü sonla.

Ben kaderimi ve dünyayı yendiğimi düşünürken polisler, başarısızlıkla anıldı. Aynı hikayenin iki farklı yanıydık, bir madeni paranın iki yüzü gibi. Mutlu sonum yüzünden birkaç hafta uykusuz kalmışlardı ve üstten alta devredilen, el değiştikçe çoğalan kağıt işleri için tonla küfür etmişlerdi. Ee açıkçası pek de sikimde değildi. Buraya kadar gelip devlete kapak attırlarsa tuzlu bir maaşları da olmalıydı. Bir zahmet birkaç kağıt da imzalasınlar.

Toplumun kabul ettiği insanları sevmiyordum. Dertleri için ağlıyorlardı fakat hiçbiri gerçek zorluğu görmemişti. Bu sözleri kazandığım cennette söylemem garipti tabii ama ben bu parayı çalarken bile göt korkusundan tir tir titremiştim. O salaklarsa aptal sınavlar, maç kaybeden takımlar ya da onları reddeden kadınlar için ağlıyorlardı. Gerçek zorluklar hakkında ufacık fikirleri bile yoktu, hayatı kolay seviyede oynayan korkak salakların.

Hiç öyle bir hayatım olacağını düşünmemiştim; onlar gibi yani. Şu ankinin olması muhtemeldi zaten. Sadece Arslan planın içinde yoktu.

Şimdi önümde, havuzda yüzen adamın kaderimde olduğunu düşünmek garipti, özellikle kadere inanmayan biri olarak. Fakat öğle uykumu gölgede kalan bir şezlongda yapacağım ve güzel bir rüya görmek istediğim için şimdilik inanıyor gibi davranabilirdim.

Bir şeyleri başardığım, daha şanslı olduğum bir dünyada kaderim nasıl olurdu? Hep merak etmiştim.

Farklı bir evrende, düzgün bir ailede doğmuş bir Doruk da benim kadar çatlak olur muydu? Delilik genimde mi vardı, yoksa fazla dayaktan mı kafayı yemiştim? Sanırım bu soruların cevabını oraya gitmeden öğrenemeyecektim.

*

"Benim işim değil lan bu! Amına koyduğumun stajyerleri bir siki başaramıyorsunuz!" Masasına konulan dosyayı stajyerin kafasına fırlattı. Çocuk refleks göstererek dosyayı tutmak yerine kafasını korumayı seçtiği için tüm kağıtlar etrafa dağıldı.

Ofisteki en uzak masa benimki olduğu için köşeden izliyordum onları. O dosya benimdi fakat bana getirmekten çekiniyorlardı. Şimdi dellenen denyo, bu hafta benim yerime dördüncü işi de yaptıktan sonra patlamıştı artık.

Ben sırıtırken stajyer kağıtları topluyordu. Korkutucu olmanın güzel yanı buydu işte. Sizden bir şey istemeye çekeniyorlardı.

"Doruk!" Seslenişle masaya koyduğum ayaklarımı indirdim ve müdürün kapısına doğru döndüm. Kötü tarafı da buydu; idare sizden karısının gizli sevgilisiymişsiniz kadar nefret ederdi. Tabii olmadığıma asla emin olamazdı. Gülüşümü bastırmaya çalışarak baktım müdüre.

"Adamı almışlar." Az önce sakladığım gülüşüm ortaya çıkıp bütün odayı aydınlatırken ayağa kalktım.

"Bu, bu hafta üçüncü!" Dedim skor tablosuna bakarak. "Selim tabloya benim için kocaman, parıltılı bir artı ekle."

"Adamı sen yakalamadın bile! Kazandın sayılmaz." İçlerinden biri itiraz ederken ona dönme gereği bile duymadım.

"Ne fark eder? Hala benim dosyam." Dedim kapıyı açarken. "Kıskanma." Kapıyı ardımdan kapatıp çıktım.

Rehine - BxBWhere stories live. Discover now