26

18.8K 1.4K 506
                                    

"Hayır." Dedim eve bakarak. "Hayır, bu gerçek değil." Siktiğimin bir ayı motellerde sürünmüştük. Şimdi karşımda duran ona bakmak bile cebimden para eksilten, bana göre saray, işi bilenlere göre villa duruyordu.

"Bir ay batan tellerle yattık ve sen sesini çıkarmadın. Hem de bu ev varken." Arslan arabayı kilitleyerek girişe doğru yürüdü. Yanımdan geçerken sözlerime karşı sırıtıyordu. Hıncımı kolundan almaya çalışarak vurmaya başladım.

"Buraya getirsem sözlerime inanmazdın." Haklıydı, basit bir güvenlik olduğunu söylemişti ve ne kadar önemli bilgi satarsa satsın öyle insanların üzerine böyle evler olmazdı.

"Yalancı piç!" Dedim arkasından. Ben evin dışına büyülenmişken o giriş kapısını açtı. Arkaya doğru dönerek baktı bana.

"Gelecek misin, yoksa sefil günlere devam mı?" Sırf bana çektirdikleri için bile borçluydu bu kadarını, yani tabii ki gurur yapmayacak ve bütün parasını yiyecektim.

Evin içi dışı kadar gösterişli değildi ama gördüğüm en büyük salon olduğu için hayranlıkla bakmaya devam ettim. Bir çok önemli insanın inine gitmiştim ama onlar bizim gibilerin gelmesi için olan iğrenç yerlerdi. Büyüklükleri bile ilgi çekici gelmiyordu. Oysa ki burası oldukça temiz ve ferahtı.

Evin ruhu olduğu belliydi. Bakınca bile aklıma Arslan geliyordu. Onun gibi soğuktu ama yine de ev gibi hissettiriyordu.

"Yanımda kalabilirsin ya da istersen burada kalabilirsin." Kapıyı açarak kocaman odayı gösterdi. Evin geri kalanı gibiydi.

"Burada kalırsam bunu kaçırmış olacağım." İşaret parmağım karın kaslarını gösterirken devam ettim. "Seninle kalırsam da evli çiftler gibi olacağız ve ikisi de iğrenç."

"Hem alındım hem de gururum okşandı." Yüzünde bahsettiği iki duygudan da iz yoktu. Her zamanki gibi konuşmalarım hoşuna gittiği için sırıtıyordu.

"Alınma ama..." Cümlemi bitiremeden beni kolumdan yakalayarak kendisine çekti.

"Seni sevme düşüncemden nefret ediyorsun, neden?" Dudakları boynuma inerken nefretimi sorgulamam için bunu yaptığını biliyordum. Dudaklarına dayanamayacağımı düşünüyordu ve haklıydı.

"Nefret etmiyorum, hatta hoşuma gidiyor bile denebilir. Sadece bu seni daha tahmin edilemez yapıyor ve bunu sevmiyorum. Zamanla beni ben yapan her şeyden nefret edecek ve değiştirmeye çalışacaksın." Arslan'ı tanıdığım ilk andan beri ilk defa doğru düzgün bir cümle kurmuştum. Alaylı olmayan ve kalbimi açan ilk cümleydi bu. Değişen tavrımdan dolayı boynumdan çıktı. Şimdi gerçekten ciddiye alıyordu beni.

"Ben bu halini sevdim Doruk, bu halinin değişmesini istemem." Sözlerine karşılık gülümsedim ama yanılıyordu. Yanıldığını görecek kadar uzun bir süre yanında kalıp kalmayacağımdan emin olmadığım için gülümsemeden başka yanıt vermedim ona.

"Zaten seni değiştirmeye çalışacak kadar uzun yaşayamayacağım." Ciddiyeti atarak ortak frekansımıza geri döndü. Ben de ona uyum sağlayarak sırıttım.

"Benimle kalıyorsun." Odanın kapısını kapatarak beni peşinden sürükledi.

Odaya girdiğimiz ilk anda dikkatimi çift kişilik yatak çekti. "Buraya gelen ilk kişi değilim değil mi?" Arslan'ın geçmişini sorgulayacak kadar kıskanç biri değildim. Her şey gibi o da umurumda değildi ama yine de düşüncelerim aklımda yankılanmadan dilimde can bulmuştu.

Yatağa baktığımı gördüğünde yüzüne sinsi bir sırıtış kondurdu ve; "Bu yatak için ilksin." Dedi. Gururum okşanmalı mıydı? Belki ama pek bir şey hissetmedim. "Ama diğerlerinden bahsedersem eline yine silahı alacak gibisin." İşte başlıyorduk, beni de kendisi gibi sanacaktı.

"Detay versen bile sikimde olmaz." Dedim yatağa uzanarak. Onu kıskanmıyordum, asla da kıskanmayacaktım. Ayaklarımı üst üste atarken kollarımı da başımın altına koydum.

"Şimdi bana krallığımızı anlat da gül yüzüm gülsün. Öncelikle bahsettiğin güvenlik olayının hiç gerçek olmadığı kısımla başlayabilirsin." Onu bulmaya çalışırken birkaç farklı bilgi de bulmuştum. Montumun cebinden çıkardığım sigarayı dudaklarıma koyarak çakmakla ucunu yaktım.

"Öncelikle bunun gerçek olduğu ama ben olmadığım kısımla başlayabilirim ama." Bana doğru adımlayarak üzerime eğildi ve; "Evimde içme." Dedi sigarayı dudaklarımdan alarak.

Pimpirikli olmak da haklıydı, ev çok güzeldi. O kadar güzeldi ki ağzına sıçarken baya zevk alacaktım.

"Böyle kuru kuru dinlemekten nasıl zevk alacağım?" Sigaramın söndürülüp camdan aşağı atılmasını izlerken burnumu kırıştırdım.

"Kuru olacağını söylemedim." Arkasını dönerek bana baktı ve gömleğinin düğmelerini açmaya başladı.

"Ooo!" Nidamı uzatırken, hevesle doğruldum.

"Yükselme, banyoya gidiyorum." Heyecanlı ifadem yüzümde donarken bakakaldım. Cidden kuru olmayacak derken bunu mu kastetmişti? Ondan uzak durabiliyor olsam, en çok yükseldiği zamanda sırf bu anların inadına çeker gider, onu bitmemiş bırakırdım.

"Uzatma da anlat o zaman." Tekrar yerime çöktüğümde kollarımı önümde birleştirdim.

"Babamın işlerini anlattığım güvenlik bitirdi. Tüm bilgileri ifşaladı ve biz de battık. Yıllardır burada değildim ama babam için geri döndüm. Müttefiği yoktu, yalnızdı ve ben de sahte bir isimle ve kimlikle ortada olmalıydım. Paraya ve bir haine ihtiyacımız vardı. Adamı öldürüp yerini aldım. Kimse beni de onu tanımıyordu, yani benim için kolaydı. Bir hain öldü ve ölmeden bize son iyiliğini yaptı. Parayla birlikte geri döndüm, dönene kadar plan gizli kalsın diye babamla gizli bir sistem üzerinden görüştük."

"Bilgisayardaki şu bipleme!" Dedim heyecanla. Geçen sefer o ekranın arkasında kimin olduğunu sorgulamamıştım. Arslan anlatmaya devam ederken benim aklımda babası ile konuşurken ona masa altından sakso çektiğim gerçeği vardı.

"Evet, senden ayrılınca onun yanına geldim ve herkesi iki hafta gibi kısa bir zamanda toplamayı başardım. Sonra sen gelip birçoğunu öldürdün."

"Upss, çok da üzüldüm." Dedim alayla. Yüzlerinden bile belliydi ki orada ölen birinin ardından ağlayacak kimse olmazdı.

"Önce gerekenleri alacak sonradan onlara karşı duracaktım ama birileri her zamanki gibi kaosu kendisiyle birlikte getirdi." Tüm kıyafetlerini çıkardığında gözlerimi kıvrımlı poposundan alamadım.

"O birisi fazla güzelse ve kaos bile ona aşıksa ne yapabilir ki?" Benim suçumdu ama umurumda da değildi. Bir daha olsa bir daha yapardım, hem eğlenceliydi hem de Arslan'ı geri almamı sağlamıştı.

"Birisi sayesinde çok kötü şeyler oldu." Bana doğru gelerek ellerimi tuttu ve öne çekerek sırtımı yataktan ayırdı. "Aynı zaman da başlatmak için beklediğimiz birçok planın ilk aşamasını da sorunsuzca hallettin." O, montumu üzerimden çıkarıp tişörtüme geçerken ben, bedenimde dolanan yeşil gözlere hayranlıkla bakıyordum. Sözlerinden bana hayran olan o gibiydi ama böyle heykel gibi vücutla karşımda dururken zeka pek de önemli olmuyordu.

Altımdakileri çıkarmak için ayağa kalkmak istedim ama benden erken davranarak dizlerimin altından bacaklarımı, belimden de gövdemi kavradı ve kucağına aldı.

"Nereye gidiyoruz?" Sözde banyo yapacaktı.

"Sevişmeye..." Yüzündeki çekici gülüşe bakarken hayır demek ne mümkündü!

+ Bir bölüm daha?

- Tabii ki! Bir de soruyor musun cık cık cık

Ayrıca bazıları bir önceki bölümdeki minnak soft sahne için bu kadar soft'luk yeter demişti. Yavrularımın da kalbi var ya dhshshs birazcık aşık olmalarına izin yok mu?

-Lisa

Rehine - BxBWhere stories live. Discover now