21

20.4K 1.5K 590
                                    

"Hiç bırakmayı düşündün mü?" Gözleri yolda, elleri direksiyondaydı ama beni izliyormuş, bana dönükmüş gibi ilgiyle sordu. Kaçamak bakışları elime döktüğüm tozdaydı. Arabaya bindiğimizden beri hapı tozlaştırmakla uğraşıyordum.

Sonunda başardığımda ona yanıt vermeden önce burnumu yaklaştırarak hepsini çektim.

"Hayır." Dedim kafamı geriye doğru yatırarak. "Neden isteyeyim? Böyle mutluyum."

"Seni öldürüyor." Sesinde endişe yoktu ama bunu sorması beni rahatsız etti. Eskiden bırakmamı isteyen bir ailem olduğunu hatırlatıyordu bana.

"Baba?" Dedim ona doğru gülerek. "Cık ekini hakketmeyecek kadar üzerime düşüyorsun, hem de fiziksel anlamda değil."

"Bunları yedireceğimi biliyorsun değil mi? Seni yalvartabilirim, durmam için inleyerek yalvarırsın." 

"Yalvartsana." Elimi bacağına koyarak destek aldım ve ona doğru eğildim. İlk öpüştüğümüz gündeki pozisyona geçmek istiyordum ama Arslan ellerini direksiyondan ayırmayarak bana yardımcı olmuyordu.

"Kaza yapacağız." Dedi ama umursamadan elini tuttum ve direksiyondan kaldırdım.

"Sence umurumda mı?" Özellikle büyük arabalar seçtiği için mutluydum, bu sayede kucağına oturacak kadar yerim oluyordu. Ayrıca kaza yapmak istemiyorsa dikkat etmesi gereken oydu ben sadece öpecektim.

Ayağımı öteki tarafa atarak tamamen kuruldum kucağına. Yerimi almadan önce birkaç defa kendimi ona sürterek daha rahat oturmaya çalıştım.

Yerimi aldığım gibi boynunu öpmeye başladım. Daha yeni boşalmıştım ama yine de onu bakmak bile beni yükseltiyordu, onun için her an hazırdım.

Boynunda atan damarı hissediyordum. Özellikle oraya kondurdum öpücüklerimi. Dişlerimle hafif yokluyordum onu. Başımı kaldırdığımda gülümsediğini gördüm. Birileri bana alışıyordu, bu bakışlarından belli oluyordu.

Bedeni her zaman sıcaktı. Ona bu kadar yakınken daha iyi hissediyordum bu sıcaklığı. Ben ne kadar soğuksam, o da o kadar sıcaktı. Ellerimi kapüşonun içinden geçirip kollarımı ona sardım. Garip bir üşüme geldi üstüme. Bunun ilaçtan olduğunu biliyordum.

Normalde bedenini ellemek için yaptığım hamle bir anda mayıştırdı beni.

"Böyle uyusam, ne kadar rahatsız olursun?" Arzum gelen üşümeyle soğumuştu. Başımı göğsüne koyarak gözlerimi yumdum.

"Az kaldı, motele kadar dayanırım." Dediğinde gülümsedim. Uyuşturucular beni uçururdu, genelde uyutmazlardı. Sanırım dozu fazla kaçırmıştım.

Titreyişim artıkça daha da sıkı sarıldım Arslan'a. Bilincim kapanırken konuştuğunu duydum ama ne dediğini anlayamadım.

Işıklarda gözlerim kamaştığı için kafamı diğer tarafa döndürdüm. Ne kadar uyuduğumu bilmiyordum ama ellerini saçlarımda hissettiğimde eskisi kadar üşümüyordum.

"Doruk!" Diyordu endişeli bir sesle. Mırıldanarak uyandığımı belli ettim. "Polisler geliyor." Dediğinde neredeyse sıçrarcasına kalktım.

"İleride çevirme var. Kalkman lazım." Bir anda uykumdan sıyrıldım. Ya şimdi uyanacaktım ya da nezarette uyumaya devam edecektim.

"Ne yapacağız?" Benim için de sahte bir kimlik oluşturmuştu ama polislerin inceleyebilecekleri sistemleri vardı.

"Rol yapacaksın. Seni bilmiyorlar, resmi olarak aranmıyorsun." Başımı sallayarak onayladım onu.

*

Siyah cip onlara doğru yaklaşırken polisler kenara çekmesi için el işareti yaptılar. Kadın memur cipin içinde görebileceği en güzel adam olduğunu bilmiyordu. Siyah filmli camları indirerek ona gülümsediğimde gözlerinden belli etti ilk görüşte aşka düştüğünü.

"Ehliyet, ruhsat..." Dedi kadın gözlerini kaçırarak. Diğer arkadaşı fenerini yakarak arabanın içine baktı. Sadece ben vardım arabada, yani en azından onların görüş açısında böyleydi.

Kadın verdiğim belgelerin kontrolünü yaparken ben de en sıcak şekilde gülümsüyordum ona.

Herkesi durduruyorlardı ama beni durdurma nedenleri daha özeldi. Arabayı neredeyse zikzak çizerek kullanıyordum. Kadın sarhoş olduğuma emindi. Elindeki üflemeli şeyi bana doğru uzattığında bunun olacağını çoktan biliyordum.

"Gerek var mı bebeğim ya?" Dedim ağzımı yaya yaya. "Bir kadeh anca içmişimdir."

"Arabadan iner misiniz?" Dedi sesindeki ciddi tonu bozmayarak.

"Senin istediğin gibi olsun." Dedim ve motoru kapatmadan açtım kapıyı. Daha attığım ilk adımda yapıştım yere. Kadın beni tutmak için elini uzattı ama bilerek onun elinden kaçarak düştüm.

Fazla abartılı sarhoş rolümü düşüşümün verdiği acı nidaları ile desteklerken ikisi de tüm ilgisini bana verdi.

"Sanırım bir kadehten fazla içmişim." Dedim kahkahalara boğularak. "Yardım eder misin güzelim?" Elimi tuttuğu gibi ondan güç almak yerine onu da aşağı çektim.

Zamanında düşmesem üzerimi arayacak vakitleri olurdu ve belimdeki silahı elleriyle koymuş gibi bulurlardı.

Aşağı çektiğim için ne olduğunu anlayamayan güzellik silah sesiyle refleks olarak gözlerini yumdu. Çalışma arkadaşı ayağından yediği kurşunla inlerken o da kendi belindekine uzanmak istedi ama ben çoktan sürgüyü çekerek silahı ona doğrultmuştum.

"Aklından bile geçirme." Dedim gülümseyerek. Kaşlarını çatarak öfkeyle baktı bana. Basit bir arama görevinde böyle bir manyakla karşılaşmayı beklemedikleri belliydi ama içeride korumam gereken 1.95'lik bir bebeğim varken nerede olduğuna bakmadan bela olabilirdim.

"Kıpırdama güzelim." Gözlerim arkada değildi ama saklanan Arslan yerinden çıkıp şoför koltuğuna geçmiş olmalıydı.

Kadın bana özellikle süzerek bakıyordu, bu bakışın ben gittikten sonra eşkâl olacağını biliyordum ama bunun için çoktan hazırlık yapmıştık. Arslan kılık değiştirme ustasıydı ve her zaman yanında taşıdığı mavi lensler benim gözümdeydi. Saç rengim belli olmasın diye onun beresini ve kapüşonunu giymiştim. Kaşlarımdan kahve saçlı olduğumu düşüneceklerdi. İsmim yanlıştı ve ne kadar iyi anlatsa da uygun bir robot resim çizemezlerdi. Plakayı da buradan ayrıldıktan sonra halledecektik.

Arabamızın çalıştırıldığını duyduğumda gerileyerek arka kapıyı tuttum. Tek elimle açmaya çalışırken gözlerim hala kızdaydı.

"Adımı sorarlarsa, rüyalarmın erkeği dersin." Dudaklarımı büzerek öpücük yolladım ve kapıyı açtığım gibi kendimi içine atmaya çalıştım. Ben daha binmeden Arslan sürmeye başladı. Kendimi son dakikada içeri atmayı başarırken sürgüsünün ne zaman çekildiğini duymadığım silah patladı.

Bedenimi delen kurşunun şiddeti tamamen arabanın içine soktu beni. İçeri doğru savrulurken kafamı sert zemine çarptım ve bilincim kapandı.

Lisa: Fazla dikkat çekiyorsun Doruk yapma.

Loki Doruk: Parladığım için kıskanıyorsun bebeğim. Ayrıca kabul et aklında olduğum için sen bile ışıldamaya başladın.

Aklımda sürekli konuşan bir Doruk var. Beni kurtarmazsanız var olmayan birine aşık olacağım.

Biraz uslansın diye vurdurdum beyefendiyi shhedhwjns

-Lisa

Rehine - BxBWhere stories live. Discover now