GÖSTERMELİK SEVGİLİ | Texting...

By bbhikayeleri

7.4M 437K 251K

Terk edilmenin acısını yaşayan genç kızın başvurduğu garip yol kendine göstermelik bir sevgili bulup eski sev... More

açılış
bir
iki
üç
dört
beş
altı
yedi
sekiz
dokuz
on
on bir
on iki
on üç
on dört
on beş
on altı
on yedi
on sekiz
on dokuz
yirmi
yirmi bir
yirmi iki
yirmi üç
yirmi dört
yirmi beş
yirmi altı
yirmi yedi
yirmi sekiz
yirmi dokuz
otuz
otuz bir
otuz iki
otuz üç
otuz dört
otuz beş
otuz altı
otuz yedi
otuz sekiz
otuz dokuz
kırk
kırk bir
kırk iki
kırk üç
kırk dört
kırk beş - sezon finali
kırk altı
kırk yedi
kırk sekiz
kırk dokuz
elli
elli bir
elli iki
elli üç
elli dört
elli beş
elli altı
elli yedi
elli sekiz
elli dokuz
altmış bir
altmış iki
altmış üç
altmış dört
altmış beş
altmış altı
altmış yedi
altmış sekiz
altmış dokuz
kapanış
yılbaşı özel bölüm

altmış

83.7K 5.6K 2.3K
By bbhikayeleri

Medya: Ilgaz ve Çağlar

🌈

"Ilgaz Anadolu'nun..."

"Heh bizimki yine aşka gelmiş belli."

Şarkımı bölen Ilgaz'ın omzuna vurup çardakta yanına oturdum. Teneffüsteydik ve onun tek başına burada oturduğunu görür görmez yanına gelmiştim. Neşeli olduğum için ona, onun şarkısını söylüyordum ama yaranamıyordum beyefendiye. Ben gelir gelmez arkasına gizlediği eline bakıp, "Ne saklıyorsun sen?" diye sordum.

Omuz silkti. "Hiç."

Gördüğüm kadarıyla elinde telefonu vardı. Kaşlarımı çatarak elini zorla kendime çektim. "Madem hiç, görmemde bir sakınca yoktur değil mi buklelim?"

"Yani yok tabii de..."

"Selam Niloş!"

Aniden duyduğum sesle gözlerimi büyülterek Ilgaz'ın elini yukarı kaldırdım ve avucunun içinden bana sırıtarak bakan Çağlar'la karşılaştım. Telefonun ekranındaydı, demek bizimkiyle görüntülü konuşuyorlardı. Zamanlamam harikaydı doğrusu. Damdan düşer gibi aralarına girmese miydim? Aman olan oldu. Hem o az önce bana Niloş mu dedi?

Ilgaz'ın kolunu telefonun ekranı benim karşımda kalacak şekilde ayarlayıp karşımdaki Çağlar'a konuşmaya başladım. "Bana bak jöleli sen bu bizim aramızdaki lakapları çalmaya iyi alıştın ama devam edersen benim iyi tarafımı göremeyeceksin."

Güldü. "Hiç görmedim ki zaten."

Ama ben şimdi üzüldüm o böyle deyince...

"Gerçekten mi?" diye sordum mutsuzca. "Ben sana çok mu kötü davranıyorum Çağlar? Üzülme bak ben seviyorum seni." Tırnağımın ucunu gösterdim. "Şöyle ucundan falan ama sonuçta seviyorum."

Ilgaz sessizliğini korurken Çağlar yüksek sesli bir kahkaha attı. "Takılıyorum sana Nil. O kadar çok insandan o kadar kötü davranış gördüm ki sen onların yanında melek kalırsın. En azından yönelimimi aşağılamıyorsun, senin zorun benim bebeksi yüzümle. Kıskanıyorsun beni." Göz devirdim. Oysa gülerek omuz silkti. Umursamaz görünüyordu. "Ha ama beni ucundan seviyorsan gelişme var."

Burun kıvırdım. "Ne kıskanacağım be seni."

"Ilgoştan?"

"Bak hala Ilgoş diyor ya."

İkisi de aynı anda sırıttı.

Kolumu Ilgaz'ın omzuna atıp onu kendime çektim. Nispet yaparcasına telefonun ekranına bakıyordum şimdi. "Asıl sen kıskan, bak Ilgoş'um benim yanımda."

"Kalbi benimle sıkıntı yok," deyip göz kırptı. Cool yavşak.

O an konuşması için Ilgaz'a döndüm ama o yanaklarına varan kızarıklıkla birlikte gülmekle meşguldü.

Siz şimdi görürsünüz.

Kolumu Ilgaz'ın omuzundan çekip telefonu elime aldım ve Çağlar'ın görüş açısında kendimi bıraktım sadece. "Canım ya böyle mi söylüyor sana? Kalbinin sende olduğunu söyleyip kandırıyor mu seni?" Ilgaz kaşlarını çatarak bana bakmaya başladığında onu takmadan devam ettim. Bana yaptığı şakayı unutmuş değildim. Çağlar ilgiyle beni dinlemeye başladığında ciddi tuttum yüzümü de sesimi de. "Oysa buradaki halini bir görsen... Sen yoksun diye hep okuldaki çocukların kıçını kesiyor bu."

İkisi de aynı anda bağırdı. "Ne?!"

Çağlarınki şaşkınlık barındıran, Ilgazınki hayretlik barındıran bir tondaydı.

"Basketbol takımından Ogün'le da pek bir yakınlar." Dudaklarıma fermuar çekip sustum. "Benden duymuş olma ama..."

"Nil sen ne saçmalıyorsun?" diyerek telefonu elimden almaya çalıştı Ilgoş. İzin vermedim. O da sesini duyurmak için bağırdı garibim. "Çağlar inanma bu yumurtaya, aklınca şaka yapıyor. İntikam alıyor benden!"

"Aa hiç de bile! Hem ne için intikam alacağım öyle değil mi Çağlarcığım?"

Çağlar ekranın diğer tarafından sadece olan biteni izliyordu. Az önceki neşesi kaybolmuştu. "Öyle..."

"Öyle mi?" diye bağırdı Ilgaz ela gözlerini belerterek. "Çağlar inanma, Nil gerçekten yalan söylüyor. Ya ben seni zar zor kazandım, kaybetmek için yapar mıyım öyle saçma şeyler?"

Telefonu çekiştirdiğimiz için Çağlar yüzümüzü net göremiyordu muhtemelen. Ben zorla telefona bakıp, "Yapar tabii," dedim. "Erkek milleti sonuçta."

Ilgaz bir kez daha dehşete düştü. "Ne?"

Gerçekten Nil, ne?

Onuz silktim. Ne diyeceğimi bulamamıştım.

O sırada atışmamızı kesen Çağlar oldu, "Sonra konuşuruz Ilgaz," deyip görüntülü aramayı sonlandırdı.

Biraz vicdanım sızlamıştı ama o gün bana yazdıklarından sonra yaşadığım korkuyu hatırlayıp bu sızlanmayı bastırdım. Hem ben onun yaptığı gibi beklemeyecektim, şimdi sınıfa çıkar çıkmaz Çağlar'a her şeyi anlatacaktım. Bir nevi intikam aldığımı falan. Sadece bunu yaptığımdan buklelimin haberi olmayacaktı.

Ilgaz kapanan telefonuna üzüntüyle bakarken yanağından makas alıp çardaktan kalktım. "Görüşürüz buklelim, şakalı günler!"

"Cani yumurta!"

Bağırışına gülerek oradan ayrıldım ve sınıfıma çıktım.

Ders başlamadan Çağlar'ı arayıp konuşmuştum. Sorun tam anlamıyla oluşmadan ortadan kalkmıştı çabucak.

O olaydan sonra okul günümüz sakin seyrinde ilerledi. Son zamanlarda ihtiyacımız olan tek şey buydu sanki.

Sakinlik.

Çalan son ders ziliyle birlikte Soner ve ben ayaklandık. Benim derste felaket çişim gelmişti. Eve gidene kadar dayanamazdım. Bu yüzden yanımdaki Soner'e aşağı inmesini söyleyip birazdan geleceğimi belirttim. O Ilgazlarla buluşup çıkışa giderken ben lavaboya ilerledim. Kısa sürede işimi halledip çıkmıştım. O kısacık zamanda okul boşalmıştı bile. Biz öğrencilerin çıkış zilini beklediği kadar beklediği başka bir şey var mıydı acaba?

Sanmam.

Salına salına merdivenlerden inerken kısa bir düşme tehlikesi yaşayıp tırabzanlara tutundum ve yolun geri kalanını sakince indim. Okulun çıkış kapısına vardığımda hemen köşede beni bekleyen Yüsra ve Ilgaz'ı gözüme kestirmiştim. Onları en son bıraktığımda üç kişiydiler, esas oğlanımız nerede? Sorumun cevabını almak için seri adımlarla yanlarına gittim. Gider gitmez meşhur sorum çıkmıştı ağzımdan. "Soner nerede?"

Ilgaz bana biraz tripli olduğu için cevap veren Yüsra oldu. Başıyla ileriyi işaret ederken, "Orada," dedi. "Ona çarpan kızla konuşuyor."

Başım hızla okulun karşısındaki yola dönerken, "Ona çarpan kız mı?" diye sordum kaşlarımı çatarak. Yolun karşısında beyaz bir arabanın yanında duran iki kişi vardı. Biri sevdiceğim Soner diğeri tanımadığım bir kızdı. Kız Yüsra'nın boylarında yani 1.70 boylarında, ince belli, beline kadar inen kızıl rengi saçlarıyla hoş bir kızdı. Üzerinde yarım siyah tişörtü altında yeşil dizüstü eteği vardı. Dizlerine kadar çektiği siyah çorabı ve ayağına geçirdiği düşük topuk botlarıyla şık gözüküyordu. Yüzünü gördüğüm kadarıyla da bizim yaşlarımızdaydı. Dikkatimi çeken tek nokta Soner'le konuşurken saçını bir sola bir sağa atmasıydı. Anladık güzel saçların var da bundan Soner'e ne? Kaşlarım daha da derinden çatıldı gördüğüm manzara karşısında. "O kız kim be?"

"Soner'i hastaneye götürdüğümüz gün," diyerek açıklamaya girişti Yüsra. "Araba park edecekken yanlışlıkla kaldırıma çıkıp buna çarpmıştı ya o arabanın şoförü bu kız. O akşam bizimle gelmek istemişti de işi var diye gelememişti. Bizim adımızı adresimizi alıp gitmişti. Demek ki özür dilemeye gelmiş."

"Bana daha çok Soner'i görmeye gelmiş gibi gözüktü."

Konuşmaya dahil olan Ilgaz'a döndüm. "O ne demek ya öyle?"

"Senin kazma elden gidiyeah demek."

Sinirle onlara döndüm yeniden. Kız sürekli konuşuyor, Soner sakince onu dinliyordu. Ne anlatıyordu bu kız? Sanki Soner'i tanıyordu da konuşuyordu. Belki de tanımaya çalışıyordur. Ilgaz'ın dediği gibi onu görmeye gelmiştir. Çarpmak bahane Soner şahane dimi?

Tırnağımı hızla dişlerimin arasına alıp kemirmeye başladım. O sırada Ilgaz konuşuyordu. "Yalnız kız baya güzel. Altında da arabası var. Sohbeti bir kafeye taşımak isteyebilirler. İnsanlar hızlı bu devirde. Bizim yumurta da anca burada kendini kemirsin." İnleyerek ona döndüğümde omzumu dürttü. "Sevdiğin adam elden gidiyor diyorum sana, sen hala burada duruyorsun. Gidip kendini göstersene."

"Gösterip ne diyeceğim?"

"Orası da sana kalmış Niloş'um."

Bana kalmış. Ben biliyorum nasıl giriş yapacağımı.

Harekete geçtim. Yola araba gelip gelmediğine baktıktan sonra olmadığını görüp atlamıştım. Koşarak yolu tamamladım. Biliyordum ki çıkardığım sesten Soner benim geldiğimi anlayacaktı. Bu yüzden bir an bile tereddüt etmeden koşup sırtına atladım. "Selam!"

Soner aniden sırtına binen yükle hafif bir sendelemiş ama ikimizi de düşürmeden dengesini kurmuştu. Bacaklarımı iki yanından sarkıttığımda anında ellerini bacaklarımın altından geçirdi. Kollarımı boynuna dolayıp çenemi saç diplerine yasladım. Bu yükseklikten manzara baya iyiydi yalnız.

Soner başını iki yana sallayarak mırıldanmıştı keyifle. "Alkalin..."

Kız şaşkınlıkla yukarıda kalan bana baktı. "Selam, siz?"

"Ben Nil Gülin," deyip gülümsedim. Ellerimi sıkıca Soner'in göğsüne yaslamıştım. "Kusura bakmayın elim sevgilimin üzerinde olduğundan uzatamıyorum."

Yalan, istesem bal gibi bir elimi çözüp ona uzatırdım. Ama istememiştim.

Kızın gözlerinden geçen hayal kırıklığına şahit oldum. Gülümsemeye çalışarak konuştu. "Yeşim bende. Sorun değil, tanıştığıma memnun oldum."

Gülümsemem genişledi. "Hı hı bende memnun oldum." Başımı yandan eğip Soner'in yüzünü görüş açıma aldım. Hayranlıkla tepesindeki bana bakıyordu. "Hanımefendiyle işiniz bittiyse gidelim mi sevgilim? Arkadaşlarımız bekliyor."

Soner beni sadece başıyla onaylarken kız girdi söze. "Tabii. Ben kendimi ifade etmiştim zaten. Tekrardan çok özür dilerim, daha fazla tutmayayım sizi."

Soner bakışlarını zorlukla benden ayırıp kıza döndü. "Nezaketiniz için teşekkürler. Sevgilimi bekletmesem iyi olacak, size iyi günler."

Kız bir adım gerilerken ağızının içinde geveledi. "Size de."

O arabasına binerken biz karşıya geçmeye başladık. Normalde sırtından inebilirdim ama Soner sırtında olmamdan hiç rahatsızlık duymamış gibi beni yerime sabitleyip yürümeye başlamıştı. Ben de mutlu mutlu ayaklarımı sallamaya başladım. Ilgazcım yanılıyordu. Ben gitmeseydim dahi Sonercim benden başkasına yüz vermezdi ki. Elimden gittiği falan yoktu. Hem daha elimi tutmamıştı bile. Bugüne bugün sevgili sayılırdık. Sonuçta o günkü itirafımdan sonra yaşadıklarımız bir nevi çıkma teklifiydi. An itibariyle resmileştirmiştik bunu. Sevgilim sözcüğünü ilk söyleyen bendim, devamını getiren de o olmuştu. Şimdi harbi harbi Soner benim sevgilim miydi?

Ay yerim.

Dudaklarımı dibimde duran siyah saçlarının üstüne bastırdım sıkıca. "Yerim seni çocuk!"

Gülüşünü görmedim ama duydum. Bu yetti bana. "Benimle bu kadar iştahlı konuşmana hayran kaldım gül güzelim ama beni şu an bir yumurta olarak gördüğünden de şüphelenmedim değil."

Güldüm sadece, cevap vermedim. Çünkü bizimkilerin yanına varmıştık.

İkisi de bize gülerek bakıyordu. Soner onlara bakıp aynen şunu sordu: "Hanginiz Nil'i gaza getirdi?"

O an Ilgaz'ın yüzünde adeta evladıyla gurur duyan baba gülümsemesi belirdi.

Cevap fazlasıyla açık değil miydi?

🌈

Ilgazçım da olmasa... of herkese her eve lazım şundan bir tane ahhahahah

Hayat işte başta shiplediğin çocuk gider shiplediğin kıza sevgili ayarlar shjandnsnandnnanadn

Nil'in tavrını nasıl buldunuz?

Bence bir şeyini çıkarmadan gösterilebilecek en tatliş kıskanma tepkisiydi.

Seviliyorsunuz ♥
Instagram: bbhikayeleri

Continue Reading

You'll Also Like

1.4M 59.6K 98
Birçok erkek kızlar futbol oynayamaz kafasında... Eslem,Gece,Esim,Nefes bunun tersini yapmak için varlar.Ve kanıtladılarda.Bu 4 çılgın kız yanlızca...
178K 8.1K 40
KLASİK BİR GERÇEK AİLE/ABİ KİTABI (Küfür yok) Berbat bir hayat yaşayan İlgi başka bir kızla karıştığını öğrenirse ve tek kız olursa ne olur?
25.2K 320 5
İblisler, Melekler, Vampirler, Avcılar, Periler, Kurtadamlar, Cadılar ve bir gizemli okul. Krallıklar ve tahtlar. Krallar ve kraliçeler. Gerçek krali...
60.4K 1.3K 42
Geçen yaz yüzme kursuna başlayıp devamını getirmeyen İpek babasının zoruyla bir yüzme kursuna yazılır.Bu kursta okulun popüleri ve yakışıklısı Tunaha...