yirmi

106K 6.3K 3.5K
                                    

Medya: Cem

🌈

"Gülin biraz konuşabilir miyiz?"

Yüzümdeki gülümseme kendini şaşkınlığa bırakırken başımı sesin geldiği yöne çevirdim. Hemen yanımda tepemde dikilmiş Cem'di bu soruyu soran. Hem biz kantinde otururken masamıza gelme cesaretine hem de ikinci adımla bana seslenişine şaşırmıştım. Karşımdaki sevgili olduğumuz 10 ay boyunca Gülin ismini kullanmayan Cem olunca şaşırmam normaldi.

"Konuşamazsınız," diyerek ilk sert tepkiyi gösteren tuhaf bir şekilde Yüsra olmuştu. Kuzeni içindir deyip üzerinde durmadım ve onu yatıştırmak adına, "Sorun yok," diye mırıldandım. "Konuşacağım."

Yüsra'ya bakarken hemen yanında duran Soner'in az önce biz konuşurken sakin duran tavrının aksine öfkelendiğine şahit olmuştum. Masanın üstünde tuttuğu eli yumruk olmuştu ve her an Cem'in yüzüne inmeyi bekliyordu sanki. Onun bakışlarını takip edip Cem'e baktığımda onun da Soner'e bakıyor olduğunu gördüm. Onun bakışları Soner'in aksine alaylıydı. Aralarında oluşan gerginliğe bir anlam verememiştim ama benimle ilgisi olduğunu tahmin etmem zor olmamıştı. İkisi arasındaki sürtüşmenin yeniden alevlenmesini istemiyordum.

En iyisi kalkıp Cem'i buradan uzaklaştırmam olacaktı.

Sandalyemi geriye itip ayaklanacağım sırada Ilgaz kolumu tutup kulağıma eğildi. "Unutma, sonuç ne olursa olsun yanındayım."

Ona minnettar bir gülümseme gönderip kalktım. "Unutmam."

Bunun verdiği güvendi beni kantinden çıkaran.

Cem'le beraber karşımızdaki merdivenin altındaki boşluğa geçtik. En yakın ve sakin yer burasıydı. Ne konuşacağını merak ediyordum doğrusu. Kaç gündür mesajlarına cevap vermediğim için çözümü yanıma gelmekte bulmuş olmalıydı. Bir yandan iyi olmuştu. Onunla konuşup her şeyi netleştirmek istiyordum.

Tüm zırhımı kuşanıp kollarımı göğsümde topladım. "Ne konuşacaksın benimle?"

"Görüyorum ki söylediklerim ciddiye alınmamış."

"Ciddiye alacağım biri değilsin çünkü."

Ellerini sinirle sarı saçlarının arasından geçirdi. O bu hareketi yaparken gözümde elimin saçına gittiği anlar bir bir canlandı. Eskisi gibi heyecanlandırmadı. Sadece içimde bir burukluğa yol açtı o anılar.

"Anlamıyorsun," dedi bana doğru bir adım atarken. Gözlerinin mavisini görmek için başımı kaldırmak zorunda kaldım. "Seni kıskandığım için söylemiyorum o lafları. İyiliğini düşündüğüm için söylüyorum. Ilgaz'la aranızdaki şey her neyse bitirmelisiniz. Sonu senin için kötü olacak."

Başımı dik tutup ciddiyetle gözlerine baktım. "İyiliğimi düşünüyorsan bana doğruları söyle. Kıskanmıyorum diyorsun öyleyse burada, karşımda olma sebebinin ne Cem? Aptal egonu tatmin etmeni istemiyorum senden. Gerçek duygularını duymak istiyorum. Söyle," dedim, derken titreyen sesimi hemen toparlarken. "Söyle ki bileyim. Ona göre davranayım."

"Tamam," dedi. Bu kez ciddiydi. İkimizde şeffaftık. İnatlaşmalar, kıskançlıklar, egolar vesaireler yoktu. Gözlerimin içine baktı, üstüme geçirdiğim zırhı görmeden. "Bana inanır mısın bilmiyorum ama ben gerçekten seni düşünüyorum. Kırmak, üzmek istemiyorum seni. 10 ay boyunca bir şeyler yaşadık, paylaştık, bunları inkar etmiyorum, edemem. Seni sevdim de ama... Ama bitti Nil. Sana hala değer veriyorum, vermesem burada sana konuşuyor olmazdım. Ama artık dostça bir değer bendeki, fazlası değil."

GÖSTERMELİK SEVGİLİ | Texting ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin