otuz iki

98.7K 5.6K 1.5K
                                    

Medya: Ilgaz

🌈

Öyle böyle bu haftayı da bitirmiştik. Genel olarak okulun bitmesine az kalmıştı. Şunun şurasında bir ay kalmıştı okulun bitmesine. Haftaya son sınavlarımız başlıyordu. Onlara sıkı çalışıp iyi bir ortalamayla seneyi kapatmak istiyordum. 11.sınıfı bir şekilde atlatacaktım, telafisi olurdu ama seneye... Hem okuldaki derslerime hem de üniversite sınavına çalışmam gerekecekti. Ilgaz'la arayı düzeltmem lazımdı. Onun engin kimyasal bilgisine ihtiyacım vardı. Matematiği yapıyordum, kimyada Ilgaz iyiydi, Soner edebiyatta iyiydi notlarını duyduğum kadarıyla ve Yüsra... O sadece bedende iyiydi. İstese her dersinde başarılı olabilirdi ama kendini hayat mücadelesine öylesine kaptırmıştı ki eğitimini iş hayatının gerisinde tutmuştu. Ona bu konuda sürekli kızıyordum.

"Sen yine içinden kime saydırıyorsun?"

Yanımda oturan Yüsra'nın konuşmasıyla düşüncelerimden sıyrılıp ona döndüm. Kantindeydik, masada üçümüz oturuyorduk. Yüsra yanımda, Ilgaz karşımdaydı. Ilgaz kendi ısrarlarıyla oturmuştu yanımıza, gitmesini istemediğim için sesimi çıkarmamıştım.

Yüsra içimden ona saydırdığımı bilse ne tepki verirdi acaba?

Gülerek omuz silktim. "Kimseye saydırmıyorum."

"Kötü bir yalancısın," dedi önündeki meyve suyundan bir yudum alıp. "Kaşlarını çatmıştın. Biz konuşmadığımıza göre içinden düşündüğün bir şeye kızmış, saydırıyordun."

Ilgaz atladı hemen. "Beni düşünüyordu kesin, ondandır."

"Hı, seni dövmeye nerenden başlasam diye düşünüyordum."

Masaya eğildi ve sağ yanağını uzattı. "Buradan başlayabilirsin yumurtam."

Gülerek yanağından ittirdim onu incitmeden. "Şebek bir dur. Dövmeyeceğim varsa da döveceğim şimdi seni."

"Tamam tamam durdum."

Kendim için aldığım ama şu an canımın çekmediği balık kraker paketini ona doğru uzattım. "Al bundan ye, seversin sen."

Bana havadan öpücük atıp uzattığım krakeri aldı ve yemeye başladı. Ancak ağzı dolu olduğunda konuşmuyordu. Asla onu susturmak için vermemiştim krakerimi asla.

"Nil," diye seslendi bana Yüsra düşünceli bir sesle. Bakışlarımı Ilgaz'dan çekip ona yönelttim. "Soner sınıfta mıydı? Sabahtan beri yazıyorum ama ulaşamıyorum, şarjı bitti herhalde."

Başımı iki yana salladım. "Sınıfta değil, gelmedi bugün okula."

"Allah Allah," diyerek hunharca yemeğini yiyen Ilgaz'a döndü. "Ilgaz sen biliyor musun nerede olduğunu?"

Ağzı dolu olduğu için konuşmazken başını olumsuz anlamda salladı.

Soner'in gelmeme sebebini ikisi de bilmiyor muydu?

İlginçtir ki ben biliyordum.

Bildiğim şeyi söylemekten de geri durmadım. "Ablasındaymış, yeğenine bakıyormuş."

İkisinin de bakışları aynı anda bana çevrildi. Ilgaz bıyık altından gülerken Yüsra şüpheyle gözlerini kısmıştı. "Nil?"

Gerildim. "Efendim?"

"Sen nereden biliyorsun Soner'in ablasında olduğunu?"

Rahat görünmeye çalışarak omuz silktim. "Kendisi söyledi."

"Ha konuşuyorsunuz yani."

Konuşmuyorduk ki. Kaşlarımı çatarak açıkladım. "Konuşmuyoruz. Sadece Ilgaz'la ne sakladıklarını öğrenmek için mesaj atmıştım, o sırada muhabbeti geçti."

GÖSTERMELİK SEVGİLİ | Texting ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin