Çocuğumun Annesi Olur musun?

By B_Batur

12.4M 503K 53.1K

Romantizm #1 Hiçbir hasta inancını kaybetmiş bir insan kadar umutsuz vaka değildir. Umudumu ve sahip olduğum... More

GİRİŞ BÖLÜMÜ
Çocuğumun Annesi Olur musun?
TELİF HAKLARI ( Emek Hırsızlığına Başvuranların Başına Neler Gelebilir? )
Bitmiş Bir Hayat...
Kaza
Daha Çok Vicdan Azabı Çekeceksin
Hayat Kurtaran Teklif
Karar
Kuşku
Yüzleşme
Nikah
Beklenmeyen telefon
Korkmak Yok!
Olmaması Gereken Hisler
Hayata Dön!
Saat Kulesi
Tanıma
Özgecan İçin Destek
İş Daveti
Hakan Hâlâ O Kadını Seviyor
Hakkım Yok!
Sen Bana İnanmadın!
İlk İtiraflar
Seni Seviyorum
Ben Onun Annesiyim
Gerçekler
Cevapsız Sorular
Çok ÖNEMLİ!
Bıçak
ÇAOM - Alıntı + Önemli
Haram Mutluluk - Part 1
Haram Mutluluk - Part 2
Ölüm Haberi
Telif Hakları
Veda
Korku
ÇAOM - Alıntı + Röportaj
Belalı - Part 1
Belalı - Part 2
Gökyüzü Kan Renginde
ÇAOM - Alıntı
Umut
Bildirim
Geri Dönüş...
Plan - Part 1
Plan - Part 2
Karşılaşma
Yardım Edin!
Kızım
Sana Tapıyorum
#taciziifşaediyoruz
Kalbimsin
Sürpriz
Geçmişin İzleri - Part 1
Geçmişin İzleri - Part 2
Umut Işığı
Umut Işığı - Part 2
Can Acıtan Sözler
Davete Sürpriz
Cennet Kokulu
Babamla Evlenir misin Anne?
Ziyaret
Kına
Aidiyet
Üzgünüm
Doğum Günü
ÇAOM - ALINTI
Uzlaşma - Part 1
Uzlaşma - Part 2
Korku
Final - Part 1
Final - Part 2
Çocuğumun Annesi Olur Musun? 2 "Aşk Affeder mi?"
Özel Bölüm 1
Özel Bölüm 2 - Part 1
Özel Bölüm 2 - Part 2
Özel Bölüm 3
Özel Bölüm 4 ( 7 MİLYON OLDUK! )
Özel Bölüm 5 ( 8 Milyon Olduk! )
Özel Bölüm 6 ( 11 Milyon Olduk! )
ÇAOM'UN DÜZENLENEN HALİNDEN BİRKAÇ KISIM & İSİM SORUSU
🖤 Ahsen & Hakan Özel 🖤
İlk Kitabın Final Bölümünü Yazdım

Komedi Filmi

196K 8.1K 707
By B_Batur

     Yeni bölüm geldiUzun suredir hikayemi yazıyorum. Her türlü yoruma çok önem vermeme rağmen bölümlerdeki yorum ve vote sayısının az olmasi beni üzüyor. Okuyan arkadaşların begenmeseler bile en azından kötüydü diye yazmalarını rica ediyorum. Bölüm hakkındaki yorum ve votelerinizi bekliyorum. Keyifli okumalar,umarim begenirsiniz!

Yanımıza gelen hemşireyle bilrlikte kafamın içinde savaş veren düşüncelerden sıyrıldım.

"Sonuçlarınız çıktı Hakan Bey,Engin Bey sizi bekliyor."

"Sağolun."

Hakan'in yerinden kalkmasıyla birlikte dakikalardir oturduğum ve tek kelime etmedigim yerden kalktim,bir şey ile meşgul olduğumu düşündüren dergiyi de bir kenara bıraktım.O önde ben arkada ilerledik arkadaşının odasına doğru. İçimde nedenini bilmediğim karışık duygular vardı. Bu neyin korkusuydu bilmiyorum. Hakan kaypiyi açtı ve girmem için işaret etti. İçeriye girdiğimde Hakan ile aynı yaşta bir adam vardı,içeriye girmemle birlikte gözlerini bana dikti. Sanki, benim nasıl biri olduğumu hemen anlamaya çalışan bir çift yabancı göz vardı. İçeri girmemizle ayağa kalkmıştı,elini bana doğru uzattı.

"Merhaba Ahsen,ben Engin. Memnun oldum."

Eli o kadar soğuktu ki,sesi Hakan'in yaşadıklarından bile beni sorumlu tuttuğunu hissetirecek kadar yargılayıcıydı. Bu sorgulayıcı gözler kendimi kötü hissetmeme neden olmuştu. Elimi uzatırken "Ben de" diyebildim sadece. Oturduktan sonra Hakan başladı söze

"Evet Engin,nasıl çıktı sonuçlarım?"

Hakan'in sorduğu soru ile birlikte gözlerini Önünde duran zarfa çevirdi ve aldı eline, önce bana baktı sonra gözlerini Hakan'a dikti. Derin bir nefes aldı.

"Sonuçların bu zarfın içinde,açıyorum şimdi."

Ağır ağır açtı zarfı,defalarca kez göz gezdirdi,şu an bu yaptığından hiç memnun olmadığı her halinden belliydi.

"Sonuçlar iyi Hakan, az kalmış olmasına rağmen hâlâ zamanımız var."

Bu cevaba Hakan'in tepkisi ise baş sallamadan ibret olmuştu,oysa ben ondan duygularını daha net belli eden bir tepki beklemiştim. Yüzü ve bakışları neler düşündüğünü hiç ama hiç anlatmıyordu. Engin Bey bana döndü.

"Artık sana bakabiliriz Ahsen,birazdan hemşire seni alacak,kan tahlilleri,ultrason filmleri falan çekilecek. Hazir mısın?"

"Hıhı"

Az sonra güler yüzlü bir hemşire geldi. Onunla birlikte çıktım odadan. Bir saat boyunca tüplerce kan aldılar,ultrason filmleri çektiler. Artık başım dönmeye başlamıştı,sanırım hemşire bunu fark etmiş olacak ki beni yavaşça yanımızda duran sandalyeye oturtu.

"Hanımefendi,bitti ama sanırım siz kötü oldunuz,ben size su getireyim."

Birkaç dakika sonra elinde tuttuğu kutu su ile birlikte geldi ve içmeme yardım etti. Benden en az on yaş büyük olan kadının gözlerine baktım ve kendimi tebessüm etmeye zorlayarak "Teşekkür ederim" dedim. Tebessüm etmek,gülmek... Bu ifadeler yüzümü terk edeli ne kadar zaman olmuştu? Yüzümü ıssız bırakalı ne kadar zaman geçmişti? Bu ifadelere küsmek bana ne kazandırmıştı ki?Oysa eskiden kahkahalarim bütün okul koridorlarını inletirdi,herkes beni güzel yapan en güzel şeyin masum gülüşüm olduğunu söylerdi. Şimdi ise...

Bunlari düşünmeye dalmışken hemşirenin sesi irkilmeme neden olmuştu.

"İyi misiniz simdi?"

"İyiyim,sağolun."

"Burada biraz daha kendinize gelin,eşiniz Engin Bey'in yanında,onlarin yanına gidersiniz sonra."

"Tabi."

Birkaç dakika sonra kalktim yerimden ve Engin Bey'in odasina doğru ilerledim,kapının önüne gittiğimde tam kapıyı açacaktım ki aralık olduğunu fark ettim. İçeriden sesler geliyordu,içeri girmeye cesaret edemedim,iç sesim bana şimdi iceri girmemim yanlış olduğunu fisildiyordu.

"Bu yaptigin hiç doğru değil Hakan,kızı görmüyor musun? İki defa intihar etmiş ,kim bilir nasıl sorunlu bir psikolojisi vardır! Diyelim gebelik gerçekleşti ve bu kız senin çocuğunu taşımaya başladı. İleride kendiyle birlikte sana ve bebeğe zarar vermeyeceğini nereden kestirebilirsin?"

"Engin! Seninle bunlari defalarca kez en baştan konuşmaktan gerçekten sıkıldım. Ben bir daha bunlari duymayı istemiyorum! Ayrıca o kıza sakın öldürecekmis gibi bakma,nasıl kötü olduğunu görmüyor musun? Ya,hayir! Sen ne ara bu kadar anlayışsız oldun!"

Gözümden zehir gibi bir yaş daha düşmüştü,yüzümü esir alan bu damlalar beni çok yormuştu,artık ruhum bedenimi taşıyamayacak kadar yara almıştı. Bu gune kadar yüzlerce göz yaşı dökmüştüm ama hiçbiri bu yangını söndürmeye yetmedi. Tam o sırada hemşire arkamdan seslendi. Onun seslenmesiyle birlikte kafamı arkama çevirdim,sanırım onlarda hemşirenin sesini duymuş ve onları dinlediğimi anlatmıştı.

"Ahsen Hanim iyi değilsiniz,neden ayakta duruyorsunuz? İceri geçseniz."

Tam o anda Hakan da kapinin önüne çıktı.

"Ahsen bir sorun mu var?"

"Hayir beyefendi,kan verdiği için biraz başı döndü sadece ama iyi şimdi.

"Ahsen! Hadi gel,otur. Seninle birlikte gelmem gerekirdi,özür dilerim."

Kolumdan tutarak beni o adamın masasının önündeki koltuğa oturtturdu ve önümde diz çöktü.

"Ahsen,simdi iyisin değil mi?"

Gozlerine baktığımda bu genç adamın iyi olup olmadığımı gerçekten merak ettiğini anlamıştım. Bu adam benim için her seferinde endiseleniyordu. Henüz anlaşmamız gerçekleşmiş olmamasına rağmen bana karşı bir korkusu vardı. Son zamanlarda gördüğüm,tanıdığım ve artık erkeklerden nefret etmeme neden olan o adam sıfatlıların tam tersi özelliklere sahip olması kalbimde cok derinlere gömülmüş vefa gibi duyguların yüzeye çıkmasına neden oluyordu. Bu durum bazen hayatta kimseye guvenmemem ve inanmamam gerçeğini perde arkasina ittiginden dolayi çoğu zaman bu adamın bu kadar düşünceli olmasına kiziyordum. Bu tavirlarinin bana yapılan kötülüklerle birlikte artik taşa çevrilmiş olan kalbimi yumusatmasindan korkuyordum çünkü,yumuşamaası gerekirdi,her şeyimi kaybetmisken eskisi olmak gibi bir kavram yoktu.

"İyiyim."

İyi oldugumu soylemele birlikte o da karşımdaki koltuğu çöktü. Sonuçların çıkması yaklaşık olarak iki saat almıştı,Engin denen o adamın bu gününün boş olması yüzünden sonuçların gelmesini onun yanında beklemiştik. Sürekli eşinden ve kızından bahsetti. Eşinin adının Açelya ve kızının adının Tuğba olduğunu öğrendim,eşine olan aşkından bahsederken gözlerinde parlayan o ışığı görmemek mümkün değildi. Lise yıllarındaki anılardan bahsettiler. Tıpkı benim ki gibi güzel yıllar geçirmişlerdi,geçmişte kalan yıllar,masum ve güvende.

Sonunda sonuçlarım gelmişti. Biran önce o adamın sonuçlara bakmasını istiyordum. Daha fazla bu adamın bakışlarına ve bu mutlu anılarını dinlemeye dayanamayacagimi biliyordum çünkü. Eline aldi sonuçları,geleceğimi belirleyecek olan o sonuclar o kagitlarin icinde yazıyordu. Merak ediyordum,belki de hamile kalmama engel olacak sorunlar vardı,belki düşünmeden verdiğim ve iyi mi kötü mü olduğunu bile bilmediğim bu karardan beni bu sonuçlar kurtarırdı. Eline almış sonuçları açacaktı ki çaycı elinde tepsiyle geldi ,herkese kahvelerini verdikten sonra çıktı odadan, bu gerilim ortamını bir nebze olsun bozmayı başarmıştı.Bu merak ve endişeyle beklemek zorluyordu beni,geleceğimin yazılı olduğu o sonuçların nasıl olduğunu öğrenemediğim her saniye bende zehir etkisi yapiyordu ama neyseki panzehrimi o adamın sonuçları açmasıyla birlikte almaya başlamıştım. Bu sonuçların nasıl çıkmasını istediğimi ise bilmiyordum,bildigim ne kalmıştı ki zaten.

"Evet,tedaviye hemen baslayabilecegimizi gösteriyor bu sonuçlar. Nomal sartlarda kadınlarda belirli periyotlarda çeşitli testlerin yapılması gerek. Ama bu uzun yıllar uğraşan ve çocukları olmayan ailelerde gerekli olan bir durum."

Artık ne olduğunu ve beni nereye götüreceğini bilmedigim bir maceraya fiili olarak atılmıştım. Bu tumsekli yol Hakan'in bana anlattığı gibi iyi bir sonuçla mı bitecekti yoksa beni daha mı beter edecekti şimdilik bilmiyordum. Tek bildigim bu yolun yokuşlar ve tumseklerle hayli zor olacagiydi.

"Peki Engin,simdi ne yapmamiz gerek?"

"Oncelikle seninde durumunu göz önüne alarak iki gün sonra tüp bebek tedavisine baslayabiliriz,öncelikle bir süre hormon tedavisi yapmamız gerek sonra sizinde bildiğiniz gibi labaratuvar da dölleme işlemini gerceklestiricez ve yumurtayı anne adayına daha doğrusu Ahsen'e tekrardan yerlestiricez. Bu sekilde tüp bebek işlemini gerçekleştirmiş olucaz ve bu işlem gerçekleştikten iki hafta sonra da gebelik testini yapicaz ve hamileliğin gerçekleşip gerçekleşmediğini anlamış olucaz."

"Yani tedavi sonunda gebeligin gerçekleşmeme ihtimali var."

"Elbette ki yüzde yüz tedavi başarılı olur diyemem,bunu hiçbir doktor hiçbir koşul altında söyleyemez ama Ahsen'in yaşını ve biyolojik anlamda sağlıklı oluşunu göz önüne aldığımızda tedavi sonucunda hamile kalma olasılığı yüksek."

"Yani iki gün sonra tedaviye basliyicaz."

"Elbette,ancak bu süreçte aşırı stres gibi durumlar kadınlarda gebe kalma olasılığını büyük oranda düşürür,bundan sonraki yaşantınızda bunu da göz önünde bulundurmaniz gerek."

"Anlıyorum Engin. O zaman biz çıkalım artık,iki gün sonra yine gelicez mutlaka."

Hakan tam yerinde kalkmıştı ki,elini çarpması ile birlikte önünde duran kahve fincanini üzerine döktü. Kahvenin soğuk olması burada yaşanacak ciddi bir durumun önüne geçmeyi başarmıştı. Hakan'in üzerini temizlemek için gitmesi ile birlikte ben ve Engin odada yalnız kalmıştık. Hakan'ın odadan çıkmasının hemen ardından oturduğu koltuğundan kalktı ve masasinin etrafindan dolanarak yanıma ulaştı. Yanıma geldiğinde benden hiç mi hiç hoşlanmadığını nefes alip verirken ki o sesin boguklugundan anlayabiliyordum. Bana ne söylemek icin yanıma geldiğini ise henüz tam olarak anlayamamıştım,hemen çaprazımda duran koltuğa oturdu ve emir verici bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

"Yuzume bak Ahsen! Bak birazdan Hakan gelecek,o yüzden söylemek istediklerimi sana anlatmam icin çok vaktim yok. Bak,Hakan çok iyi bir insan,ben onun çok iyi bir baba olacağını,olabileceğini biliyorum. Ama sizin yaptığınız bu anlaşma,ben bardağın dolu tarafından bakıyorum,boş tarafından bakıyorum ama olmuyor,bu yaptığınız akıl alır bir iş değil. Hakan benim icin çok önemli ve hayatını geri dönüşü olmayan bir çıkmaza sokmak üzere. O ne kadar büyük bir yanlışa zemin hazırladığının farkında bile değil. Bak Ahsen,ben şu anda ,yani biraz once çocuğunuz olmaz bu işten vazgeçin diyebilirdim ama yapmadım,yalan söyleyemezdim çünkü."

"Siz bu konusmanizi nereye götürmeye çalışıyorsunuz,lütfen..."

"Sana bir teklifim var Ahsen! Sana tam yüz bin lira teklif ediyorum. Bu parayla kendine bir ev tutarsin ve küçük bir iş kurarak hayatına devam edersin. Biliyorum,eğer biraz önce planını yaptığımız o çocuğu doğurursan Hakan sana bunun katlarcasini verir,iyi yaşamanı sağlar. Ama bu süreç senin içinde kolay olmaz,bir tedavi görmek,bir bebeği dünyaya getirmek bu evcilik oyunu değil. Zorlu ve ağrılı bir süreç. Formaliteden de olsa evlenmiş ve doğum yapmış bir kadın olarak hayatına hiçbir şey olmamış gibi devam edemezsin!Bu parayı al ve Hakan'in hayatindan çık! Hem sen istemediğini bir süreci yaşama hem Hakan'in bir kez daha hayatının hatasını yapmasına engel ol,her şey senin ellerinde."

Bu adamın bu sözleri tarifi imkansiz bir yumruğun boğazıma oturmasına neden olmuştu,nefes alip vermem zorlaşıyor,konuşmam ise imkansizlasiyordu,bu adam beni ne zannetmisti,paradan ibaret satılık bir kadın olduğumu mu? Ben böyle bir yakıştırmayla etiketlenecek ne yapmıştım,hayatim boyunca yaptığım hangi kötülük beni böyle yollara savurmustu? Ağaçtan düşmüş bir yaprak gibiydim ama her gelip geçen ezmek zorunda mıydı?

"Siz beni yanlis anlamissiniz,ben..."

"Tamam bak Hakan geliyor,sana düşünmen için iki gün müddet,iki gün boyunca sende enine boyuna iyice düşün,şu an yaptığımız,planladigimiz şeyin ne kadar çok saçma olduğunu anlayacaksın."

Yerine oturmasıyla aynı anda kapı açılmış ve Hakan girmişti içeri. İki arkadas vedalastiktan sonra çıktık hastaneden,yağmur başlamıştı. Gökten boşanırcasına yağan yağmur etrafa hoş bir kokunun yayılmasını sağlamıştı,hoş bir toprak kokusu,doğal ve rahatlatıcı bir koku. Yeryüzüne düşen her bir damladan çıkan o ses bu kadar ahenkli olmak zorunda mıydı? Yağmur en çok sevdiğim şeydi hayatım boyunca.Kısa sürede ulaşmıştık eve,Hakan 'in kapıyı açmasıyla birlikte hemen girdim eve,bu gün o hastane ortamından ve o adamın sözlerinden sonra iyi bir uykuya ihtiyacım vardı. Tam merdivenlerden çıkmak için yönelmiştim ki güçlü bir el bileğimden tutup arkama dönmemi sağlamıştı.

"Nereye Ahsen?"

"Uyuyucam!"

"Hayir uyumayacaksin!Önce saatlerce ağlayacaksın,icindeki o canavarın seni yiyip bitirmesini izleyeceksin,o canavar senin kanını tamamen emdiginde uyuyucaksin ve uyandığında yeniden ağlamaya başlayacaksın,degil mi Ahsen? Ama neden?"

"Anlamadim!"

"Neden mutlu olmaktan korkuyorsun!"

"Mutlu olmak imkansız ve ben imkansızı gerçekleştirecek kadar güçlü değilim."

"Benim hayatım mahvoldu Hakan,sen bana mutluluk diyosun. Benim annem..."

"Senin annen,baban ve kardeşin yanarak öldüler sonra sen istemediğini, ait olmadığın bir hayatin içine düştün ve çok acı cektin. Bunları biliyorum ve en az yüz kere dinledim senden. Ahsen! Bu dünyada hepimizin farklı bir sınavı var,belki bizimki ağırdı ama eğer bunları hatırlarsan,hayati yaşadığın mutsuzluklardan ibaret bir dünya haline getirirsen evet mutlu olman imkansiz. Ahsen! Sen mutlu olmayı,hayata dönmeyi istemezsen kimse sana mutluluk seninde hakkın demez! Ömrün boyunca yas tutamazsin! Dünyaya ve geride kalanlara küsmek kaybettiklerini geri getirmeyecegi gibi unutturmazda"

"Evet,kimse benim mutluluğum icin uğraşmaz,sende uğraşma!"

"Sen benim için önemlisinin ve yanımda kaldığın müddetçe de hep uğraşıcam. Şimdi yukarı çıkmak yok,normal insanlar gibi film izliyicez."

"Hayatımız film olmuşken kimin hayali filmlerini izliyicez?"

"Evet,haklisin,hayatımız film olmuş olabilir ama bizim hayatımızda komedi yok ve biz bu akşam normal insanlar gibi komedi filmi izliyicez."

"Saçmalıyorsun Hakan! Ben yoruldum ve uyuyucam,iyi geceler!"

"Hayir uyumayacaksin! "

Beni tutup televizyonun tam karsisindaki koltuğa oturttu ve kucağıma da en az on beş tane komedi filmi bıraktı.

"Şimdi sen bunlardan birini seçeceksin ve bende mısır patlaticam,hadi,eğer hemen uyumak istiyorsan hızlıca birini seç Ahsen!"

Beni filmlerle başbaşa bırakıp mutfağa gitti,buna ne gerek vardı ki? Elimdeki filmlere baktım,hepsi hiç bilmediğim filmlerdi,sanırım yeni filmlerdi bunlar. Ben ne anlardım ki komedi filmlerinden,benim işim dramadan ibaretti. Elimdeki filmlere bakarken mutfaktan Hakan'in seslendigini duydum.

"Ahsen! Ahsen! Ahsen bir dakika gelir misin? Ben... Değişik bir şey oldu."

Yerimden kalktım ve hızlı adımlarla mutfağa doğru gitmeye başladım. Mutfaga gittiğimde mısırların havada ucustugunu gördüm,patlayan mısırlar havada ahenkle dans ediyorlardı. Hakan ise eli ayağına dolaşmış bir şekilde bir o tarafa bir bu tarafa koşmaya başlamıştı. Mutfaksa pek mutfak gibi görünmüyordu,sadece beş dakika içinde bu mutfakta tek kişi nasıl bir savas çıkartmıştı böyle. Hakan masanin kenarında duran havluyu almak isterken birden meyve dolu olan koca kutuyu yere devirdi ve aynı anda koca bir mandalinayi basarak ezdi,bir elma yuvarlanarak bana doğru geldi. Bense ne yapacağımı bilmez bir şekilde olduğum yerde donup kalmistim. Gördüğüm,yaşadığım bu manzara istemsiz bir şekilde gülme krizine girmeme neden olmuştu,ağlayarak gerçekleşen sinir boşalması artık yerini gülmeye mi bırakmıştı yoksa bu başka bir durummuydu,bilmiyorum... Elimi yüzüme kapattım ve yere çöküp gülmeye devam ettim,guldum,guldum... Az sonra Hakan yanıma gelmiş ve yere çökmüştü.

"Ahsen,ben tavaya yağ koydum,sonrada mısırları ama pişmek yerine havada ucusmaya başladı,neden böyle oldu ki acaba,ben bilmiyorum."

Kahkahalar atarken zorla konuşmaya,cevap vermeye gayret ettim.

"Şey... Mısır pişmez! Patlar! Kapağını kapatman gerek,hadi kapak bulalım!"

"Kapak mı? Ben kapakların nerede olduğunu bimiyorum!"

Hakan eli ayağına dolaşmış bir durumda dolaplarda tek tek kapak arıyordu,bir ara barakların olduğu bölmede bile kapak aramisti. En son koca bir tencere kapağı buldu ama artık tavada tek bir tane bile mısır kalmamıştı.

"Hay Allah,ben böyle olacağını hiç düşünmemiştim,mutfak mahvoldu,neyse mutfağı yarın düşünürüm,simdi düzgünce mısırları patlatmam gerek. Sen filmleri seçtin mi?"

"Ben bu filmlerin hiçbirinin adını bile bilmiyorum ki seciyim,hadi gidip sen seç bir tane,mısırları ben patlatirim."

"Sahi mi?"

"Madem bu akşam normal insan taklidi yapıcaz,tüm rolü rol arkadaşımın başına yıkmak olmaz,ben patlatirim."

Mutfak bu akşam düzelecek gibi değildi o yüzden sadece mısırları patlatıp içeri geri döndüm,döndüğümde Hakan içeride,filmi takmıştı ve elinde kumandayla beni bekliyordu. İkimiz ayrı ayrı koltuklarda uzanıp filmi izlemeye başladık,komik ve güzel bir filmdi. Cok uzun zaman sonra ağlamadan bir akşam geçirmiştim.

************** Hakan'in agzindan *************

"Çok güzel bir filmdi degil mi Ahsen?"

"Ahsen!"

Kafami ona doğru cevirdigimde gözlerinin kapalı olduğunu görmüştüm,sanırım uyuya kalmıştı, film izlerken uyuya kalmayı bende çok severdim ama bu akşam roller değişmiş gibiydi. Kalktim ve yukarı çıkıp onun için pike aldım ve geri döndüm,uykumun en güzel yerinde uyandırılmayı hiç sevmezdim,eminim bu durum onunda hoşuna gitmezdi,o yüzden bu akşam burada yatmasında bir sakınca yoktu. Önce üzerini sıkıca örttüm sonra ağzına girmiş o bir tutam saçı çıkarttım ve kenara ittim. Yapayliktan uzak o kadar masum bir yüzü vardı ki... Bu masumiyet bazen ona sunduğum bu teklif yüzünden kendimden utanmama neden oluyordu. Işığı kapattıktan sonra odama çıktım,gözüme takvim takıldı. Bir yaprak daha koparttım ve elimde buruşturup çöpe attım,bir gün daha geride kalmıştı...

Continue Reading

You'll Also Like

498K 20.4K 42
30-50k izlenen Yağız her gün yayın açar, Sohbet eder ve korku oyunları oynar. Işıl ise o yayıncıya aşık bir kızdır. Işıl habire yağıza Instagramdan y...
891K 54.4K 46
Hale, sosyal medyada yazdığı bir yorumun hayatını bu denli değiştireceğini nereden bilebilirdi ki.
1.5M 72.3K 61
Ela gözleriyle baktığı herkesi etkileyen Ahu Aladağ. Gri mavisi gözleri olan ve sert duruşuyla Ahu'nun gözlerine vurulmuş Yaman Beyoğlu. İki farkl...
486K 22.5K 51
Burak: Ne istiyorsun? 055*: Bu kadar kaba olma ya. 055*: Alt tarafı bir soru soracaktım. Burak: O zaman sor, ders çalışmam lazım. 055*: Alıkoyduysam...