Sen Bana İnanmadın!

156K 6.2K 364
                                    

      LÜTFEN OKUYUN:

   Arkadaşlar, öncelikle merhaba! Yeni bölüm geldi! Ve yeni bir hikaye de geldi!
"Üç Saniye" isminde kurgusunu ve yazmayı çok sevdiğim bir hikayeye başladım. Tanıtımını ve giriş kısmını paylaştım. "Çocuğumun Annesi Olur musun?"  okuyucularını bekliyorum, eğer okur ve beğenirseniz yeni bölümler gelmeye başlayacak. Hem yeni bölüm hemde yeni kurgum ile ilgili görüşlerinizi bekliyorum.

   Bölüm ithafı "Kelebek_Delisi"  adlı kullanıcıya geliyor. Geçen bölüm ilk yorumu yaptığı için. Kendisine teşekkür ederim, desteğini bırakma lütfen.

Araba camına yasladığında kafam bir ileri gidiyor, bir geri geliyordu. Yine bir hastane yolundaydık . Yine içine girdiğimiz yol, bizi hastaneye ulaştıracaktı. Gözlerim odaklanmıştı, geçtiğimiz her yere. Yollar hep aynıydı aslında, sokaklar, caddeler hep aynıydı. İnsanlar aynıydı, ifadeler aynıydı hep. Herkes aynı mücadelenin birer davacısıydı, yaşam savaşı veriyordu herbiri. Akşam evlerine döndüklerinde eve götürebilecek bir ekmeğin peşine düşmüştü hepsi. Günler hep aynıydı, güneşin doğduğu, battığı zaman ve yön hep aynıydı, bir günün yirmi dört saat oluşu, bir sene her şey birbirini tekrar eden bir dizindi. Bizlerde bu akımın bie parçasıydık, herbir insan bir gün doğar, mücadelesini verdikten sonra veda ederdi dünyaya. Çok değil, bir asır sonra hiçbirimiz burada olmayacağız mesela, ne Hakan, ne ben... Ne de Hakan'ın uğruna benim gibi bir cesetle uğraştığı çocuğu... O zaman bizim kalbimizdeki bu öfkenin, insanların birbirine olan kininin, birbirini üzmesinin, acı çektirmesinin, zulmetmesinin nedeni neydi? Koça bir hiç! O zaman bizim yaşamamızdaki amaçta koca bir hiçti... İnsanoğlu yıllarını koca bir hiçliğin kollarına atmıştı.

Arabanın durması ile birlikte bütün düşüncelerimi bir kenara sıkıştırdım, Hakan gelip kapımı açtığında onun yüzüne yalvarırcasına baktım. Ben o bebeğin varlığını biliyordum ama görmeyi istemiyordum, hem de hiç...

'' Lütfen... "

" Ahsen saçmalama, hamilesin ve kontrollerini elbetteki yaptıracağız, sağlığınız için muayene olmanız lazım ve sen hâlâ tuhaf davranışlarına devam ediyorsun. "

Davranışlarım tuhaftı gerçekten, en az yaşadıklarım kadar tuhaf hemde. Kediler gibi dokuz ay bekleyip zamanım geldiğinde bir köşede doğurmayacaktım herhalde, içimde barındırdığım bir canlının nasıl olduğunu görmek, bana herhalde bir şey kazandırmaz ya da kaybettirmezdi, öyleyse bu tuhaf davranışlara da hiç gerek yoktu. Arabadan imdim ve Hakan'ın peşine takılıp doktorun odasına doğru gitmeye başladık. Yine Engin'i görmeme gerekiyordu, o adamı uzun bir süre hep görecektim, mecburdum görmeye, katlanmaya.

"Hoşgeldiniz!"

"Hoşbulduk Engin!"

Oturduğu masanın karşısına oturduk, Hakan ve Engin arasında kısa bir sohbet geçti ve bu kısa sohbetin ardından Engin bana döndü.

"Evet Ahsen, gelelim sana. Nasılsın?"

"İyiyim..."

Hayır iyi değildim, yaşadığım o şoktan sonra hiç iyi değildim, hele burada olmaktan dolayı hiç hiç iyi değilim.

"Sancın, ağrın ya da bulantın var mı?"

Cevap vermemi beklmeden Hakan lafa atladı.

"Şimdi sorsan çok iyiyim, sağlıklıyım der. Ama sağlığı hiç iyi değil. Mide bulantısı var, yemek yemiyor ve ara sırada başı çok dönüyor ."

"Merak etme Hakan, bunlar normal, bir bebek geliyor dünyaya sonuçta."

İmalı bir bakış atmıştı bana, bu bakışta "Ben sana dememiş miydim zor olacağını? Gitmen gerektiğini söylememiş miydim?" cümlesini saklayan bir iz vardı.

Çocuğumun Annesi Olur musun?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin