Nikah

227K 8.8K 562
                                    

Çalan alarmın sesiyle gördüğüm rüyadan uyandım,hemen bu kabusun etkisinden kurtulmak için banyoya koştum, avuç avuç suyu yüzüme çarptım. Yüzümü kaldırıp aynada kendime baktım. Bu gün nikah günüydü,her genç kızın hayalini kurduğu ve son gecesi olduğunu bildiği için annesine sarılarak uyuduğu bu gecede ben kabus görmüştüm. Hayatım bir kabustu zaten ama en azından geceleri bu kabuslardan biraz uzak kalsam ne olurdu sanki?


 Yüzümü yıkamak bu defa yetmemişti, duş kabinine girdim ve buz gibi suyun altına oturdum. Üşümek son aylarda en sevdiğim şeylerden bir tanesiydi. İnsan üşüdüğü zaman ısınmak ister, tek derdinin donması olduğunu zanneder. Titremekten, başka bir şey düşünmeye mecali kalmaz. Hayatımın kara kışını yaşadığım bu dönemlerde üşümeyi de sever olmuştum.


Üşüyordum, hem de çok ama acılarımı unutturmaya yetmiyordu, gözlerimden yaşların süzülmesini engellemiyordu bir türlü. Acı artık benim hayatımdı, acı benim kalbime, ruhuma, bedenime, geleceğime hükmederken silinmesi mümkün müydü?


 Sessiz hıçkırıklarım akan suyun sesine karışmıştı. Derdini suya anlatınca su alıp götürür müydü? -Hayır-


 Ne kadar zaman o halde orada kaldım bilmiyorum ama tıklatıla kapının sesiyle kendime geldim, bu Hakan'ın sesiydi.

"Ahsen iyi misin?"

"AA,evet. Çıkıyorum birazdan"

Kabinden çıktım, havluyu kendime sardım ve hemen üstümü giydim ve aşağıya indim. Ayşe Hanım sofrayı hazırlıyordu. Bu kadın beni hiç sevmemişti,tabi haklı olarak. Evet, ben bana zengin koca avcısı gözüyle bakan bu kadına hak veriyordum. Kafası karışmış bir erkeği kandırmış ve nikah masasına oturtmuş bir kadın imajım vardı onun gözünde. Annem yaşlarında ve anladığım kadarıyla Hakan'ın çok sevdiği bir kadındı. Yorgun olduğu sürekli tuttuğu belinden belli oluyordu.

"Şey... Ayşe Hanım,size yardim edebilir miyim?" dedim, beni sevmese de annem yaşında ki bir kadın, fazlasıyla yorgunken oturup bana hizmet etmesini bekleyemezdim.

"Ahsen Kızım ne yardımı? Sen bu evin sahibi sayılırsın artık, üstelik bu gün senin en güzel günün. Hem sen daha gençsin,ne anlarsın ev işinden,yemekten,temizlikten?" dedi, sevecen bir tavırla,  ben mi anlamazdım?

"Merak etmeyin, benim de annem temizlikçiydi, çok gittim ben ona yardıma,iyi biliyorum. Annem bana derslerime daha çok sarılmam için , çektiği zorlukları göstermek için yanında götü..."

Lafımı tamamlamaya bir kez daha gücüm yetmemişti. Gözümden akan yaşlar bir bir akarkan yorgun gozlerimden,Ayşe Hanım da saçımdan tuttu ve kafamı kucağına yasladı,annem gibi... Anne kokusu gibi...


Annemi çok özemiştim. Normal bir şekilde kaybetmemiştim ailemi, mezarında bedenleri değil, kül yığınları vardı. Bu yaşadıklarımı kaldıramıyordum evet ama gerçekten benim aksime kolaylıkla kaldırabilecek, beli bükülmeden yaşama sarılabilecek tek insan var mıdır ki yalandan ibaret bu dünyada?

"Kızım,sen benim kusuruma bakma. Hakan benim oğlum gibidir, ben onu korumaya çalışırken,koruduğumu zannederken seni üzdüm galiba. Sen benim yaşlılığıma ver kızım, affet beni!"

Gözlerimi kaldırdım ve anne şefkati bekleyen masum bir kız çocuğu gibi gözlerimi diktim ona. Bu kadına kızgın ya da kırgın değildim.

Çocuğumun Annesi Olur musun?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin