Olmaması Gereken Hisler

182K 8.1K 538
                                    

   Evet,yeni bölümle geldim!Aslında yeni bölüm yazmak ve yayınlamak için biraz daha bekleyecektim,kafamı tam toparlayabilmek için.Malum dönem sonu yaklaştı ve sınavlar yeni bitti,not telaşı başladı ama her zamanki gibi dayanamadım.Doğrusu pek içime sinen bir bölüm olmadı ama yine de sizlerle paylaşmak için engel olamadım kendime.Yorum konusuna bir önceki bölümde değinmiştim ama yine değinmek zorundayım. Bölümlerdeki yorum ve vote sayısının az olması beni gerçekten üzüyor ve hikayemin beğenilmediğini düşünmeme neden oluyor. Elbetteki yorum yazmassanız yeni bölüm yayınlamam diye saçma sapan sözler kullanmam çünkü ben kendimi iyi hissettiğim ve sevdiğim için yazıyorum. Ama yorumlarınızı,düşüncelerinizi gerçekten merak ediyorum ve bölümde sizden tek kelimeylede olsa yorum bekliyorum. Lütfen yorumlarınızı ve votelerinizi benden esirgemeyin,keyifli okumalar!

                       *****************************************

Yeni ve güzel olmasını umut ettiğim bir sabaha daha açmıştım gözlerimi,dün akşam film izlerken burada uyuya kalmıştım sanırım,yastıktan düşen boynum birazcık tutulmuştu.Gözlerimi biraz ovuşturduktan sonra kalkmak için arkamı döndüm ama arkamda, yere düşmüş pikeyi katlamaya çalışan kadını görünce reflex olarak ağzımdan bir çığlık fırladı ve bomboş evde yankılandı. Gözleri büyümüş bir şekilde karşımda duran kadınının da şaşkın olduğu her halinden belliydi.

"Sizde kimsiniz?"

"Kusura bakmayın Ahsen Hanım,ses yapıp sizi uyandırdım galiba. Ben evinizde yeni çalışmaya başladım,Hakan Bey'in isteğiyle bu sabah. Ama sanırım size haber verilmemiş"

Hemen ayağa kalktım ve kendimi topladım.

"Öyle mi? Kusura bakmayın,ben şaşırdım birden,hoşgeldiniz."

"Sağolun. Ben size kahvaltı hazırlayayım hemen Ahsen Hanım,izniniz olursa sonra da odaları temizliyicem,yumurtanızı nasıl istersiniz ya da kahvaltıdan önce kahve almak ister misiniz?"

Bu orta yaşlı kadının benden çekindiği her halinde belli oluyordu,elinde katlamak için savaş verdiği pikeyi yanına yavaşça yaklaşarak aldım elinden ve katlayıp koltuğun kenarına bıraktım. Sesimin en doğal haliyle konuşmaya başladım kadınla.

"Adınız ne?"

"Melek efendim."

"Mekek Hanım... Melek abla... Sanırım siz beni tanıyorsunuz ama benimde Ahsen. Ben de sizin gibi bir insanım,daha da somut bir örnek isterseniz benim de annem temizlikçiydi hatta ona yardıma ben de giderdim,temizlikçi sıfatıyla. Beni sevmeyen insanların bana taktığı lakap "Temizlikçinin Kızı " olmuştu ve tabi ben bundan hiç utanmadım,tam tersi annemin çabalarını hep takdir ettim ve bizim için yaptığı her şey için ona minnettarım,hakkını asla ödeyemem.O yüzden bana efendim,hanım tarzı şeyler söylemenize gerek yok,hatta söylemeyin,olur mu?"

Karşımda bana büyük şaşkınlıkla bakan kadının gözleri dolmuştu,zenginlik meraklısı ve ukala bir kadın ya da hanım beklediği çok barizdi,bir eliyle gözlerinde hucum eden yaşları geri itmeye çalışırken öte yandan benimle konuşuyordu.

"Ben şey... Çok teşekkür ederim kızım,benim kendi öz kızım bile bana böyle davranmamıştı, hep,hep utandı benden,çok sağol."

Cümlesini tamamlamadan bani o sımsıcak kollarının arasına aldı ve sımsıkı sarıldı,gözlerine dolan yaşlara izin verdiği sürekli çektiği burnundan anlaşılıyordu,gerçi bende benimkilere izin vereli çok olmuştu. Henüz yirmi bir yaşındaydım ama sarılmak istediğimde sarılacak bir anne,bir baba bulamayacak kadar çok şey yaşamıştım ve o adamın telefonu,Engin'in dünkü sözleri daha fazlasını yaşayacağımın birer habercisiydi. Sahi bir de Engin meselesi vardı,ben yarın o adama ne cevap verecektim? Her şey bu kadar zor olmak zorunda mıydı? 

Çocuğumun Annesi Olur musun?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin