HEMARE

By Zezekale

2.3M 62K 9.7K

Hikaye de yetişkin içerik bulunmaktadır! Bunu bilerek okumanızı tavsiye ederim. "Seni meşgul ediyorum bu saat... More

TANITIM
1. BÖLÜM
2.BÖLÜM
3. BÖLÜM
4. BÖLÜM
5. BÖLÜM
6. BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9. BÖLÜM
10. BÖLÜM
11. BÖLÜM
12. BÖLÜM
14. BÖLÜM
15. BÖLÜM
16. BÖLÜM
17. BÖLÜM
18. BÖLÜM
19. BÖLÜM
20. BÖLÜM
21. BÖLÜM
22. BÖLÜM
23. BÖLÜM
24. BÖLÜM
25. BÖLÜM
26. BÖLÜM
27. BÖLÜM - FİNAL

13. BÖLÜM

70.8K 2.1K 386
By Zezekale

Ellerim sevdiğim adamın omuzlarında, gözlerim gözlerine kilitlenmiş korkudan titriyordum. Arslan'ın bakışları arkamda bir yere sabitlenmiş hareket etmeden duruyordu. Onun da şaşırdığı her halinden belliydi. Bir ses daha yükseldi arkamdan.

"Arslan?" dedi abim sorgularcasına. Sanki 'sen benim kız kardeşime neden sarılıyorsun' der gibi. Arslan bakışlarını abimden ayırıp bana çevirdi. Gözleri yüzümü inceleyip gözlerimde duraksadı.  Ufak bir tebessüm sunup ayrılmamızı sağladı. Bu 'korkma' demekti sanırım. Ellerim omuzlarından yavaşça düşerken arkama dönmeyi geciktirebildiğim kadar geciktiriyordum. Ama eninde sonunda olacak şeyi geciktirmek ne kadar mantıklıydı bilmiyorum. Arkamı dönmeden önce sevgimin karşılığını veren adama son bir bakış attım. Ağır ağır arkama dönüp abime baktım. Bakışları ikimizin üzerinde gidip geliyordu. En son bende durunca elini uzatıp konuşmaya başladı.

"Gel buraya!" dedi. Başımı arkaya çevirip Arslan'a bakacaktım ki abimin yükselen sesiyle irkilip bu isteğimden vazgeçmek zorunda kaldım.

"Bakma ona!" dedi. Hala yerimde hareketsizce dururken konuşan abimle adımlarım benden izinsiz ona doğru ilerlemeye başlarken sağ bileğime dolanan uzun parmaklarla durmak zorunda kaldım. Tam arkama gelip duran Arslanla biraz daha cesur hissettim kendimi. Ama biraz...

"Dokunma lan ona!" diye yükselen abimle gözlerim etrafta gezindi duyan oldu mu diye. Bu durumun üzerine bir de mahalleliyle uğraşmak ölüm sebebiydi.

"Efsun gel buraya abim!" dedi abim daha sakin bir ses tonuyla. Biraz daha burada durmaya devam edersem geri dönüşü olmayan bir yola girecektik. Sesimi sadece Arslan'ın duyabileceği şekilde yükseltip konuşmaya başladım.

"Arslan bırak daha fazla sinirlenmesin. Aranız bozulacak." dedim korku bezenmiş fısıltımla.

"Sana zarar verebilir şuan!" dedi. Hızla başımı iki yana sallayıp dudaklarımı araladım.

"Hayır , o bana asla zarar vermez. Sakin ol. Bir şey olmayacak!" dedim sakince. Eli bileğimi oksayarak geri çekilirken konuşmasına devam etti.

"Bırakıyorum ama dikkat edeceksin kendine! Tamam mı?" diye sordu. O da endişeleniyordu benim için. Aynı benim onun için endişelendiğim gibi.

" Bana bir şey yapmayacak. Ama tamam dikkat edeceğim. Sende dikkat et!" dedim. Derin bir nefesi koyverip konuştu.

"Edeceğim." dedi kendinden emin çıkan ses tonuyla. Başımı olumlu anlamda sallayıp abime doğru adımlamaya başladım. Bahçe kapısından içeriye girip yanına vardım. Yüzüme bakıp evin kapısını işaret etti başıyla. Sonra da ekledi.

"Efsun eve! Bizim Arslanla küçük bir işimiz var." dedi. Hızla başımı Arslan'a çevirdim. Abime bakan ifadesiz bakışlarını ben ona bakınca bana çevirdi. Gözlerinde ki ifade yumuşamaya başlayınca ufak bir tebessüm bahşetti bana. Ben tebessümüne takılı kalmışken abimin konuşmasıyla irkildim.

"E hadi!" dedi. Hemen ardından Arslan'ın yükselen sesi doldurdu kulaklarımı.

"Bağırma lan ona!" diye bağırmasıyla abim de ki sabır da son bulmuş oldu. Yanımdan ışık hızıyla geçip Arslan'ın üzerine uçtu. Mecazi anlamda söylemiyorum baya baya uçtu yani. Yukarıdan Arslan'ın sevdiğim gözüne yumruğunu geçirdi. Yerinden hareket etmeden abimin onu yumruklamasına izin verdi. Bu görüntü kalbimi acıtırken onlara doğru yürümeye başladım. Bunu gören Arslan bana hitaben konuştu.

"Kal orada güzelim. Gelme! İyiyim ben." dedi. Sanki görmüyordum ben halini. Abimin konuşmasıyla adımlarımı yavaşlattım.

"Güzelimmiş. Sen kime 'güzelim' diyorsun lan!" dedi normal ses tonuyla. O da mahallelinin gazabından korkuyordu anladığım kadarıyla. Yumruklarına devam ederken karnına tekme attı. Bu darbeyle nefesi kesilip iki büklüm olan Arslanla çığlığım sokakta yankılandı.

"Arslannnnn!" diye bağırdım. Koşar adım yanlarına gidip Arslan'a doğru ilerliyordum ki yarı yolda abim kolumdan tutup kendine çekti. Ondan kurtulmaya çalışırken konuşmaya başladı.

"Herkesten beklerdim de senden beklemezdim. Ben kardeşimi sana emanet ettim lan. Sen ne yaptın emanete hıyanet ettin." dedi duygusuzca. Başımı abime çevirip kafamı iki yana hızlı hızlı salladım.

"Hayır abi! O bir şey yapmadı. Emanete hıyanet etmedi. İlk ben yaptım. İlk ben sevdim onu. Tüm suçlu benim. Kızacaksan bana kız." dedim ağladım ağlayacak ses tonumla. Abimin bakışları bir dakika Arslandan ayrılmadan bana hitaben konuştu.

"O da seni sevmeseydi ben sizi sarılırken yakalamazdım. O kardeşine, bana ihanet etti. Gerçi kardeşi olsam kardeşime mi göz koyar?" dedi ruhsuzca. Kaşlarımı çatarak abime baktım. Konuşmak için araladığım dudaklarımı ıslatıp devam ettim.

"Sevmese miydi? Acı mı çekseydim hayatım boyunca abi? Bunu mu istiyorsun?" dedim hafif sinir kokan ses tonumla. Başını yanına geldiğimden beri ilk defa bana doğru çevirdi. Gözleri gözlerimde gezinip dudaklarını araladı.

"Efsun eve gir abim. Konuşacağız bu konuyu seninle. Derinlemesine. Ama şimdi gir içeri." dedi ılıman sesiyle. Başımı iki yana sallayıp gitmeyeceğimi belirttim. Kolumdan yumuşakça tutup beni arkasından götürmeye çalıştı. Çalıştı diyorum çünkü Arslan bu girişimine engel oldu. Abimin kolundan tutup kendine çevirdi ve yumruğunu gözüne geçirdi. Şoktan ne yapacağımı şaşırmış bir vaziyette olduğum yerde dururken arkamdan bana seslenen babamla kalakaldım. Korkuyla arkamı dönecekken çoktan yanımda bitmiş babamla birbirimize baktık. O olayı çözmeye çalışırken ben de olayı gizlemeye çalışıyordum. Malum gözlerimden her şey anlaşılıyordu.

Benden bir şey çıkmayacağını anlayınca babam abimle Arslan'a doğru ilerledi. O sırada çaprazımızda ki evden pijamasıyla koşup gelen İhsan Amcayla herşeyin bittiğini anladım. Babam ve İhsan amca birlik olup abimle Arslan'ı ayırdılar. İkiside birbirine sinirle bakarken hiddetle göğüsleri inip kalkıyordu sanki bıraksalar tekrar birbirlerine girecek gibilerdi. Birbirine anlamazca bakan İhsan amca ve babam en sonunda sorma gereksinimi duyup konuştular.

"Neden kavga ediyorsunuz oğlum?" dediler aynı anda. Arslan ve abim başlarını bana çevirince üzgünce onlara baktım. İkisinin de suratı berbat haldeydi.    Benim halimi görünce büyük ihtimal söyleyecekleri şeyi değiştirme kararı aldılar. Arslan sessiz kalırken abim konuşmaya başladı.

"Birbirimizi deniyoruz baba. İyi dayak atabiliyor muyuz diye." dedi hiç teklemeden bizim aile de var galiba yalanı iyi söylemek. Ama ne kadar belli etmeseler de babamların inanmadığını anladım.

"İnanmadık ama neyse aranızın bozulacağı bir şey olmasında." dedi babam. Abim başını Arslan'a çevirip konuştu.

"Hiç sanmam baba. Olmaz öyle şey birbirimize ihanet etmedikten sonra." diye Arslan'a laf dokundurmasıyla kalbim acıyla kasıldı. Benim yüzümden araları bozuldu. Arslan kendisine söylenen sözden sonra gözlerini kısıp abime cevap vermek için dudaklarını araladı.

"Ben sana Asla ihanet etmem kardeşim!" dedi kendinden emin çıkan sesiyle. Abim de yüzüne tehditkâr bir gülümseme onu onaylar gibi başını aşağı yukarı salladı.

"Etmezsin Arslancım. Sen hiç ihanet edermisin?" dedi soru sorar gibi değil de daha çok bildiği bir şeyi onaylatmak ister gibiydi. Babam ve İhsan amca anlamsızca onlara bakarken tam konuşacaklarken abim bu girişimleri hissetmiş gibi konuşmaya devam etti.

"Neyse saat te geç oldu baya. Biz eve gidelim." bakışlarını Arslandan cekip İhsan amacaya çevirdi.

"İhsan amca kusura bakma lütfen. Gece gece korkuttuk seni de. " dedi son derece saygılı bir şekilde. Sanki oğlunu yumruklayan o değilmiş gibi.

"Aranızda bir problem yoktur inşallah oğlum." dedi temkinli bir sesle böyle bir şey olmasını istemezcesine vurguladı. Başını olumlu anlamda sallayıp konuşan abimle ona odaklandım.

"Yok İhsan amca ne problemi Allah aşkına." dedi. Söyle yalanları Metin Kayalı söyle. İhsan amca elinin birini abimin omzuna koyup babacan bir tavırla sıktı.

" İyi iyi ama bir daha böyle bir durumla karşılaşmak istemiyoruz. İlk ve sondu. " dedi. Cümlenin devamını babam getirdi.

"Anlaşıldı mı?" dedi keskin ses tonuyla. Anlamadım kelimesini duymaya tahammülü yokmuşcasına. Abimle Arslan birbirlerine ölümcül bakışlar atarken başlarını da sallamayı ihmal etmediler.

"Anlaşıldı." dedi ikiside ardarda. Babam ve İhsan Amca el sıkışıp vedalaştılar.

"Hayırlı geceler Murat'ım. Yarın görüşürüz. Sana da iyi geceler güzel kızım." diyen İhsan Amcayla kendimi gülümsemeye zorladım. Artık ne kadar başarılı olabildiysem.

"Hayırlı geceler İhsan'ım. Kendinize dikkat edin. Sende Oğlum dikkat et kendine." dedi. Arslan sevdiğim sesini duyurmak için dudaklarını araladı.

"İyi geceler Murat amca. Allah rahatlık versin." dedi suratımda istemsiz bir gülümseme oluştu. Gözleri babamdan bana kaydı. Bakışları gülümsemem de oyalanırken abimin uyarı niteliğinde ki öksürüğüyle ona çevrildi gözleri. Yüzünde sinir bozucu bir gülümseme oluştu.

"Hayırlı geceler kardeşim. Allah rahatlık versin. Artık ne kadar rahat olursun bilemem." dedi. Abim de yüzünü buruşturup başından savmak istercesine konuştu.

"Hı hı sanada." dedi. Ve biz orada konuşmayı bitirip eve doğru ilerledik. Her adımda arkamı dönüp Arslan'a baktığım için abim sırtımdan ittirerek hızlanmamı sağladı. Kısa sürede eve varıp içeri girdik. Babam dönüp abime hesap soracakken. Araya girip konuştum.

"Baba sen yat, ben abimin yüzüne pansuman yapıp yatarız." dedim ikna edercesine. Ne kadar uzatmak istese de ikna olup odasına yatmaya gitti. Abimle baş başa kalınca gözlerimi o hariç her yerde gezdirmeye başladım.

"Şşttt." diye seslenmesiyle ona doğru baktım. Tek gözünü kırpıp başını iki yana salladı. Gözlerimi kaçırıp konuşmaya başladı.

"Odanda pansuman yapayım mı?" diye sordum.

"Yap bakalım." dedi. Başımı olumlu anlamda sallayıp merdivenlere doğru yürüdüm. Merdivenlerden yukarı çıkıp banyoya girdim. Duvarda ki dolaptan pansuman malzemelerini alıp banyodan çıktım. Abimin odasına doğru adımlayıp kapının önünde duraksadım. Derin nefes alıp kapıyı tıklattım yavaşça. İçeriden 'gel' komutu gelmeden açtım kapıyı. Odaya adımlayıp kapıyı ardımdan sessizce kapattım. Yatağın üzerine oturup beni bekleyen abimle olduğum yerde durdum. Başını kaldırıp bana baktı. Göz göze gelince eliyle yatağın üzerine oturmam için eliyle iki kere vurdu. Yavaş adımlarla yatağa ilerleyip yanına oturdum. Pansuman malzemelerini yanıma bırakıp içerisinden pamuk çıkardım. Üzerine batikon döküp abimin kanayan kaşını temizlemeye başladım. O o sırada sessizce beni izliyordu. Sonra dediği şeyle elim duraksadı.

"Arslan'ı sevdiğini biliyordum." dedi. Gözlerim şaşkınlıkla aralanırken gözlerine çevirdim şaşkın bakışlarımı.
Dudaklarımı aralayıp konuşacakken laflarımı ağzıma tıktı.

"Onun da sana aşık olduğunu biliyordum tabi." dedi. Bu sefer o konuşmadan ben konuştum.

"Nasıl? O zaman neden?" dedim anlamazca. Gözleri gözlerimde gezinip konuştu.

"İlk önce şu pansumanı yap sonra konuşacağız." dedi. Hala gözlerine bakarken elini 'hadi' dercesine salladı. Bakışlarım kaşına dönüp yarasını temizledim ve bant yapıştırdım. Gözü ve elmacık kemiği şimdiden morarmaya başlamıştı. Yüzüne bakarken suratımı buruşturdum. Bu halime gülümseyip konuştu.

"Noldu çok mu kötü? Senin ki beni iyi benzetti." dedi gülümserken. Arslan'ı 'senin ki' diye belirtmesiyle utançla gözlerimi kaçırdım ve ufak bi tebessüm kapladı dudaklarımı. Harbiden benim di Arslan artık.  Sonra asıl mesele aklıma gelince konuşmaya başladım.

"Abi , ben özür dilerim. Aranızı bozmak istemedim." dedim istemsizce üzgün çıkan sesimle. Elini uzatıp elimi avcuna aldı.

"Dileme özür falan. Ayrıca kim dedi aramızın bozulduğunu." dedi gayette rahat bir tavırla. Şaşkınlıkla ona bakıp ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalıştım.

"Siz aşağıda birbirinizi yumrukladınız farkında mısın? Şu suratının halini görmüyor musun?" dedim boşta kalan elimle suratını işaret ederken.

"Her abi gibi kız kardeşimin sevgilisini dayanıklı mı diye dövdüm. Maşallah boğa gücü var herifte." dedi. Anlamazca ona baktığımı görünce konustu.

"Bak onun seni sevdiğini biliyordum. Bir gün rakı masasında çok kaçırdı salak. Döküldü herşeyi. Ertesi gün hiçbir şeyi hatırlamadığı için ben de bilmiyormuş gibi yaptım. Sen zaten küçüktün o zamanlar zararsızdı yani seni sevmesi. Sonra 3 sene öncede senin onu sevdiğini anladım. Daha önce anlardım da işte dua et Selin'in peşinden koşuyordum. Sizi gözlemleyecek vaktim yoktu." duraksadı. Sanki o zamanlara gitmiş gibi hülyalı bakışlarıyla duvara bakmaya başladı. Abimi dürtüp devam etmesini belirttim.

"Dur nerede kalmıştık. Ha! Sen normal de buna pek bakmazdın. Bir gün buna çok dikkatli baktın, tabi bende sana. Gözlerinden geçen duygular sadece ona bakarken beliriyordu. Aynı benim Selin'e bakarken gözlerimde olan parlamalarla aynıydı. Sonra da kendini daha çok belli ettin. Aslında aşkınızın karşılığını aldığınız için mutluyum ama o pezevenkin gelip benden izin alması gerekiyordu. İyiki de dövdüm onu hiç te pişman değilim." dedi. Elimin üzerinde ki elini diğer elimle sıkıp gözlerine baktım. Dikkatle ona bakarken konuşmak için dudaklarımı araladım.

"Abi o sana söyleyecekti yarın. Hatta ben  söyleyelim dedim ama o olmaz yarın öbür gün başkasından duyacağına bizden duysun dedi." dediklerimle kaşları çatılırken konuşmaya başladı.

"Sen benim sana kızacağımı falan mı düşündün o yüzden mi söylemek istemedin?" dedi. Başımı hızla iki yana sallayarak kendimi açıklamaya çalıştım.

"Hayır asla! Sen bana birini sevdim diye kızmazsın ki. Benim korkum abi siz çok yakın arkadaşsınız , kardeş gibisiniz hatta. Ben sizin aranızın bozulacağından korktum. Bozulmadı değil mi aranız kırgın değilsin ona. Lütfen olma, lütfen ,lütfeeeeenn..." dedim uzatarak. Bu halime istemsizce güldü. O gülünce bende güldüm. Eliyle saçlarımı dağıtıp yatakta ki malzemeleri toplayıp elime tutuşturdu. Konuşurken aynı zamanda da beni yataktan kaldırıyordu.

"Kimseye kırgın falan değilim. Siz benim kardeşimsiniz. Size kızgın değilim. Neyse ki ilk ben öğrendim." dedi en son dediğiyle konuşmak için dudaklarımı araladım.

"Aslında ilk değil." dedim. Kaşlarını çatıp anlamaya çalışır gibi suratıma baktı. Gözünü kırpıp başını iki yana hafifçe salladı.

"Aslı gördü bizi." dedim. Başını iki yana sallayıp odasının kapısını açıp beni dışarı itekledi.

"Yarın muhtar öğrendi dersen şaşırmam Efsun. Arslan'a söyleme sakın sizi desteklediğimi o şimdi yarın sabahın köründe camiden duyuru yaptırır." dedi. Başımı olumlu anlamda salladım.

"E hadi iyi geceler. Fazla mesai yaptım sizin yüzünüzden." dedi. Tam cevap verecekken kapıyı yüzüme kapattı. Başımı iki yana sallayıp gülümsedim.

Güle güle kibar ve anlayışlı Metin Kayalı , Hoşgeldin odun Metin Kayalı.

Elimde ki malzemeleri banyoya bırakıp odama girdim. Üzerime pijamalarımı giyip yatağa atladım. Bu gece ve bundan sonrası icin bende mutlusu yoktu. O sırada bildirim sesi yükselen telefonumu alıp ekran kilidini açtım. Mesaj gelmişti.

Gönderen : Arslan Abi
Mesaj: Ne oldu güzelim? İyisin değil mi? Sana bir şey yapmadı?

Gönderen : Efsun
Mesaj: Konuştuk abimle sorun yok. İyiyim ben sen nasılsın asıl? Suratın çok kötüydü pansuman yaptın mı? Mikrop kaparsa daha kötü olur.

Gönderen : Arslan Abi
Mesaj: İyiyim güzelim. Pansumanımı da yaptım. Sıkıntı yok.

Gönderen : Efsun
Mesaj: Özür dilerim 😞

Çevrimiçiyken  'yazıyor' simgesi belirdi sonra çevrimdışı oldu. Neden çıktığını anlamaya çalışırken telefonumun zil sesi yükselirken ekranımda da onunu fotoğrafı belirdi. Hızla açma simgesine doğru kaydırıp kulağıma dayadım.

"Güzelim." Derin bir iç çekişten sonra cevap verdim.

"Arslan."

"Ah! Şu ismim bir tek senin dudaklarının arasından güzel çıkıyor." dedi. Utançla gözlerimi odanın her bir köşesinde gezdirdim.

"Arslaann!" dedim nazlı nazlı. Kahkaha attı kulaklarım dikeldi adeta hiçbir saniyesini kaçırmak istemedim.

"O kızarmış yanaklarını görmek isterdim şimdi. Biraz da öpmek belki." dedi. Konuyu değiştirme gereksinimi duyup konuştum.

"Arslan. Abim şey dedi."

"Ne dedi?"

"Bizim birbirimizi sevdiğimizi biliyormuş."

"Nasıl biliyormuş?"

"İşte sen bir gün çok içmişsin abime anlatmışsın ertesi gün de hatırlamayınca  abim hiç söylememiş sana bildiğini."

" Senin duygularını nasıl öğrenmiş?"

"Sana olan bakışlarımı yakalamış. Aşık bir insanın bakışları gibiymiş bakışlarım."  dedim kısık çıkan sesimle.

"Ah keşke bende görebilseydim o bakışlarını. Bu kadar geç kalmazdık birbirimize."

"Sana bakamıyordum ki fazla. Ayda yılda bir . Onu da abim yakalamış. Hem sen beni ne zaman sevmeye başladın?"

"Saat epey geç oldu güzelim. Ben bu konuyu detaylıca yüz yüze anlatayım sana. Uyu sende olur mu?"

"Tamam uyurum. Sende uyu yarın dükkana gelirim ben."

"Tamam canım. İyi uykular."

"İyi geceler. Ben'li rüyalar." dedim en tatlı çıkan sesimle. Telefonu vedalaşarak kapattık. Telefonumu göğsüme bastırıp mutlulukla gözlerimi yumdum.

                 *********************

Sabah gözlerimi açtığımda kendi kendime uyandığımı anladım. Yataktan kalkıp saate baktım. Saat 19.00 dı. Gözlerim şaşkınlıkla büyürken odadan çıktım. Beni bu saate kadar kimse uyandırmaya gelmemiş miydi? Merdivenlerden aşağı inip durdum. Evde bir sessizlik hakimdi. Kimse yok muydu?
Evde bağırmaya başladım.

"Anneeeeee!"

"Babaaaaaa!"

"Abiiiiiii!"

"Meeeertt!"

Ama hiçbir karşılık alamadım. En iyisi aramak. Yukarı çıkıp telefonumu aldım bir yandan annemi arayıp diğer yandan üzerimi değiştiriyordum. Annem uzun bir çalıştan sonra cevapladı telefonumu.

"Efendim kızım."

"Nerdesiniz anne? Kaç saat olmuş beni uyandırmamışsınız" dedim.

"Beliz teyzenlerdeyiz kızım. Gel sende hadi." dedi.

"Tamam geliyorum." dedim bende ve kapattık telefonu. Merdivenlerden aşağı inip dış kapıya ulaştım kapıdan çıkıp bahçeden de çıktmp çaprazımızda ki eve ağır adımlarla ilerdim. Bahçe kapısına gelince sessizce açtım kapıyı. İçeriye girince ardımdan da kapattım. Evin kapısına doğru ilerliyordum ki arka bahçeden gelen sesle duraksadım. Bu Arslan'ın sesiydi. Gülümseyerek yanına gitmeye karar verdim. Arka bahçeye dönüp onu gördüm duvara kollarını dayamış başını eğmiş bir şeye bakıyor gibi duruyordu. Yanına adımlarken konuşmasıyla duraksadım

"Çok güzelsin Fulden." dedi efsunlu bir ses tınısıyla.

"Yaa Arslaaan." diye ağzını yaya yaya konuşan Fuldenle olduğum yerde  sendeledim.

"Bir öp bakalım sevgilini." dedi Arslan fısıldayarak ama duymuştum onlara yakın olduğum için. Ne oluyordu burada?

"Öpeyim bari sevgilimi." dedi cilveli cilveli. Onlar öpüşecek miydi şimdi. Biraz daha yaklaşınca Fulden görüş açıma girdi. Dudaklarını büzmüş Arslan'ın onu öpmesini bekliyordu. Arslan yavaşça on ayaklaşıp dudaklarını dudaklarına kapadı. Onlara bir adım daha attım kalbimde ki sızıyla. Bir adım daha derken Fulden'in gözleri açılıp bana baktı. Sinsi bakışlarını suratımda gezdirdi. Yüzüme baka baka öpüştü Arslanla.

Peki ben neden onları durduramıyordum. Bu görüntüye daha fazla katlanmamak için gözlerimi kapadım. O sırada gözümden kayıp çeneme doğru kayan göz yaşımı hissettim.

Herkese merhaba öncelikle🙋

Yaklaşık bir aydır bölüm atmıyordum. Taşınma , Ramazan ayı ve ruhsal çöküntü içerisindeydim. Ve bölüm yazabilecek ruh halinde değildim diyeyim kısaca. Sizi çokk beklettim biliyorum. Ama beklediğinize deydi de diyemeyeceğim. Çünkü attığım bölümü okudunuz ve burayı okursanız artık görüyorsunuz. Bundan iki önceki bölümde 4800 kelimelik bir bölüm yazmıştım ama şimdi 2500 kelime sadece kendimi toparlamaya geldim buraya bir daha ki bölümde yine uzun bir bölüm okuyacaksınız. Her neyse artık geri döndüm diyorum. Sizden bir de ricam var. Sınır koymak istiyorum bölüme.

250 vote , 100 yorum. Yapabilir miyiz sizce?

Umarım beğendiğiniz bir bölüm olmuştur. Kendinize iyi bakmanız dileğiyle. Bir daha ki bölümde görüşmek üzere HOŞÇAKALIN🙆🙆

Continue Reading

You'll Also Like

2.3M 36.8K 55
- Ahh...abim gelicek yapamayız.. Üstümdekileri delice yırtarak çıkardı. - Abini boş ver gece. Bugün gelmeyecek güzelim Erkekliğini boxer'ından çıkar...
1.7M 54.3K 39
Üzerime doğru yürümeye devam etti. Gelip tam karşımda durdu. Gözünü kırpmadan yüzümü inceliyordu. Gözlerini gözlerime dikti. Soru dolu bakışlarla y...
189K 10.3K 23
❝ Konserdeki Sevgilim: Mine, üç ay. Konserdeki Sevgilim: Sadece üç ay çıkıyormuş gibi davranacağız. Konserdeki Sevgilim: O kadar. Siz: Üç ayın sonun...
118K 581 5
mesleğini eline alamayınca kendini barlarda escort ilan etmiş bir kızın aşk hikayesi...