KOMOREBI |TAEJIN|

By bbshawggols

135K 14.9K 17.4K

Yanaklarımda hissettiğim yoğun ısıya bir de midemdeki tuhaf kıpırtılar eklenince yerimde huzursuzca kıpırdand... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
❓❔
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
FİNAL

55

1.7K 191 423
By bbshawggols

Ay geceye muhtaç, gece ise ona aşık.☁️

Başım hunharca ağrıyordu. Gözüm kapalı olmasına rağmen camdan giren ışık beni oldukça rahatsız ediyordu. Gözlerimi yavaşça açıp dağınık odamı izledim. Biraz daha kendime geldiğime emin olduktan sonra yatakta hafifçe doğruldum. Buraya nasıl gelmiştim hatırlamıyordum. En son SeokJinle içmeye gitmiştik, gerisi yoktu. Beni buraya o getirmiş olmalıydı. Yüzüme yayılan gülümseme kahkaha dönüşmüştü. "Şapşal adam..." Gülmeye devam ederken kafamı önüne eğmiştim. Üstümün çıplak olduğunu gördüğümde ağzımdan ufak bir çığlık kaçmıştı. Üzerimdeki yorgana daha sıkı sarılıp geceyi hatırlamak için kendimi zorladım. Fakat hiçbir şey hatırlamıyordum.

"Tanrım... Ben yıllardır bu anı bekliyordum! Nasıl hatırlamam? Ah kafayı yiyeceğim en sonunda! Kim bilir nasıl bir gece geçirdik..." Elimi yumruk yapıp birkaç kez kafama vurdum. Hatırlamayı bekliyordum ama aklıma hiçbir şey gelmiyordu. Kaderime razı olup yavaşça yataktan kalktığımda herhangi bir ağrı hissetmemem tuhafıma gitmişti.

"Ne kadar da nazik davranmış, hiç ağrı hissetmiyorum." Yorganıma daha da sarıldım. SeokJinin burada olmasını isterdim. Daha doğrusu uyandığımda onu yanımda görmek isterdim. Sonuçta güzel olduğunu umduğum bir gece geçirmiştik her ne kadar hatırlamasam da.

"Belki de dersi vardır. Gerçi hafta sonu ders olmaz." Suratımı asıp ayağıma dolanan yorganı tekmeledim. "Şapşal adam ya! Öyle bir geceden sonra beni bırakıp nasıl gidersin?!" Sızlayan burnumu birkaç kez çektim. Resmen duygusal bir topa dönüşmüştüm.

"Taehyung?" Duyduğum sesle yerimden sıçrayıp arkama döndüm. SeokJin altına benim eşofmanlarımdan birini giymiş, üst kısmı çıplak, heykel gibi karşımda dikiliyordu. Demek ki gitmemişti. Utangaçça gülümseyip kafamı eğdim. Utanmıştım.

"Şey... Burada mıydın? Ben de gittin sandım."

Gülümseyip çıplak omzunu kapının pervazına yasladı. "Sana kahvaltı hazırlıyordum. Bu arada gece biraz terlemişim o yüzden duş aldım. Kıyafetlerinden de kullandım. Sorun olmaz değil mi?"

"Sorun değil. Duş alman gerekliydi zaten. Gece terlemiş olmalıyız. Malum ne kadar hatırlamasam da hareketli geçmiştir." Ufak bir kıkırtı bırakıp elimle ağzımı kapattım. Yanaklarımın kıpkırmızı olduğuna yemin edebilirdim.

"Çok da hareketli sayılmazdı aslında. Senden daha iyi bir performans beklerdim ama çabuk pes ettin."

Gözlerimi kocaman açtım. Memnun değil miydi? Yetersiz mi gelmiştim?! Suratım asılmıştı.

"Memnun kalmadın mı yani? Ben de güzle bir gece olmuştur diye düşünmüştüm."

Düşünür gibi yapıp cevapladı. "Daha iyilerini görmüştüm."

"Ne?!" Yorganımı bırakıp hızlıca yanına gittim. Yumruk yaptığım ellerimi omuzlarına geçirirken bir yandan da söyleniyordum. "Ne demek daha iyilerini gördüm?! Bana bunu söylemeye utanmıyor musun terbiyesiz adam? Seni şuracıkta öldüreceğim! Benden daha iyi olan kim?! Söyle çabuk!"

Ellerimi yakalayıp beni durdurdu. Burnum yine sızlamaya başlamıştı. Neler olduğunu anlamamış gibi tuhaf bir şekilde suratıma bakıyordu.

"Yani bu kadar kızacağını tahmin etmemiştim." Sinirle bir kahkaha atıp dirseğimi karnına geçirdim. "Çabuk söyle SeokJin! Kim o benden iyi olan?!"

"YoonGi."

Ağzım kendiliğinden açılırken kollarımı hızlıca kurtarıp SeokJini pataklamaya başladım. Resmen yakın arkadaşlarım tarafından sırtımdan hançerleniyordum. En yakın arkadaşımla sevgilim bana bunu nasıl yapabilirdi?

"İnanamıyorum ya! En yakın arkadaşımla mı yaptın sen?! Bir de uyanmadan senden daha iyiydi diyorsun! Daha yeni barışmıştık manyak herif! Ne zaman oldu bu?!"

"Ya neden vuruyorsun? Sık sık yapıyorduk. En son seninle barışmadan bir gün önce yapmıştık."

Duyduklarımdan sonra üzerine atlayıp onu yere düşürdüm. Saçlarını çekiştirmeye başladım. Ya sevgili katili olacaktım ya da arkadaş katili. Dolan gözlerimi görmesin diye hafifçe yan döndüm. Şimdi şuracıkta hüngür hüngür ağlamaya başlayacaktım.

"Taehyung neden bu kadar tepki verdiğini anlamıyorum. Herkes bu konuda iyi olmak zorunda değil ki! İçmekte iyi olmak bu kadar da önemli değil."

Kaşlarımı çatıp "İçmek mi?" diye sordum. Kafasını hızlıca salladı. "Evet. Dün hareketli bir gece geçirmedik çünkü iki bardaktan sonra sarhoş oldun. Haliyle çok fazla duramadan seni eve getirmek durumunda kaldım. Kahve içirdim ve sonra uyuttum. İçmeye gidelim deyince içkiye dayanıklı olduğunu düşünmüştüm o yüzden şaşırdım. YoonGiyle de seninle aramız kötüyken sık sık içerdik. Biliyorsundur o içkiye baya dayanıklı. O yüzden senden iyi olduğunu söyledim. Neden bu kadar kızdın ki?"

"Ne yani gece bir şey olmadı mı?"

"Hayır. Ne olabilirdi ki?"

Yutkunup hızlıca üzerinden kalktım. Onun da kalmasına yardımcı olup dağıttığım saçlarını düzelttim. Rezil olmaya doyamıyordum. Kafamı altıma doğru çevirdim. Pijamamı gördüğümde utancım daha da arttı. Resmen çocuğu boş yere pataklamıştım.

"Şey ben yanlış anlamışım Jinnie. Üzgünüm, canın çok acıdı mı?" Dudaklarını büzüp kafasını salladı. "Öpersen geçer."

Gülümsedikçe sonra kollarımı boynuna dolayıp dudaklarına yapıştım. Utancımı bastırmak istercesine öptüm onu. Nefesim kesilince de geri çekildim. Yüzünde tuhaf bir gülümseme vardı. 'Ne oldu?' dercesine kafamı salladım.

"Sen ne sandın da bana saldırdın Taehyung?"

Gözlerimi kaçırdım. Asla söylemeyecektim. İyice rezil olmak istemiyordum. "Hiç, önemli bir şey değil."

Belime sarıp ayağa kalktığım yorganı tek eliyle yerden kaldırıp munzur gülümsemesiyle bir bana bir yorgana baktı. Ah, anlamıştı sanırım.

"Ciddi misin? Gerçekten YoonGiyle beni o şekilde mi düşündün?" Kahkahalarını serbest bıraktığında suratımı astım. Ne var canım? Gayette yanlış anlaşılmaya müsait bir konuşmaydı.

"Dalga geçme ya! Gidiyorum ben." Odadan çıkacakken belimden yakalayıp beni kendine çevirdi. "Senin bu hallerine bayılıyorum Taehyung. Ama bir yere gidemezsin çünkü senin için harika bir kahvaltı hazırladım. Gel bakalım." Konuyu fazla uzatmamak adına kucağına atlayıp kollarını boynuna doladım. "Konuyu burada kapatıyoruz. Başkasından duyarsam başına gelebilecekleri tahmin ediyorsun değil mi sevgilim?" Sevimlice gülümseyip kafasını salladı.

"Biraz önce gayet iyi anladım."

————————

Kahvaltımızı yaptıktan sonra müdavimi olduğumuz mekana, Joon'un evine geçmiştik. Biz gittiğimizde herkes oradaydı. Biraz oyalandıktan sonra SeokJine telefon gelmişti. Konuşmak için salondan çıktığında içim de ufak bir kıskançlık kıvılcımlanması olsa da çok geçmeden geri geldiği için kendime hakim olmayı başarmıştım. MinHo adındaki arkadaşı Kore'ye geliyormuş, onu haber vermek için aramıştı. Duyduğumda belli etmesem de biraz canım sıkılmıştı. Sonuçta bu çocuk 3 yıl boyunca benim şapşal sevgilimin yanındaydı. İnsan ister istemez kıskanıyordu. SeokJin, hemen ardından MiSoo'dan gelen aramayla onu almak için evden çıkmıştı. O da ayrı bir konuydu. Hanımefendi sevgilimi uşağı gibi kullanıyordu. Her an yanımızda olmak istiyordu ve bu sinir bozucuydu.

Hazır SeokJin evde yokken JungKook'tan o çocuk hakkında bilgi edinmeliydim. Yavaşça yanına oturup kolumla dürtükledim.

"Pişt, Kook?"

Telefonundan kafasını kaldırıp 'Ne var?' dercesine kafasını salladı.

"Şey diyecektim ya... Şu MinHo varya, nasıl biri?"

Yandan bir gülümseme atıp "İyi biri." diye mırıldandı. Gözlerimi devirdim. "Onu mu soruyorum sence?! Fiziksel olarak diyorum. Anlat azıcık."

"Uzun boylu, gelişmiş vücutlu, esmer, baya baya yakışıklı, karizmatik, sesi bile insanı etkiliyor Taehyung. O kadar diyorum yanii."

Suratımı astım. Benim minik SeokJinim üç yıl boyunca böyle bir adamla mı kalmıştı yani?

"Fotoğrafı var mı?" Kafasını sallayıp telefonunda biraz uğraştıktan sonra bana uzattı. Gerçekten de yakışıklı bir adamdı. Pekala kabul ediyordum, baya yakışıklıydı. Kollarımı göğsümde birleştirip derin bir nefes verdim.

"Ne o, kıskandın mı yoksa?" Ona kötü kötü bakıp cıkcıkladım. "Ne alaka yahu? SeokJinim yapmaz. Ben ona yeterim. Aklımı mı karıştırmaya çalışıyorsun sen benim?"

"Yoo. Zaten yarın burada olur, tanışırsınız." Gülmeye başladığında beni daha fazla kışkırtmasına izin vermeyip kafasına bir tane geçirdikten sonra yanından kalktım. O sırada zil çalmıştı. Minik SeokJinim gelmiş olmalıydı. Hızlıca koşup kapıyı açtım. Chucky'i es geçip SeokJini boynundan tutup kendime çektim. Dudaklarına sulu bir öpücük kondurup geri çekildim. Ardından küçük kızı yeni görmüş gibi "Aaa sen de mi buradaydın?" deyip saçlarını dağıttım. Onu sinirlendirmek hoşuma gidiyordu. Küçük kız bana gözlerini devirip SeokJine döndü. "Jinnie ben de seni öyle sulu öpmek istiyorum!"

Gözlerimi kocaman açıp küçük kızı kucağıma aldım. Koşarak SeokJinin yanından ayırıp salona getirdim. Yere indirip kaşlarımı çatarak konuştum. "Biz aşk yapıyoruz MiSoo. O yüzden onu o şekilde sadece ben öpebilirim tamam mı?" Minik kız kafası karışmış gibi duruyordu. Bir süre düşündükten sonra kafasını sallayıp kendini YoonGi hyungun yanına attı. Ondan kurtulmanın verdiği rahatlıkla ben de tekli koltukta oturan SeokJinin yanına sıkışmıştım.

"Çocuklar biliyor musunuz Jinnie ve Aşk, aşk yapıyorlarmış. Siz de yapıyor musunuz?" Ağzım kocaman açılırken kaşlarımla susmasını işaret etsem de beni takmamıştı.

YoonGi hyung bir bize bir de MiSooya bakıp "Aşk mı yapıyorlarmış? Nasıl yapıyorlar?" diye sordu. Başımı SeokJinin omzuna gömüp olacakları bekledim. Gerçi alışmıştım artık rezil olmaya.

"Ben dün onların odasına gittim. Jinnie yatakta yatıyordu Aşk da onun üzerine yatmıştı. Onu yiyor sandım kedi adam! Çok korktum. Onları ayırdım. İkisinin de dudakları kıpkırmızı ve tombiş olmuştu. Jinnie birbirilerini yediklerini söyledi. Bir de az önce Aşk Jinnie'yi dudaklarından sulu sulu öptü. Ben de öpmek isteyince aşk yaptıklarını ve Jinnie'yi öpemeyeceğimi söyledi. Kedi adam biz de seninle aşk yapalım mı? Canım çekti."

Umarım beğenmişsinizdir, geçiş bölümlerinde çok bocalıyorum :(
Bir süre bölüm atamayacağım. Finallerim başlamak üzere ve projelerimi bitirmem gerekiyor :( Biter bitmez yazmaya devam edeceğim, zaten sona da çok yaklaştık :')))

Continue Reading

You'll Also Like

12.1M 587K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...
89.5K 3.6K 30
Yabani evrenindeki çiftimiz Asi ve Alaz'ın hayatları farklı bir şekilde kesişeydi, mesela Asi, Soysalan Üniversitesi'ne bomba gibi düşseydi, nasıl ol...
11.3K 1K 18
[ Tamamlandı.] "jiminie bana çok büyük bir teklif geldi!!" seokjin'in neşeli ve hâlâ aldığı teklife inanamadığı sesi ile jimin en yakın arkadaşına ba...
37.5K 2K 32
Kızın sesini duyunca Alaz'ın omuzları gevşedi. "Öldüm, Asi." Gözlerini kızın yüzünde dolaştırdı. "Sensiz geçirdiğim her gün biraz daha öldüm." Asi al...