KOMOREBI |TAEJIN|

Galing kay bbshawggols

136K 14.9K 17.4K

Yanaklarımda hissettiğim yoğun ısıya bir de midemdeki tuhaf kıpırtılar eklenince yerimde huzursuzca kıpırdand... Higit pa

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
29
30
31
❓❔
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
FİNAL

28

2K 235 167
Galing kay bbshawggols

Siyah kadar yalnız, mavi kadar sonsuz. ☁️

SeokJin yanında yatan Taehyungu sıkıca sardı. Yanına geldiğinden beri kolları arasından bir dakika bile bırakmamıştı. Bıraksa başına bir şeyler gelecek gibi hissediyordu. MinAh yüzünden kendini paranoyak biri gibi görüyordu, haklıydı da.

Taehyung yaslandığı göğüsten istemeyerek da olsa kafasını kaldırıp hala sevgilisinin hala kıpkırmızı olan gözlerine baktı. Endişeden başka bir şey göremiyordu ve bu onu oldukça rahatsız ediyordu.

"SeokJin rahatla lütfen. Yanındayım, hatta kollarının arasındayım."

SeokJin içinde bulunduğu gerginlikten sıyrılmak için gülümseyip çocuğun saçlarına kocaman bir öpücük bıraktı.

"İyiyim ben Taehyung."

"Değilsin hyung, kendini bir görsen sen bile korkarsın."

JungKook, Taehyung geldiğinden beri sindiği koltuktan sonunda sesini çıkarabilmişti. Ne olduğunu tam bilemediği için sessiz kalıp neler olduğunu anlamaya çalışmıştı. Tek görebildiği şey SeokJinin perişan haliydi.

"İlk defa JungKooka katılıyorum sevgilim. Durumun ciddiyetini sen düşün yani."

JungKook gözlerini devirdi.

"Bir kere de bana bulaşma Taehyung."

"Her neyse. SeokJin ben bir karar verdim."

SeokJin hızla yattığı yerden doğruldu.

"Ne kararı? Ne oldu?"

"Endişelenme kötü bir şey değil. Hani bizim bir planımız vardı ya, onu bu gece halledeceğim."

SeokJin hızla kafasını sallamıştı.

"Hayır Taehyung. Şu sıralar böyle bir şey yapamayız. Çok tehlikeli."

"Asıl senin daha fazla burada kalman tehlikeli!"

JungKook yine hiçbir şey anlamamanın verdiği huzursuzlukla "Ne planı?" diye sormuş, ikilinin dikkatini çekmeyi başarmıştı.

"JungKook ya ben senin burada olduğunu hep unutuyorum. Neyse, üzgünüm ki bu da aramızda olan özel bir konu."

JungKook, Taehyungun söylediklerini duymazdan gelip SeokJine çevirdi gözlerini.

"Hyung sence de artık bir şeyleri öğrenmem gerekmiyor mu?"

SeokJin, JungKooka hak veriyordu, anlıyordu da. Öyle şeylere şahit olmuştu ki, artık öğrenmesi gerekiyordu.

"Haklısın JungKook. Sana bazı şeyleri anlatmam gerekiyor."

JungKook küçük zaferine ulaşmanın verdiği mutlulukla gülümseyip ikilinin hemen yanında duran tekli koltuğa yerleşti.

Taehyung ise şaşkınlıkla SeokJine bakıyordu. Ona anlatmasını beklemiyordu. Bu sır ikisinin arasında kalmalıydı.

"SeokJin?"

SeokJin sevgilisinin elini sıkıca tutup devamında gelecek olan cümleleri durdurdu. JungKook bilmeyi hak ediyordu.

Fazla ayrıntıya girmeden, araya kimsenin gitmesine izin vermeden tüm yaşadıklarını özet geçmişti. Bu sefer anlatırken daha güçlüydü. Taehyunga kendini açtığında hissettiği acıyı şuan hissetmiyordu. Sadece gözleri dolmuş, arada kekelemiş, sesi titremişti. Her duraksamasında Taehyung elini daha da sıkı tutmuştu. Varlığını her an hissetmesini sağlamıştı.

"Böyle işte. Taehyungun bahsettiği olay da babamın odasındaki kayıtlara ulaşma planıydı. Ama şu an gözler Taehyungun üzerinde olduğu için bu çok tehlikeli. Şuan yapamayız."

JungKook hiç tepki veremeden olanları dinlemişti. Olayların değişik olacağını tahmin ediyordu ama bu kadarını da beklemiyordu.

"Hyung... Nasıl bir şeyin içindeyiz? Bu, bu çok tehlikeli! İnanamıyorum. O bir katil mi yani?!"

"Sessiz ol Kook. Senin bildiğini bilmemeli. Hedeflerinden birinin de sen olmanı istemiyorum."

JungKook hızlıca ağzını kapatıp kafasını salladı.

"Evet her şeyi öğrendiğine göre artık rahatlamış olmalısın. Konumuza geri dönelim. Bu gece bu işi bitirmeliyiz."

"Olmaz Taehyunhg ısrar etme. Seni tehlikeye atamam."

"Ben de seni o katille burada tek başına bırakamam!"

Taehyung sinirle bağırıp yataktan kalkmış, bir ileri bir geri yürümeye başlamıştı.

"Merak etme Taehyung. Ben gece burada kalıp ona dikkat ederim."

Taehyung bakışlarını hızlıca JungKooka çıkarıp gözlerini devirmişti.

"Hah! Gece burada kalırım diyor SeokJin duyuyor musun? Ay tansiyonum çıkacak şimdi."

Yanındaki koltuğa oturup bakışlarını ikili arasında gezdirmeye başladı. Her ne kadar kıskansa da birinin SeokJinin yanında kalması iyi olabilirdi diye düşündü.

"Sinirini bozuyorsun JungKook. Ama bu gece burada kal. Ona çok iyi bak. Her saat başı arayıp kontrol edeceğim. Eğer açmazsan buraya gelirim haberin olsun."

JungKook gülümseyip kafasını sallamıştı. Gerçi Taehyung kabul etmese bile burada kalacaktı, birinden izin almasına gerek yoktu.

"SeokJin yatma saatine kadar seni buradan kaçırmalıyım."

SeokJin "Nereye?" diye sorunca Taehyungun aklına ilk olarak NamJoonun evi gelmişti. Zaten çocuğun evi yol geçen hanı gibiydi. Her türlü buluşmaya ev sahipliği yapıyordu.

"Bizimkilerle Joon'da toplanırız. İster misin? Burada kalıp canını daha fazla sıkmanı istemiyorum. Hem... kafan dağılır biraz. Ne dersin?"

SeokJin kararsızdı. Arkadaşlarının hepsiyle iyi anlaştığı söylenemezdi. Hem yalnız kalması, düşünmesi açısından daha iyi olabilirdi.

"Taehyung, siz gidin ben biraz yalnız kalayım olur mu?"

"Yalnız mı? Ben yalnız kalma diye şunu gece yanına bırakıyorum sen yalnız kalayım diyorsun. Ayıp SeokJin. Hadi hazırlan, gidiyoruz."

—————

Taehyungun ısrarlarına dayanamayan SeokJin ve JungKook ufak tartışmalı geçen hazırlanma süreçlerinden sonra NamJoon'un evine gelebilmişlerdi. Şimdi ise üçü yan yana düşünceli bir şekilde oturuyorlardı. Bu halleri diğerlerinin dikkatinden kaçmamıştı.

"Ne bu haliniz? SeokJin iyisin değil mi? Sabah korkuttun bizi."

SeokJin yüzüne zoraki gülümsemesini yerleştirip "İyiyim Joon, kusura bakma sabah biraz gergindim. Korkutmak istemedim." dedi. Kırmızı ve şişiliği hala geçmemiş gözleri gerçekten "iyi" olduğunu gözler önüne seriyordu.

"Siz niye bu kadar durgunsunuz Tae, Kook?"

"Yoo hyung, iyiyiz biz. Ağırlık çöktü biraz galiba. Dimi Kook?"

Taehyung dirseğini JungKook'un karnına geçirince, çocuk irkilip hızlıca kafasını salladı.

"E-evet hyung. Öyle oldu biraz."

Hoseok, NamJoonla göz göze gelip kaş göz işaretleriyle mutfağı işaret etmişti. Hemen ardından NamJoon boğazını temizleyip ayağa kalktı.

"Taehyung, gelsene mutfakta bir şeyler hazırlayalım."

Taehyung kafasını sallayıp ayağa kalkacakken SeokJinin, kolunu sıkıca tutmasıyla durmuştu.

"Gitme Taehyung."

Taehyung SeokJinin dolmaya yüz tutmuş gözlerini görünce hemen yerine oturup, çocuğun elini sıkıca tuttu.

"Ben geleyim seninle Hyung."

SeokJin minnet dolu bakışlarıyla JungKooka bakıp gülümsedi.

—————

"Malum ortamımız çok neşeli, bu neşeye biraz daha neşe katmak için tabu oynuyoruz gençler. İtiraz istemiyorum. Grupları belirleyelim. Kura çekelim. Tek sayılar bir grup çift sayılar bir grup olur."

NamJoon sayı yazılı kağıtları herkese uzatıp seçtirdi.
Taehyung kağıdını seçip hızlıca açtı, 2 çıkmıştı. Gözü direkt SeokJinin kağıdına kaymıştı. Kağıdında yazan 5 sayısını görünce oflayarak yerinde zıplamaya başladı.

"Tek sayılı biri benimle değiştirebilir mi güzel kardeşlerim?"

"Mızıkçılık yapma Taehyung! Ne çıktıysa o." NamJoon itiraz istemeyen bakışlarını Taehyunga dikince, oflayarak arkasına yaslanmıştı.

"Pişt yüzünü düşürme, öpesim geliyor."

SeokJinin yandan yandan gülümseyerek söylediği şeye karşı Taehyung kalbini tutup kendini koltuktan aşağıya atmıştı.

"Ya SeokJin aniden böyle şeyler söyleme diye kaç kere diyeceğim şapşal şey seni..."

Kırmızı yanaklarına ellerini bastırıp gülmeye başladı.

"Taehyung yerde ne yapıyorsun sen? Kendi kendine gülüyor musun bir de? Senin kafan gitmiş oğlum."

Taehyung Hoseok'un dediklerini umursamadan eski yerine oturmuş dirseğini hafifçe SeokJine geçirip kırkırdamıştı.

İlk geldikleri zamanki gergin hava, çocuklar sayesinde dağılmıştı. Şimdi üçü de daha iyi görünüyordu.

"Tek sayı çekenler el kaldırsın."

SeokJin, Hoseok, JungKook ve NamJoon ellerini kaldırınca Taehyung kıstığı gözleriyle JungKooku izlemeye başladı.

"SeokJinle aynı takımda olmasan şaşırırdım zaten, neyse."

"O zaman 1. takım SeokJin, Hoseok, JungKook ve ben. 2. takım Taehyung, YoonGi, Jimin. Eşitliği sağlamak adına ben oynamayacağım. Hakemlik yapacağım. Üçe üç kapışacaksınız. Kaybeden takım akşam yemeğini ısmarlar. Anlaştık mı?"

Herkes onayladığında yazı tura atılmış, tek sayı seçen takım oyuna başlamaya hak kazanmıştı.

"Kim anlatıyor ilk?"

"Ben anlatayım mı Hyunglar?"

Hoseok ve SeokJin onaylayınca JungKook kartını seçip anlatmaya başladı.

"Imm... Hoseok hyung! Geçen sene kaybettiğin için senin saçını kestiğim çorabımı hatırlıyor musun?"

"Evet evet! Süngerboblu çorabındı değil mi?"

"Evet! Süngerbobun en yakın arkadaşı neydi?"

"Patrick!"

"Patrick ne?"

"Patrick ne mi? Patrick, patrick işte."

Hoseok aklı karışmış bir şekilde JungKooka bakarken SeokJin hızlıca bağırdı.

"Deniz yıldızı!"

"Evet hyung doğru!"

"Devam devam!"

"Şey... Heh! Benim kız kardeşimin favori rengi ne?"

Hoseok "Senin kardeşinin favori dengini nerden bileyim ben?" dediğinde SeokJin gülüp "Kırmızı." demişti.

"E yuh ama! SeokJin sen nerden biliyorsun bunu ya?!" Taehyung bozulduğunu belli edercesine yüzünü asmıştı.

"Bir ara konusu geçmişti bebeğim, ondan dolayı yani."

"Yahu bir sus Taehyung! Süremiz bitiyor. Hyung o rengin sahip olduğu bir yiyecek!"

"Kiraz!"

"Hayır hayır."

"Çilek?"

"İşte bu!"

"Süreniz bitti gençler."

Üçlü, iki kelime bilmenin verdiği mutlulukla ellerini birbirine çakıp güldüler. Sıra Çift sayılar takımına gelmişti. Taehyungun her ne kadar morali bozulsa da kazanmaları gerektiğini kendine hatırlatıp arkadaşlarının sırtını patpatladı.

"Göreyim sizi koçlarım benim. Kim anlatacak?"

"Ben anlatayım. Sizden bir şey çıkmaz."

Taehyung YoonGiye dil çıkarıp kartları seçmesi için uzattı. YoonGi seçtiği karta göz atıp süreyi başlatması için NamJoona işaret verdi.

"Başlıyorum. Jimin sen nesin?"

"İnsanım?"

"Ciddi olamazsın! Başka nesin?"

"Biraz da salak."

"Taehyung!" Taehyung Jimine minik bir gülümseme gönderip YoonGiye döndü.

"Tamam başka şekilde anlatıyorum. SeokJin hyung nasıl biri Taehyung?"

"Yakışıklı!"

"Başka?"

"Seksi!"

"Başka?! Fiziksel özellik söyle!"

"Dünya çapında yakışıklı?"

"Taehyung kafanı kıracağım ama şimdi!"

"Ne var hyung? Yalan mı söylüyorum?!"

"Sevgilim, beni mest ettin şuan." SeokJin Taehyunga öpücük atıp göz kırpınca Taehyung da ona ufak bir öpücük atmıştı.

"Taehyung! Cilveleşmeniz bittiyse oyuna mı dönsek? SeokJinin fiziksel bir özelliğini soruyorum."

"Uzun boy mu hyung?"

"Heh sonunda! Alnını öpeceğim Jimin. Onun tersi ne?"

"Kısa?"

"Evet işte bu!"

Jimin cevaptan sonra "Sen bana kısa mı diyorsun hyung?!" diye çıkışmıştı. YoonGi önüz silkip "Değil misin?" deyince Jimin gözlerini devirip koltuğa geri yerleşti.

"Hadi hyung devam et!"

YoonGi kafasını sallayıp kartın arkasını çevirdi.

"Anlatıyorum... Çok değerli bir şey!"

Taehyung aklıma gelen ilk şeyi bağırarak söyledi.

"SeokJin!"

YoonGi eliyle alnına vurup sızlandı.

"Sabır..."

"Taehyung..."

Taehyung ona seslenen sevgilisine dönüp eliyle ufak bir kalp yapmıştı.

"Taehyungu takımdan atabilir miyiz?"

"Sus be yer cüces-"

"Süreniz bitti gençler."

YoonGi ve Jimin göz devirip "Senin cilveleşmen yüzünden zaten süremiz bitti!" deyince Taehyung onları duymamazlıktan gelmeyi tercih etti.

"Ne var yahu... Doğruyu söylemek de mi suç?"

Ipagpatuloy ang Pagbabasa

Magugustuhan mo rin

98.7K 5.3K 35
Byun'un Park olduğu gün, hayatının değişeceği gündü. çeviri kitabın orijinali (@Baekternity)
63.3K 5.3K 22
nasıl olsa görmez diye düşünen yağmur çözer, barış alper yılmaz'ın mesaj kutusunu not defteri olarak kullanmaya başlar. - hayat beni tekrardan 13 yaş...
1.6M 120K 39
Kim Taehyung, duştan sonra arkadaşını görüntülü aradığında karşısına abisinin çıkacağından habersizdi.
32.6K 3.1K 19
"Çok güzelsin." Dedi Alfa omegasına bakmadan. "Hemde çok. " dedi. Omega sessizce yanında duruyor, başı dik, omuzları geride. Gururlu bir şekilde yan...