jeongin
gözlerimi açtığımda boş boş odaya baktım. bunu yaparken aklıma dün yaşananlar gelmişti. hyunjin hyung beni ORADA ÖYLE BIRAKTIKTAN SONRA eve girip uyumuştum.
KOSKOCAMAN BİR ADAM BANA BEBEK MUAMELESİ YAPIYORDU!
bir bebeği olduğu yetmezmiş gibi hem de!
bunu bir kenara bırakırsak hazırlanıp okula gitmiş ve okuldaki en yakın arkadaşım olan chenle ile tüm günü konuşarak ve gülüşerek geçirmiştim. ve okul çıkışında beni dondurmacıya götürmüştü.
"neydi o geçen gelen adamın adı?" dedi eve doğru yürürken.
"hyunjin." dedim. "hwang hyunjin."
"nereden komşun oluyor senin?"
chenle ve komik şakaları!
"baba tarafından, zamanında atalarımız beraber at koşturmuş."
bana gülmüştü. komik miydi bu şimdi?
"hayır yani, o anlamda demedim. neden seni alıyor onu anlamadım."
önüne geçip ters yürüdüm. "çünkü yakınız. o benin abim gibi."
"abiler kardeşlerini okuldan mı alırmış?"
onu yanıtladım. "evet?"
"benimkisi neden almıyor lan o zaman?"
ona güldüm. yazık, öz abisinden daha düşünceli bir abiye sahiptim. öz abim bile değildi ayrıca!
——————————————
eve geldiğimde kendimi yorgunca yatağa atmak istemiştim. öyle de yaptım ancak bu bir 2 saniye falan sürmüştü.
kapım çalmıştı ve muhtemelen bu kişi joonseo'ydu. kapıyı çalışından anlamıştım.
kapıyı açtığımda kafam otomatik olarak öne eğildi, minik şey!
"jeongin abi!!"
kucağıma alıp mıncırmamak için zor duruyordum. neden benim böyle bir kardeşim yoktu? ya da ÇOCUĞUM?
"ah jeongin, üzgünüm rahatsız ettik seni de. joonseo gel buraya! bir daha insanları böyle rahatsız etme!"
ona baktım. "hyung ona kızma, benim için sorun yok ki hem."
"baba bana kızma!"
joonseo'nun beni taklit eder gibi konuşmasına güldüm.
hyunjin hyung da oğluna bakıp yüzünü buruşturduktan sonra tekrar bana döndü. "jeongin, birkaç saatliğine joonseo sende durabilir mi?"
"evet! tabii ki!"
————————————
"jeongin abi, keşke sen babam olsaydın." dedi oyuncaklarıyla oynarken.
"o ne demek joonseo, ne düşünceli bir baban var işte."
"hayır! hiç de değil! hyunjin pislik!"
yerde uzanırken söylediği şeyi kınadım.
"joonseo! çok ayıp. kim öğretti sana bu kelimeleri?"
"jisung abi öğretti."
"iyi bo- yani bir daha söyleme lütfen öyle şeyler joonseo, baban çok üzülür."
legoları birbirine çarparak itiraz etti. "üzülsün banane banane banane banane. annemin nerede olduğunu söylemiyor. annemi istiyorum."
"joonseo babanı kötüleme. baban olmasaydı sen de olmazdın. o seni çok seviyor hem de." anne konusuna girmek istemiyordum.
"benimle vakit geçirmiyor! hep işe gidiyor!"
onu yatıştırmaya çalıştım. "o senin için çalışıyor ama! eğer çalışmazsa sana bakamaz ki?"
bir şey dememişti. aklını daha fazla karıştırmak istemedim.
"bu akşamlığına baba-oğulculuk oynayalım mı?"
————————————
hyunjin
sonunda biricik apartmanıma vardığımda ilk işim jeongin'in kapısını çalmak olmuştu.
kapı açıldığında hâlâ ufacık olan jeongin'i gördüm.
"yine mi uyuyakaldı?"
kafasını olumsuz anlamda salladı. bu sırada yanına joonseo gelmişti.
"selam joonseo!!" dedim minik oğluma bakarken.
"aleyküm selam." dedi, beklemediğim bir şekilde. jeongin ile aynı anda şaşkınca birbirimize bakıp güldük.
ardından kapıda konuşmaya daldık. jeongin ile konuşurken joonseo uykusunun geldiğini söyleyip konuşmaların arasına giriyordu.
"çok teşekkürler jeongin! iyi geceler! joonseo lütfen çekiştirmeyi bırakır mısın babacığım? neyse, görüşürüz innie!"
"görüşürüz hyung! iyi geceler!"
karşı taraftaki evimize geldiğimizde yine minik ile baş başa kalmıştık. pijamalarını giymesine yardım etmiştim. ardından kendim de üzerimi değiştirmiştim. iş kıyafetleri beni aşırı sıkıyordu.
"bugün neler yaptınız bakalım abinle?"
"baba-oğulculuk oynadık!"
ne?
"ne? o nasıl bir oyunmuş öyle?"
"jeongin abi benim babam gibi davrandı, bana resimler çizdi. hep oyun oynadık! senden daha iyi baba oldu."
"öyle mi minik şeytansı varlık? o zaman bugün kendi yatağında yatıyorsun. yanımda yatmak yok. babasızlık neymiş gör bakalım."
sadece ona sitem ediyordum. küçük kalbinin kırılmasını hiç istemezdim.
beni dinleyip ayaklarını yere vura vura odasına gitti.
"ayaklarını vurma aşağıya ses gidiyor! insanları rahatsız etme akşam akşam!"
mis gibi sıcacık yatağıma kıvrılıp joonseo'nun da olmamasından yararlanarak telefonu açtım.
————————
gusül alin amklar
felix
lan
beyler
hafta sonu
kop kop yapak mı bizim evde
karı kız avrat
herkes olacak
chan
ya bi siktir git amkclsmclapcp
changbin
OLUR SAAT KAÇTA
woojin
ABAZA CHANGBIN
hyunjin
maalesef sizden farklı olarak benim bir oğlum var :/
ben bir babayım
karı kızla işim yok
oğlumla olacağım
oğlum
oğul
baba olmak
jisung
LAN ANLADIK AQ
minho
sevgilim haklı
seungmin
#hanimciminho
jisung
minho gitmiyoruz biz bu arada
biz partilere gitmeme kararı aldık da
ortak olarak
minho
aynen
içince kendimizi kaybedebiliriz
önlem hayat kurtarır
felix
İLİŞKİYE BAK AMK
BİRBİRLERİNİ KORUMAK İÇİN
PARTİYE GELMİYORLAR
hyunjin
aha aklıma fikir geldi :d
ulan madem gelmiyorsunuz
joonseo'yu size bırakayım
jeongin'i de alıp partiye geleyim
sTONKS??
woojin
BİLİYOSUN BU İŞİ ;)
chan
tmmdir o zaman
felix ayarla ortamı
dersin chan giriş yapacak
DESTUR! CHAN HAZRETLERİ GİRİŞ YAPIYOR
changbin
adamın giriş efekti bile var
seungmin
CHAN HAN OBAYA GİRİYOR
felix
MXMCÖSLVŞSĞĞVWĞCP
diriliş: bangchan
jisung
sikiliş: felix
minho
LAN WLDLAÖCPAPCĞWŞFĞC
woojin
güldüm affetMDMVLSŞVPŞWŞXX
hyunjin
HAKFPZPCPÖXÖXÖ
neyse zıbarın artık
oğlum uyuyacak
malum
oğlum var ya
aile
baba oğul
babalık duygusu
bilmezsiniz siz
hani
seungmin
yA Bİ GİT
jisung
o çocuğun tarihçesini hepimiz biliyoruz
hyunjin
bu yüzden hiç baba oğul şeysine girmemelisin
chan
demeyin aq
üzülüyor sonra
felix
yaşadıkları acı amk
harbiden zor
changbin
şifremi değiştiremiyorum çok kısa diyor
jisung
hyunjin'i üzmemek için konu değiştirme
part 94858
ne yaptın lan şifreyi
minho
changbin yapmıştır kısa dediğine göreMCMÜWŞŞC
changbin
hayır
joonseo'nun küçüğü yapcaktım
chan
YA AÖÖDŞALCĞQŞTİQŞCŞŞWŞX
seumgmin
ALLXAŞŞXLDL SÜNNET OLMADI DAHA Bİ SAKİN
hyunjin
babasının ciğeri
kestiriyor şeyini
sizi de bu günde
çok isteriz görmeyi
baba: hwang hyunjin
ana: *boşluk*
büyük ihtimalle davetiye şöyle bir şey olurdu
woojin
YAKDŞALXPQŞUŞAŞŞ
harika
———————————
"baba."
"efendim oğlum?"
küçük adımlarla odaya giren joonseo'ya baktım.
"özür dilerim baba. yanına gelebilir miyim?"
bir anlığına babalık duygularım tüm içimi kaplamıştı. bu masum teklifi asla geri çeviremezdim.
"asıl ben özür dilerim, gel yanıma bakalım. sana uzun süredir masal okumuyordum değil mi?"