DEVRİM KADINI

Door Asli_Han1453

2.7M 142K 27.8K

Sevmekten yorulur mu insan? devrim kadını. |bir eylül gecesi yazılmaya başlandı.| "Sevmek, bir adama ancak b... Meer

giriş |sevmekten yorulur mu insan|
devrim kadını | Demir Eksikliği
devrim kadını | Göz Bebeğim
devrim kadını | Bir Tanem
devrim kadını | Kalbimin Merkezindesin
devrim kadını | Özleyeceğim
devrim kadını | Gidişine Bitişler
devrim kadını | Seni Seviyorum
devrim kadını | Demir'in Yürek Yangını
devrim kadını | Benim Hatun
devrim kadını | En Güzel Gecem
devrim kadını | Aşkın Zehrolmuş Bana
devrim kadını | İlk Kıvılcım
devrim kadını | Sarıl Bana
devrim kadını | Kızıl Güvercin
devrim kadını | Sen Bilmezsin
devrim kadını | Veda Busesi
devrim Kadını | Canımın İçi
devrim Kadını | Kıymetlim Bana Geri Dön
devrim Kadını | Kıskanç Kadınım Benim
devrim kadını | Ah Yalan Dünya
devrim kadını | Siyah Gül, Mâtem
devrim kadını | Kalbim Kırıldı
devrim kadını | Ölüm Soluğu
devrim kadını | Acıtan Hisler
devrim kadını | Ansızın Aşk
devrim kadını | Canım
devrim kadını | Seninle Bir Ömür
devrim kadını | Rüyam
devrim kadını | Sana Tutuldum
devrim kadını | Hep Bana Gel
devrim kadını | Kalbim İspatım Olsun
devrim kadını |Vuslat Ateşi
devrim kadını | Öfke Harbi
devrim kadını | Demir'in İmtihanı
devrim kadını | Hatalarına Bir Nilüfer
devrim kadını | Kalbine Sürgün
devrim kadını | Yeni Bir Müjde
devrim kadını | Final Part I
devrim kadını | Final Part II
devrim kadını | Final Part III
devrim kadını | Finale Son 1
FİNAL
Özel Bölüm | Devrim Kadını
Özel Bölüm II | Devrim Kadını

devrim kadını | Kavuşmalarımıza Yârim

66.6K 3.4K 286
Door Asli_Han1453

Devrim Kadını

|Kavuşmalarımıza Yârim|

🖤

Bizim onunla hiç sabahımız olmadı,
Hiç beraber uyanmadık, papatya.*

Demir sevgisini itiraf etmişti. Bugün onun için milattı. An itibariyle sevdiği kadından hislerini saklamak zorunda kalmayacaktı.

Beren'in sessizliği adamı huzursuz etsede sesini çıkarmadı. Ona düşünmesi için zaman tanıyacaktı. İkisi içinde başlangıç olmuştu. Evlilik teklifinde acele ettiğini düşünsede daha fazla Beren'den uzak kalmak istemiyordu. Her şeyi zamana sığdıracaklardı. Ama el ele, yan yana yapacaklardı bunu.

Arabayı Beren'in yaşadığı apartmanın önünde durdurdu. İç çatışmasından dolayı sessiz kalan Beren arabanın durmasıyla kendine geldi. Yol boyunca parmağındaki yüzüğe bakıp durmuştu. Demir'in konuşmamasıyla gerilsede ona ayak uydurarak iç muhasebesini yapmıştı.

Emniyet kemerini çözerken başını kaldırıp Demir'e baktı. Göz göze gelince utangaç bir gülümseme gönderdi. Saatler önce konuştukları şeyler genç kadının kalbini tepetaklak etmişti. Bir de parmağındaki yüzük vardı tabi.

Kalbindeki sahipsiz kuşlar yuvalarına kavuşmuştu. Mevsimi belliydi. Bahardı kadının mevsimi. Hicreti sona ermişti. Kalbi sahibini bulmuştu. Sırf bu yüzden kaçmayacaktı adamdan. Demir'e hak ettiği karşılığı verecekti. Korkusunu yenmeli ve yüreğini ona açmalıydı.

Beren'in gülümsemesiyle rahat bir nefes alan Demir dudaklarını ıslattı. "Yarın biraz yoğun olacağım güzelim, görüşemeyebiliriz,"

Beren anlayışla başını salladı. "Tamam," dedi sakince. Ne söyleyeceğini bilememişti. Çantasının sapına parmaklarını dolayıp sıktı. Gözlerini kaçıramıyordu da. Düzensiz nefesinin arasından konuştu. "Benimde yarın dersim var," dedi anlamsızca. Hesap veriyormuş gibi hissetti kendini. Bu tuhaf bir duyguydu.

İkisi de gergince nefes aldı. Demir onu korkutmak istemediğinden nasıl yaklaşacağını bilemiyordu. Her ikisi de bu konuda toydu. İlk birliktelikleriydi ve ne yapacaklarını bilemiyorlardı.

Beren bilinçsizce elini omzunun yanından geriye doğru kaldırarak parmağıyla arkasındaki herhangi bir noktayı işaret etti. "Ben gideyim o zaman," diyerek Demir'e baktı.

Demir'de elini ensesine atarak gergince onu yanıtladı. "Git güzelim,"

Kapıya uzanan parmakları son anda durdu. Demir'i öpmeli miydi? İyi akşamlar dese yetmez miydi? Ama o eskidendi. Şimdi ilişkileri bambaşka bir boyuttaydı. Hem Demir ondan kaçtığını düşünmez miydi? İki arada bir derede kalmıştı.

Boğazını temizleyerek yönünü yeniden Demir'e döndürdü. "İyi akşamlar Demir," dedi sesine yansıyan tedirgin bekleyişle. Demir diye hitap etmeye devam etmeliydi değil mi? Aşkımlı, canımlı şeyler sanki biraz fazlaydı. Hem sevmezdi de. Demir'in de hoşlanacağını düşünmüyordu. Acaba sever miydi?
Kafası allak bullak olmuştu.

Demir cephesinde de durum bundan farksız değildi. İtiraf etmeden önce daha rahattı adam. En azından vedalaşırken bu kadar resmi olmuyorlardı.

Kadının hâl ve hareketlerini de izleyince onunda kasıldığını gördü. "Beren tedirgin misin sen?" diye sordu sonunda dayanamayarak.

Beren yüzüne düşen saç tutamını kulağının arkasına sıkıştırarak "Biraz," diye itiraf etti. Kendini mülakatta gibi hissetmişti.

"Ben de gerildim," dedi Demir. Ardından elini Beren'in yüzüne çıkardı ve yavaşça avcunu yumuşak tene yasladı. "Birbirimizin yanında rahat olmalıyız," dedi biraz önceki tedirginliği buharlaşmıştı. "Sen rahat ol ki ben de olabileyim. Sen diken üstünde olunca sanki seni zorluyormuşum gibi hissederim."

Kendini açıklamanın verdiği rahatlıkla Beren'in konuşmasını dinledi.

"Zorunda hissetmiyorum. Sadece ilk kez yaşadığım bu şey biraz tuhaf hissettiriyor,"

Demir, "Rahatsız olduğun durumda söyle ki kendimi dizginleyebileyim," dedikten sonra onu yanağından öptü. Beren aldığı öpücükle titreyen parmaklarını avuçlarına doğru katladı. Demir'in ışıl ışıl parlayan göz bebeklerini görünce huzurlu hissetti.

Adamın yanağına uzandı. Dudaklarını sakallı yanağına hafifçe bastırdı. Demir ise teninde hissettiği gül kurusu dudakların sıcaklığıyla kalbinin gürültüsüne amade olmuştu. Küçük bir öpücük bırakıp geri çekildi. "Dikkatli git," dedikten sonra arabadan indi.

Demir kadının eve çıkmasını bekledi. Camdan ona el salladığını görünce kornaya bastı ve ardından arabayı hareket ettirdi.

Yüzündeki huzurlu ifade silinmiyordu. Kalbindeki büyük ağırlık onu rahatsız etmiyordu. Kuş gibi özgürdü kalbinin atışları. Sevdiği kadına ulaşmıştı.

Eve girdiğinde kapı da annesi karşıladı onu. Ne zaman geç gelse eve annesi saati umursamadan onu beklerdi. Keza Deniz'i ve Yağız'ı da. Anne yüreği evladının eve sağ salim geldiğini görmeyince rahat etmiyordu.

Ayşe hanım oğlunun yüzündeki gülümsemeyi görünce güzel bir şeyler olduğunu sezdi.

Demir ise annesini görünce gülümsemesini silmiş ve homurdanarak "Anne yine mi bekledin?" demişti.

"Ne yapayım, merak ediyorum oğlum. Uyku girmez ki gözüme sizin yokluğunuzda,"

Kabanını çelik kapının sol tarafında bulunan beyaz dolaptaki askıya astıktan sonra annesinin yanaklarını öptü. "Kendini yorma," dedikten sonra kolunu omzuna attı. "Sende bir şey var," dedi Ayşe hanım başını kaldırıp Demir'e dikkatle bakarak.

Genç adam dudaklarının kıvrılmasına engel olamadan kendisinden cevap bekleyen annesine doğru eğdi yüzünü. Annesinin meraklı bakışlarını görünce iç geçirdi. "Güzel şeyler oluyor Ayşe Sultan," dedi.

Ayşe hanım dayanamayıp "Hadi oğlum çatlatma da söyle," diye kızdı. Demir keyiflenerek annesinin yanağını öptü. Ancak bu kadını daha çok kızdırdı. "İllaki meraklandıracaksın değil mi?" diye söylendi. Demir kolunu Ayşe hanımın omzundan çekip odasının kapısını açtı.

Annesini geride bırakarak odanın içine doğru ilerledi. Ağzı kulaklarına varırken çok normal bir şey söylüyormuş gibi sakince konuştu. "Beren'e onu sevdiğimi söyledim,"

Ayşe hanım duyduklarıyla donup kaldı. Oğlu yıllardır kalbinde biriktirdiği aşkını sonunda Beren'e itiraf etmişti.

Odanın kapısını kapatarak hızla Demir'in yanına vardı. Kolundan tutup kendine çevirdi. Demir'in mutluluğunun sebebi belli olmuştu. Kollarını sevgiyle oğluna doladı. "Annem çok sevindim," dedi gözleri dolu dolu olurken. Yıllardır yüzü gülmeyen oğlu nihayet hasretini dindirmişti. "Rabbim bozmasın, hep böyle gülümse bir tanem," diye dileklerini sundu.

Demir annesinin sarılışına karşılık verdi. "İnşallah annem," dedi ve ekledi. "Beren utanıyor anne, çok üzerine gitmeyin olur mu? Deniz ve Hazan eminim sürekli imalarda bulunacaklardır. Ama babamla sen dikkatli olun, olur mu?"

Onun bu ince düşüncesine hayran olmamak elde değildi. Ayşe hanım "Tabi ki annecim. Babanda bende dikkat ederiz," dedikten sonra ellerini Demir'in yüzüne koydu. "Bu gülümsemen hiç solmasın. Başka bir şey istemem," annesini alnından öptü. "Teşekkür ederim anne,"

Ayşe hanım oğlunu duyduklarından sonra huzurlu bir şekilde odasında bırakıp odasına dönmüştü. Allah'a dua ediyordu. Oğlunun mutlu bir yuvasının olmasını her şeyden çok istiyordu. Yaralı kuşlarıydı onun Demir, Deniz ve Yağız. Hep bir tarafları eksik kalmıştı. Kendi ailelerini kurup mutlu ve huzurlu bir evlilik geçirmelerini istiyordu. Onları tamamlayan eşlerinin olmasını canı gönülden diliyordu.

O gün ikisi de heyecandan yatakta dönüp durmuştu. Sabaha karşı uyuyabilmişlerdi. İşe gitmek üzere yataklardan çıkılmış ve yeni güne başlanmıştı.

Beren sabah kahvaltısı hazırlarken Hazan uykulu gözlerle mutfağa girdi. Sandalye çekip bedenini yorgunca üzerine bıraktı. "Kaçta kalktın sen?" dedi kirpiklerini zoraki ayırarak. Arkadaşına anlam veremiyordu. Nasıl bu kadar erken kalkıp kahvaltı hazırlayabiliyordu. Başını iki yana sallayıp dikkatini Beren'e verdi.

Beren kızarttığı patatesleri tabağa aldıktan sonra masaya ilerledi. "Bir saat oluyor," tabağı masaya bıraktı. Hazan'ın aniden çığlık atmasıyla olduğu yerde sıçradı. Elinin tutulup koparırcasına çekilmesiyle çığlığın sebebini anlamıştı.

"Yüzük?" diye ciyaklayan Hazan'a karşı yüzünü buruşturdu. "Beren bu ne? Ne bu Beren? Kız Beren konuşsana!" taramalı tüfek misali sorularını sıralayan Hazan'a hayret etti. Saniyede kaç kelime kullanıyordu öyle.

Elini zor kurtaran Beren geriye doğru adımladı. Utangaçca cevapladı. "Demir evlenme teklifi etti,"

Hazan ağzını kocaman açtı. "Ne?" diye çığırdı. "Oha! Bir dakika!" deyip yeniden Beren'in elini tutup yüzüğe baktı. "Siz!" deyip arkadaşının gözünün içine baktı. "Evleniyorsunuz mu?" söylediği şeyden kendisi de bir şey anlamamıştı ancak konu şu an bu değildi. Daha birbirlerine sevdiklerini itiraf edemeyen bu saf aşıklar evleniyorlar mıydı?

"Demir'e bak be!" diye yükseldi. "Hah hah haaa. Çatlasın düşmanlar benim de artık bir eniştem var!" deyip Beren'i de çekiştirerek dans etmeye bir yandanda bağırarak şarkı söylemeye başladı.

"Hazan dur, başım dönüyor," desede onu dinleyen yoktu. Hazan'a katılıp yüksek sesle şarkıya eşlik etti.

Demir'de sabahı sabah etmişti. Kahvaltı masasında kimsenin konuşmasına odaklanamıyordu. Bu sabah Beren'in sesini duymak için can atıyordu. Aramak istemiş ancak hemen vazgeçmişti. Beren'i sık boğaz etmek istemiyordu.

Ömer bey'de oğlunun bu hâline kayıtsız kalamamıştı. "Oğlum neyin var senin?" diye sordu.

Demir babasına dönerek "Bir şeyim yok, iyiyim baba," dese de pek inandırıcı olmamıştı.

Deniz, ağzına bakla ıslanmayan Hazan'dan haberi çoktan almıştı. Sinsice sırıtıp "Baba hazırlıklı ol, oğlun damat oluyor," dedi. Demir kaşlarını çatarak ikizine baktı. Deniz tek kaşını kaldırarak "Güzel haber tez duyulur ikizim," demeyi ihmal etmedi. Hazan öğrenir öğrenmez Deniz'e mesaj atmıştı.

Ömer bey umutla karısına baktı. Ayşe hanım hafifçe başını salladı. Beren'i öz kızı olsa ancak o kadar sevebilirdi. Demir'le hayatlarını birleştirmelerini çok istiyordu.

"Tebrik ederim evlat," deyip gülümsedi. Demir ikizine öldürücü bakışlar atmayı kesip babasına döndü. "Sağ ol baba,"

"Kızı ne zaman istiyoruz," diyen Deniz, Ömer bey'in uyarı dolu bakışlarına maruz kalınca susmuştu. "Deniz kahvaltını ye oğlum, başımızın etini değil,"

Demir'e doğru yaklaştı. "Beren'le uğraşmak için sabırsızlanıyorum,"

Demir onun ensesine sert bir tokat attı. "Deneme bile,"

Deniz, "Dayak yemeye bile razıyım abi. Ben bugünü bekliyorum," diye arsızca sırıttı.

Demir telefonuna gelen mesajla masadan kalktı. "Ben çıkıyorum," dedikten sonra odasına ilerledi.

Beren ona günaydın mesajı atmıştı. Ancak okuduktan sonra bunu atanın Hazan olduğu bariz belli olmuştu. "Günaydın aşkım," yazıyordu çünkü. Hemen arkasından da öpücük emojisi koyması bunu tescillemişti.

Odasına girdikten sonra Beren'i aradı. İkinci çalışta aşık olduğu sesi duydu. "Efendim Demir," ancak biraz kızgın mı çıkıyordu o ses? Belli ki Hazan'ın yaptığı şeyi görmüştü. "Günaydın güzelim," dedi adam gülümseyerek.

"Günaydın," dedi Beren, karışısında Hazan ona kıkır kıkır gülüyordu. "Kusura bakma Demir, Hazan sana mesaj atmış,"

"Önemli değil, anladım Hazan olduğunu,"

"Yuh ama ya, nasıl anladın enişte!" Hazan'ın sesiyle yüzünü ekşitti. Beren'i çıldırttığını anlamıştı.

Beren'in dişlerinin arasından tehditkar bir sesle "Hazan odamdan çıkar mısın?" demesiyle dudakları kıvrıldı. "Al be yemedik kocanı!" diye bağıran Hazan'ın akabinde Beren'in "Defol Hazan!" diye bağırışını duydu.

Kapının kapanma sesini hemen arkasından da Beren'in rahat bir nefes aldığını duymuştu. "Of Demir ya," diye hayıflandı. Demir iç gıcıklatıcı bir sesle "Söyle sevgilim," dedi.

Genç kadın ne söyleneceğini unutmuştu. Eriyip gidiyordu bu adamın konuşmalarına.

Yutkunarak kuruyan dudaklarını ıslattı. Kalbinin hoyrat atışları arasından "Hazan herkese bizi söylüyor," diye şikâyet etti.

Demir sadece 'biz' kelimesine takılmıştı. Biz olmuşlardı artık öyle değil mi?

"Söylesin güzelim," dedi sesine yansıyan neşesiyle. Beren hırçınca "Niye söylesin Demir ya. Bizim özelimizin konuşulmasını istemiyorum ben. Sen ve ben bilsek yeter, yetmez mi?" son kelimesinde çocuk gibi çıkmıştı sesi.

"Yeter," dedi iç çekerek. Sen olsan yeter. Pencerenin kenarına ilerleyip havaya göz attı. Kar serpiştirmeye başlamıştı. "Kalın giyin, kar yağıyor," deyince Beren olumlu bir mırıltı çıkardı. Dünden beri söyleyemediği şeyi huzursuzca dile getirdi. Vereceği tepkiyi tahmin edebiliyordu. "Bugün çıkışta Baran bey bıracak. Ama Leyla'da olacak yanımızda," Demir'in vereceği tepkiye hazırladı kendini.

Demir öfkeyle kasıldı. "Ben bırakırım seni," Beren kelimeleri dikkatle seçerek konuştu. "Bugün yoğun olacağını söylemiştin," adam öfkeyle gardırobu açarak ceketini aldı. "Sana her zaman vaktim var. O herifin arabasına binmeyeceksin,"

"Demir," desede adamın kesinkes sesiyle araya girmesiyle sustu. "Ben alacağım dedim Beren," kabullenmişlikle omuzları düştü kadının. "Tamam. Lütfen sinirlenme, haberin olsun diye söylemiştim. Arabayı hızlı kullanma, dikkat et olur mu?"

Demir evden çıkmıştı çoktan. Arabayı çalıştırırken onaylar bir homurtu çıktı ağzından. Beren bundan tatmin olmadı. "Demir lütfen," diye tekrarladı. "Güzelim yorma sen kafanı. Akşam görüşürüz,"

Baran denilen adamın niyetinin ne olduğunu biliyordu. Gel gör ki Beren bunu görmüyordu. Onu kısıtlamak niyetinde değildi. Tabi ki çalışmak isterse devam ederdi ancak o adamın kardeşine ders vermesini istemiyordu.

"Görüşürüz Demir," dedi isteksizce. Onun canını sıkmak en son isteyeceği şeydi. İlk günden moralini bozmuştu adamın. İçi içini yiyerek konuşmayı sonlandırdı.

🖤

Merhaba.

Nasılsınız?

İlk tatlı kavgalarını etmiş oldular.

Bakalım kıskanç Demir'imiz neler yapacak?

Yorum yazmaya çekinmeyin lütfen. Ailemiz büyüsün.

Demir Devrim'e bir not.

Beren Devrim'e bir not.

Bu haftalık bu kadar. Kendinize iyi bakın.

22.11.19 🖤

Ga verder met lezen

Dit interesseert je vast

785K 51.9K 46
Çilek Alança Yıldırım mı yoksa Çilek Alança Saruhan mı demeliyiz? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek, ailesinin gerçek olmadığını ve küçük...
1.2M 104K 39
Ulaş Ulucan ile aramızda yaşanmış birçok şey var. Örneğin onun beni zatürre etmişliği var. Benim onu hareket eden tekneden aşağıya itmişliğim var. O...
2.2M 135K 60
pabucumun bayboyu Ayşen: Ama senin gibi tiplerden hoşlanmam. Ayşen: Senin gibi tipler dediğim. Ayşen: Kötü çocuk gibi takılan. Ayşen: Zeki ve çalışk...
1.2M 47.7K 52
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Defne çocuk ruhlu biridir. Bir akşam canının sıkıntısı ile anonim bir uygul...