ME'VA / Kuğunun Ağıtı (askıya...

By Sualiipek

2.8M 92.6K 50.1K

"Ruhun, ruhuma emanet. Gücün yetiyorsa alırsın seni benden!" Kulaklarıma dolan kükreme sesiyle içimde ki dağl... More

Bölüm - 1
Bölüm - 3
Bölüm - 4
Bölüm - 5
Bölüm - 6
Bölüm - 7
Bölüm - 8
Bölüm - 9
Bölüm - 10
Bölüm - 11
Bölüm - 12
Bölüm - 13
Bölüm - 14
Bölüm -15
Bölüm - 16
Bölüm - 17
Bölüm - 18
Bölüm - 19
Bölüm - 20
Özür dilerim.
Bölüm - 21
Ben geldim / Alıntı ❤️
Bölüm - 22
Bölüm - 23
Bölüm - 24
Geçmiş Olsun

Bölüm - 2

194K 4.6K 2.4K
By Sualiipek


Herkesin buraya " ❤️" bırakmasını rica ediyorum.

Kapının ağzında kaç dakikadır duruyorum bilmiyordum açıkçası. Ama şundan eminim ki içeri girip bu adamla iki dakika bile konuşmak istemiyordum.

" İçeri girmeyi düşünüyor musun ?" Katı ve gür sesiyle kaşlarım çatıldı ve tüm cesaretimi toplayıp içeri girdiğimde kapıyı da arkamdan kapatmıştım.

Yavaş adımlarla oturduğu masaya yaklaşıp, elimde duran dosyayı ona uzatmış ve "Asistanlık görüşmesi için gelmiştim." diyerek kendimden emin bir sesle konuşmuştum.

Uzattığım dosyayı elimden alıp, eliyle koltukları göstererek " Otur lütfen." demiş ve dosyamı incelemeye başlamıştı.

Uzun bir süre sonra " İyi şirketlerde ve biraz da zor patronlarla çalışmışsın, tanırım hepsini." konuşmaya başlamıştı Behram Bey. " Genç olmana rağmen güzel bir CV var. Her sabah benim evime geleceksin, beraber geçeceğiz şirkete." Dosyayı bana uzatıp, giymiş olduğu beyaz gömleğinin yakalarını düzeltip ayağa kalkmıştı.

Şaşkın gözlerle Behram Bey'e baka kalmıştım. Gözlerimi hızlı hızlı kırpıştırıp yerimden kalktığımda " Elmas Hanım'a telefon numaranı ve adres bilgilerini bir kağıda yazıp bırak. Akşam tüm program telefonuna mesaj olarak gelecektir." Bir bir yapılacakları anlatıp, saçlarını elleriyle düzelttiğinde aldığım nefes boğazımda takılı kalmış ve öksürmeye başlamıştım.

Lanet olsun sana Bade.

Allah aşkına ne oluyordu sana ?

Behram Bey hızlı adımlarla yanıma gelip, elini belime koyarak " İyi misin ?" demiş ve beni kalktığım koltuğa geri oturtarak, masanın üzerinde duran şişeyi dudaklarıma yaklaştırıp su içmeme yardımcı olmuştu.

Rezilsin sen Bade.

Elimi ' yeterli.' anlamında yukarı kaldırdığımda, şişeyi dudaklarımdan çekmiş ve önümde diz çökmüş, tekrardan " İyi misin ?" diye sormuştu. Küçük bir tebessüm edip başımı olumlu anlamda sallayıp "Teşekkür ederim." demiştim.

Behram Bey geri ayağa kalktığında, bende kalkmış ve " Ne zaman başlayacağım peki ?" diye sormuştum birden bire. Ellerini siyah kumaş pantolonun ceplerine sokup, derin bir nefes aldığında " Yarın başlayabilirsin." bezmiş bir şekilde yanıtlamıştı sorumu.

Kendini beğenmiş, pislik.

Ben bayılıyordum zaten sana.

Terli ellerimi iki yanımda yumruk yapıp, şirince gülümsediğim de " İyi günler." Diyerek odadan hızlı adımlarla çıkmıştım.

Hemen Elmas Hanım'ın yanına gidip bir kağıt, kalem istemiş, telefon ve adres bilgilerimi yazmıştım.

" Hayret, Behram Bey kolay kolay asistan beğenip işe almazdı." Elmas Hanım elini çenesine yaslamış ve bana ışıldayan gözlerle bakarak konuşmuştu.

Bu haline gülüp başımı iki yana salladığımda hiç bir şey demeden son kez göz atmıştım doldurduğum kağıda. " İyi yanından kalkmış herhalde." Gözlerini pörtlete pörtlete konuşup bir şeyler ima ediyordu.

Sevmiştim bu kadını. Komik biriydi ve samimiydi, en azından burada sinirden delirmeme engel olabilecek biri vardı.

Doldurduğum kağıdı Elmas Hanım'a uzatmış ve " Yarın başlayacakmışım. Ne yapmam gerekiyor ? Yani her gün uygulanan bir rutini var mı Behram Bey'in ?" Ard arda sorular sormaya başlamıştım.

Elmas Hanım " Yanıma gel otur, anlatayım her şeyi." Diyerek benim için kenardan bir sandalye çektiğinde bekletmeden oturmuştum.

" Şimdi canım benim, türkiyenin en iyi mimarlık şirketleri arasında 1. Sırada olduğumuz için gün içerisinde toplantı çok oluyor. Tabi yurt dışında da şirketlerimiz var ve Behram Bey sık sık değil ama ayda bir ya da iki defa yurt dışına gitmek zorunda." Derin bir nefes alıp " Ay dur kahve söyleyeyim ayol." Diyerek iki kahve istemiş ve anlatmaya devam etmişti.

" Her sabah evine gidiceksin ve birlikte geçeceksiniz şirkete. Şirkete geldiğiniz gibi zift gibi bir kahve yapıcaksın ve günün programını anlatıcak, onunla toplantılara gireceksin. Kız sen biliyorsun böyle şeyleri ne anlattırıp yoruyorsun beni." Gülerek ikimizde kahvelerimizden yudumlar aldığımızda " Ay en önemli şeyi unuttum." Demiş ve kahvesini masaya bırakmıştı.

" Behram Bey'in 3 yaşında dünyalar tatlısı bir oğlu var, adıda poyraz. Her gün akşam 5 gibi kreşten özel şoförü tarafından buraya getirtilir. Çok cana yakın bir çocuk zaten gördüğünde ne demek istediğimi anlarsın." Diyerek saçlarını savurmuş " Beni de çok sever." Diyerek göğsüne vurmuştu.

Ağzımdan kaçırdığım kahkahalara engel olamıyordum.

Deliydi bu kadın.

Kahvelerimizi bitirip, vedalaştığımızda hızlıca yerimden kalkıp asansöre binmiş ve zemin katta inmiştim.

Kolumda ki saate baka baka ilerlerken bacaklarıma bir şeyin çarpmasıyla olduğum yerde durmuştum.

Başımı önüme eğdiğimde küçük bir çocuk görmüş ve şaşkınca ona bakmaya, oda bana bakmaya başlamıştı. " Bir şeyin var mı canım ?" Küçük çocuğun önünde diz çöküp ellerimi omuzlarına koyduğumda dikkatli gözlerle yüzünü inceliyordum.

Başını iki yana sallayıp gülümsediğinde bende ona gülümsemiştim. " Ben Poyraz." Kelimeleri yanlış telafuz edişi ve tatlı duruşuyla çocuğun yanaklarını sıkma isteği çoktan doldurmuştu içimi.

Elimi uzatıp " Bende Bade." Demiş ve uzattığım elimi tutmuştu. Aklıma Elmas Hanımla konuşmalarımız geldiğinde bu küçük çocuğun Behram Bey'in oğlu olduğunu anlamam uzun sürmemişti.

" Acaba benimle asansöre biner misin ?" Başını yana doğru eğip tatlı tatlı gülümsediğinde, bu haline dudaklarımı büzmüş ve başımı sallayıp elini tutarak asansöre binmiştik.

" Babamı tanıyor musun Bade ? Kocaman biri o gördün mü ? " babasına o kadar hayranlık besliyordu ki bu sesine bile yansıyordu.  " Babanı tanıyorum canım ve evet biraz büyük biri." Gülerek sorduğu sorulara cevap verdiğimde, elini ağzına kapatmış ve gülmesini saklamaya çalıştığında ağzından tatlı tatlı kıkırtılar dökülmüştü.

36. Kata geldiğimizde asansörden çıkmış ve poyrazın beni yönlendirmesine izin vererek geldiğim katı tekrardan yürümeye başlamıştım.

" Elmas." Poyrazın sevinçli sesini duyan Elmas Hanım koşarak yanımıza geldiğinde
" Ayol tipe bak ya, ısırırım çocuk seni." Demiş ve poyrazı kendine çekip mıncırarak sevmeye başlamıştı.

Bu hallerine gülüp ellerimi kabanımın içine soktuğumda, Poyraz da kabanımın uçlarına asılıp beni Behram Bey'in odasına doğru çekiştirmeye başladı.

" Canım ben gelmesem ?" Kısık sesle sorduğum soruyu Poyraz pek takmamış olacak ki kapıyı güç bela tek eliyle açmış ve beni de kendisiyle içeri sokmuştu.

" Baba!" Çığlık atarak babasının yanına koşarak gitmiş ve kucağına atlamıştı.
" Aslanım." Behram Bey Poyraz'ın saçlarını karıştırıp ayağa kalktığında Poyraz hâlâ kucağındaydı.

Bakışlarını bana çevirdiğinde " Sen neden geldin ?" Diyerek kabaca sormuştu.

Yok. Bu adamda nezaket adına hiç bir şey yoktu. " Eşiniz gelmedi sanırım, aşağıda poyrazla çarpışıp tanıştığımızda asansöre onunla binmemi istedi bende kırmadım." Ellerimi önümde kavuşturarak ayağımla yerde ritim tutmaya başladığımda kaşlarını çatmış dik dik yüzüme bakmaya başlamıştı.

Ben kaçırır mıydım gözlerimi ?

Tabi ki hayır.

" Eşim yok benim." Kucağında ki Poyraza kısa bir bakış atmış ve tekrardan gözlerimizi buluşturmuştu.

Başımı öne eğip elimle alnımı kaşıdığımda gözlerimi yorgunlukla yummuş ve tekrardan açmıştım.

" Bade çok güzel değil mi ?" Kelimeleri ve harfleri tam söyleyemeyip iltifat etmesi beni şu son günlerde mutlu olmadığım kadar, mutlu etmişti.

" Sende çok yakışıklısın." Gülümseyerek aynı şekilde ona iltifat ettiğimde gözlerini yummuş ve kocam gülümsemişti.

" Ben gidiyorum artık Poyrazcığım." Buruk bir şekilde bana ve daha sonrasın da babasına baktığında, Behram Bey Poyraz'ı kucağından indirmişti.

Poyraz küçük adımlarla yanıma geldiğinde bende önünde diz çökmüştüm. Kollarını beklemediğim bir anda boynuma sardığında, bende kollarımı küçük bedenine sarmıştım.

" Gitme." Buruk sesiyle konuşup benden ayrıldığında küçük ellerini yanaklarıma çıkartmış ve sevmeye başlamıştı.

" Artık her gün buradayım canım bol bol görüşeceğiz seninle." Kısık bir sesle konuşmuş ve yanağına öpücük kondurduğumda ' Tamam ' anlamında başını sallamıştı.

Çöktüğüm yerden kalkıp Behram Bey'e baktığımda " İyi akşamlar." Demiş ve karşılık beklemeden odadan çıkmıştım.

Elinde yemeklerle dolu bir şekilde karşıdan gelen Elmas Hanım'a başımla selam verdiğimde oda kırmızı dudaklarıyla bir öpücük yollamıştı bana.

Gülerek asansöre tekrar bindiğimde düğmeye bastım ve kısa bir süre sonra zemin kata indiğimde hızlı adımlarla şirketten çıkmıştım.

Yürüyerek geldiğim minibüs durağına vardığımda, beklememe gerek kalmadan minibüs hemen gelmiş ve ben hızlıca koltuklardan birine oturup başımı cama yaslamıştım.

Yarın yeni bir işe başlıyordum. Aslında biraz tedirgindim çünkü o fazla tehlikeliydi. Her yönden tehlikeliydi ve ben başıma bela almak istemiyordum.

Beni nelerin beklediğini bilmeden başlayacaktım işe. Beni nelerin beklediğini bilmeden her gün yanında olacaktım onun.

Korkma kendinden Bade.

Kendine güven ve olabildiğince mesafeni koru onunla.

Sakın yörüngesine girme onun.

Girersen kurtuluşun olmaz.

-Bölüm sonu.

❤️

Continue Reading

You'll Also Like

569K 21.1K 85
Genç kızın arkadaşının verdiği yeni numarayı yanlış yazan kızın gelecekteki kocasına tesadüfen yazması. İlk başta kız engel yesede engel bir şekilde...
73.4K 4.1K 29
TAHASSÜR Cihan ve Kamerin hikayesi... Yıllar önce birbirine verilmiş sözler... Yıllarca birbiriyle kavuşmayı bekleyen iki insan yıllar sonra tekrarda...
394K 1.7K 4
YENİDEN YAZILIYOR 🍷⛓️🌓 Enemies to lovers... ⛓️ ~mafya İyi kalpli ama yaşadığı ilişkiler yüzünden kırık olan Ahu ablası evlenince onunla aynı evde...
1.1M 46.1K 43
0545* Sizi "MAFYA" adlı gruba ekledi #Romantizm kategorisinde 1.Sıra✨ #3Ay kategorisinde 1.Sıra✨ #Siyah kategorisinde 1.Sıra✨ #Esir kategorisinde 1.S...