"Ruhun, ruhuma emanet. Gücün yetiyorsa alırsın seni benden!" Kulaklarıma dolan kükreme sesiyle içimde ki dağlar sarsılmıştı.
Sevgilim,korkuyordum.
Bu sevginin bizim ecelimiz olmasından çok korkuyordum.
Bu hikaye bir kuğunun hikayesi.
Kuğunun ağı...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
- İYİ OKUMALAR -
Parmaklarım bileğimin üzerinde duran narin bilekliğin üzerinde hafifçe geziniyor, dudaklarıma kondurduğum küçük bir tebessümle mutluluğu doyasıya yaşıyordum.
Behram, bana çok nadide bir parça hediye etmişti.
Derin bir nefes alıp başımı sağ tarafa doğru çevirip ona baktığımda, büyük bir dikkatle televizyonda olan Galatasaray maçını izliyor ve stresle bacağını sallayıp, dudaklarını dişliyordu.
Konu Galatasaray olunca, adamı kaybediyorduk resmen.
Maç başladığın beri pür dikkat televizyona bakıyor, ondan bir şey istediğimde bile hemen yapıp eski haline geri dönüyordu.
Derin bir nefes alıp ofladığımda dikkatini çekmek istemiştim ama bu da olmamıştı.
" Ay yeter! " Behram tüm sakinliğiyle başını bana çevirmiş ve anlamayan gözlerle yüzüme bakmaya başlamıştı. Gözlerimi devirip elinde duran kumandayı almış ve televizyonu kapatarak, kumandayı bacaklarımın arasına koymuştum.
Behram oturduğu yerde biraz daha dik konuma gelmiş ve elini bana doğru uzatarak " Güzelim beni uğraştırma ver şu kumandayı." demişti. Omuzlarımı hafifçe silkip tırnaklarımı incelemeye başladığımda, Behram bir an da sıcak elini bacaklarımın arasına sokmuş ve kumandayı alarak tekrardan televizyonu açmıştı.
Sıcacık elleri, şortumun açıkta bıraktığı bacaklarıma bir ateş gibi değmiş ve yakmıştı.
Şaşkın gözlerle ona bakmaya devam ederken, dudaklarının kenarına yerleştirdiği sırıtmasıyla alt dudağını hafifçe yalamış ve gözlerini kısmıştı.
" Susacağını bilseydim en başından dokunurdum bacaklarına." Kulaklarımın duyduğu sözcüklerle gülümsemiş ve elimi kaldırıp ensesinde ki saçlarının arasına parmaklarımı geçirmiştim.
Behram gözlerini yumup başını biraz daha arkaya doğru yasladığında, bu durum oldukça hoşuma gitmiş ve ensesinde olan elimi hafifçe kaydırıp kulağına var gücümle asılarak " Terbiyesiz." diye mırıldanmıştım.
Elimin arasında olan kulağını kurtaran Behram sinirle bana baktığında " Öyle koparmakla uğraşma Bade, al senin olsun. " diye söylenerek kulağını ovuşturmuştu.
