Bölüm - 21

55.1K 3K 1.1K
                                    

Hepinize merhaba!

Güzel haberlerle döndüm lütfen okumadan geçmeyelim...

Arkadaşlar yeni çıkacak bir platformda, başka bir hikayemle hem orada bulunacağım hem burada merak etmeyin. Me'va burada yayınlanmaya devam edecek ve diğer uygulamadada ters kılıç prensi yayınlanacak. Desteğinize ihtiyacım var çünkü orada her şey sıfırdan başlıyor ve ben gri balonumuda oraya götürmek istiyorum. Gri balonum sizler oluyorsunuz unutmayın.

Şu an ki yazacağım bölümden sonra temmuz ayında tamamen tekrardan döneceğim merak etmeyin. Bu bölümü sizler ve güzel çiftim için yazıyorum.

Bu satırlarda bir adamın aylar öncesinde geçmiş olduğu davası, sevgisi ve yüreğime attığı cam parçaları saklıydı. Duygularımı, hissettiklerimi kendi parmaklarımla kazdığım mezara gömmüştüm.

Sessizliğim, kelimelerim en büyük mezardı çünkü ona.

İyi okumalar...

Sayımızı belli edelim mi? "❤️"

Karşımda bir devrin yıkılmışlığı, o yıkılan devrin altında kalan duygularımı ve acılarımdan faydalanarak kurulan bu devrin bitirmişliği bir çocukluk vardı.Dudaklarımın arasından çıkan çığlıklara sağır kesilmiş, yüreğim lal olmuştu.

Beni bitirmişlerdi.

Benim annemi, benim çocukluğumu, benim hayatımı acımadan ateşe vermişler, dudaklarımın üzerine mühür basmışlardı. Mührün dudaklarımın üzerinde bıraktığı izi iliklerime kadar taşıyor, lal olmuş yüreğim sessiz kalmaya devam ediyordu.

Benim yüreğim yemin etmişti susmaya ve sorgusuz sualsiz yanmaya.

Şimdiyse bir bilinmezliğin içerisinde sürükleniyor, delirmişcesine kahkahalar atıyordum. Elimde tuttuğum silah, gözlerimden akan yaşlar, zihnime dolan annemin görüntüsü ve babamın çaresizce başında beklemesi... Bunları görüyordum ben.

Bu depoya Rauf'un canını almaya gelen ben, kendi canımı almak istiyor, elimde tuttuğum silahın içini dolduran mermileri yüreğime yağdırmak istiyordum. Söner miydi ki yangını? İnsanların acımadan ateşe verdiği yüreğim kül olur muydu ki sonunda?

"Seni öldürürüm!" Elimde tuttuğum silahı tekrardan Rauf'un üzerine doğrulttuğumda Behram'ın tok sesi yankılanmıştı deponun içinde. "İndir silahını güzelim." İnanamayan gözlerle ona doğru döndüğüm sırada, benim olduğum tarafa adım atacakken, silahı onun üzerine doğrultmamla olduğu yerde kalmıştı. "Sen susacaksın Karazade, gün benim günüm. Ya sus kenarda bekle, konuşmaya devam edeceksende evinin önüne diktiğin korumaya yaptığım gibi vururum seni bacağından. Şakam yok." Elimde tuttuğum silahı tekrardan Rauf'un alnına koymuş ve ona biraz daha yaklaşmıştım.

"Ben," Alnına dayalı olan silahın ağzını sert bir şekilde alnının ortasına vurmuş ve büyük bir nefretin kanıtlarını taşıyan sesimle konuşmaya devam etmiştim. "Altay Alazar'ın kızı Bade Alazar'ım. Ben yıllar önce ölmüş olan adamın ruhundan korkan ya da ölmemiş olan bir adamın varlığından korkan adamın değilde, seni korkutan adamın kızıyım. Babamın ortadan kaybolması ve senin onu çoktan ölü saymış olman çok yanlış." Dudaklarımın arasından çıkan kahkahalar onun karşımda bağlandığı sandalyede sinirle tepinmesine sebep oluyordu.

ME'VA / Kuğunun Ağıtı (askıya alındı.) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin