- Olmaz. Bir de iyilik testi diyor pislik.
- Evet. Elenora'yı kurtarırsan onaiyilik yapmış olacaksın ama suç işlemezsen de iyi bir insan olarak hayatına devam edeceksin.
- Yapmayacağım.
- Peki sen bilirsin.
Evan telefondayım adam Elenora'ya tokat atar. Elenora'nın bağırışını duyar Evan. Telefonu kapatır.
İlk önce bir plan yapmayı düşünür. Başka yollarla da yapabilirim diye düşünüyordur.
O sırada mesaj gelir telefonuna.
" Takip edildiğini de unutma. "
Evan bunu yapıp yapmamakta kararsız kalmıştır.
....
- Melodi bir şey yok sen kendi kendine kuruyorsun kafanda. Sadece biraz hastayım o kadar. Ayrıca iş yerinde biraz sıkıntı oldu o kadar. Yoksa benim o çocukla hiçbir alakam yok. Senin gidip bana inanmayıp kontrol ettiğinden de anlaşıldığı üzere biz çıkmıyoruz onunla.
- Maya emin misin? Bana soylemeknistedigin başka bir şey yok mu? Bak sana güvenmek istiyorum. Bana doğruyu söylemen çok önemli.
- Senin de bazen bana yalan söylediğin zamanlar oluyor ama Melodi.
- Ne? Ne zaman oldu öyle bir şey?
- Geçenlerde bana Uzay'ı sevmediğini söyledin. Hatta Uzay'ın da artık senden hoşlanmadığını soyledin.
- Evet doğru.
- Değil Melodi. Günlüğünün yırtılan sayfasını gördüm. Orada Uzay'ı bazen benden bile kıskandığını yazmıştın. Benim de onu sevdiğimi düşündüğünü yazmıştın. Bu yüzden de bana artık onu sevmediğini söylediğini yazmıştın Melodi. Bunları bana söylemiyorsun mesela. Böyle düşüncelerin olduğunu bilmiyordum.
- Maya sen benden izinsiz günlüğümü mü okuyorsun artık?
- Sadece yere düştüğü için gördüm. Ayrıca konunun orasına takılmamalısın bence. Demek ki birbirimizden sakladığımız şeyler de varmış.
- Of Maya şu an konuşmak istemiyorum böyle şeyleri.
- Bende Melodi. Yoksa çok sinirleneceğim.
- Öyle mi?
- Evet ve ağzımdan kötü kelimeler çıkabilir her an.
- Neymiş onlar Maya. Ne söyleyeceksen söyle.
- Hayır aramızın açılmasını istemiyorum.
- Yok söyle söyle açık olalım.
- Peki. Melodi sen hep çocuk gibisin. Bir küçük şeyde hemen kırılacak birisin. Saki ben senin korunuzun gibi oldum ama ben bunu istemiyorum. Benim de bir hayatım var ve kendime bakmak istiyorum. Senin de kendine bakman gerek. Kendine bakacak gücün yok senin. Kendine güvenmiyorsun. Güvenmen lazım. Ben seni o partilere, gösterilere kendim için çağırmıyorum. Biraz sen de mutlu ol diye çağırıyorum. Artık sebin kendi kendini mutlu etmen lazım. Ayrıca sana birbsoru soracağım ve ona göre sana dürüst davranacağım.
-....
- Sen kimi seviyorsun?
- Ne?
- Sen kimi seviyorsun Melodi? Karar ver artık.
- Ben Uzay'ı seviyorum.
- Tamam o zaman sana söylemek istediğim şey Edoardo'nun beni sevdiği. Belki de sevmiyor sadece bir oyun olarak görüyor ama sana sadece bunu söylemek istedim. Ve inan bana şu an çok rahatladım.
- Edoardo seni mi seviyor?
- Evet Melodi. Şimdi ben odama gidiyorum. Umarım geldiğim zaman söylediklerimi düşünürsün.
Maya odasına gitti.
.....
Evan kendine gelmeye çalışır. Elenora'yı sevse de onun için suç işlemesine gerek var mı? Bunu hep düşünüyordur.
O sırada Evan'ın aklına bir fikir gelir. Sokak tuvaletlerinden birine girer. Orada üstünü çıkarır ve ters giyer. Ceketinin iç tarafı da farklı renktedir. Sonra cebinde hep taşıdığı şapkasını takar. Ayrıca gözlüğünü de takar. Evan böyle durumları çok fazla yaşadığı için her zaman hazırlıklı davranıyordur. Tuvaletten çıkar. Arkasından kimse gelmiyordur.
Hemen bir dükkandan çanta alır. Sonra da kırtasiyeye gider. Kırtasiyedeki oyuncak silahlardan birini alır ve sanki gerçekmiş gibi kırtasiyeciye tutar.
- Abi kimse gelmedi sabahtan beri kasa boş. Gerçekten.
- Ben zaten o paralar değil başka paraları alacağım. Sen de sesini çıkarmayacaksın.
Evan kırtasiyedeki sahte paralardan tonlarca alıp çantaya koyar. Sonra çıkar.
Çıkıp morga doğru ilerler. Tabi bunları yaparken 1 saati geçmiştir bile. Morgun önüne geldiğinde içeri ancak birini ziyaret etmek içim girebileceği gelir. Bunu da yapamayacağı için hızlıca Melodi'nin evine gider.
.....
Maya'nın söylediklerinin doğru olduğunu düşünmeye başladım. Aslında haklıydı ben sadece onlar varken kendime bakabiliyorum sanıyordum. Meğer onlar bana baktığı için öyle sanıyormuşum. Ben hep o lisedeki kız gibi kaldım. Hiç büyümedim ki. Çocuk gibi davranıyorum hep.
Ben bunları düşünürken kapı çaldı. Neden hep ben bir şeyler düşünürken kapı çalıyor onu da anlamıyorum.
- Evan ne işin var yine?
- Şey... Ben senden bir şey isteyecektim Melodi.
- Ne isteyeceksin?
- Bizim evde tuz,şeker ve çay bitmiş de senden biraz isteyecektim. Şu an acil lazım.
- Olmaz. Hâlâ hangi yüzle geliyorsun buraya.
- Lütfen Melodi. Çok acil.
- Defol git Evan.
- Melodi onları vermezsen buradan bir adım bile atmam.
- Hayır.
- Tamam o zaman.
Kapıyı kapattım. Kapatır kapatmaz kapıya vurmaya başladı. Anlaşılan gerçekten gitmeyecekti.
- Verirsem defolup gidecek misin?
- Evet kesinlikle.
- Bekle burada.
Melodi mutfağa gider. O mutfaktayken Evan hemen iş önlüğünü arar Melodi'nin. Sonra da onun adli tıp kartını alır. Alır almaz da gider.
Melodi geri döndüğünde hiçbir şey anlamadan kapıyı kapatır.
....
Evan morg giderken bir de tanıdığı birinden silah ve susturucu alır. Sonra da Melodi'nin çalıştığı morga gider. Morga o kimlik kartıyla giriş yaptıktan sonra kendine bir ceset seçer. Üzerine yine kırtasiyeden bulduğu bir iş yeri kıyafeti giydirir. Yüzüne de Melodi'nin önlüğünden aldığı makyaj çantasındaki şeylerle renk verir.
Sonra da kafasına bir tane sıkar. Kanın daha gerçekçi görünmesi için. Onu yere koyar. Çantayı ve içinde paraları da yanına koyar. Telefondan fotoğrafını çeker. O çektikten sonra içeri birileri girmeye çalışır. Evan kapının önüne dolap itmiştir.
İşi bittikten sonra her şeyi toplar ve dolabı geri çeker. Onlar bir şey diyemeden de hızlıca kaçar.
Geriye sadece 1 saati kalmıştır. Ilk konuştuğu yere geri döner. O numarayı arar. Numara ulaşılamaz.
Yarım saat bekler. Sonra telefonu çalar.
- Hallettin mi?
- Evet. Fotoğrafı nereye göndereyim.
- Hayır öyle olmaz. Sen buraya gel. Ben sana adresi atacağım. Ama yürüyerek gelmeni istiyorum.
- Zamanım yok olmaz.
- Daha koskaca 30 dakikan var. Ben bekliyorum hadi gel.
Evan telefonu kapatır ve adrese bakar. Hızlıca oraya doğru koşmaya başlar.
Adresteki yer çok uzaktadır. Oraya doğru koşarken arkasından da o morgdaki güvenlik görevlilerinin geldiğini görür. Daha da hızlı koşmaya başlar. 15 dakikası kalmıştır.
.....
Evan adrese gidip içeri girdiğinde zamanında gelmiştir. Geldiği yer bir konteynırdır. İçeride kimse yoktur. Evan delirmek üzeredir. Telefonu yine çalar.
- Eevann.
- Seni geberteceğim neredesin lan?
- Elenora'yı bulabildin mi?
- Hayır nerede o?
- Kırmızı konteynırın içinde. Şimdi bana fotoğrafı göster.
- Nasıl göstereyim lan neredesin?
Yanına bir adam gelir. Telefonu alır ve bakar. Fotoğrafı görür.
- Evan sen kendini akıllı mı sanıyorsun?
- Ne?
- Ben anlarım. Morgda ölen birini öldürmek mi yapabildiğin? Neyse hadi sana bir şans daha veriyorum. Elenora kırmızı konteynırın içinde. Tek sorun bir iş makinesinin o konteynırı birazdan mahvedecek olması.
Evan bunu duyunca kırmızı konteynırı arar. Sonunda bulur ve oraya doğru koşar. Bir vinç oraya doğru geliyordur. Evan hemen içeri girer. Elenora içeridedir. Evan Elenora'nın elindeki ipi çözmeye çalışır. Vinç de artık dibindedir.
......