UMUT

By delirmekalbayim

8K 368 11

Zeynep ve Kerem. Zeynep, Sayerlerin evinde hizmetçi, Kerem'e aşık kızımız. Kerem ise, burnu havada, asi, hı... More

TANITIM
UMUT-GİRİŞ
"KÜTÜPHANE"
"FOTOĞRAF"
"BİR TÜR AYLİN VE KUTAY MESELESİ"
"GÜÇSÜZ"
"BİLİNMEYEN"
"ACILARI ALMAK"
"İKİLEM"
"KALPTEKİ CESET"
"CENNET GÜZELİ"
"SARHOŞ"
'Benim Güzelim Ol'
'Gidemiyorum'
'Güven'
'Yüreği Güzel Adam'
'Kabulleniş'
'Yeni Oyun'
'Video'

'Spor Salonu'

363 15 1
By delirmekalbayim

Merhabalar. Baya uzun süredir Yoktum sanırım buralarda. Açıklama bekliyor musunuz, hâlâ buralarda mısınız bilmiyorum.. Ben yine de yapacağım. Şöyle ki, okulum başladı, yeni düzenime alışmaya çalıştım falan derken gelemedim pek, sadece okuduğum hikayeler için girdim buraya. 11.sınıfım ve çalışmaya şimdiden başladım diyebilirim. Yani yine uzun aralıklarla gelebilir bölümler.. Çok uzatmak istemiyorum, okuyan olacağını da sanmıyorum zaten.. Neyse. Hepinize iyi okumalar.

-Zeynep-

Kerem'le ders çalışmayı bırakmış, odama geçmiştim. Telefonumu odasında bıraktığımı fark ettiğimde almak için geri döndüğümde telefonu Kerem'in elinde görmüştüm, ne yaptığını sorduğumdaysa cevabı 'sevgilimin telefonunu karıştıramaz mıyım?' olmuştu. Haliyle ben sıvı hale geçmiştim..

Bunda sıvı hale geçecek ne vardı, dediğinizi duyar gibiyim. Aslında doğru, öyle mutlu olacağım amenna bir şey yok ama ben öyle alışmışım ki bir zamanlar ters giden her şeye, Kerem'in ağzından çıkan her söz altın değerinde geliyor artık.

Fazla düşünmemeliyim, yarın sınavım var. Doğru düzgün çalışamadığım sınav.. Düşüne düşüne gözlerim ağırlaşırken, direnmeyip gözlerimi uykuya teslim ettim. Uzuuuun ve yorucu gün beni bekliyordu sonuçta..

×××

3.dersteyiz, önümde kağıt, elimde kalem var. Yaptığım şey ne mi? Hiçbir şey yapmıyorum daha doğrusu yapamıyorum. Kerem'in anlattığı -anlatabildiği- yerlerden de soru var aslında ama sorun şu ki, ben onları bile hatırlamıyorum. Ne yapacağım hakkında gram fikrim yok, ilahi güç inse şimdi beynime o bile kurtarmaz beni. O kadar söylüyorum artık!

Aklıma gelen saçmalıklarla kağıdı doldurmaya çalışıyorum -yarım puan bile gelse, puan puandır sonuçta.- ama yine de geçerli puan alabileceğimi sanmıyorum. Arka sayfada test var, tek tesellim bu..

Sınav bittiğinde Aylinle kantinde buluşup her liselinin yaptığını yaparak, sınav kritiğine girmiştik.

Bütün tenefüsü buna harcayacağımız belliydi. Aylin bir başlamıştı, susmak bilmiyordu çünkü. Deli! Telefon zilimi duyduğumda arayan her kimse ona bir teşekkür borçluydum artık, Aylin'in çene gazabından kurtarmıştı beni. Arayana baktığımda Kerem'i görmemle gülümsedim. Sabah beni okula bıraktığından beri görüşmemiştik, özlemiştim haliyle.

-Kerem?

-Bebeğim, naber?

İçim ne tarafa doğru akmalı şimdi? Bir insan tek kelimesiyle nasıl mest edebilir ki birini.. Kerem Sayer yapıyor işte..

-İyiyim de, neden aradın ki?

-Aramayayım mı?

-Ara tabii ki, onu demek istemedim de..

-Neyse, daha tenefüsün bitmesine çok var. Spor salonuna gelsene.

-Spor salonu mu.. Neden ki?

Aylin'e baktığımda bana sırıtıyordu. Hiçbir şey bilmiyordu, neye sırıtıyorsa!

-Ya Zeynep.. Soru sorana kadar kırk defa gelmiştin. Hadi bebeğim, bekliyorum seni burda.

-Tamam, geliyorum.

Telefonu kapadığımda Aylin'in sırıtışı genişlemişti. Gerçekten ne oluyor ya?

-Hayırdır Aylin, neye bu kadar sırıtıyorsun?

-Sana 'bebeğim', sana.

Bebeğim kelimesini üstüne basarak söylediğinde anlamıştım hanımefendinin derdini. Telefonumun sesi dışarıdan duyuluyordu büyük ihtimal.

-Normalde gelişmeleri bana anlatmadığın için seni asla göndermeyip en ince detayına kadar anlattırmam gerekir ama dua et sevgilin bekliyor, hadi koş yanına.

-Yaa deme öyle, zaman olmadı ki..

-Bilirim ben o zaman olmadıları Zeynep.. Hadi git artık, kurumasın orda çocuk beklemekten.

-Tamam gidiyorum, en kısa sürede anlatacağım merak etme.

Aylin'e hayali öpücük gönderip koşarak kantinden çıktım. Önüme bakmadığımdan ilerliyor oluşumdan olsa gerek, bir yere kafamı geçirmiştim. Ne sert bir şeydi bu ya? Kafamı kaldırıp baktığımda bu şeyin bir insan olduğunu gördüm. En az Kerem kadar 'kaslı' bir insan canlısıydı bu..

-Çok özür dilerim, ben.. Bir yere yetişmeye çalışıyordum, görmedim..

-Önemi yok, acil bir yere yetişmeye çalıştığın ortadaydı, benim çekilmem gerekirdi.

-Peki.. Şey, ben.. Yine de kusura bakma.

Beni başıyla onayladığında diğer tarafa yönelecekken kolumdan tutmasıyla duraksadım.

-Kaçıncı sınıfsın sen?

-12, neden ki?

-Okula yeni geldim de.. Yardımcı olursun diye düşündüm.

-Öyle mi? Çok isterdim ama acele işim var, sonra gezdirsem?

-Olur tabii, şuben neydi?

-E..

-Şans işte.. Benim de E. O zaman gelecek tenefüs seni bulmam zor olmaz, gezdirirsin?

-Tabi olur ama gerçekten benim artık gitmem gerekiyor.

Bir şey demesine fırsat bırakmadan koşarcasına ayrıldım yanından. Oldukça kaslı, uzun boylu yeni çocuğu gezdirmek güzel olurdu, eğer bir sevgilim olmasaydı..

Düşüncelerimi kafamdan atmaya çalışırken spor salonuna gelmiştim. Girecekken kolumun çekilmesiyle -herkesin kolumla ne derdi var gerçekten anlayabilmiş değilim- düşecekken bu sefer belimden tutulmuştum. Şükür ki düşme tehlikesini böyle atlattım.

-Arayalı ne kadar oldu, neredesin sen Zeynep?

Sevgilimin sesi beni rahatlatmıştı. Sevgilim.. Ne kadar da alışmıştım ben bu kelimeye..

Cevap vermeye zaman kalmadan dudağımı öpmeye başladı Kerem. Özlediğini şimdi daha net anlamıştım işte. Alt dudağım onun esiri altındaydı şimdi. Öyle öpüyordu ki erimemek asla mümkün değil.

O belimden tutmaya devam ederken ben de ellerimi ensesine çıkardım. O alt dudağımı emmeye devam ediyor, bense bunun etkisiyle karşılık vermeye çalışmadan sıvı hale geçiyordum. Doymuyordu sanki, dakikalarca öptü beni..

Onun ayrılmayacağını anladığımda, nefesim kesildiğinden, ben ayırdım dudaklarımızı. Bana sarhoş halde bakarken ensesindeki elimi dudağına getirerek okşadım. Bana tekrar yaklaşmaya başladığında geri çekmedim kendimi, bir süre daha dudaklarımızı birleştirdik.

Hem öpüyor -emiyor desem daha doğru sanırım- hem de elleriyle belimi okşuyorken dayanmak çok zordu. Yere yığılmamak için zor dayanıyordum. Kerem'in elleri olmasa yığılmıştım hatta belki de..

Bu sefer dudaklarımızı ayıran o, sarhoş halde bakan bendim. Hâlâ belimi tutuyordu, sanırım bunun için ona bir teşekkür etmeliydim, tutmasa olacak şey belli çünkü..

-Neden geç geldin, söyle bakalım şimdi.

-Sarhoş edip konuştur oyunu mu yapıyorsun bana sen?

-Ne?

Sırıtarak söylediği cümleden sonra ne dediğimi idrak ettim. Ciddi anlamda sarhoş olmuştum..

-Şey.. Gelirken birine çarptım, özür falan derken ondan şey oldu yani, başka şey yok.

Hâlâ ayılamadığım doğru.. Kerem de anladı ki sırıtıyor. O bu kadar güzel gülerken nasıl ayılayım ki zaten?

-Anladım ben seni.. Neyse, sabahtan beri görmüyorum seni Zeynep, özledim.

-Yaaa, ben de seni özledim. Ama okuldayız, kimse bilmiyor bizi.. Mecburuz,ne yapalım?

-Mecbur değiliz Zeynep, hatta ne diyorum biliyor musun? Gösterelim artık herkese neyin ne olduğunu.. Ne dersin?

-Ne? Nasıl yani?

-Şöyle ki.. Gel, anlayacaksın..

Elimi tutarak spor salonunun çıkışına doğru yönlendiğinde ne yapacağını anlamıştım. Sözleriyle değil, bedensel olarak ilan edecekti herkese her şeyi. Hazır mıyım? Belki. Korkuyor muyum? Evet.

-Kerem.. Ne yapıyorsun ya?

-Herkes öğrensin istiyorum artık Zeynep, istemiyor musun sen yoksa?

-Ya, ne alakası var.. İstiyorum tabi ki ama sen.. Yani sen şey, benimle birlikte olmanın iğrenç olduğunu düşündüğünü sanıyorken şimdi herkese söyleyelim diyorsun. Ben.. Bilmiyorum ki

-Güzelim, bak.. O günler eskide kaldı tamam mı? İnan bana ben asla, seni sevdiğimi bilmezken, anlayamazken bile, bu düşüncede değildim. Seninle birlikte olmak da iğrenç bir şey değil, aksine bahşedilmiş bir ödül olur, okey? Sen bana bahşedilmiş en güzel şeysin, bunu sakın unutma tamam mı?

-T-tamam..

-Hadi..

Gözlerim dolu dolu olmuştu. Kerem son zamanlarda öyle güzel şeyler söylüyordu ki.. Rüya olmasından çok korkuyordum. Eğer öyleyse bile asla uyanmayacağım artık. Kerem'i seviyorum, çok..

El ele, bir nevi yolculuğa çıkmıştık biz artık. Bir zamanlar çok uzak gelen ama artık çok yakınımda bulduğum mutluluğumuzu doya doya yaşayacağımız yolculuğa.

Ne demiştim; ben Kerem'i seviyorum, çok seviyorum ve biliyorum ki asla pişman olmayacağım.

Sonunda ne yaşarsak yaşayalım pişman olmayacağım, olmayacağız. Asla.

BÖLÜM SONU

Continue Reading

You'll Also Like

46.8K 5.6K 12
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi. Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi. Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi? İçimden cevapladı...
72.9K 6.8K 32
Gerçek ailem kurgusu!!! Hep iyi kız tarafından okuduk hikayeleri. Kız iyi niyetiyle yaklaşır ancak ailesi hep ona karşı kötüdür. Karıştırıldığı kız k...
681K 45.5K 35
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...
53.2K 3.7K 18
"Bir adam ile yara bandının hikâyesini hiç duydun mu?" diye sordum meraksız bir tonda. Çünkü anlatmak istediğim sıradan bir hikâye değildi, kendi yaz...