La Vie En Rose ~Adrienette

By LePetitFleurie

13.9K 1.4K 489

Aradan 7 yıl geçmiş olmasına rağmen onu her zaman sevmişti. Sadece aşkını pembe hayaller eşliğinde gömmüştü... More

7 Yıl Sonra
Yalnız Çocuk
BULDUM!
Marinette?
Gitme,kal
Oyunun Kuralları
Belki evet belki hayır
Benim Evim
Sorular
Cevabı bul!
Duygu Etiketleri
Duyuru
Pisicik
Daima
Dörtlü
her yérdé
Üst Kat
Kurşun
İnsan Hatası
Destek
Küçük tatlı donatlar

Sırlar Yalandır

354 41 30
By LePetitFleurie

  Bu yıldızlı gökler
Ne zaman başladı dönmeye
Kimse bilmez
Kimse bilmez

Müzik:Mehmet Güreli/Kimse bilmez.(Y.n: Bu sefer şarkı Türkçe olsun:))

''Hayır dedim! Biz gidiyoruz ve bu tartışma burada kapanacak. Nokta!'' dedi Chloe doğrusu ortalığı epey karışmıştı. Chloe, Adrien ve Marinette'in jette kalmasından taraftardı. Marinette'in durumu ortadaydı. Adrien ise...o da farklı sayılmazdı. Eğer Adrien gelirse bacağındaki lanet şey neyse daha da kötüleşeceğinden korkuyordu.''Bende geliyorum.'' dedi Adrien Chloe'nin dediklerini zerre dikkate almamıştı. Chloe en sonunda Alya'ya döndü.''Şuna bir şey söyle yoksa aklımı kaçıracağım.'' Alya arkadaşlarının arasında kalmıştı. Neden Chloe'nin Adrien'ın gelmesine engel olduğuna anlam veremiyordu. Belki de Marinette'in yalnız kalmaması içindi? Chloe ne ara bu kadar düşünceli olmuştu bilmiyordu ama bu olasılık ona mantıklı gelmişti.''Şimdi. Biz Chloe ile taşı alıp geleceğiz ve sen Adrien sakın gelmeye kalkma yoksa...'' Alya biraz bekledi daha doğrusu konuşamadı. Aklına en ufak söyleyecek tehdit edecek şey gelmiyordu.''Tamaam bu kadarı da yetti artık...'' dedi Chloe ve daha Adrien ne olduğunu anlayamadan yüzüğünü çıkardı.''Sıkıyorsa şimdi gel!'' dedi.''Hey yüzüğüm! Onu geri ver Chloe.'' Marinette ise elleri ağzında olan biteni izliyordu. Dilerdi ki ayağa kalkıp bu tartışmaya DUR! diyebilmek lakin attığı her adım canını yakıyordu.''Bunu mu demek istedin?'' diye sordu Chloe bıyık altından gülüyordu.''Bak eğer bir sorun çıkarsa Marinette'in küpelerini tak gitsin sana yakışacağına eminim.'' dedi Chloe ve kıkırdadı ardından Alya ile jetten ayrıldılar.

-

''Biraz fazla abartmadın mı?'' diye sordu Alya.''Neden yaptığımı bilseydin bunu sormazdın.'' diye iç geçirdi Chloe.''Nerede taş? Bulabildin mi?'' diye art arda soru sordu konuyu değiştirmeye çalışıyordu.''Bir şey saklıyorsun.'' dedi Alya ve Chloe'nin bileğinden tuttu.''Bu neyi değiştirirdi? ''Bir şeyi saklamam'' ayrıca konu sen değilsin yani karışma.'' diye tersledi Chloe ve bileğini tutan Alya'dan kendini çekip yola devam etti. Alya ise hayal kırıklığına uğramıştı.''Değiştiğini sanmıştım! Ama sen hala aynı Chloe'sin; kötü, kaba ve pisliğin tekisin!'' diye kızgınlıkla bağırdı Alya ve bir kez bile Chloe'nin yüzüne bakmadan yolunu değiştirdi. Chloe ise Adrien'a verdiği söz için içinden bin kez lanet etti ve Alya'nın peşine düştü. Yol boyunca bir kez bile konuşmamışlardı. Chloe nereye gittiklerini merak etse de sormaktan çekinmişti. Alya kırgın hissediyordu. Güvendiği birinin ondan önemli bir şeyi saklaması hasar vericiydi. Chloe'ye olan güveni çok çabuk sarsılmıştı. O bile bunu beklemiyordu.''Disneyland.'' dedi. Ve ikisi de yeniden tek bir kelime etmeden yollarına devam ettiler.

-

''Tikki daha ne kadar böyle kalacağım? Baksana halime.'' diye kendi kendine yakınıyordu Marinette. Adrien ise biraz kestirmeye gitmişti.''Yaranın iyileşmesi biraz vakit alacaktır. Üzgünüm Marinette ama mucize'nin bu konu da yapabileceği bir şey yok.'' dedi Tikki.''Ah! Pekala sanırım kendi başıma su almaya gidebilirim ne dersin?'' diye sordu Tikki'ye ve gülümseyerek ayağa kalktı. Daha doğrusu ayağa kalkmaya çalıştı.''Hey hey hey ne yapıyorsun? Neye ihtiyacın varsa söyle ben getiririm.'' dedi Adrien ve uykulu haliyle Marinette'i eski oturma düzenindeki gibi oturttu.''Sanırım su almaya gidemeyecek kadar aciz bir durumdayım.'' dedi Marinette ve kafasını yastığa gömdü. Adrien ise gülerek ona su getirmeye gitti.''Al bakalım.'' dedi suyla birlikte Marinette'in tepesinde dikiliyordu. Mari en sonunda yüzünü kaldırdığında minnet eder şekilde gülümsemesi büyüdü. Adrien onun yakınında durmak için sandalyelerden birini aldı ve getirirken bacağı aksadı. Bacağındaki sızı artmıştı ve neredeyse düşecekti.''Adrien...iyi misin?'' diye sordu Marinette. Adrien acısını belli etmemeye çalışarak sandalyeyi çekti ve Mari'nin yanındaki yerini aldı.''Tabi ki iyiyim! Hatta harikayım. Neden bir şey mi oldu?'' Adrien ilk defa Marinette'e yalan söylemişti. Yalan denemezdi ona göre gerçekleri saklıyordu. Marinette buna pek inanmasa da uzatma yanlısı değildi o yüzden bir şey dememişti.''Nasıl hissediyorsun?'' diye sordu Adrien.''İdare ediyorum. Bir şekilde iyileşeceğim.'' dedi Marinette ve yarasına göz gezdirdi.''Belki bu iyileşmeni hızlandırır.'' dedi Adrien ve yanında taşıdığı kutuyu cebinden çıkardı. İçinden ''gerçek bir yüzük'' çıktığını gören Marinette ise şok olmuş gözlerle bir Adrien'a bir de yüzüğe bakıyordu.''Sen...ne ara. Ne ara aldın bunları?'' diye sordu Marinette.''Şey beklediğim tepki bu değildi ama neyse Berlin'deyken aldım.'' dedi Adrien ve yüzüğü elinde tutup inceledi.''Harika bir şey değil ama ipten çok daha iyidir?'' Marinette güldü.''Aslında ben ipten memnundum.'' dedi.''Madem öyle o zaman bunlara ihtiyacın yok.'' dedi Adrien ve sırıtarak yüzükleri atmaya gitti.''Hey! Sadece şakaydı.'' dedi Marinette ve uzandığı yerden düştü.''Ahh! İşte bu acıttı.'' diyerekten devam etti. Adrien ise Marinette'e yardım etmek için koşmuştu ve o da düştü. Evet. Şu an ise Marinette acısını unutmuş yerde kahkaha atıyordu. Hem kendi haline hemde Adrien'a. Adrien'da ona katılmış birlikte gülüyorlardı.''Du-duramıyorum.'' dedi Marinette ve tekrar güldü. Adrien bu sefer onu gıdıklamaya başladı. Eli farketmeden Mari'nin yarasının üstünü gıdıklamıştı.''Aw aw aw'' tarzı acısından hemde kahkalarının arasında garip bir ses çıkarmıştı Mari. Adrien hemen ellerini çekmişti. Sonrasında bir şey demesine izin vermeden Mari'yi kucakladı ve eski yerine yatırdı.''Sende gelsene.'' dedi Marinette ve biraz yanına yer açıp koltuğu iki kez pat patladı.(y.n. Kendimi İngilizce edebiyatı dersinde gibi hissediyorum ascdjfc) Adrien Mari'yi fazla sıkıştırmamaya özen göstererek yanına uzandı.''Sıkıldım'' dedi Marinette.''Yüzüğüm olmadan kendimi çok garip hissediyorum.'' dedi Adrien ve yüzüğünün olduğu parmağa baktı.''Hey denemek ister misin?'' diye sordu Marinette küpelerini göstererek ve kıs kıs güldü.''Ha ha ha çok komik. Hala Chloe'nin bunu yaptığına inanamıyorum.'' dedi Adrien ve bacağındaki morluğa baktı.''Evet bende. Şimdiye kadar ilk kez bu kadar ileri gitmişti.'' dedi Marinette konuşurken kelimeler git gide yavaşlıyor ve boğuk bir hal alıyordu çünkü ilgisini tamamen Adrien'ın baktığı yere dikmişti. Adrien bir şey demeden evet anlamında bir ses çıkarmıştı.''Adrien bana söylemek istediğin bir şey var mı?''

-

''Düşündüğümden daha da büyük! Çok daha büyülü ve aman tanrım bu koku da ne?!'' dedi Alya. Hala tam barışmış değillerdi ama Alya zaten uzun süre küs kalabilen insanlardan biri olmamıştı. Evet hala aklında birçok soru vardı ama bunların hesabını sonraya saklıyordu şimdi ne küsmenin ne de tartışmanın onlara bir yarar sağlamayacağı aşikardı."Buraya daha önce hiç gelmemiştim." dedi Chloe."Demek prensesimizin bilmediği yerlerde varmış." dedi Alya ve etraftaki iğrenç kokuyu almamak için burnunu kapadı ve yürümeye başladı. "Demek yeni yetme Alya bana laf sokuyor." dedi Chloe ve Alya ona döndü."Demek...ah boşver sadece şu taşı bulup gidelim." Chloe tek kaşını kaldırmış iki üç saniye sadece Alya'ya bakmıştı."Pekala ama burası çok büyük ve eminim görünmeyen gizli yerleri de vardır. Yani nereden başlayacağız?"diye sordu."Aynı yerlerde olacağını düşünmüyorum yani zemini duvarları ve önceden baktığımız diğer yerleri hesaptan çıkarırsak..." Alya devasa saray ve etrafını göz ucuyla inceledi.'çıkarırsak?" diye sordu Chloe."Çatıda neden olmasın eğer orada değilse..."
"Başımız büyük belada." diye tamamladı cümleyi Chloe ve çatıya çıktı. Alyada çıktı ama çok yanlış bir yerdeydi. Ayağı yerdeki minik taşlardan birine takıldı ve bacadan aşağı düştü."Alyaa!" diye bağırdı Chloe ve hemen bacadan aşağı indi. Alya birkaç kez iğrenç gelen koku yüzünden öksürdü."İyiyim iyiyim ama neredeyiz?" Chloe hiçbir şey göremiyordu etraf çok karanlıktı."El feneri var mı yanında?" diye sordu Alya'ya."Yok ama neden olmasın?" dedi Alya ve flütünü çaldı."Tamam bu işe yarar." dedi Chloe el fenerine bakarken."Neredeyiz?" diye sordu Alya."Hiçbir fikrim yok..." dedi Chloe ve karanlık odada etrafını incelemeye devam etti. Bir ekran görmüştü umutla düğmeye bastı."Kaçış oyununa hoşgeldiniz." diye biraz bozulmuş garip bir ses çıkardı."Harika! Buradan çıkmak için şu aptalca oyunu oynamalıyız." dedi Chloe bıkkın bir sesle."En fazla ne olabilir ki aradığımız taş burada. Hissedebiliyorum." dedi Alya ve histerik bir şekilde Chloe'ye gülümsedi ve büyülenmiş gibi yolda devam etti. Bir odaya girmişlerdi. Girdikleri anda ışıklar yarım yamalak açılmıştı."SON OYUN: ANAHTARI BUL." diye bir yazı daha çıktı."Son oyun mu bir şey mi kaçırdık?" diye sordu Alya umutsuzca."Tanrı bu sefer benden yana. Neden sadece anahtarı bulup buradan çıkıp taşı aramıyoruz?" diye sitem etti Chloe ve yandaki kitaplığı aramaya başladı."Bende bunun peşindeyim ama sanki yanlış bir şey var." Chloe yine göz devirdi."Ahh sadece anahtarı bulalım yanlış olabilecek ne olabilir ki!?" diye daha gür bir sesle sitem etti Chloe ve bu sefer portrelerin olduğu duvara ilerledi."Tamam öyle olsun. Şimdilik..." dedi Alya ve o da vazoları ve diğer anahtarın olabileceği yerleri aramaya başladı.(y.n neden güçlerinizi kullanmıyorsunuz ki dhjsbz)"Portrelerde yok kitaplıkta yok vazolarda yok. Yok yok yok! Nerede bu anahtar?" Chloe bu sefer sinirlerine hakim olamamış bağırmıştı."Sakin ol buldum." dedi Alya ve sevinçle anahtarı elinde sevinçle salladı."A-ama nasıl? Her yere bakmıştım." dedi Chloe şaşkınlıkla."Hislerim." dedi Alya."Onlar sayesinde." ve Chloe'ye bakmadan anahtarla kapıyı açtı. Karşısında taşı hazır bir şekilde görünce Alya epey şaşırmıştı."Birisi bizim için özel olarak hazırlamış galiba." dedi Alya ve taşı eline aldı."Bu çok saçma burada birileri olabilir. Hemen gitmeliyiz." dedi Chloe ve yandaki camı kırıp Alya'ya elini uzattı. İkisi çıktıklarında geride taşı almalarını bekleyen kişiyi görmemişlerdi...

-

"Adrien bana söylemek istediğin bir şey var mı?" Adrien Marinette'in fark ettiğini anlamıştı. Yalan söylemeyecekti."Evet. Var." dedi Adrien ve bacağındaki yeri açtı. Marinette o an bakakalmıştı."Bir şey sakladığını biliyordum." dedi."Aslında tamamen iyileşene kadar söylemeyi düşünmüyordum..." dedi Adrien ve tekrar bacağını kapadı."Biz evleneceğiz Adrien benden bir şeyler saklanmandan hoşlanmıyorum." dedi Marinette ve kafasını yastığa gömdü."Biliyorum ve çok üzgünüm." dedi Adrien ve Mari'nin eline uzandı."Bu yüzden Chloe gelmene engel oldu." dedi Marinette. Elini çekmişti."Evet." dedi Adrien ve Mari'nin elini çekmesiyle içinde bir bosluk oluştu ama bir şey demedi."Nasıl oldu?" Diye sordu Mari."Virüslülerden biri...bacağımı çizdi." Dedi."Usta Fu ile konuşmalıyız." Dedi Mari. Adrian suçluluk duygusuyla sadece başını  salladı. Marinette kollarını kocaman açtı."Buraya gel." Dedi. Adrian gülümseyerek sarıldı."Bazen o kadar tatlı oluyorsun ki seni öpmek istiyorum." Dedi Mari ve Adrien'ın ormanları andıran yeşil gözlerine baktı."Öp o zaman." Adrien yaramazca  güldü. Dudakları birleştiğinde Adrien konuştu."Seni seviyorum." Buna karşılık Marinette kafasını Adrien'ın boynuna gömdü."Bende seni."
O sırada Alya ve Chloe jete ulaşmışlardı."Selam ge-" Alya güzel bir anı bozduğunu fark ettiğinde sustu."Yanlış zamanlama." Dedi ardından. Marinette samimi bir gülümseme yolladı Alya'ya."Ah hayır tam vaktinde geldiniz. Taşı alabildin mi?" Chloe elinde tuttuğu taşı gösterdi."Lapis Lazuli" dedi. Taş gece mavisi renginde ışık saçıyordu."Taşı aldığınıza göre bana vermek istediğin bir şey yok mu Chloe?" Diye sordu Adrien. Chloe cebinde sakladığı yüzüğü çıkarıp Adrien'a uzattı."Umarım beni bir daha böyle bir şey yapmaya zorlamazsın." Dedi Chloe."Buna gerek kalmayacak Mari'ye söyledim." Dedi Adrien. Chloe sinirle Adrien'a baktı hatta sinirden kendini baya bir tuttu lakin dayanamadı."Ben sen bu sırrı  saklamamı söylediğin için yemediğim laf kalmadı!" Dedi ve parmağıyla Alya'ya gösterdi. Her şeyden bir haber olan Alya anlamsızca diğerlerinin bakışlarından bir şeyler çıkarmaya çalışıyordu."Neyden bahsediyorsunuz siz?" Chloe eliyle kafasına vurdu."Boş versenize ben jeti çalıştırmaya gidiyorum." Mari arkasından bağırdı."İyi de nereye gidiyoruz?!" Chloe arkasına son kez döndü."Moskova sonra İstanbul ardından Bakü Seul ve Tokyo." Dedi ve gitti."Pekalaa ben hiçbir şey anlamadım." Dedi Alya ve diğerlerine baktı."Ben bir Chloe'ye bakayım." Dedi Adrien ve o da gitti. Alya ise Marinette'e baktı."Usta Fu'yu aramalıyız sonra sana her şeyi anlatacağım." Dedi Mari. Alya kaşlarını çatarak Marinette'e baktı."Her neyse öyle olsun. Şimdilik..." dedi ve Fu'yu aradı.

*Herkese merhaba^^
Hepinizden çok özür diliyorum. Yaklaşık 2 haftadır hiç yeni bölüm yazmadım hiç bir mesaja ve gönderiye cevap veremedim.
Neden mi?
Okul ve benim yazamama  tutukluluğum. Yazmak istedim ama cidden aklıma yazabilecek bir şey gelmedi. Sonuç olarak böyle bir bölüm çıktı. Unutmadan 1.6K okunma olmuş hikayede! Teşekkür ederim<3 İyi ki varsınız💛
Umarım begenmişsinizdir bölümü.
Yeni bölüme kadar hoşçakalın!

Continue Reading

You'll Also Like

104K 6.6K 36
Malfoy ve Black iki ezeli rakip ve birbirlerinden nefret eden iki küçük çocuktur. Black'in 4. Sınıfta Harry'nin yerine arayıcı olmasından sonra Malfo...
459K 26.4K 43
Sex bağımlısı Taehyung ve sex'in ne demek olduğunu bilmeyen sevgilisi Jungkook. Absürtlük içerir!
49.5K 2.5K 17
❝Benim ezbere bildiğim tek şey senin gözlerin.❞ kenan yıldız fanfic|23.01.24 ❥en cok okunan kenan yildiz kurgusu! ⭑ ༶•┈┈┈┈┈┈୨♡୧┈┈┈┈┈•༶ Bin 01.02.24 ...
450K 36.9K 28
Melez Kaplan Taehyung, Melez Tavşan Jungkook ile sevgili olmak istiyordu Ha birde onu altında inletmeyi... [texting+düz yazı] #3 - taekook [13.08.202...