Blue Moon🌙!//Sehun

Por Hopeiness

13.5K 1K 1.6K

🌹Lina'nın B612'eki Kitap Fabrikası Gururla Sunar!!🌹 ~Blue Moon - 藍月亮~🌙 ~Chan:"Sehun ondan daha fazla sakla... Mais

~Tanıtım - 青い夜~
Bölüm 1 🌕
Bölüm 2 🌖
Bölüm 3 🌗
Bölüm 4 🌘
Bölüm 5 🌑
Bölüm 6 🌒
Bölüm 7 🌓
Bölüm 9 🌕
Bölüm 10 🌖
Bölüm 11 🌗
Bölüm 12 🌘
Bölüm 13 🌑
Bölüm 14 🌒
Bölüm 15 🌓
Bölüm 16 🌔
Bölüm 17 🌕
Bölüm 18 🌖
Bölüm 19 🌗
Bölüm 20 🌘
Bölüm 21 🌑
Bölüm 22 🌒
Bölüm 23 🌓
Bölüm 24 🌘

Bölüm 8 🌔

614 48 159
Por Hopeiness

Öncelikle merhaba Koyun Shaun'larım ve Uçamayan Ederya Mushu'larım.

"Açıklama yapmayıp yazmaya devam edecektim bölümü ama kitabın konusunu çaldığımı söyleyip mesaj atıp duran arkadaşlar açıklama kısmında ve kategoride Kurt adam yazıyor kör müsün?Senin hikayenle neresi aynı söyle bana!Hem ben bu kurgumu rüyaram da görüp düzenleyip yazıyorum.Bilgin olsun istedim.Benimle aynı rüyayı gören kim söyle bana!!!Adamı delirtmeyin lan!İlgi Orp.... diyorsun ya bana ama kendine aynada dön bir bak istersen!

Ben bu güne kadar kimseden bir şey istemedim.Ne bir vote ne de bir yorum.Sadece şuraya yazıp bırakıyorum okuyan okuyor beğenmeyen çekip gidiyor.

Ayrıca bil istedim sayende sevap pointlerim arttı dün gece.Teşekkürler. 😏

Ben göz bebeğim Playboy Prince'i bile çalıp aynısı yazan kıza tek laf etmemişken bana nasıl hırsız diyebilirsin ki ha?Ayrıca ilk yayınlanma tarihleri arasındaki farka bakda bana yaptığın haksızlık gözüne gözüne girsin.Gelmişsin 10 gram bile olmayan beynin ile yermeye çalışıyorsun ama senin karşında ergen biri yok saatlerce kavga edecek gayet de üniversite de intörn olmak için çabalayan bir dıktır hanım var.Hemi de göçmen kanı taşıyan.Kaç şive bildiğini sayamayan biri.Haberin olmadan laflarımı sokar seni alaşağı ederim.Yırtık dondan çıkar gibi gecemi mahvettin ama güzelce uyudum ben haberin olsun.Eminimki bunu okuduğunda mesajlarına neden cevap vermediğimi anlarsın.Ben öyle perde arkasında ezilen ve aşağılanan biri olmam.Her şeyi göz önüne sererim.Tehdit etmem yaşatırım sündük seni.Şimdi de sana iyi günler."

Uzun yazımdan dolayı özür dilerim sevgili arkadaşlar.İnsanı çileden çıkarıyorlar.Yoksa aldırış etmem böyle şeylere.

Okuyup eğlenen ve destek olan kişilere minnettarım teşekkür ederim hepinize.

Yazdıklarımı okumak istemeyene kapı şurada.👉🚪

"Kızçelerim I love You!!"

🌺"Be happy, It drives people crazy.~~Mutlu olun. Bu insanları delirtir."🌺

"Kızçelerim Wattpad de son günlerde bir sorun var sanırım yb yayınlıyorum neredeyse 2 gün sonra bildirim geliyor ya da hiç yayınlamıyor.Bu yüzden yb istediğim saatte atamıyorum özür dilerim.Şimdi saat akşam 4 ama saat kaçta bildirim gelir bilemiyorum.Yine de iyi okumalar."

"Bu arada Lna'yı soranlar.Bu kız olarak düşünebilirler ki ben kendinizi koyun derim okurken.Kız kim bilmiyorum.Bulunca adını yazarım tekrar.😎"

~~Blue Moon - 藍月亮~~

Bölüm:8

Sabah odadaki seslere uyandığımda gözümü açamadım acısından.Çünkü en son ailemi düşünerek ağlamıştım sessiz sessiz. Odadaki kutu ve yeni kıyafet kokularından sonra böyle bir çürümüş çorap kokusu gibi buram buram terli ayakkabı kokusu burnuma doluştu sabah sabah midem kalktı iyi mi?Gece olanları düşünüp koca bir iç çekerek gözlerimi ne yazık ki sonunda açtım.İlk gördüğüm şey sabah sabah kıskançlık depomu fulledi.Kız vay vay vay vay!Mankenler bile bunun yanında halt etmiş be!Hani aynı okul formasını ben de giyiyorum ama oda.....

Yatak da doğrulup ona baktım o da üstünü düzeltip bana yaklaştı.Tamam karar verdim bundan sonra seni kıskanmıcam baktım da makyajsız benden farkın yok.Yanaklarından kan akıyor o derce al yanaklı ama.Makyajızda az da hani çok değil giderin var kokişim ya.

Se Na:"Sakın bu odadan çıkma dışarı biz gelene kadar!Yakalanırsan biteriz."

B:"Neden bana yardım ediyorsunuz özellikle de sen!"

Se Na:"Açıkçası asla adımın yanında 1.lik dışında bir şey yazamaz anladın mı?O yarışmada düşük derece alıp okulun derecesini düşürürsen senin cinayetini burada işlerim kimse bulamaz!!"

B:"Hırslı olmak güzeldir ama hani sen perisin Ulusun Prensesisin ne bu şeytani düşüncelerin....."

Se Na:"Hello This is me honey!"

B:"Şaşırdım mı tabi ki de hayır.Ama şu odanı bir havalandır kardeşim.Bu ne?Yağmurda kalmış köpek gibi ayak kokunuz var."

Se Na:"Kalite kokusu canım o.Senin asla sahip olamayacağın.Gidip de aptal abine bakalım ne yaptı tüm gece.Sehun!On saattir orada ne yaptığını sorabilir miyim?Bıraksan bilgisayarımı hani!"

Odadan çıkıp gitti ve bende etrafa baktım.Kıyafet odası bile var kızın demekten yine kendimi alamadım.Kötü koksa da kıza verdikleri değer ve benim içinde olduğum durum!İnsanın kıskanmaması elde değil!Verdiğim kararın saniyeler sonra yıkılması...Hayat benimle aşık atma yeter diye isyan edeceğim.

Kapıya montunu giyerek gelen kişiye baktım ve banyodaki halimiz aklıma gelince yanaklarımın kızarmamasını umarak başımı aşağıya çevirdim.Tamam abazayım azıcık çok değil ha.Ama utangaçların kraliçesiyim ve Nirvana'da 687 odalık saraya sahibim.

Sehun:"Biz eve gelene kadar odamdaki masada çalışman gereken kitap listesi ve çalışma programı var.O konuları ben gelene kadar hallet sınav yapacağım seni.Antrenmana gitmeden."

B:"Sehun'cum hani sınavlar beni yıkan bir deprem ve ben boşver ya enerjim yok sana laf yetiştirmeye bu gün....Tamam sen merak etme!Altın kaplama biri değilim sizin gibi ama saf altın kalbe sahip biriyim!Bu yüzden iyiliğinizi karşılıksız bırakmayacağım.Elimden geleni yapacağım."

Sehun:"Kalbin altın olsa neye yarar ayarın düşük çirkin senin.Kalk artık o konular ben gelene kadar bitecek."

B:"Hah yaa Oh Sehun ben burada...."

Se Na:"Başlamayın yine!Hayır sabah sabah nereden ve nasıl her gün tartışacak konu bulabiliyorsunuz anlamıyorum!"

Bana attığı bakışa karşılık yorganı üstüme çekip gidişlerinin sesini duydum.Biraz daha yatmak niyetine bana verilen yerdeki serili şeyin üstünde debelenip kalktım ve odanın küçücük penceresinden bahçeye baktım.Chanyeol hiç de bir şeyler olmuş gibi değil aksine gülümseyip Sehun ile kıkır kıkır gülüşüyordu.İnsanın gözleri dolmadan edemiyor şu manzarada yaa...Ama şimdi zırlamanın değil zırhımızı kuşanıp savaş alanında yerimizi almalıydık.

Arabalar evlerden uzaklaşınca yatağa geri dönüp bavulumdan bilgisayarımı çıkardım.Hem ders çalışıp hem de radyo yayını yapabilirdim.Ayrıca bilgisayarda Hacklemem gerekti.Abime söz vermiştim ama hak etmişti ve hıncımı almalıydım bana bana Piç demişti!Her şeyi geçtim bana bağırmıştı.Görmezden gelemezdim bunu.

Hem ben ders çalışmayı bilmiyor ya da notları gerçekten kötü olan biri değildim ki Chanyeol yüzünden tüm hocalar bana taktıkları için notlarımı düşük veriyorlar.Bu olacak sınavda tabi ki de hak ettiğimi alacam.Çünkü toplu sınavda hiç bir zaman sınıfta kalmadım.Bu her şeyi açıklıyordu aslında okul hayatımın boktanlığını!

Ama hani Sehun bey sen çalıştıracaksın ya annenden emdiğin sütü burnundan getireceğim gör sen!Sıramı çalmak neymiş öğren.

Gün içinde aşağı kata inmeden orada burada gezdim.Korumaların kontrol saatlerinde dolaba saklanarak akşam oldu.Yayınımın en güzel kısımlarında aşağıdan gelen sesler ile yayınıma son verdim.Odasındaki masaya koyduğu kitaba göz atarak sessizce duruyordum ki içeri telefon ile konuşarak girdi.Sinirliydi ve yeterince ona buna çatacak havasındaydı.Ve okulda kavgaya mı karışmış o?OMG örnek öğrenci kavga etmiş.Dudağındaki kabuk bağlamış şeyin belki makyaj olduğunu düşündüm sonra.Normalde günlerce kan revan olur akar o minnakcık yaralar ve çok acır.

Sehun:"Çalıştın mı?Hoş zannetmiyorum ama!"

B:"Bana bak Oh Sehun şuan minnet duymasam çeker silahı topuğuna sıkardım ama şuan susuyorsam bil ki ilerde sana katlanarak geri dönecek yaptıkların!Ayrıca millete kızıp bana çatma.Şurada sessizce ve sakince yaşamaya çalışıyorum."

Sehun:"Çok konuşma ve hani burası benim odam istersen önünde soyunayım?"

B:"Vallahi benim için hava hoş derdim ama sapık kaçık bir fan olmayacak kadar asilim işte!"

Elimdeki kitabı kapatıp kucağıma aldım.Yanından geçerken ondan öyle bir koku yayılıyordu ki ter desen ter değil.Bozuk parfüm desen değil.Sehun sen multimilyarder Doktor Oh amcanın oğlusun bu ne koku dedim kendi kendime.Oh amca neyle besliyorsun bunları yaaa?Camış gibi kokuyorlar.Yaklaşılmıyor yanlarına.

Hala camı açık olan odam yüzünden diğer evden gelen kocaman şangırtıyı daha da gürültülü bir şekilde duyduk.Elimdeki kitap yere düştü anında.Tam adım atacakken kolumu sıkıca tuttu biri ve sinirle kişiye dönüp baktım.Ateşimi mi vardı onun?Ama şuan ailem daha önemliydi.

B:"Bırak..."

Sehun:"Sakın çıkma buradan ben gider bakarım.Masanın çekmecesinde senin için hazırladığım sınnav var ben gelene kadar bitirmiş ol!"

B:"Belki abim..."

Sehun:"İşte tam da olması gereken bu çirkin!Gidişin de çökmesi ve kaldıramadığını hissettiğinde ca cannn!Anladın?"

B:"Haaaaaa!"

Bu çocuk ya çok zeki ya da çok entrika çeviren biriydi.Ben oyumu 2. sinden yana kullanıyorum.Çünkü onun gıcığına gitmek hoşuma gidiyordu.Uyuz olsa da, her dakika kavga etsek de iyi anlaşıyor gibiydik aslında.Ama bana dakika başı laf sokmasa iyi biri aslında diye düşündüm.

Sehun:"İşte çocuk akıllılarla iş yapıyon ama.....Sınav?"

B:"Bari deprem kaç şiddetinde?"

Sehun:"9.3!"

B:"Çökeceğim desene."

Odadan bana göz devirip çıkarken ben yere düşen kitaba eğildim tekrardan cam kırılma sesi geldiğinde bir adım attım ama durdum.Haklıydı benim gidişim de hiç bir şey yokmuş gibi gülüp eğlenmesini izlemek ve acı çekmek yerine biraz ders almalıydı.Özlemeliydi beni.Ki ben tek gece de özlemiştim onu.Hem bu işi zeki Sehun yürütüyor incinmezdi o.

Masaya oturup çekmeceden üstüne not düşülmüş kitapçığı aldım.Tam çekmeceyi kapatırken çerçeveli bir fotoğrafa takıldı gözüm.Kapıya baktım ve yavaşça fotoğrafı çekmeceden çıkarıp inceledim.Sehun ile bir kız ve kız mukteşem derece de güzeldi söyliyim.Yanlarında bir çocuk daha vardı.Vaysss demek Sehun soğuk nevale bile güle biliyormuş diye düşündüm.

Sonra banane be diyip yavaşça titreyen hayatımdaki büyük depremin kapağını açtım.En son o yaş problem sorusundaki 55 yaşında bir babanın 3 yaşında oğlunun nasıl olabileceğini düşündüm.Ki bundan sonraki soru daha bir bel altıydı ve mantıksızdı.Hayatımın mantık hatasıyla eş değer gibiydi bu soru.Yani hayatım sınav sorusundaki çözülemeyen 13 yaşındaki Yu'nun 9 yaşındaki Jae'yi becerip 20 yaşındaki Soo'yu yapması gibiydi fark ettimde.Hiç bir işim yoluna gitmiyordu.Kime tutunsam canım yanıyordu.İnsan doğru inandığı şeyler tarafından bıçak yeyince mantık hatası falan filan aramadan kaydırma yapıyor sınavda.Ben de hep bu yüzden kaybediyorum.

Düşünceli düşünceli kağıda bakıp gözlerim doldu nedendir.Kapı yavaşça açıldı ve gömleğini soyarak içeri gidi uyuz.Bende hemen ayağa kalkıp sorularımı sıraladım.

B:"Ne olmuş?Abim iyi mi?Yaralandı mı?"

Sehun:"Sorular bitti mi?"

B:"Önce sorularıma cevap ver!"

Sehun:"Sınav sonucuna göre cevap alırsın çirkin!Al gülüm ver gülüm kapiş!"

B:"Gıcık!"

Sehun:"Sınav?"

B:"Yani bilirsin ben aslında çok istedim hepsini bitirmeyi ama....yaş problemlerinde 55 yaşındaki bir dedenin ne kadar azmış olabileceği mantığıma oturmamışken üstelik Yu'nun Jae'ye tecavüz edip zamanda yolculukla kendilerinden yaşça büyük çocuk yapmaları nedeni ile ilerleyemedim başka soruya.Yoksa vallahi...."

Sehun:"Biliyordum zaten!Bilmen gereken en temel şeyin mantığa aykırı her şeyin doğru olduğudur!Düşünme sadece çöz ve işaretle!"

B:"Sende mi böylesin mantığa ters olarak milleti arkadan bıçaklayan?Kesinlikle soğuk nevale olduğun tescillendi böylece!İnsan değilsin kesinlikle!İt herif ne ol...."

Bana bir bakışı vardı sanırsınız adamın 1000 yıllık düşmanıyım.Lanet herif ben şimdiden 3. çocuğumuzun adını bile bulmuştum.

Sehun:"Otur şuraya ve ben kitapçığını inceleyene kadar şunları ezberle."

B:"Bak şimdiden söylüyorum şok olacaksın ağzın açık kalacak!"

Önüme sertçe koyduğu elle hazırlanmış not defterindeki her konu için detay ve önemli yerleri vurgulandığını düşündüğüm noktaları okurken masaya fırlattığı kitapçığım ile arada bir onu kesmekten kendimi alamamış vücudum irkildi.Ne yani ben kucağımda bebek istiyorum artık.Şimdiye kadar narin yarim dediğim kim varsa beni sırtımdan bıçakladı bu kalp aşk istiyor.Ve şuan Sehun bir koca aday adayı benim için.Hem babam da seviyor onu.Bir de onaylama polemiğine gerek yok ailemde.Evlen lan benimle.Yemek de yaparım,dolmada sararım,bulaşık ütü ,çamaşır zaten iyiyim ben onda biliyorsun değil mi?Esra Erol'a mı katılayım sana talip olmak için Oh Sehun onu mu istiyorsun?

Sehun:"Şaşırdım!"

B:"Demiştim!"

Sehun:"Bir insan 80 sorudan 69 dokuzunu nasıl yanlış yapabilir?Geri kalan 100 tane boş soryu demiyorum bile!Bu kadar.....Bu zekayla nasıl yaşayabiliyorsun merak ettim.Nefes almayı biliyor musun?"

B:"Çok ağır konuştun ama şimdi olmadı ki.Belki yanlış oku......"

Sehun:"Boşa kürek çekmek....Vuaaaa!Yaaa!"

B:"Bağırma bana!Zaten naif,nazik,narin ve ponçik bedenim şuan fiziken ayakta ruhen yatakta psikolojik olarak ben ben de değilim anlatabiliyom mu acaba?Bana bağırma bir daha."

Sehun:"Ben antrenmandan gelene kadar o ezberlediklerini 10 kere yaz!"

B:"Hep....si...ni...mi?"

Sehun:"Yok canım zahmet olacak küçük hanım ama...!!SEN BENİMLE KAFA MI BULUYORSUN HA?"

B:"Oh Sehun sana bana bağırma dediğim de neresini anlamadın?"

Bana attığı bakışla pısırık gibi önüme döndüm.Defterimi kılıcımın sesi ile açıp elime masasından bir kelem almışken hızlıca elimden aldığım kalemi çekince kalem elimi parçaladı.Sehun seni namuzsuz!

B:"Yaa!Parmağım.....sanki yedik alt tarafı bir kalem kullanma desem kullanmam zaten!"

Sehun:"Eşyalarıma dokunma!Çirkin!"

B:"Tanrım insanların dış görünüşü ile dalga geçenleri neden güzel yaratıp içlerini boş yarattın merak ediyorum!Çekil şuradan yemedik eşyalarını!Soğuk nevale ne olacak!Bak bir daha söylüyorum eğer bana sesini yükseltirsen ben de bir yerini yükseltirim kendini becermek zorunda kalırsın."

Bana şaşkın şaşkın bakarken ben önümdeki kağıda dönüp bana sonradan sinirle uzattığı başka kalemi aldım.Koca bir nefesten sonra kanayan parmağımı somurup kanamadığına emin olduktan sonra odadan çıkan kişiye küfürlerimi savurdum içimden.Yazı yazmaya başladım ama ne zamana biterdi ki bu?

Bir ara sıkıldım ve kulaklığımı takıp düzenli olarak bir tane kitap yazarı olan dedeciğimin yayını başlamış radyoda onu dinlemeye başladım.Yavaşça yazılanları anlayıp aynısını diğer deftere geçirirken bir an gözüm saate kaydı oha sabah 2 olmuş.Bu ne ara gelmişti eve?Acaba ben fark etmedim ama önümde mi soyunmuştur?Bana bir şey söyledi ya da küfür etmiş midir dediğim kişi etrafa bakarken yatağına yayılmış kişi ile göz göze gelmem nedeniyleydi.Ban bana göz devirdi ben de önüme yazdığım deftere döndüm.

Arada sırada ona bakıyordum yani kesiyordum.Bir ara yazdığım cümleyi yarım bırakıp başımı tamamen kaldırmamın ve yavaşça kalkmamın sebebi.Eğer saat sabah 3 ise Chanyeol uyuyordur ve iyi olup olmadığına odamın balkonundan geçerek bakabilirdim.Usulca ve sessizce hareket etmeye çalışarak soğuk nevale uyumuş mu diye yanaşıp elimi gözünün önünde salladım.Uyuduğuna kaşlarını çatarak rüya gördüğü ve inlediği ile varsayımdan bulunup balkona çıktım ve tırabzana ayağımı atmışken kolumu tutan ve sıkan soğuk el ile küçük bir çığlık attım.Ağzımı kapayıp içeri çeken kişiye sinirli gözlerle bakıp kendimi bedeninden ittim.

Sehun:"Nereye küçük hanım?"

B:"Hani saat sabahın 3'ü ve o uyuyor sen de sorularıma cevap vermediğin için ve vermeyeceğin için ben de gidip bakabilirim diye düşündüm.Hemen geri gelecektim merak etme!"

Sehun:"Süzme bir aptalsın farkında mısın?Sana yaptığı şeylerden sonra......Oyunumuzu bozarsan....."

B:"İnsanlar için endişelenmek aptallık değildir Oh Sehun!Bu kadar soğuk ve insaffsız olmazsan belki seni seven biri olur ha?Ama sen.....İçler acısısın!"

Sehun:"10 kere yazman bitti mi?"

B:"Uyuz insan!Yaa saat sabahın 3'ü hani bu kadar şeytan olmana ne gerek var?Ben üstelik seni....."

Sehun:"Üstelik ben ne?"

Cevap vermeden tıslayarak masanın başına oturdum o da eline kitap alıp yatağına döndü.Sessizce içimdeki büyük dehşetül vahşeti yaşayarak deftere her şeyi geçirmeye çalışıyordum.Bir ara uyuduğunu sandığım kişiye bakınca geçen gece banyoda olanlar geldi aklıma.Kızardı ve sıcakladı yüzüm anında.Ben de artık uyuyabilirim yarın yine yazmaya devam ederim bitiririm dedim.Yerimden kalkıp bir adım atmışken gözünü açmadan konuşan kişiye şaşkınlıkla baktım.Sonra gözünü açtı ve konuşmasa da yerdi beni.

Vampirler gibi nasıl uyumadan o yatakta yatabiliyorsun sen Oh Sehun!Ben şimdiye milyonuncu rüyamı görüyor olurdum.

Sehun:"Onu bitirmeden gidemezsin!"

B:"Çok uykum geldi anlamıyorum yazsam da zaten.Biraz uyuyayım vallahi ezberlicem sabah erkenden kalkıp.Şuan tam bilmem kaç saattir uyumadım.Bak hasta olacağım.Kalkınca devam ederim ve...."

Sehun:"Umutsuz vakasın!Otur ve yaz."

B:"Asla kabul etmemeliydim yardımını uyuz herif!Nasıl bir yaratıksın sen ha?Ben bir kızım senin gibi vampir miyim ben ha?"

Sehun:"Vampir?....Bu vampir senin kanını içmesini istemiyorsan yaz onu çabuk."

Yine defterin başına dönmüş ve yavaştan da olsa yazıyor arada bir kalkıp geri yerime oturuyordum.Yazdığım cümle çift daireler oluştururken başımı anlığına masaya koydum iki saniye ya çok değil iki salise hatta!

Sehun:"Uyuma ve yazmaya devam et."

B:"Peki....."

Hiç şaka yapmıyorum sabah horozun sesini işittim ilk defa.Acıyan gözlerimi ovuştururken biri fosur fosur uyuyordu.Onun çalan saati ile kapanan gözümü korkuyla açtım.Yataktan gerinerek kalktı ve gelip şahaserimi kontrol etti.Tamam hala 10 kere yazmayı tamamlayamamıştım ama yazdıklarım gayette iyiydi.

Sehun:"Olmamış yeniden başla!"

B:"N...ne?Acaba neresi olmamış?Aynılarını yazdım işte!"

Sehun:"Sana yeniden yaz dediysem yaz!"

B:"Pardon canım uykusuz gecemi ben sen beğenmedin diye yeniden yazmamı istediğin bir şey için feda edemem!Neresini beğenmedin?Daha çalışmam gereken bir sürü yer var!Oyalanamam ben bununla."

Sehun:"4. Sayfa 16. cümle 2. Maddeyi yanlış yazmışsın her seferinde!"

B:"Yanlış olduğunu düşünüp düzelttim oldu mu?"

Sehun:"Kitapların yanlış olduğunu düşünüyorsun demek!"

B:"Yanlış değiller ama.....Yanlış düşünülen yerleri var sadece."

Sehun:"YAZILANLARI SORGULAMADAN YAZ!!ANLADIN MI ÇİRKİN?SENİN DÜŞÜNCELERİNİ ÖNEMSEMİYOR KİMSE EZBERLE BUNLARI YETER!"

B:"Bir şey değişmeyecek ne yazdıklarım ne de düşüncem istediğin kadar yazdır bana bunları!Sana bana bağırma dedim ve yapmak istemediğim şeyleri yaptırma bana!"

Sehun:"Ne yaparsın ha?Buraya sıkışmışken ne yapabilirsin ki?"

B:"Sonradan bu sözlerine pişman olacaksın Oh Sehun.Minnet duymak falan başlarım duygusuna da iyimserliğine de!Canavarsın sen!"

Elindeki defteri çekip yeni bir sayfa açtıktan sonra örnek defteri yeniden başa sardım ve yazılanları sessizce bana sinir olan kişi telefonunu sertçe alıp odadan çıktı ve kapıyı çarptı bir de.Taktık mı hayır!Yüksek sesle bağırdığına göre korkusuzca abim evde yoktu.Dolmuş gözlerimi saklamaya çalışarak başımı eğdim ve doğan güneşe baktım bir ara.Deftere aynılarını yazarken yine ve yine hazırlanan kişi çantasına içinde ne olduğunu merak ettiğim dolaptan karbon oklar çıkardı ama normal değildi bunlar altın uçlu değil miydi onlar?Hatta yayı bile afilliydi.Tamamen altınımsı Yüzüklerin Efendisi filminden fırlamış bir Elf yayına benziyordu.Tam olrak şöyle desem.Olimpik değil bu sefer makaralı bir yay setiyle hazırlandı.Altın renginde üstünde mavi yeşil işlemeleri vardı.

Sonra antrenmana gittiğini fark ettim de ben burada kaldığım sürece benim antrenmanlarım ne olacaktı?

B:"Hey beni buraya kapattın ama benimde çalışmam gerek yarışma için!"

Sehun:"İlk önce yarışmayı hak ette sen!"

B:"Ahhh kusura bak ama senin kadar insafsız ve değersiz biri olmadığım için hak etmedim iyiki de!"

Sehun:"Kes sesini ve yaz dediklerimi.Se Na çalıştıracak seni bu gün.Gün sonunda kim sağ çıkar bilmem ama akşam yine sınav yapacağım ve o yazdığın defteri daha ne kadar yazmaya devam edeceğine karar vereceğim!"

B:"İğrenç yaratığın tekisin biliyor musun?Sabah sabah kalbimi kırmak zorunda mıydın?Tamam benden hoşlanmıyorsun ama insan gibi davranabilirsin.Ben sana davranıyorum iki gündür.Bana bağırma bir daha."

Bir de beni iyice sinir etek için ukalaca güldü bu laflarım üstüne.İçimdeki kızgınlığı ateşleyince elimdeki defteri alıp fırlattım hiç de düşünmeden yana çekilince kapıyı açan sinsirellaya denk geldi defter.Ve biri kıkırdayıp kızın yüzünden aşağıya düşen defteri alıp kızın göğsüne bastırdı.

B:"Öz...."

Sehun:"İyi çalışmalar kardeşim..."

Se Na:"Oh Sehun siktir git!"

Kız elindeki defteri sinirle buruşturup içeri girdi ve kapıyı da aynı sinirle kapattı.Masanın karşısındaki sandalyeye oturup bana havadan bir bakış atarak elindeki defterin sayfalarını karıştırmaya başladı.

Se Na:"Davet mi bekliyorsun!Otur ve yazmaya devam et."

B:"Defter için özür...."

Se Na:"Bu defter senin öyle kolayca ona buna atacağın bir defter değil çirkin surat.Sehun sana yazmanı söyleyip verdiyse minnet duyup hazine bulmuş gibi sevinmen gerekir.Bana bile vermedi bu güne kadar.Devletin gizli sırrı kadar önemli anladın mı yani?"

B:"Hımmm....."

Se Na:"Çabuk yaz edebiyat,fizik ve biyoloji çalışacağız sonrasında da."

B:"Immm....Tamam."

Bir kaç saat kulaklığını takıp karşımda video izlerken ben de defterin bir kaç kapyasını bitirdim.Sonra dikkatlice onun ne dediğini hiç bir şeyini atlamadan yazmaya çalışarak işi ciddiyetle sonlandırdım.O oturduğum sandalyeden kalktığımda saat akşam 5'e geliyordu.Kız biraz sinir olmuştu ama beklemediği kadar zeki çıkınca çokta laf sokmadı.Ve yavaştan uykumda geliyordu.Eşyaları toplarken sorduğu soru ile biraz şaşırdım.İlk anlamamazlıktan geldim.

Se Na:"Ne zaman anladın?"

B:"Huh ne?"

Se Na:"Evlatlık olduğunu?"

B:"Haaa..4?Yok!5. Sınıftayken Chanyeol kaza geçirmişti kan verirken ilk önce uyup uymadığına baktılar ve uymayınca ben de araştırdım.Sonra o negatif ise benim doğmam için annesinin pozitif olması gerekti ki buda kan uyuşmazlığı ile güç doğum demekti.Babama yani babasına bir kaç defa bastıra bastıra onun doğumunda hiç sorun olup olmadığını sordum o da hiç bir sorun olmadığını söyledi.Öyle saçtan genetik araştırması yaptırmak herkesin bildiği gibi kolay değildi ve görünüşlerimiz bile her şeyi açıklarken evlatlık olduğum kanısına vardım."

Se Na:"Şaşırdım."

B:"Zekama hayran kaldın değil mi?"

Se Na."Ahh tanrım ikinci Sehun!"

B:"Sehun mu?Sanırım imkansız bir cümle kurdun!Ben asla o vampir abine benzemiyorum anladın mı?"

Se Na:"Vampir?Güzel benzetme...Antrenmanlar için benim salonu bak altını ciziyorum tek bir yeri bile çizmeden kullan!Dedim o yarışmada eğer birincilik alma....."

B:"Tamam ya tehdide ne gerek var!Bu işi ciddiye almasam bir kaşıkta boğacak abine katlanmaz ve gecelerimi feda etmezdim!"

Yatağına uzanırken ben de giysi dolabındaki bavulumun yanına eşyaları bırakıp yer yatağını yaptım sabah topladığım.O kadar lüx bir evde şuraya sıkışmak?Üstelik Se Na'ların evi bizimkinden bir kaç odaya daha sahipti.Yatağa uzandım sonra kafamı koyduğum gibi gitmişim.Elimdeki acı ile gözlerimi açtığımda Se Na o 10 metrelik topuklusunun ince iğne kadar topuğunu sağ elimin tam üstüne ortasına basmıştı.Avazım çıktığı kadar bağıracakken ağzımı kapadı.O kadar hızlıydı ki ışık hızı bile bunun yanında halt etmişti.

Se Na:"Özür dilerim bilerek olmadı!Ne işi var elinin dışarıda?İyi misin bekle sakın bağırma Chanyeol abi aşağıda bizi bekliyor seni duyabilir."

Yaşlı gözlerim ile başımı tamam anlamında sallayıp elini ağzımdan çekince elimi sallayarak yatakta doğruldum.Zaten kolum kırıldığında bileğimde incinmiş ve arada sırada ağrısı tutuyordu ki gece destan yazdıran kişiden sonra yine ağrımaya başlamıştı bir de bu kızın beni gazi bırakması....

Se Na:"Getir bakayım.Hemen de şuncacık şey için ağlanır mı?Zaten çirkinsin bari ağlama!"

Yüzüne bakınca yaptığı makyaj akmasın diye dolan gözlerini saklayan kişi....Dün dinlediğim radyodaki amca ne dedi biliyor musun sinsirella?

Se Na:"Biz de seni yerde yatırmak istemeyiz ama seni bulmamaları gerek.Burası da en güvenli yer.Ağlama çok mu acıyor?"

-"Karşısında ağlayan birini gördü halde bile gözleri dolan insanları nasıl üzebilirsiniz?"

B:"Sorun değil acımıyor."

Artık benim hatunum oldun vallahi seni üzeni ben üzerim ama sen bundan haberdar olana kadar seninle uğraşıp didişip duracağım.Çünkü saf altından kalbi olan kişilerdensin ama işte birazın o huysuz,uyuz ve insafsız ikizine çekmiş.Ne yapcaz idare etcez artık aramızda.

Fark etmedim önceden ama bunlar nasıl parfümler kullanıp bu kadar iğrenç kokabilirler.Kedi değil köpek değil ama hayvan gibin kokuyolar.Biraz midem bulanınca geri çekildim.Bir de öyle yoğun yoğun buram buram kokuyor her neyse.Önceleri gayette bahar gibi kokuyordu ailecek bunlar.Üstelik ikisi bir çok parfüm markasının yüzü olmuşken yakışmıyor gençler size.

Se Na:"Ağlama bir şey yok.Sadece ezilmiş.Kanamamış bile.Biz gidince odamda ilk yardım çantası var orada ezik merhemi,ağrı kesici bandaj falan filan vardır.Ayrıca ezberlemeyi ve yazmayı bitirmeyi unutma."

B:"Immm...Peki."

Se Na:"Sana yemen için Hyeon Min bir şeyler bıraktı şuraya.Çocuğun aklını nasıl çeldiysen artık..."

B:"Ben ne yapmışım?"

Se Na:"Boş versene..."

Sehun:"Se Na hadi çıkacağız."

Se Na:"Geldim!Ne bu acele?Bir asil olmak en son çıkmayı ger......"

Sesleri uzaklaşırken ayakkabı sesi dolaba yaklaştı o sırada elimi yorganın içine sokmuş ve tekrardan uyumak için başımı yastığa koyacaktım.Biri kolundaki kol düğmesini yerine yerleştirirken bana emirler yağdırmaya başladı.Şöyle bir süzdüm de yeni edindiğim hatun gibi gram tuvalet giyinmişler.Hayırdır nereye gidiyorsunuz diye soracakken sustum mükemmeliği ile şimdi yine beni yerer korkusu ile sustum.Lanet olsun bu çillere kazıtıcam onları oradan lan yeter!

Nasıl anlatsam...Siyak saçlarını ortadan ikiye ayırıp yana yatırmış ama dolgun ve bakımlı duruyordu her zamanki gibi saçları. Yine saçları ile aynı renk bir smokin giyinmiş kadife kumaştan yapılma.Beyaz gömleği jilet gibi ütülü ve üstüne tam oturmuş.Bi de papyonunu yesinler senin.Milletten asalet akarken yerlerde sürünüp acı çekiyorum diye iç sesim hemen dip not geçti kendime.Aslında her zaman içler acısı olan benim ama çaktırmıyor gibiyim kendimce.

Sehun:"Ağzının salyalarını sil!Ayrıca ne kadar da güzellik uykusuna yatsan sen de yaramaz çirkin!Kalk ve sana hazırladığım sınavı yaptıktan sonra defteri yazmaya devam et ayrıca Se Na da senin için sınav kitapçığı bıraktı onu da çöz."

Tek kelime etmeden yorganı başıma çektim.Görmesem de bana göz devirdi büyük ihtimal ama şuan kendimde hiç değildim ve vücudum bile buna karşılık olarak ağrıyor,sızlıyor,midem bulanıyor,başım dönüyor o bile diyor ki Lina tamam biraz dinlen aşkım.

Ev sessizliğe büründüğünde emirlerini harfiyen yerine getirmek için yine bana hazırladığı ve dünkünden daha zor olduğunu daha ilk soruda anladığım testi çözdüm.Daha sonrası hatunum sinsirellanınkini çözüp masanın üstündeki yarım defterimi de tamamladıktan sonra hepsini güzelce masanın üstüne üst üste koyup odasını biraz keşfe çıktım.Acıyan elime baktım da sadece ezilmişti.Sinsirellanın odasındaki ilk yardım çantasını getirip Sehun'un yatağına etrafa bakıp sessizce oturarak elimin bakımını yaptım.Sargı bezi ile sardım sonra onu.

Uyuzun odasını kaldığım yerden keşfe devam ettim.Benim odama nazaran herşey çok düzenliydi ama kapalı kapının ardı giysi dolabı ve banyosu evlerden ırak dedim.Kitaplığında bir ben eksiktim demeden geçemedim.Kore'nin milli kütüphanesi ilan edilmeli dedim ardından.Hele kitaplarından bir tanesini görünce direk yapıştım.Basımı tükenen bir kitaptı ve 2. Hatta 5. El kitapçılarda bile bulamamıştım bu kitabı.Bana da kitap oku dediğine göre biraz okumakta sıkıntı görmedim.

Ama önce biraz antrenman yapsam iyi olurdu.Kendo kıyafetimi giyecektim ama üşendim ve elimde acıyor,bileğimde ağrıyor başım da dönüyordu sadece temel dönüşleri çalışmaya karar verip kılıcımı alıp aşağıya korumalara gözükmeden köşe bucak saklanarak sinsirellanın camlı salonuna geçtim.Işığın hepsini yakmadan,perdeleri açmadan kapıyı kilitleyip çalışmaya başladım.Isınma hareketleri bile beni yormuştu.Kılıcımı zorla havada sallayıp dururken dönen ayak bileğime küfürler savurarak yeri boyladım.Bir süre dinlenip tekrardan dönüşler yaparken acıyan el bileğimden dolayı kılıç sağa dönerken elimden çıktı gitti ve cam duvardaki camın tam orasına çarptı.Büyük bir şok ile yaptığım şeye inanamazken camın çatlamadığına şükrediyordum.Kılıcımı yerden alıp demir değilde tahta olduğu için camı kırmadığını düşünerek arkamı dönmüştüm.Arkamdaki çatırtı ile tekrardan arkamı döndüm. Ortasından etrafına doğru böyle zibilyon tane parçaya ayrılan parçacıklardaki görüntüme odaklanmışken büyük şangırtı ile vücudumu saran sıcaklık.....

Bu gün Chanyeol'ün Ay ve Güneş'in masalındaki en sevdiği kısımlardan birini anlatacağım size.

Chan:"Ay okuduğu kitaptan başını kaldırmış ve yeşil elmas güzelliğindeki gözleri ile güneşe bakmış.Onu o kadar özlemiş ki.Affetmesi için bile yalvara bilirmiş suçsuzken."

Chan:"Onunla belki bir yerde karşılaşıyorumdur ama farkında değilimdir belki bu yüzden beni affetmiyor.Onu fark edemiyorum bir türlü.Belki elime konan bir kuştur ya da saçımı savuran bir rüzgar.

Chan:"Ay bir karar almış.Güneşe mektup yazacakmış.Aşkının ne kadar çok oldunu anlatan.Bir son bahar günü masanın başına oturmuş ve yazmaya başlamış gülümseyerek.Kağıda yazdığı her satırda gözleri dolsa da Güneş ile olan anıları akılna gelince istemsiz gülüyormuş.

Chan:"Mevsimlerden kış olmuş ve Ay hala onu ne kadar çok sevdiğini anlatan mektubunun tamamlayamıyormuş.Çünkü ne zaman sona doğru gelse yanağından akan yaşlar yazdıklarını geri siliyormuş."

Chan:"Bir gün canına tak etmiş.Yaşamak onun için Güneşsiz anlamsızken Ay korkunun kendini ele geçirmesine izin vermiş.Ormanın içindeki evden çıkıp koşarak patikayı geçtikten sonra su sesinin geldiği nehre doğru koşmuş.Suyun ayaklarına vurduğu yerde göz yaşları tane tane gölette halkalar oluştururken suyun içine bir adım atmış.Köpek-geyik yavrusu ve sincap korkuyla ona yapmamasını söylemiş ama o bir adım daha atmış.Sonunda su tüm vücudunu kaplarken dibe doğru süzülmek korkutmuştu onu bir an.Suyun yüzünde ışık kaybolurken hayvanları etrafına sarıp onu yukarı çekmeye çalışıyormuş.Bazen ummadığın yardımın çok küçük şeyden gelmesini umarsın Lina işte Ay da bunu bekliyormuş.Güneş'in onu unutmadığını öğrenmek....."

B:"Abi beni bırakmayacaksın değil mi?"

Y/N:"Yazım yanlışları için özür dilerim."

🌸"Okuduğunuz için Teşekkürler Efenim."🌸

Continuar a ler

Também vai Gostar

127K 8.2K 32
'Bilinmeyen numara. Diyorum ki, o güzel kalçalarını biraz daha camının önünde sallaya sallaya odada tur atarsan boxer denen bir şey kalmaz üstünde. ...
2.4M 211K 33
Ama New York'a geldiğimden beri bir kokusu var. for vanilla baby
16.9K 2.9K 10
Taehyung 20 yaşında age play seven bir bebekti, arkadaşı Hoseok'sa ona babacık bulmak için çabalayan birisi. Pek tabii Taehyung'un minik bir çarpışm...
19.6K 2.7K 18
O hep "kırılmadım sorun yok" diyordu, fakat ruhu yavaş yavaş ölüyordu. Texting&düzyazı