PAPATYA

By s-imer

2.4M 79.7K 7.2K

Kapı tıklatıldı.Üzerimi değişmiştim.''Girebilirsin'' diye seslendim.Kapı şiddetli bir şekilde açıldı hatta o... More

DEFNE
BÖLÜM 2
Küçük rapunzel
PAPATYA-Bölüm 4
GÜCÜM YOKTU
GÜVEN
KAHVALTI
Üvey Abi
Üvey abi-Üvey baba
OTEL
O GECEKİ GİBİYDİ
UZUN ZAMANDIR
KAL
SARP
''Öldürün beni''
''Geç Olsun da Güç Olmasın''
Gözlü Börek
Kız arkadaşım
Cenker abimle Emre abimin...
DUYURU-Canım klavyem(!)-
Gamze evlenmek istiyormuş
Farklı bir duygu...
Biraz Sabır
Arama ve Mesaj
'Lütfen Böyle Güzel Bakma'
Teoman'ın Papatya'sı..
İlk Dans Dersi
YavaşçaSahneye...
PapatyaSahnede...
Sevdiğim Kadın/Adam
Papatyam Olur Musun?
Biz Varız.
Ortalık Karışacak.
Çünkü sana aşığım.
Ölürse Ölürsün.
Bizi Bırakmadım.
LütfenBeniTekrarKurtar.
Bir Dakika Bile...
'Buket'in de...'
BenimleEvlenirMisinSevgilim?
Aşk Unutmazdı.
Sadece Sen.
KuzenlerimleTanışmayaGeldim
SadeceSeninimBenimsin
İtiraf Et.
Melek.
TamİstediğimGelinsin.
Kız İsteme.
FİNAL.
BİLGİLENDİRME-TEŞEKKÜR NOTU
ÖZEL BÖLÜM*1
ÖZEL BÖLÜM*2
*Güneşin Gölgesi*
ÖZEL BÖLÜM*3
*YILBAŞI ÖZEL BÖLÜM*
Özel Bölüm*BUlaş
Papatya 1 Yaşında❤
ÖZEL BÖLÜM❤️
DUYURU✨

Kafeterya

44.5K 1.3K 58
By s-imer

Multimedia : DEFNE 

Kız arkadaşım..

Cenker neden böyle bir şey demişti? Ne dediğinin farkında mıydı yoksa ben mi yanlış duymuştum? Gözlerim şaşkınlıktan kocaman olmuş bir şekilde Yusuf Beyle göz göze geldiğimde hemen gözlerimi eski haline çevirmeye çalışmış ve gülümsemeye çabalamıştım.Sanırım yanaklarım alev atıyordu...

''Çok sevindim Cenker Bey.Defne'nin emin ellerde olduğunu bilmek çok güzel oldu...Eee..Düğün ne zaman?'' diyip gülümsediğinde öksürmemi engelleyememiştim.Cenkerle göz göze geldiğimde bakışlarını benden kaçırıp Yusuf Bey'e çevirmişti.

Hafif bir öksürük ardından ''Henüz bir tarih belirlemedik ama düğüne daha çok var.'' demişti.Neden bilmiyordum ama gülesim gelmişti.Dudaklarımı birbirine bastırmış gülmemek için zor duruyordum.

''Buraya Defne'nin birkaç gündür işe gelmemesi konusunu konuşmak için gelmiştim.Defne'yle ufak ama önemli problemler yaşadık.İşe gelmesine ben izin vermedim'' diyerek eklemişti Cenker.

''Hiç önemli değil Cenker Bey.Ben ailesiyle ilgili bir şey oldu ve gelemiyor diye düşünüyordum.Bugün de gelmezse ailesini ziyarete gidecektim.Yani kısacası önemli değil'' diyerek gülümsemiş ve sonra da eklemişti''Çay-kahve?'' 

''Kahve olabilir.Eğer izniniz olursa bugünümü burada geçirmek istiyorum...Güneş Holding'in çok iyi bir şirket olduğunu biliyorum fakat Defne'nin çalıştığı yeri ve kişileri görmem gerek.Yanlış anlamayın sakın ama emin olmalıyım'' dediğinde benim yanaklarım yine alev olmuştu.Ne yani tüm gün boyunca burada mı olacaktı? 

''Şirketimizin çalışanları son derece güvenilir insanlardır,gözünüz arkanızda kalmasın.Ama kalıp kendi gözlerinizle görmek istiyorsanız bu sizin en büyük hakkınız'' diyerek gülümsemişti Yusuf Bey.

''Ben izninizle işime dönebilir miyim Yusuf Bey?'' dediğimde kafasıyla onaylamış ve masadaki dosyaları bana uzatmıştı.''Tabiki Defne Hanım.Şu dosyalara da bir göz atar mısınız?'' dediğinde uzanıp dosyaları almış''Tabiki..Şimdi izninizle'' diyip gülümsemiş ve kapıya yönelmiştim.Tam kapıdan çıkacakken Cenker'in sesiyle arkama dönmüştüm.

''Öğle arasında alırım seni'' Bana mı demişti? Ama Yusuf Bey'e diyecek hali yoktu ya..Yanaklarım alev almış bir şekilde gülümsedim ve tamam diyerek odadan çıktım.Dışarıya çıktığımda büyük bir rahatlama hissetmiştim.Sanki içeride boğulacakmış ama çıkınca rahatlamış gibiydim.Cenker neden erkek arkadaşım gibi tanıtmıştı kendini? Güvenliğim için mi? Gerçek anlamda erkek arkadaşım olmasa da kendini öyle tanıtması beni çok mutlu etmişti.'Kız arkadaşım' demişti.Ne kadar da hoştu...Ahh..Neler saçmalıyordum ben yine?

Odama geldiğimde odamı ne kadar da özlediğimi fark etmiştim.Elimdeki dosyaları masaya bıraktım ve sandalyeye oturup bir süre gözlerimi kapattım.Yorgun,moralim bozuk ya da kafam karışık olduğunda hep böyle yapardım.Bir nevi rahatlıyordum...Başım zonkluyordu sanırım bugün atlattığımız kazadan dolayıydı.İşe başlamadan kafeteryaya çıkıp kahve almaya karar vermiştim.İşten önce çok iyi geliyordu.

Yürürken başımın zonklaması şiddetleniyordu.Kafeteryaya gelip kahvemi aldığımda köpük bardağın elime yaydığı sıcaklık elimin yanmasına sebep olmuştu.Kahveyi diğer elime alıp elimi üflediğimde bu sefer diğer elimde yanıyordu.Kahveyi hemen karşımdaki masaya bırakıp iki elimide kuvvetli bir şekilde üflemiştim ve bu da başımın daha da zonklamasına yol açmıştı.Kahvemi elime alıp kapıya yönelecekken karşıdan gelen Ayla ablayla kahveyi almaktan vazgeçmiştim.Çünkü beni bu halde görünce fazlasıyla lafa tutacaktı.Bana doğru yaklaştıkça yüzündeki sinir ve şaşkınlık artıyordu.Evet şimdi Ayla ablaya olanları dökülme vakti...

''Hii! Defne..Kuzum ne oldu yüzüne böyle? Kuzuluktan çıkıp panda ayılarına benzemişsin'' derken yanıma gelmiş eliyle çenemi tutmuş çenemi hareket ettirerek yüzümü inceliyordu.Panda ayıları demesine sesli bir şekilde gülmüştüm.

''Panda ayıları tatlı olur'' diyerek gülümsedim.

''Kız dalga geçmeyi bırak ne oldu sana böyle?''

''Dalga geçen sensin,panda ayısı dedin ya'' diyerek gülümsedim daha sonra da ''Ufak bir trafik kazası'' diyerek ekledim.

''Nee? Trafik kazası mı? Otobüs,taksi ya da dolmuşta mı oldu?'' 

''Ayla abla tramvayı atladın'' dediğimde gözleri şaşkınlıktan büyümüş''Yoksa tramvay mı kaza yaptı?'' dediğinde yine kahkahamı engelleyememiştim.Ben gülümseyip kahkaha attıkça dudağım sızlıyordu..

''Ulaşım araçlarını saydın ben de tramvayı unuttun diye eklemek istedim.Hiçbiri değil..'' dediğimde hüf'leyip ''Çatlatma insanı meraktan.Nasıl oldu ya?He birde bu pansumanı doktora mı yaptırdın?Yara bandını yamuk yapıştırmış sanki'' dediğinde sızlayan dudağımın izin verdiği kadarıyla gülümsedim.Yine simetri hastalığı tutmuştu anlaşılan..

''Pansumanı şey yaptı..Arkadaşım.Evet sanırım arkadaşım sayılıyor..Imm..Şey..Arkadaşım beni arabasıyla şirkete getiriyordu gelirken son anda kazadan döndük'' dediğimde gözleri merakla açılmış ''Hangi arkadaşmış bu?'' diye sormuştu.Annesi tarafından sorguya çekilmiş bir kız çocuğu gibi hissediyordum kendimi..Şuanda bana bu soruları soran Ayla abla değilde annem olsaydı keşke diye geçirdim içimden.Bugün neden hep konuyu aileme getiriyordum? 

''Bilmiyorum tanır mısın? Cenker..Cenker Güneyli'' dediğimde bu sefer gözleri hiç açılmadığı kadar açılmış''Kuzgun Cenker mi?'' diye sormuştu.Ayla abla nereden tanıyordu acaba? Tamam Cenker'in İstanbulda büyük bir tanınmışlığı vardı ama Ayla ablanın tanıyor olmasına şaşırmıştım nedense.

''E..vet.'' dedim.

''Onunla arkadaş mısınız? Ne zamandan beri?'' dediğinde çığlık atıp uzaklaşmak istemiştim.Resmen beni sorguya çekiyordu...Ne olur ne olmaz diye Cenker'in küçük yalanını bozmamak için''Uzun bir zamandır tanışıyoruz'' dedim ve başka soru sormasına izin vermeden kahvemi aldığım gibi''İyi günler Ayla abla işime dönmem gerek'' diyip uzaklaşmıştım.

Asansöre doğru ilerlerken bir anda olduğum yerde kalmış gözümü ilerideki kumral olan adama dikmiştim...Bu? O izbandutlardan birine çok benziyordu..Yan durduğu için o mu değil mi emin olamıyordum.İyice görebilmek için gözümü kısıp baktığımda o sırada yüzünü bu tarafa doğru çeviriyordu ve..Hemen geriye dönerek merdivenlere yönelmiş ayağımdaki topuklu ayakkabıların izin verdiği kadarıyla hızlı gidiyordum..Yanlış görmüş olmalıydım..Buraya gelmiş olamazdı..Olamazdı değil mi? Karnıma bir anda korku ağrıları girmişti..Hızlıca odama girip kendimi sandalyenin üzerini resmen atmıştım.Hayır yanlış görmüştüm..Başımın zonklaması artmış ve karnımdaki korku ağrılarıyla birleşince kendimi fazlasıyla kötü hissetmiştim.Öğle arasına bir saat vardı ve içimdeki korkuyu uzaklaştırmak amacıyla Yusuf Bey'in verdiği dosyaları incelemeye koyulmuştum.Beynimin zonklaması ve az önceki kişinin o izbandut olup olmaması sorusunun izin verdiği kadarıyla dosyalara adapte olmaya çalışıyordum.

 Kapının tıklatılmasıyla bakışlarımı kapıya çevirip 'girebilirsiniz' dediğimde kapı açılmış Cenker karşıma dikilmişti.

''Haydi bakalım çalışkan rapunzel.Öğle molası'' dediğinde gülümsüyordu.

''Bir saat geçti mi?'' dediğimde masadaki saate çevirmiştim bakışlarımı.

''İşe kendini kaptırmış olmalısın'' dediğinde ne ara beynimin zonklaması ve kafamdaki sorular silinip işe odaklandığımı düşünmeye başlamıştım.Sonuç olarak hatırlayamamış ve masadan kalkmıştım.

''Ne yemek istersin?'' dediğinde odadan çıkmıştık.

''Bir şey yemeyeceğim,aç değilim.Sen? '' dedim.

''Ben de aç değilim kahve içmeye ne dersin?'' dediğinde.'Olur'diyerek onayladım.Asansöre binmiş kafeteryaya çıkıyorduk.Cenkerle başbaşayken fırsat bu fırsat neden beni kız arkadaşı olarak tanıştırdığını sormalıydım..Hoş nasıl bir cevap alacağımı biliyordum ya..Kelimeler ağzımdan çıkacak ama çıkamıyordu..Bir anda bıraktım gitti..

''Neden Yusuf Bey'e kendini erkek arkadaşım olarak tanıştırdın?'' konuşurken sesim cılız çıkmış ve yanaklarım kızarmıştı,emindim! Asansördeki aynaya baktığımda tahmin ettiğim gibi yüzüm kıpkırmızıydı! Suratımın böyle olduğunu görünce daha da kızardım..Neden kızarıyordum böyle? Acaba burcumdan dolayı mıydı? Sanırım ben Ulaş'ın astronomi konusunu benimsiyordum yavaş yavaş.

O anda asansör durmuş ve ben cevabımı alamadan inmiştik.Kafeteryaya geldiğimizde bana ilerdeki masalardan birini gösterip'Sen git otur.Ben kahveleri alıp geliyorum' dediğinde kafamla onaylamış ilerdeki masalardan birine yönelmiştim.

Biraz sonra elinde kahvelerle yaklaşmıştı masaya.Kafetaryada bulunanların hepsinin gözü bendeydi ve biraz tehdit edici bakışlara maruz kalıyormuşum gibi hissediyordum.'Bu kızın Kuzgun Cenkerle ne işi olur?' gibisinden maruz kaldığım kıskanç bakışlar..

Masaya oturduğunda konuşmuyordu.''Cevap alamadım?'' dediğimde gözlerini kahveden çekmiş bana dikmişti.

''Şimdilik sadece Yusuf Bey'e öyle tanıştırdım yakında tüm şirket öyle bilecek.Güvenliğin için..'' dediğinde şaşırsam mı kızsam mı bilemedim..Gerçi kızamazdım o ayrı bir konuydu..İtiraz edecek olsamda arabada söyledikleri gelmişti aklıma ve vazgeçmiştim.'Söz konusu güvenliğinse itiraz etme.' Sustum bir şey diyemedim..İnsanların Cenker'i erkek arkadaşım olarak bilmesi güvenliğimi sağlayacak mıydı? Biraz sonra sessizliği bozmuştu.

''Sana sormadan böyle bir şey yaptım özür dilerim ama güvenliğin için..Tedbirleri ne kadar erken alırsak o kadar iyi.Zaten orada bir anda aklıma gelmişti planlanmış bir düşünce değildi'' dediğinde omuz silktim.

''Önemli değil..'' dedim sesim yine cılız çıkmıştı.Gözlerini benden çekmiş omuz hizzamda bir yere bakıyordu.Bakışlarımı arkaya çevirip neye baktığına baksam mı diye düşünsem de vazgeçtim.Kahvemi yudumlarken konuşmaya başlamıştı.

''Daha önce erkek arkadaşın oldu mu?'' dediğinde elimle ağzımı kapatmış kahveyi yüzüne püskürtmemek için büyük bir çaba sarfetmiştim.Ama öksürüklerimi engelleyememiştim.

''İyi misin?'' diyip telaşla baktığında''İyiyim.Kahve gıcık yaptı sanırım'' dedim öksürüklerim arasında.Yanaklarım yine kızarmıştı,yüzümde hissetiğim sıcaklıktan anlayabiliyordum.

''Hayır olmadı..Öyle bir şey olsaydı ve babamlar duysaydı beni öldürürlerdi herhalde..Zaten sevdiğim biride olmamıştı..'' Neden bu kadar açıklama yapmıştım bilmiyordum.Cenker bir soru sormuş bense üç tane cevap vermiştim..

''Bize karışmak düşmez ama sevdiğin biri olursa,erkek arkadaşın olursa bizimde bilgimiz olsun.Güvenliğin...'' dedi.'Güvenliğin' değilde başka bir şey deseydi  keşke.'İstemiyorum erkek arkadaşın falan olmasın' deseydi..İçime gelen ağlama isteği yine saçmaladığımın habercisiydi.Neden istemesindi,ona neydi ki? Böyle giderse kendime teşhis koymalıydım..Saçma saçma şeyler düşünüyordum.

Gözleri yine omuz hizzamdaki yere kaymıştı.Yerinde huzursuzca kıpırdandı.Masanın üzerindeki eli yumruk halini almıştı.Zayıf çıkmasını engelleyemediğim sesimle''Bir sorun mu var?'' dedim ve kafamı arkaya doğru çevirip baktığı yere baktım.Bir şey görememiştim..Daha doğrusu bir çok şey,bir çok kişi görmüştüm ama nereye baktığını çözememiştim.Acaba ilerdeki kız topluluğuna mı bakıyordu? Anlamlandıramadığım bir his içime yerleşmiş dişlerimi sıkmıştım.Kıskançlık mıydı bu his? Hayır değildi,kesinlikle değildi...Ben kimseyi kıskanmazdım,kıskançlığın ne olduğunu bilmezdim ki..

''Hiç..Hiçbir şey..'' demişti ama gözleri hala aynı yerdeydi.Telefonunu çıkarıp kulağına götürdü.

''Sinan acilen kafeteryaya Defne'nin yanına gelin.Beş saniyeniz var çabuk olun'' diyip kapatmıştı telefonu.Acaba 'beş' rakamına özel bir ilgi mi duyuyordu? Beş dakikaya arabada ol Defne..Beş saniyeniz var çabuk olun Sinan..Düşündüğüm şeyin saçmalığının farkına varıp bu saçma soruyu uzaklaştırmaya çalışmıştım kafamdan..

İçime nedensizce panik yerleşmişti...Kötü bir şey mi vardı acaba? Masadaki yumruk olmuş elini daha da çok sıkıyor ve dizini titretiyordu.Kız topluluğuna baksa neden Sinan dediği kişiyi arasındı ki? Beni ona emanet edip kızların yanına gitmek için mi? Yok yok ben kesinlikle ruh hastası oluyordum.En son gözlerini kısıp bana doğru yaklaşarak omuz hizzamdaki yere daha dikkatli bakmış ve elindeki köpük bardağın içindeki kahveyi görmezden gelircesine buruşturmuştu.Aman Allah'ım! Kahve fazlasıyla kaynardı! Buruşan bardaktaki kahvenin hepsi eline yayılmış ama Cenker'in yüzünde elinin yandığını belli edecek hiçbir şey yoktu.Panikle''Elin!'' dedim.

Beni duymazdan gelerek''Sakın buradan bir yere ayrılma'' dediğinde hızla masadan kalkmış ve az önce baktığı yere doğru yönelmişti.Bakışlarımı oraya çevirip baktığımda yine bir şey anlamamıştım biraz sonra Cenker kafeteryanın diğer baştaki kapısından dışarıya çıkmış gözden kaybolmuştu.Sanırım korkuyordum...Biraz sonra yanıma beş tane erkek gelmişti.Gözlerime korku dolmuş içime panik yerleşmişti.Yine mi kaçırılacaktım yoksa?

''Defne sensin değil mi?Ben Sinan..'' diyip masaya oturmuştu,diğerleri de sandalye çekip kurulmuşlardı.Adamların Cenker'in adamları olduğunu anlayınca biraz olsun rahatlayabilmiştim.

''Ben Cenker abiyle gitsem miydim?'' demişti bir diğeri.Nereye gitmişti Cenker?

''Öyle bir şey gerekse söylerdi.'' Deli olacaktım..Nereye gitmişti Cenker? Neden sürekli aynı yere bakıp durmuştu? Acaba yanımdakilere sorsam söylerler miydi?

--------------------CENKER---------------

Masaya oturduğumda bir süre sonra ilerde biri dikkatimi çekmişti.Gözleri ara ara ama dikkatli bir şekilde bizim masada dolaşıyordu.Tanıyor gibiydim ama gözündeki güneş gözlüğü sayesinde kim olduğunu çıkartamıyordum.Biraz sonra masadan kalkmış gidip ilerdeki bir masada birinin yanına oturmuş onunla sohbet etmeye başlamıştı.Giderken topallamıştı...Sarp? Elimi sinirden yumruk yapmış dişlerimi sıkıyordum.Sarp olup olmadığından emin olmadığım için hamle yapmak istemiyordum.Defne ''Bir sorun mu var?'' dediğinde 'Hiç..Hiçbir şey..'' diyerek geçiştirmiştim.Kıza boşuna panik yaptırmanın,korkutmanın bir anlamı yoktu.Telefonu çıkartıp Sinan'ı aradıktan sonra daha dikkatli baktım Sarp mı değil mi diye.Masadan kalkmış kafetaryanın diğer çıkışına ilerliyordu ve evet topallıyordu.Anlaşılan beyimiz bu sefer kesinlikle canına susamış,buraya gelerek ölümünü garantilemişti.Elimdeki köpük bardağı buruşturmuştum.Sinanlar gelene kadar Defne'yi masada yalnız bırakmak istemiyordum ama Sarp'ı kaçıramazdım.Defneye masadan bir yere ayrılmamasını söyleyip Sarp'ın çıktığı kapıya yöneldim.

Ben kapıdan çıktığımda Sarp asansöre binmiş ve ben yetişemeden asansörün kapısı kapanmıştı.Sarp'a bir sürü küfür yağdırarak alt kata koşmuştum.Asansöre maalesef yetişememiş ve tekrar bir alt kata koşmak zorunda kalmıştım.Sonunda kapı açılmış ve Sarp çıkmak için adım atmıştı.Sarp'ın boyu sanki biraz kısalmış gibi gelmişti.Belki de ayağına sıktığımdan sadece bir ayağına destek veriyordu o yüzden bana öyle gelmişti.Attığı adımın önüne adımımı koyarak bir yumrukta yere düşürdüm.Bedeninin yarısı asansörün içinde yarısı asansörün dışındaydı.Asansörü işgal ediyorduk ama umrumda mıydı? Tabiki hayır..Ve bir yumruk daha geçirdim suratına.

''Sen ölümüne mi susadın lan?'' diyip bir yumruk daha geçirdiğimde gözlüğü kırılmış ve yere düşmüştü.Yüzü tamamen ortadaydı...

Elimi kaldırmış direk bir yumruk daha atacakken elim havada asılı kalmış ve bende donup kalmıştım...

''Ne yapıyorsun lan?'' diyen ses ve yumruk attığım surat kesinlikle Sarp'a ait değildi.Bu adam Sarp değil,bir başkasıydı...

''Sen? Sen Sarp değilsin'' diyerek mala bağlamış bir şekilde yüzüne bakıyordum.

''Sarp kim lan? Kalk üstümden!'' diyerek bağırmış beni ittirmeye çalışıyordu.Üzerinden kalktım ve üzerimi silkeledim.

''Özür dilerim.Birine benzettim,kusura bakma.''

''Özür dilemek mi? Kusura bakmamak mı? Sarp mıdır nedir her ne haltsa eğer beni o sanmaya devam etseydin belki de döverek öldürecektin.Polislere de ifade olarak kusura bakmayın polis bey birine benzettim mi diyecektin lan?'' derken bir yandan da gözünü tutuyor ve inliyordu.

''Benim ne suçum var lan? Şirkette güneş  gözlüğü mü takılır?''

''Ne suçum var mı? Sanane lan takarsam takarım sana mı soracağım?'' dediğinde yüzüne yumruğumu geçirmemek için zor duruyordum.

''Uzatma lan özür diledik işte'' dedim.

''Sen kendini ne sanıyorsun lan?Kimsin lan sen?Polise gideceğim'' diyerek yine topallayarak uzaklaşmıştı.Kahkahamı engelleyemiş''Selamımı da ilet koçum'' diyerek seslenmiştim arkasından.Evet suçlu olabilirdim ama uzatan o'ydu.Hem neden güneş gözlüğü takıyordu? Eğer takmasaydı Sarp olmadığını anlardım.Topallaması da Sarp gibi göründüğünün kanıtıydı.

------------------DEFNE------------

İçimdeki korku gittikçe büyüyordu.Cenker gideli on-on beş dakika olmuş ama hala gelmemişti.En sonunda dayanamayıp sordum.

''Cenker nerede acaba?'' dediğimde hepsi etrafı incelemeyi kesmiş bana dönmüşlerdi.

''Bilgi vermemiz yasak ayrıca bilmiyorum.'' Adının Sinan olduğunu öğrendiğim kişi konuşmuştu.

''Ya bana Cenker'in nereye gittiğini söylersiniz ya da gidip kendim öğrenirim.'' Söylediğim şeye kahkaha atmak istesemde atamamıştım.Tahmin ettiğim kadarıyla ortada önemli bir şey vardı ve ben Cenker'i aramaya gidersem büyük ihtimal cesedim bulunurdu.Bu cesaretim nereden geliyordu anlayamamıştım doğrusu...

''Nasıl öğreneceksin acaba küçük hanım?'' Evet güzel bir soru nasıl öğreneceğim?

''Şöyleki..Bilmiyorum ama gidip arayabilirim'' dediğimde ayaklanmıştım.Gitmeye tabikii cesaretim yoktu.Amacım blöf yaparak Cenker'in nereye gittiğini öğrenmekti.Hoş söylecek gibi durmuyorlardı ya.Belki de gerçekten bilmiyorlardı çünkü telefonda sadece kafeteryaya gelmeleri için emir vermişti.

''Defne Hanım lütfen oturur musunuz?''  dediğinde kaşlarımı havaya kaldırarak''Söylüyor musunuz?'' dedim.

''Dediğim gibi biz nereye gittiğini bilmiyoruz..'' dedi Sinan.Gerçekten bilmiyor gibilerdi..Ama madem ayağa kalkmıştım geri oturamazdım,gidip arayacaktım.

''Peki o halde gider kendim öğrenirim'' dediğimde arkaya dönüş yapmış adımımı atacaktım ki,sert bir şeye toslamış,güzel bir koku burnumdan ciğerlerime doğru yol almıştı.

Kafamı kaldırdığımda...Sadece ''Cenker?'' diyebildim cılız bir sesle.

Şansım yaver gitti ve bölüm yayımlayabildim:) Bilgisayarda sorun var yeni bölüm geç gelebilir:( Yorumlarınız için çok çok teşekkür ederim hepinizi çok seviyorum!:) Bölüm hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum..Sevgilerle.

Continue Reading

You'll Also Like

859K 28.3K 56
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!
94.3K 5K 70
4 arkadaşın numara komşuları üzerine iddiaya girmeleriyle başlar her şey... Argo, küfür vs. içerir!!!
25.4M 904K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...
1.6M 58.3K 56
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...